Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/123 E. 2019/449 K. 13.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/123 Esas
KARAR NO : 2019/449

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/03/2018
KARAR TARİHİ : 13/12/2019
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinden özetle; müvekkilinin, daha eski kullanım tarihli ve 19.11.1996 tarihinde tescil edilen ….. markasının sahibi olduğunu, 25. Ve 35. Sınıflarda tescilli markaya ilişkin uzun yıllardır tekstil sektöründe faaliyet gösterdiğini; müvekkilinin markasının, gerek yurt içinde, gerekse yurt dışında tanınmış bir marka olduğunu, davalının, ….. nolu ….. markasını 9,25 ve 35. Sınıflarda tescil ettirdiğini; davalının, fiilen ayakkabı sektöründe faaliyet göstermesine rağmen, hem kendi sektöründe hem de müvekkiliyle, aynı tekstil sektöründe unsuru aynı olan markayı tescil ettirmesinin tecavüz teşkil ettiğini; davalı şirket ile birçok defa görüşülmesine rağmen sonuç alınmadığını, davalı şirketin fiilen faaliyet göstermeyip operasyon amaçlı kurulduğunu, bu vasıtayla tanınmış markalara yakın markalar tescil ettirerek marka ticareti yapmaya çalıştığını, davalının gerek, yurt içinde gerekse yurt dışında ana unsuru ……olan müvekkili markasını bildiğini, bu açıdan 2014 yılı itibarıyla Ortadoğu ve Afrika’da ticaret yapmak isteyen davalının her iki piyasada da bilinen ……markasını seçmesinin tesadüfi olmadığını, bu açıdan davalının müvekkili şirketin kalite ve tanınmışlığından yararlanma amacı taşıdığını, davalının gerek ayakkabı gerekse tekstil sektöründe her iki markanın ortalama tüketiciler nezdinde aynı veya benzer marka olarak ilişkilendirilmesini istediğini; TPMK’nın önceki tarihli kararlarında ……ibaresinin 25. Sınıf ve bağlantılı sınıflarda farklı firmalar tarafından tesciline izin verilmediğini, fakat davaya konu marka açısından önceki tarihli kararlarında ……ibaresinin 25. Sınıf ve bağlantılı sınıflarda farklı firmalar tarafından tesciline izin verilmediğini, fakat davaya konu marka açısından önceki tarihli kararların göz ardı edilerek itirazlarının reddedildiğini, bu nedenle hükümsüzlük davası açıldığını ileri sürmekte ve davalıya ait ….. sayılı ….. markasının 9,25. Ve 35, sınıfların tamamında hükümsüzlüğünü, aksi halde müvekkili adına tescilli 25. Ve 35. Sınıflar açısından hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinni davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP; Davalı vekilinin cevap dilekçesinden özetle; Müvekkilinin Türkiye ve Dünya’nın çeşitli ülkelerinde tescilli marka ve endüstriyel tasarımlara sahip olduğunu, davacı tarafın ….. markasına tecavüz etmediğini, markaların birbirinden ayırt edilecek derecede farklı olduğunu, davacının jean üretimi yaptığını fakat kendisinin ayakkabı ve çorap alanında hizmet verdiğini, davacının markasının bir bütün halinde “…..” ibaresinden oluştuğunu bu bağlamda davacının ……ibaresi üzerinde hak sahibi olamayacağını, içerisinde ….. ibaresi geçen birçok markası bulunduğunu, ……ibaresinin davacı markalarının asli unsuru mu yoksa tali unsuru mu olduğunun belli olmadığını, kimsenin ……ibaresi üzerinde mutlak bir hak elde edemeyeceğini, TPMK sisteminde 35. Sınıfta tescilli 475 tane, 25. Sınıfta tescilli 28 tane içerisinde ……ibaresi geçen marka olduğunu, özellikle 25. Sınıfta davacının tescilli markaları dışında farklı firmalara ait 23 adet marka bulunduğunu, bundan bahisle ……ibaresinin zayıf marka olduğunu, davacının kötü niyet iddialarının gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin marka başvurularının yedekleme, ticaret ve şantaj amaçlı olmadığını savunarak davanın reddini, dava yargılama harç ve masrafları ile ücreti vekaletin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Yargılama sırasında deliller toplanmış; Türk Patent ve Marka kurumu’ndan davaya konu marka tescil belgeleri, Vergi Dairesinden ve İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden ilgili evraklar celp edilmiştir.
Mahkememizce toplanan tüm deliller ve taraf iddiaları ışığında davalı adına olan ….. tescil nolu markanın hükümsüzlük koşullarının oluşup oluşmadığına ilişkin rapor tanzim etmek üzere bir marka uzmanı bilirkişiye tevdi olunmuş, bilirkişi düzenlemiş olduğu 09.10.2019 havale tarihli ayrıntılı ve gerekçeli raporundan özetle;” davalının ….. tescil nolu markası ile davacının eski tarihli tescilli markalarının ……kelimesini ortak olarak ihtiva ettikleri, ……sözcüğünün 25. Sınıfta marka olarak seçilip tescil edilebilecek bir tanıtıcı işaret olup, bu sınıf yönünden ayırt ediciliğinin bulunduğu; davacının eski tarihli ….. ibareli markaları karşılaştırmaya esas alındığında, bu markalarda esas unsur olarak kullanılan ……İbaresinin, ….. biçimindeki davalı lafzi markasında ilk kelime unsuru olarak aynen kullanıldığı; davacının ….. tescil nolu markasının 35. Sınıfta mağazacılık hizmetindeki tescili kapsamında davalı markasının 35. Sınıftaki tescili kapsamındaki 25. Sınıf ürünlerin aynen bulunması karşısında, 25. Sınıf yönünden iltibas hususunda oluşan kanaatin davalı markasının 35. Sınıfta mağazacılık hizmetinde 25. Sınıfı kapsayan emtialar bakımından da aynı şekilde geçerli olacağı; davacı markası 35. Sınıfta 25. Sınıfı kapsar şekilde tescilli olmasaydı da, davalı markasının 25. Sınıfı kapsayan 35. Sınıftaki tescilinin davacı markalarının tescilli olduğu 25. Sınıf ile doğrudan bağlantılı, SMK m.6/f.1 anlamında “benzer” olması dolayısıyla iltibasa sebep olacağını, davalı markasının 35. Sınıfta tescilli olduğu diğer hizmetler ve müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için tescil belgesinde sayılan (25. Sınıf emtialar harcinideki) emtiaların bir araya getirilmesi hizmetleri yönünden, davacı markaları ile hükümsüzlüğü istenen davalı markası arasında doğrudan bir bağlantı bulunmadığı, dosyada davacı markasının tanınmış marka statüsüne kavuşmuş olduğuna dair bir bilginin-delilin bulunmaması sebebiyle tanınmış markaya tanınan genişletici korumanın somut olayda işletilmesinin mümkün olmadığını ve kötüniyet konusundaki takdirin mahkemeye ait olduğunu, dosya içeriğinde, dava konusu markanın yedekleme, marka ticareti yapmak ya da şantaja yönelik bir amaçla tescil edildiğini tevsik edici, kötü niyete yönelik bariz, somut bir emarenin/delilin mevcut olmadığı, ……kelimesinin 25. Sınıf bakımından ayırt edici olan bir işaret ise de tamamen fantezi, başkasınca düşünülmesi tesadüfi olamayacak bir tanıtıcı işaret olmadığı” hususlarını bildirmiştir.
Davalı vekili bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesinden özetle; Ortalama tüketicinin markayı bir bütün olarak algılar ve markanın detaylarını analize yönelmeyeceğini, yabanı dildeki tanımlayıcı kelimelerin tescil edilebilirliği ilgili tarflar açısından değerlendirilirken, yalnızca ilgili ülkedeki ortalama tüketicilerin algısını değil, ilgili ülkedeki ticari aktörlerin algısının da dikkate alınması gerektiğini, 35 sınıf üzerinden yapılan içinde “…….” geçen marka araştırmasında 475 adet tescilli marka olduğunun TPE kayıtlarından görüldüğünü, …… markasının bir kavram olup olmadığı konusunda inceleme yapılması gerektiğini ancak inceleme yapılmadığını, eksik inceleme içeren ve Yargıtay uygun olmayan rapora itiraz ettiklerini yeniden rapor alınmasını talep etmiştir.
Dava, markanın hükümsüzlüğü talebine yöneliktir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; SMK’nun 25.md’si hükümsüzlük hallerini düzenlemektedir. Buna göre 5.md’deki mutlak red; ve 6.md’deki nisbi red sebepleri hükümsüzlük sebebidir.
SMK’nun 6/1 md’sine göre, tescil başvurusu yapılan bir markanın tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırılma ihtimali ortalama tüketicilerin her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyor ise doğrudan karıştırma ihtimali; eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırd ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırma ihtimalinden söz edilecektir.
Somut olayda davacının markasının esas unsurunun “…..” olması sebebiyle davacı ve davalı markası arasında kıyaslama yapılmış ve bilirkişinin davalı markasının, davacının markasından haksız yararlanmaya yol açılmasına sebep olacağı yönündeki tespitine mahkememizce de aynen iştirak edilmiştir. Zira davacı tarafa ve hükümsüzlük talebine konu davalı tarafa ait markaların asli ve ayırd edici unsuru olan “…..” ibaresi aynıdır. Taraf markalarının şekil, görünüm, fonetik, grafik ve renk kıyaslamasında ise davalının “…..” markası ile davacıya ait ….. tescil numaralı “…..” markasının son derece benzer unsurlar içerdiği hakimliğimizce de mütalaa edilmiştir. Burada, ortalama tüketici nezdinde benzerlik yüksek orandadır ve bu nedenle mal ve/veya hizmetler arasındaki düşük orandaki benzerlik halinde bile karıştırma ihtimalinden söz edilmesi gerekecektir. Bu durumda 25. Sınıfta tescilli davacı “….. ” esas unsurlu markaları ile davalıya ait “…..” markasının tescilli olduğu 25. Sınıf yönünden aynı, 35. Sınıf yönünden ise benzer olduğu kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar davacı dava dilekçesinde karıştırma ihtimali ile birlikte kötüniyet iddialarına dayanmışsa da; bu iddiayı somut olayda kabulünü gerektirecek ölçüde bir delil sunamamıştır. Bu durumda, yanlızca karıştırma (SMK 6/5) yönünden açılan davanın kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davacının davasının KABULÜ ile;
2-Davalıya ait ….. tescil numaralı markanın tescilli olduğu 25 ve 35.sınıflar yönünden hükümsüzlüğüne sicilden terkinine,
3-Alınması gerekli 44,40 TL harçtan peşin yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,90 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 3.931,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL peşin harç ve 228,20 TL tebligat-müzekkere, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.264,10 TL yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde, yatıran tarafa iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıkça okunup usulen anlatıldı.13/12/2019

Katip …

Hakim …