Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/111 E. 2018/137 K. 10.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/111 Esas
KARAR NO : 2018/137

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/03/2015
KARAR TARİHİ : 10/04/2018
KARAR YAZMA TARİHİ : 04/05/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı taraf vekili dava dilekçesinde özetle: davalıya ait 3 ve 5 sınıflarda kullanılmak üzere …. no ile 05.07.1999 tarihinde tescil edilen … markasının tescil kapsamındaki asetonlar, tırnak boya sökücü ve temizleyicileri dışındaki emtialarda 556 sayılı KHK’ nın 14 anlamında ciddi biçimde kullanılmadığını, idida ederek davalı markasının asetonlar, tırnak boya sökücü ve temizleyicileri dışındaki emtilar yönünden kısmeniptali ile scilden terkinini, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf cevap dilekçesinde özetle ; Anayasa Mahkemesi’nin 556 sayılı …nın 42/1-c yi iptal ettiğini, buna göre KHK. 14 ün mülkiyet hakkının ancak kanunla sınırlandırabileceğine ilişkin Anayasal düzenlemelere açıkça aykırı olduğunu, Anayasanın 152 maddesi gereğince dosyanın AYM ye gönderilmesini ve davanın inceleme sonuna kadar geri bırakılmasını talep ettiğnii, … markasını tescil ettirdiği tarihten itibaren aseton ve tırnak cilası sökücü ürünlerinde kesintisiz olarak kullanmakta olduğunu, … markasının kozmetik sektöründe kendisi ile bilinin ve tanınan bir marka haline geldiğini, kullanımının çok eskiye davacının markalarından ve markasal kullanımından da çok önceye dayandığını, … markasının 3 ve 5 sınıflarda kullanılmadığnın iddia edilemeyeceğini, sektörel olarak korunması gerektiğini, markayı tescil korumasını elde ettiği tarihten beri ciddi bir kullanıma konu ettiğini, tescilin yenilenmesi sürecinde kozmetik sektöründe başka ürünlerde de kullanılması ve sektörel tanınmışlığın korunması amacıyla markanın tescil edildiği biçimde yenilendiğini, markayı ileride de kullanmak ve geliştirmek amacında olduğunu, markanın bir mal veya hizmette kullanılmasının markayı içerisinde tescil edildiği sektör bakımından da ayakta tuttuğunu, dava konusu markanın ticari itibarinin korunması için kozmetik sektöründeki tüm tescillerin de korunması gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin …Esas, … Karar sayılı ilamında davalı tarafa ait … ibareli markanın kısmen iptaline karar verilmiş, hükmün temyiz edilmesi üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesi ilamında, dava, kullanmama nedenine dayalı markanın iptali istemine ilişkindir. Her ne kadar mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de, 06/01/2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 14/12/2016 tarih, 2016/148 E – 2016/189 K. sayılı kararı ile 556 sayılı KHK’nın 14. maddesinin iptaline karar verilmiştir. Bu itibarla, mahkemece anılan hususta değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermiştir.
Bozma ilamı üzerine mahkememizce yeniden inceleme ve değerlendirme yapılmış olup, Taraflar arasındaki dava konusundaki uyuşmazlık davalı tarafa ait markanın öncelikle kullanılmama nedeniyle iptaline ilişkin olup, HMK 114.maddesi dava şartlarını düzenlemiş olup, HMK 115.madde de mahkeme dava şartının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır, taraflarda dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilir, hükmünü içermekte olup, davacı tarafın dava konusu yaptığı husus davalı markalarının 556 sayılı KHK’ nın 14.madde gereği kullanılmama nedeniyle iptali ve sicilden terkinine ilişkin olup, söz konusu KHK’ nın 14.maddesine ilişkin Anayasa Mahkemesinin 14.12.2016 tarihli 06.01.2017 tarilhinde Resmi Gazetede yayınlanan 2016/148 Esas, 2016/189 Karar sayılı ilamıyla; Anayasanın 91.maddesinin 1.fıkrasında sıkı yönetim ve olağanüstü haller saklı kalmak üzere Anayasanın 2.kısmının 1. Ve 2.bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleri ile 4.bölümde yer alan siyasi haklar ve ödevler KHK ile düzenlenemez denilmektedir. Buna göre Anayasanın 2.kısmının kişisel haklar ve ödevler başlıklı 2.bölümde yer alan mülkiyet hakkı KHK ile düzenlenmesi mümkün değildir.
Mülkiyet hakkının konusu maddi ve gayrı maddi mallar oluşturmaktadır. Taşınır ve taşınmaz mallar, maddi mallar kapsamındayken fikri ve sınai mülkiyet haklar gayrı maddi mallar kapsamında bulunmaktadır. Bir markanın sahibine tanıdığı haklar ise marka hakkı olarak adlandırılmakta, marka hakkı fikri ve sınai mülkiyet hakları kapsamıda yer almaktadır. Dolayısıyla itiraz konusu kural mülkiyet hakkı konusunu oluşturan marka hakkı ile ilgili olup KHK ile düzenlenemeyeceğinden 556 sayılı KHK’ nın 14.maddesinin Anayasaya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
Davaya dayanak olan 556 sayılı KHK’ nın 14.maddesi Anayasa Mahkemesinin kararı ile iptal edilmiş olup, davanın yasal dayanağı kalmadığından yeni Sınai Mülkiyet Yasası 10.0.12017 tarihinde yayın tarihinde yürürlüğe girmiş olup, eldeki davaya uygulama olanağı bulunmadığından mülkiyet hakkının sona erdirilmesine ilişkin boşluğun yasal dayanak olmadan M.K göre hakim tarafından doldurulmasıda mümkün olmadığından yasal dayanağı ortadan kalkan davanın usulden reddine karar vermek gerekli ve yerinde görülmüştür.

HÜKÜM:
1-Mahkememizde dava konusu olan markanın kullanmama nedeniyle iptaline ilişkin dava açılmış olup, dava tarihinde yürürlükte bulunan Mülga 556 sbayılı KHK’ nın 14 maddesi Anayasa Mahkemesinin 06,01.2017 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 14.12.2016 tarih, 2016/148 Esas, 2016/189 Karar sayılı ilamıyla iptali edilmiş olup, dava konusunun yasal dayanığı ortadan kalktığından dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden REDDİNE,
2-Yasal dayanığın ortadan kalkması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş olup, karşılıklı ücreti vekalet ve masrafa hükmedilmesine yer olmadığına,
3-35,90 TL karar harcından peşin yatan 27,70 TL’ nin mahsubu ile bakiye 8,20 TL harç harç tahsil sınırı altında kaldığından harç konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
Dair İlgili Hukuk Dairesinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde temyiz yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 10/04/2018

Katip …

Hakim …