Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/138 E. 2021/40 K. 23.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/138
KARAR NO : 2021/40

DAVA : Maddi-Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 23/03/2018
KARAR TARİHİ : 23/02/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/03/2021

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin …… Ltd firmasının Türkiye distribütörü olduğunu ve müvekkilinin 2011 yılından bu yana distribütörü olduğu firmanın üretmiş olduğu “……” markalı ürünlerin Türkiye’de satışını yaptığını, müvekkilinin münhasır distribütörü olduğu “……” isimli markanın davalı tarafça haksız yere Türkiye’de marka olarak tescil edildiğini, davalının daha önceden müvekkili şirketten mal alan, müvekkili ile ticareti olan ve söz konusu markanın …… Ltd firmasına ait dünyaca tanınmış bir marka olduğunu ve müvekkilinin de söz konusu firmanın Türkiye distribütörü olduğunu bildiğini, davalı aleyhinde İstanbul …… Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 24/11/2015 Tarih, …… Esas, …… Karar sayılı kararı ile, açılan marka hükümsüzlüğü davasının kabulüne karar verilerek markanın sicilden terkin edildiğini, davalının kötü niyetli olarak bu marka tesciline dayanarak müvekkili hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının ……. soruşturma sayılı dosyasında şikayette bulunduğunu, bu şikayet nedeniyle 2015 yılında düzenlenen fuara polis marifetiyle baskın yapıldığını, akabinde Bakırköy ……. FSHCM ….. esas sayılı dosyasında kamu davası açıldığını ve müvekkilinin beraatine karar verildiğini, davalının bu hukuka aykırı eylemleri nedeniyle müvekkilinin maddi ve manevi yönden zarara uğradığını, satışlarının düştüğünü, fuar için yaptığı masrafın boşa gittiğini ve kazancından yoksun kaldığını beyanla; fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 10.000,00 TL maddi ve 1.000.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davacı vekili 12/12/2019 tarihli dilekçesi ile, 10.000,00 TL olan maddi tazminat talebini 415.347,45 TL olarak ıslahı ile bu tutarın haksız eylem tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş ve ıslah harcını yatırmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkilinin markayı kullanmadığını, herhangi bir satışının olmadığını, müvekkilinin markanın hükümsüzlüğüne karar verildiği döneme kadar, marka üzerinde hak sahibi olmasına rağmen hiçbir şekilde söz konusu markaya ait bir bot üretmediğini ve satışını yapmadığını, müvekkilinin marka üzerinde hak sahibi olduğu dönemde dahi “……” markalı botları yalnızca davacı yanın sattığını, bu nedenle davacı yanın herhangi bir zararının olmadığını ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, kötü niyetli olarak tescil edilen markaya dayalı yapılan şikayet ve açılan ceza davası nedeniyle maddi ve manevi tazminat taleplidir.
İstanbul ……. FSHHM’nin …… esas ….. karar sayılı dosyasının tetkikinde davacının lisans sahibi ve dava dışı yabancı şirketin gerçek hak sahibi sıfatıyla davalı ……. adına tescilli …… tescil nolu markanın hükümsüzlüğü istemiyle açılan dava neticesinde mahkemece davacıların gerçek hak sahibi olup, davalının kötü niyetli olarak markayı adına tescil ettirdiğinden bahisle hükümsüzlüğüne karar verildiği, ve bu kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği anlaşılmıştır.
Bakırköy …… FSHCM’nin ……. esas sayılı dosyasının tetkikinde, dosyamız davalısının aynı markaya dayalı şikayeti üzerine dosyamız davacısı şirket yetkilileri hakkında Cumhuriyet Savcılığınca soruşturma başlatıldığı, bu soruşturma kapsamında davalı şirketin katıldığı fuarda arama ve el koymaya karar verildiği, polis marifetiyle fuar alanında 21/02/2015 günü dava konusu markayı taşıyan 9 adet botun davacı şirket yetkilisine yed-i emin sıfatıyla teslim edildiği, akabinde yapılan yargılama neticesinde markanın hükümsüz kılınması sebebiyle beraate karar verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
Taraf vekillerince deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi heyeti hazırlamış oldukları 20/11/2019 havale tarihli raporda sonuç olarak, davalının davacıya ait markayı Türkiye’de kendi adına tescil ettirdikten sonra ticari faaliyetini sekteye uğratacak şekilde hakkında ceza takibatı yapılmasına bu bağlamda fuarda arama yapılmasına sebebiyet vermesinin takdiri Mahkmeye ait olmak kaydıyla TTK’nın 54 ve devamı hükümleri gereğince haksız rekabet teşkil edeceği, davacının ibraz edilen ticari defterlerinin ilgili kanun hükümlerine göre uygun tutulduğu, davacının bot satışlarında 2011 yılından haciz yılı olan 2015 yılına kadar ortalama %73,69 adetsel artış olduğu ve bu artış oranına göre muhtmel 2016-2017 yılı muhtemel brüt satış karının 347.267,45 TL olabileceği, davacının bot fuarı için toplamda 68.080,00 TL KDV hariç maliyete katlandığı ve bedellerinin ödendiğinin tespit edildiğini, davacının 2015 yılından sonra defter kayıtlarında bot satışlarının olmadığı, mali inceleme kısmında varsayımsal brüt kar hesabı yapılmış ise de davalının haksız rekabetyinin bu hesaba ne kadar etki ettiği, 2015 yılı sonrasındaki satış düşüklüğünün etkisinin ne olacağını tespit mümkün olamayacağından ve davalının bu dönemde satış yapıp yapmadığı da tespit edilemediğinden maddi tazminat miktarının TBK’nın 50 ve 51. maddelerinde yer alan ilkeler uyarınca uygun bir tazminatın taktir edilmesinin gerekeceği, bu çerçevede somut olaydaki ihlalin yoğunluğu, miktarı göz önüne alındığında maddi tazminatın takdiri hususunun Mahkemeye ait olduğu, davalının davacıya ait markayı Türkiye’de kendi adına tescil ettirdikten sonra ticari faaliyetini sekteye uğratacak şekilde hakkında ceza takibatı yapılmasına bu bağlamda fuarda arama yapılmasına sebebiyet vermesinin basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğüne aykırılık teşkil edeceği belirtilmiştir.
Davalı vekilinin rapora itirazları nedeniyle aynı bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş ve bilirkişi heyeti hazırlamış oldukları 02/11/2020 havale tarihli ek raporda sonuç olarak, kök raporda davalının eyleminin fuarda gerçekleşmesi sebebi ile davacının fuar için katlandığı masrafların tespit edilip rapora eklendiğini ve takdirin TBK 50 ve 51. Maddelerine göre Mahkemeye ait olduğu belirtilmiştir.
TTK m.56 hükmüne göre, haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse; a) Fiilin haksız olup olmadığının tespitini, b) Haksız rekabetin men’ini, c) Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını, d) Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini, e) Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini, isteyebilir. Davacı lehine ve (d) bendi hükmünce tazminat olarak hakim, haksız rekabet sonucunda davalının elde etmesi mümkün görülen menfaatin karşılığına da karar verebileceği belirtilmiştir.
Yukarıda değinilen kesinleşmiş mahkeme kararlarında belirtildiği üzere davalının davacının lisans sahibi olduğu ve gerçek hak sahibinin dava dışı yabancı menşeili şirket olduğunu bildiği halde kötü niyetli olarak davacının kullanımında olan markayı kendi adına tescil ettirip, bunu dayanak yaparak davacı hakkında haksız şikayette bulunması, tanıtım ve büyük oranda satış yapılan fuar alanına polis marifetiyle gidilerek işlem yaptırması, el koyma işlemi yapılmış ise de markayı taşıyan botların davacı şirket yetkilisine yed-i emin olarak teslim edilmiş olması ve akabinde davacı şirket yetkilileri hakkında ceza davası açılmasını sağlaması şeklindeki eylemi yukarıda değinilen TTK hükümleri gereği haksız rekabet teşkil eder. Bu nedenle davacının uğradığı maddi zararı ve TTK 56 maddesinin atfıyla TBK 58 maddesinde öngörülen koşulların oluşması halinde davacının manevi zararını karşılamakla yükümlüdür. Bu işlemin marka hakkına dayalı olarak yapılmış olması nedeniyle uzmanlık mahkemesi olan mahkememiz görevli sayılmıştır.
Davacının isteyebileceği maddi tazminat tutarı yönünden yapılan değerlendirmede; öncelikle davacının fuar için yaptığı masraflara ilişkin talebi yönünden, olayın yukarıdaki gelişim tanzimine göre bu masrafların tahsili yönünden uygun nedensellik bağı bulunmadığından davacının bu talebi yerinde görülmemiştir. Davacının yoksun kalınan kazanç yönünden talebine gelince; Bilirkişi raporunda değinildiği üzere, davacının bot satışlarında 2011 yılından haksız eylemin gerçekleştiği yıl olan 2015 yılına kadar ortalama %73,69 adetsel artış olduğu ve bu artış oranına göre muhtmel 2016-2017 yılı muhtemel brüt satış karının 347.267,45 TL olabileceği, davacının bot fuarı için toplamda 68.080,00 TL KDV hariç maliyete katlandığı ve bedellerinin ödendiğinin tespit edildiği, davacının 2015 yılından sonra defter kayıtlarında bot satışlarının olmadığı, mali inceleme kısmında varsayımsal brüt kar hesabı yapılmış ise de davalının haksız rekabetinin bu hesaba ne kadar etki ettiği, 2015 yılı sonrasındaki satış düşüklüğünün etkisinin ne olacağını tespit mümkün olamayacağından ve davalının bu dönemde satış yapıp yapmadığı da tespit edilemediğinden maddi tazminat miktarının TBK’nın 50 ve 51. maddelerinde yer alan ilkeler uyarınca uygun bir tazminatın taktir edilmesi gerekmiştir. Bu bağlamda, davacının marka kullanımı lisans sözleşmesine dayalı olup, bu sözleşmenin 2016 yılında karşılıklı olarak feshedildiğinin ve marka kullanımının başka bir şirkete verildiğinin, davacının da kabulünde olması hususu da gözetilerek, eylemin ağırlığı, süresi, davacı satışlarının azalmasının tek sebebinin davalının eyleminin olmaması, davacının önceki illerdeki kazancı gözetilerek, TBK 50. ve 51. Maddeleri uyarınca davacı yararına 50.000,00 TL maddi tazminat takdir edilmiştir.
Davalının yukarıda değinilen eylemi(haksız şikayet ve fuar alanın polis marifetiyle baskın yapılması) aynı zamanda davacı şirketin itibarını zedeler mahiyette olup, TTK’nun 56. Maddesinin atfıyla TBK’nın 58. Maddesi uyarınca davacının kişilik haklarına saldırı mahiyetinde olduğundan, eylemin ağırlığı, tarafların ekonomik durumu ve manevi tazminatın amacı gözetilerek davacı yararına 30.000,00 TL manevi tazminat takdir edilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde, dava tarihinden itibaren yasal faiz talebinde bulunmuştur. Islah dilekçesiyle ise maddi tazminat talebi yönünden haksız eylem tarihinden itibaren en yüksek mevduat faiziyle tahsil talebinde bulunmuştur. Tarafların sıfatı ve davanın niteliğine göre en yüksek mevduat faizinin uygulanması mümkün olmadığından, kabul edilen maddi tazminat tutarının haksız eylem tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, manevi tazminat talebi yönünden ise taleple bağlı kalınarak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir. Bu itibarla davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜNE, 50.000,00 TL maddi tazminatın eylem tarihi olan 21/02/2015 tarihinden itibaren, 30.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya dair taleplerin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince peşin alınan 17.248,28 TL peşin ve 6.922,33 TL ıslah harcının toplamı 24.170,61 TL harçtan, alınması gerekli 5.464,80 TL ilam harcının mahsubu ile, 18.705,81 TL fazla harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince kabul edilen maddi tazminat yönünden hesaplanan 7.300,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince kabul edilen manevi tazminat yönünden hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddedilen maddi tazminat yönünden tarifenin 13/3 maddesi de gözetilerek hesaplanan 7.300,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddedilen manevi tazminat yönünden tarifenin 10/2 maddesi de gözetilerek hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvuru ve iade edilen harcın düşümü ile kalan 5.464,80 TL peşin harç olmak üzere toplam 5.500,70 TL harç giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 387,70 TL tebligat-tezkere ve 3.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.387,70 TL yargılama giderinin, davanın kabul-red oranına göre 191,41 TL.’sinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin üzerinde bırakılmasına,
9-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
10-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup, usulen anlatıldı.23/02/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır