Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/112 E. 2018/145 K. 12.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/112 Esas
KARAR NO : 2018/145

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/06/2015
KARAR TARİHİ : 12/04/2018
KARAR YAZMA TARİHİ : 04/05/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davaya konu….sayılı ….+şekil markasının tescil kapsamındaki 17 sınıftaki mallar üzerinde tescil tarihi olan 31.08.2000 tarihinden bu yana kullanılmadığını, …. sayılı markanın davalının kullanım niyeti dahi olmayan sınıflarda 3.kişi tescillerini engelleme amacıyla tescil edilmiş olmasının açık bir kötü niyet göstergesi olduğunu, davalı şirkete ait …. sayılı “….+şekil” markasının 17.sınıfta yer alan “ileri üretimde kullanım için plastik ve kompozit (alaşım) yüzey kaplama ve yüzey koruma filmleri genel endüstriyel kullanım için plastik ve kompozit filmler” malları açısından kullanmama nedeniyle kısmen iptaline ve…. sayılı “…” markasının 17.sınıfta yer alan ileri üretimde kullanım için plastik ve kompozit alaşım yüzey kaplama ve yüzey koruma filmleri genel endüstriyel kulanım için plastik ve kompozit filmler” malları bakımından kötü niyet gerekçesi ile kısmen hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa usulüne uygun yapılan tebligata rağmen davaya cevap vermemiş, herhangi bir beyanda bulunmamış bu nedenle davayı inkar ettiği kabul olunmuştur.
Mahkememizin …. Esas, …. Karar sayılı ilamında, davalıya ait …. sayılı ….+şekil markasının kullanmama nedeniyle kısmen iptaline, … sayılı markanın hükümsüzlüğü yönünden davanın reddine karar verilmiş, hükmün temyiz edilmesi üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesi … Esas, … Karar sayılı bozma ilamında; Dava konusu … sayılı markaya yönelik temyiz itirazlarına gelince, dava kullanmama nedenine dayalı markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkin olup, mahkemece, yazılı şekilde 556 sayılı KHK’nin 14. maddesi gereğince markanın 17. sınıfta yer alan emtialar yönünden kullanmama nedeniyle iptaline karar verilmiştir. Ancak, karar tarihinden sonra 06.01.2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 14.12.2016 tarihli 2016/148-189 karar sayılı kararı ile 556 sayılı KHK’nin 14. maddesinin iptaline karar verilmiştir. Bu durumda, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararı değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden kararın bozulmasına karar vermiş, taraflar arasındaki dava konusundaki uyuşmazlık davalı tarafa ait markanın öncelikle kullanılmama nedeniyle iptaline ilişkin olup, HMK 114.maddesi dava şartlarını düzenlemiş olup, HMK 115.madde de mahkeme dava şartının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır, taraflarda dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilir, hükmünü içermekte olup, davacı tarafın dava konusu yaptığı husus davalı markalarının 556 sayılı KHK’ nın 14.madde gereği kullanılmama nedeniyle iptali ve sicilden terkinine ilişkin olup, söz konusu KHK’ nın 14.maddesine ilişkin Anayasa Mahkemesinin 14.12.2016 tarihli 06.01.2017 tarilhinde Resmi Gazetede yayınlanan 2016/148 Esas, 2016/189 Karar sayılı ilamıyla; Anayasanın 91.maddesinin 1.fıkrasında sıkı yönetim ve olağanüstü haller saklı kalmak üzere Anayasanın 2.kısmının 1. Ve 2.bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleri ile 4.bölümde yer alan siyasi haklar ve ödevler KHK ile düzenlenemez denilmektedir. Buna göre Anayasanın 2.kısmının kişisel haklar ve ödevler başlıklı 2.bölümde yer alan mülkiyet hakkı KHK ile düzenlenmesi mümkün değildir.
Mülkiyet hakkının konusu maddi ve gayrı maddi mallar oluşturmaktadır. Taşınır ve taşınmaz mallar, maddi mallar kapsamındayken fikri ve sınai mülkiyet haklar gayrı maddi mallar kapsamında bulunmaktadır. Bir markanın sahibine tanıdığı haklar ise marka hakkı olarak adlandırılmakta, marka hakkı fikri ve sınai mülkiyet hakları kapsamıda yer almaktadır. Dolayısıyla itiraz konusu kural mülkiyet hakkı konusunu oluşturan marka hakkı ile ilgili olup KHK ile düzenlenemeyeceğinden 556 sayılı KHK’ nın 14.maddesinin Anayasaya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
Davaya dayanak olan 556 sayılı KHK’ nın 14.maddesi Anayasa Mahkemesinin kararı ile iptal edilmiş olup, davanın yasal dayanağı kalmadığından yeni Sınai Mülkiyet Yasası 10.0.12017 tarihinde yayın tarihinde yürürlüğe girmiş olup, eldeki davaya uygulama olanağı bulunmadığından mülkiyet hakkının sona erdirilmesine ilişkin boşluğun yasal dayanak olmadan M.K göre hakim tarafından doldurulmasıda mümkün olmadığından yasal dayanağı ortadan kalkan davanın usulden reddine, marka hükümsüzlüğü yönünden verilen red kararı kesinleşmiş olduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekli ve yerinde görülmüştür.
HÜKÜM:
1-Mahkememizin…Esas,…sayılı dosyasında … sayılı markanın hükümsüzlüğü yönünden red kararı kesinleşmiş olduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davalıya ait … +şekil markasının iptali yönünden 06.01.2017 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 14.12.2016 tarih, 2016/148 Esas, 189 Karar sayılı hükümle mülga 556 sayılı KHK’ nın 14.maddesi iptal edilmiş olup, Anayasa Mahkemesinin iptal karar gereği davanın yasal dayanağı ortadan kalktığından bu marka yönünden açılan iptal davasının yasal dayanığı ortadan kalktığından usulden REDDİNE,
3- 35,90 TL karar harcından peşin yatan 27,70 TL’ nin mahsubu bakiye 8,20 TL harç harç tahsil sınırı altında kaldığından harç konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan Mahkememizin ….Esas …Karar sayılı ilamında markanın kötü niyetli hükümsüzlüğü yönünden reddedilen kısım için verilen 2.600,00 TL ücreti vekalet kesinleşmiş olduğundan 2.600,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili, davalı tarafa ödenmesine,
5-Markanın iptali yönünden Anayasa Mahkemesi iptal kararı nedeniyle yasal nedenden dolayı davanın reddine karar verilmiş olup, bu hususta ücreti vekalet takdirine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Artan avans giderinin taraflara iadesine,
Dair İlgili Hukuk Dairesinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde temyiz yolu açık olmak üzere davacı tarafın yokluğunda davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 12/04/2018

Katip …

Hakim …