Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/135 E. 2020/139 K. 10.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/135 Esas
KARAR NO : 2020/139

DAVA : Marka (Maddi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 20/03/2018
KARAR TARİHİ : 10/07/2020
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Maddi Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin “……. ” tescilli markası ile imalat ve satış alanında faaliyet göstermekte olduğunu, TPMK tarafından “……” marka olarak ve “…….” olarak tescilli olduğunu, müvekkilinin bu markayı iş yerinde, reklam panolarında, tabela ve reklam vasıtalarında, firma internet sayfası ile internet satış sayfasında kullanmakta olduğunu, davalı …… Eşya San. Ve Tic. Ltd. Şti firma olarak ürettiği merdivenlerin internet ortamında ki satış pazarlama ve reklam çalışmalarında marka adlarını izinsiz olarak kullanmakta olduğunu, Beyoğlu …… Noterliğince 20.11.2017 tarih ve …… yevmiye nolu ihtarname ile yasal mevzuata ve markalarına korunması kanuna aykırı olarak suç işlemekte olduğu, ihtarnamenin tebliğ edildiği tarihte derhal firma internet sitesi, ürün katalogları ve internet ortamındaki reklamlarında ürettikleri ürünlerde marka isimleri olan “…… ” ve “….. ” isimlerini kullanmaya son vermeleri istenmiş, aksi halde hukuki yollara gideceklerini, haklarında markanın korunması davası ve diğer gereken davaları açacaklarını ve mahkeme masrafları ile avukatlık ücretine mahkum edilebileceklerini ihtaren bildirdiklerini, Konya ….. Noterliğince 05.12.2017 tarih ve …… yevmiye nolu cavabi ihtarname ve ihtarname ile 26.04.2010 tarihli irsaliye faturaları olduğu ve ilgili üründe kullanılan markanın ……olduğunu çok amaçlı akrobat merdiven ifadeleri ile merdivenin fonksiyon ifade eden bir kavramın marka olarak korunmasının talep edilemeyeceğini bildirdiklerini, bu ifadeler dolaylı bir kabulü içermekte olduğunu, …… merdiven merdivenlerin fonksiyonlarını değil doğrudan tasarlanmış özel bir merdiven çeşidini ifade etmekte olduğunu, bu ürün Türkiye de ilk defa müvekkili tarafından tasarlanıp üretilmiş ve daha sonra marka olarak da tescil edildiği bir vakıa olduğunu, bu doğrultuda davalının itirazlarının yersiz olup, davalı taraf ısrarında kötü niyetli olduğunu, Davalının, bilerek ve isteyerek “……” marka isimlerini ürünlerinde kullanmaya devam etmesi müvekkili şirketin marka hakkına açık bir tecavüzü oluşturmakta olduğunu, marka isimleri yasal mevcuata göre korumaya değer olup müvekkilinin izni olmadan kullanılmasının haksız rekabete yol açmakta olduğunu, bu nedenlere davalı şirketin kullandığı “…… ” ibaresinin müvekkilinin tescilli markası olduğu, bu durumun haksız rekabet nedeni ile müvekkilinin markasına tecavüz oluşturduğunda tecavüzün menine, müvekkilinin tescilli markası kullandığı ürün ve reklam malzemelerinin toplatılmasına, 25.000,00 TL maddi, 25.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline ve hükmün tirajı en yüksek gazetelerden biri ile yayınlatılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle: Müvekkilinin dava konusu markaları hiçbir surette kullanmadığı, davalının markasının ……ibaresi olduğunu, bu yönü ile markalar arasında hiçbir şekilde benzerlik olmadığını, …… ibaresinin fonksiyon anlatan bir kavram olduğunu, marka olarak tescil edilemeyeceği ve ayırt ediciliği olmadığını, davacının öncelikle marka hakkına tecavüz hususlarını ispat etmesi gerektiğini, ispattan sonra tazminat talep edebileceğini, cevabi ihtarnamenin çok açık ve net olup hiçbir şekilde kabul anlamı taşımadığını, ayrıca …… ibaresinin sektörde başka firmalar tarafından da ürünün fonksiyonunu anlatmak için kullanıldığını, yani merdivenin her şekli alabileceği, kullanımı basit, pratik manasında kullanıldığını, bu sebeple ürün açıklaması ve fonksiyonu anlatmak için kullanılan kelimelerin marka hakkına tecavüz olarak kabul edilemeyeceğini, dava konusu ibareyi bu amaçla kullanan sektörde ……, …… gibi marka ve firmaların da bulunduğunu, davalı markasının tescil edilmemesi gerektiğini, tescil edilmiş ise de marka tescilinde muklak ret nedenleri dikkate alındığı zaman hükümsüz kılınmasına karar verilmesi gerektiğini, 556 Sayılı KHK m. 7 göre cins, çeşit, vasıf, kaynak bildiren sözcüklerin marka olarak tescil edilemeyeceği, ayrıca …… ibaresinin ticaret alanında herkes tarafından kullanılan ve ürün vasfını niteler nitelikte olan bir kavrak olduğunu davının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Yargılama sırasında deliller toplanmış; Türk Paten ve Marka Kurumun’dan dava konusu marka tescil belgeleri ile ilgili dosya evrakları celp edilmiştir.
Mahkememizce toplanan tüm deliller ve taraf iddiaları ışığında dosya Konya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılarak dosyanın marka patent konusunda uzman bir bilirkişiye ve sektörde uzman bilirkişiye tevdi ile gerekirse yerinde inceleme yapılarak davacı adına tescilli bulunan markanın davalı tarafından kullanılıp kullanılmadığı, markaya tecavüz ve haksız rekabet koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarında rapor düzenlenmesine karar verilmiş, dosya talimatla Konya ….. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmiş bilirkişilerce rapor tanzimi istenilmiş, bilirkişilerin hazırlamış oldukları 13.12.2020 tarihli raporlarında özetle; ” davacı markasında yer alan “……” ibaresini, davalının yukarıda detayları yer alan www……. com.tr web adresinde ve davacı adına 06. Sınıfta tescilli emtialar alanınd aön plana çıkartarak ve hakim unsur niteliğinde “……” olarak kullanmakta olduğu tespit edildiğinden, bu kullanımın davacıya ait …… (…….) ve …….. (…… ….) ait marka ile 6769 sayılı kanun ve TTK anlamında iltibas oluşturacağını, davacının 6769 sayılı kanundan doğan marka haklarının ihlal edilmiş olacağı, 6769 sayılı Kanunun 7-29 maddelerinde belirtilen marka haklarına tecavüz oluşturacağı ve haksız rekabet teşkil edeceği, davacının işbu davaya dayanak markalar yönü ile 6769 sayılı kanun kapsamında hak sahibi olduğu kanaatine varıldığı” hususlarını bildirmişlerdir.
Mahkememizin 02/04/2020 tarihli duruşmasında Dosyanın Konya …… Asliye Hukuk Mahkemesine talimat ile gönderilerek davalının adresinde ticari defterleri inceleme yetkisi verilerek dosyanın resen seçilecek mali müşavir bilirkişiye tevdi ile davalının tüm ticari defterleri ve belgeleri incelenerek, davalının ticari defter, belge ve kayıtlarının “……” ve “…… ” ibaresinin ne zamandan beri ne şekilde kullanıldığı, dava tarihi olan 20.03.2018 tarihinden itibaren geriye doğru 3 yıllık dönemde dava konusu edilen “…… ” satışından sabit giderler düşüldükten sonra ne kadar net kazanç elde ettiğini belirtir rapor tanziminin istenilmesine karar verilmiştir. Konya …… Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılarak bilirkişiden rapor tanzimi istenilmiş, talimatla alınan 28.06.2020 havale tarihli raporunda özetle; ” Davalı ……Madeni Eşya San. Ve Tic. Ltd. Şti’nin incelemesi yapılan ticari defterlerden 2016, 2017 ve 2018 yılı ticari defterlerin e-defter olduğu GİB onaylı beratların usulüne uygun ve süresi içinde alındığı bu durumun açılış ve kapanış tasdiki yerine geçtiği, e-defterlerin Şematron kontrolünden geçtiği ticari defterlerin birbirini teyit ettiği, TTK ve VUK hükümlerine uygun tutulduğu kendi lehine delil olarak kullanabileceği, 2016 yılı ticari defterlerinin incelenmesinde Davalı ……Madeni Eşya San. Ve Tİc. Ltd. Şti’nin toplam cirosunun 25.625.360,53 TL olduğu …. satışının 7.825.586,70 TL olduğu yalnız defter kayıtlarında “……” “……” ibarelerinin bulunmadığını, 2017 yılı ticari defterlerinin incelenmesinde Davalı ……Madeni Eşya San. Ve Tic. Ltd. Şti’nin toplam cirosunun 33.669.106,49 TL olduğu …. satışının 11.078.545,20 TL olduğu yalnız defter kayıtlarında “……” “…..” ibarelerinin bulunmadığını, 2018 yılı ticari defterlerinin incelenmesinde ilk üç aylık dönemde Davalı ……Madeni Eşya San. Ve Tic. Ltd. Şti’nin toplam cirosunun 6.960.391,64 TL olduğu …. satışının 2.934.545,13 TL olduğu yalnız defter kayıtlarında “……” “…… ” ibarelerinin bulunmadığı, yerinde inceleme esnasında 2015 yılı ticari defterlerinin ve 2016-2017-2018 yılı envanter defterlerinin başka bir mahkemede olması nedeni belirtilerek tarafına incelenmek için sunulamadığı, ayrıca 2015-2016-2017-2018 yıllarına ait satış faturalarının incelemeye sunulmadığı tespit ve kanaatlerini bildirmiştir.
Davacı vekili 18/07/2019 tarihli rapora yönelik beyan dilekçesinde; bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, davalı şirket belge ve defterleri incelenmek üzere bilirkişiye sunmadığı, davalının defter ve faturaları sunmaktan kaçınmasının iddialarını kabul ettiği anlamına geldiğini, dosyanın yeniden bilirkişiye gönderilip, davalının defter ve faturalarında gerekli incelemenin yapılarak ek rapor alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili 09/09/2019 tarihli rapora karşı beyan dilekçesinde, bilirkişi raporundaki aleyhe hiç bir hususu kabul etmediklerini, davacının davasında haksız olduğunun ortaya çıktığını, davalı müvekkilinin çok daha tanınmış kendi markası varken dava konusu ibareyi markasal bir şekilde kullanmaya ihtiyaç duymayacağını, haksız davanın reddine, tüm yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 01.10.2019 tarihli duruşmasında davalı vekiline 2015 yılı ticari defterleri ile 2016-207 ve 2018 yılı envanter defterlerini bir dahaki celseye kadar bilirkişinin incelemesine sunmak-hazır etmek üzer yahut nerede/hangi birim ya da mahkemede olduğu için bu süre sonunda usulüne uygun ibraz ya da beyan olmadığı takdirde bu delillere dayanma hakkından vazgeçmiş sayılacağı hususunun davalı vekiline ihtar olunmuş, usulüne uygun bildirim ve ibraz yapıldığı takdirde dosyanın ek rapor için hesap uzmanı bilirkişiye tevdine karar verilmiştir.
Konya …… Asliye Ceza Mahkemesi’ne talimat yazılarak önceki mali bilirkişi ……. ‘a ek rapor için dosya bilirkişiye tevdi olunmuş, bilirkişi hazırlamış olduğu 19/02/2020 havale tarihli raporunda özetle; incelemesi yapılan ticari defterlerden 2015 yılı ticari defterlerinin süresinde usulüne uygun açılış tasdiklerinin yapıldığı, notere görüldü ibaresi ile kapanış tasdikinin yaptırıldığı, 2016, 2017 ve 2018 yılı ticari defterlerin e-defter olduğu GİB onaylı beratların usulüne uygun ve süresi içinde alındığı bu durumun açılış ve kapanış tasdki yerine geçtiği, e-defterlerin şematron kontrolünden geçtiği, e-defterlerin şematron kontrolünden geçtiği tüm ticari defterlerin birbirini teyit ettiği, TTK ve VUK hükümlerine uygun tutulduğu kendi lehine delil olarak kullanabileceği, 2015 yılı ticari defterlerinin incelenmesinde davalı ……Madeni Eşya San. Ve tic. Ltd. Şti’nin toplam cirosunun 26.779.206,91 TL olduğu …. satışının 10.033.217,25 TL olduğu yalnız defter kayıtlarında “……””…….” ibarelerinin bulunmadığı, 2016 yılı ticari defterlerinin incelenmesinde Davalı ……Madeni Eşya San. Ve Tİc. Ltd. Şti’nin toplam cirosunun 25.625.360,53 TL olduğu ….. satışının 7.825.586,70 TL olduğu yalnız defter kayıtlarında “……” “…….” ibarelerinin bulunmadığını, 2017 yılı ticari defterlerinin incelenmesinde Davalı ……Madeni Eşya San. Ve Tic. Ltd. Şti’nin toplam cirosunun 33.669.106,49 TL olduğu ….. satışının 11.078.545,20 TL olduğu yalnız defter kayıtlarında “……” “…… …..” ibarelerinin bulunmadığını, 2018 yılı ticari defterlerinin incelenmesinde ilk üç aylık dönemde Davalı …… Madeni Eşya San. Ve Tic. Ltd. Şti’nin toplam cirosunun 6.960.391,64 TL olduğu ….. satışının 2.934.545,13 TL olduğu yalnız defter kayıtlarında “……” “……” ibarelerinin bulunmadığı, yerinde inceleme esnasında sunulan envanter defterlerinin tamamının incelenmesinde envanter kayıtlarında birçok ….. kaydının bulunduğu yalnız “……” “…….” ibareli bir kayda rastlanmadığı tespit ve kanaatlerini bildirmişlerdir.
Dava, davacı markasının davalı şirket tarafından kullanılıp kullanılmadığı, haksız rekabet koşullarının oluşup oluşmadığına yöneliktir.
SMK’nun 6/1 md’sinde nisbi red nedeni olarak düzenlenen karıştırma ihtimali, aynı kanunun 7/1 md’sinde marka hakkına tecavüz hali olarak yer almaktadır. SMK’nun 6/1 md’sine göre, önceki marka ile tescil başvurusu yapılan marka aynı ya da benzer ise sınıflar da aynı ya da benzer ise bu başvuru itiraz üzerine red edilir. SMK’nun 25/1 md’si gereğince hem 5.md’de yazılı mutlak red nedenleri , hem de 6.md’de yazılı nisbi red nedenleri birer hükümsüzlük nedenidir. Marka koruma kapsamına ilişkin SMK’nun 7/1-b md’sine göre ise, marka sahibi “tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerde aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılmasını engelleyebilir ve bu durum aynı zamanda marka hakkına tecavüz olarak nitelendirilmektedir.
Somut olayda; mahkememizce alınan rapor karşısında davalının www. ……. com.tr internet sitesinde “……” ibaresini kullanımının ön plana çıkartarak ve hakim unsur niteliğinde “……” olarak kullanmakta olduğu tespit edilmiştir. Her ne kadar davalı vekili değişik aşamalardaki beyanlarında “……” kelimesinin ürünün fonksiyonunu ifade etmek amacıyla kullanıldığını beyan etmişse de sektör bilirkişisinin de yer aldığı 13.12.2018 tarihli raporda tesbit edildiği üzere kelimenin ayırt edeciliğinin yüksek olduğu, ayrıca “……” ın bir ….. cinsi olmadığı anlaşılmaktadır. Kaldı ki söz konusu kelime davacı adına tescilli bir markadır ve iptaline yahut hükümsülüğüne karar verilinceye kadar markalara mahsus korumadan yararlanır. Davalı ise tacirdir ve tacirlere özgü kanunda öngörülen özen yükümlülüğü mevcuttur. Yani başka bir firma adına tescilli bir işaret ya da kelimeyi ürün tanıtımında ürünün özelliğini uygulamak amacı ile de olsa markasal kapsamda kullanmaması, kullandığı taktirde ise bunun tecavüz oluşturacağını bilmesi gerekir. Bu nedenle somut olayda tecavüz fiilinin gerçekleştiği kanaatine varılmıştır.
Tecavüz sonucu davacının uğradığı zararın seçimlik hakkına göre hesaplanabilmesi için hesap uzmanı bilirkişiden alınan raporlarda, davalının tecavüz oluşturan ürün dışında ürünlerinin de bulunduğu ve muhasebe kayıtlarında ürün bazında ayırım yapılmadığı, bu nedenle tecavüze konu ürünlerin üretiminden elde edilen kârın hesaplanmasının mümkün olmadığı anlaşıldığından tecavüz fiilinin ağırlığının derecesi, davacının uğradığı zarar ve somut olayın özellikleri hep birlikte nazara alınarak BK 50-51. Maddelerine göre mahkememizce tazminat miktarı tayin edilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE; davalının davacıya ait ….. ve …… tescil numaralı “……” esas unsurlu markalardan doğan haklarına tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespitine, men’ine; tecavüz oluşturan “……” ibaresini içerir ürün ve reklam malzemelerinin toplatılmasına,
2-BK 50. Ve 51. Maddeleri de nazara alınarak, 20.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3-Hüküm özetinin masrafı davalı tarafça karşılanmak suretiyle Türkiye çapında yayın yapan tirajı en yüksek 3 gazeteden birinde ilanına,
4-Alınması gereken 2.049,30TL peşin harçtan, peşin yatırılan 853,88 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.195,42 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen maddi tazminat talebi üzerinden hesaplanan 4.910,00 TL ücret takdirine, bu ücretin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen manevi tazminat talebi üzerinden hesaplanan 4.910,00 TL ücret takdirine, bu ücretin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre red edilen maddi tazminat talebi üzerinden hesaplanan 4.910,00 TL ücret takdirine, bu ücretin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre red edilen manevi tazminat talebi üzerinden hesaplanan 4.910,00 TL ücret takdirine, bu ücretin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı, 853,88 karar ve ilam harcı, 2.400,00 TL bilirkişi ücreti ve 279,50 tebligat/posta masrafı olmak üzere toplam 3.569,06 TL yargılama giderinin kabul/red oranına göre 2.141,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/07/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır