Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/104 E. 2021/261 K. 07.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/104
KARAR NO : 2021/261

DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 28/02/2018

– BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN 2018/239 ESAS SAYILI DOSYASI –
DAVA : Markaya Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Men’i, Ref’i, Tazminat
DAVA TARİHİ : 30/05/2018
KARAR TARİHİ : 07/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/12/2021

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkillerinin alanlarında uzmanlıkları ile yürüttükleri danışmanlık faaliyetleri çerçevesinde Türkçe’ye “……. ” gibi tabirlerle çevrilen ve anılan “…….” adlı kişilik psikolojisi hakkındaki çalışmaları ile bilindiklerini, dava konusu “……” markasının da müvekkillerinin bu çalışmaları esnasında bulup kullandıklarını ve bilinir hale getirdikleri bir ibare olduğunu, müvekkillerinin “……” ibareli markanın gerçek hak sahibi olduklarını, davalıların önceden müvekkilleri ile birlikte çalıştığını, müvekkilinin marka sicilindeki hatalı tebligat nedeniyle tescil harcı yatırma süresinin kaçırılması üzerine, kendi sektöründe faaliyet gösteren davalıların belli oranda tanınan markayı herhangi bir zorunluluk olmamasına rağmen tercih edip yapmış oldukları ……. tescil numaralı marka müracaatının son derece kötü niyetli olduğunu ve bu eylemin müvekkillerinin tescilli markasından doğan haklarını ihlal ettiğini iddia ederek, davalılar adına tescilli ……. tescil numaralı “……” ibareli markanın hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
CEVAP ; Davalı … vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin Türkiye’de ilk kez …… adına yeni ve bilimsel bir model geliştiren, çok sayıda akademik makale yazan bir psikiyatrist olduğunu, davacıların dava konusu “…….” ile bir ilgilerinin bulunmadığını, davacıların 2012 yılından itibaren gerek şifahen gerekse 2010 yılı ile birlikte müvekkili tarafından yayımlanmaya başlayan makale ve kitaplardan edindikleri bilgileri “…….”mış gibi kamuoyuna sunmaya başladıklarını, psikoloji veya psikiyatri alanlarında hiçbir bilimsel çalışması olmayan davacıların müvekkili tarafından oluşturulan bilimsel modeli yanlış uygulamaları nedeniyle duyulan güvenin zedelendiğini ve müvekkilinin zarar gördüğünü savunarak, müvekkili aleyhine açılan davanın reddini talep etmiştir.
CEVAP ; Davalı … vekili cevap dilekçesi ile, “……” teriminin güncel hayatta ilk ve yaygın kullanılan kamuoyunun “……” kavramı ile tanışmasını sağlayan gerçek hak sahibi kişilerin müvekkili ile diğer davalı … olduğunu, müvekkili ile diğer davalının 2013 yılında tanıştıklarını, “……” içeriğinin eğitimde kullanılmasının öğrencileri tanıma ve anlamadaki önemi ve eğitim kalitesinin artırılabilmesi amacıyla diğer davalı ile birlikte bir takım bilimsel çalışmalar gerçekleştirdiğini, müvekkili ve diğer davalının 2015 yılından itibaren ulusal kongrelerde “……” temelli çalışmalarını sunduğunu, makaleler yayınladıklarını ve iki adet kitap yazdıklarını, müvekkilinin 2013 yılından gelen ve kesintisiz devam eden ve ayırca toplumda tanınmışlık düzeyine ulaştıran kullanımı nedeniyle müvekkilinin diğer davalı ile birlikte “……” ibareli markanın gerçek hak sahibi olduğunu ve davacının bu yöndeki tüm iddialarının mesnetsiz olduğunu savunarak, müvekkili aleyhine açılan davanın reddini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA ; Birleşen Mahkememizin ……. Esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin Türkiye’de ilk defa “……” adında yeni ve bilmsel bir model geliştirdiğini, davalıların ise “…….” adı altında müvekkilinin geliştirdiği modeli pazarlayarak “….. ” ile ….. arasında iltibasa neden oluşturduklarını, müvekkilinin ……. tecsil nolu markaların maliki olduğunu, davalıların haksız kullanımı sürdürebilmek ve iltibastan daha fazla faydalanabilmek amacıyla TPMK nezdinde ….. başvuru numaralı “……” ibareli marka tescili için başvuruda bulunduğunu, davalıların bu yöndeki eylemlerin müvekkilinin tescilli markadan doğan haklarını ihlal ettiğini, ayrıca bu eylemin müvekkilinin FSEK’ten doğan haklarını da ihlal ettiğini ve aynı zamanda haksız rekabet teşkil ettiğini iddia ederek, davalıların müvekkilinin “….. Modeline” ve “……” ibareli markasına yönelik tecavüz ve haksız rekabetinin tespitini, men’ini, ref’ini, toplam 100,00 TL maddi ve 0,30 TL manevi tazminatın, dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faizi ile davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsilini, “……” markasının kullanıldığı tabelaların sökülmesini, reklam vasıtası, basılı evrak ve ürünlerin toplatılmasını ve verilecek hüküm özetinin ilanını talep ve dava etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Asıl dava, davalılar adına tescilli ……. tescil numaralı “……” ibareli markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini, birleşen dava ise, markaya ve FSEK’ten doğan haklara tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, men’i, ref’i, maddi-manevi tazminat ve verilecek hüküm özetinin ilanı taleplidir. Taraf delilleri toplanarak bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, hükümsüzlüğü talep edilen ……. tescil numaralı “……” isimli markanın, davalılar … ve … adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
6769 Sayılı SMK’nın 25. Maddesinde hükümsüzlük koşulları belirtilmiş olup, belirtilen madde ile, 5. veya 6. maddede sayılan hallerden birinin mevcut olması halinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. Menfaati olanlar, Cumhuriyet Savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir. Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf gösterilmez. Bir marka, 5. maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş olup da kullanım sonucunda tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından hükümsüzlük talebinden önce ayırt edici nitelik kazanmışsa hükümsüz kılınamaz. Hükümsüzlük halleri, markanın tescil edildiği bir kısım mal veya hizmete ilişkin bulunuyorsa, sadece o mal veya hizmet yönünden kısmi hükümsüzlüğe karar verilir. Marka örneğini değiştirecek biçimde hükümsüzlük kararı verilemez.
Yine SMK’nın 6/1 hükmü uyarınca, tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvurunun reddedileceği belirtilmiştir.
6769 Sayılı SMK’nın 29/1-b ve c maddeleri ile, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde, tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmanın marka hakkına tecavüz oluşturduğu belirtilmiştir.
6102 Sayılı TTKnın 54. Maddesi ile, haksız rekabete ilişkin bu kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır. 55. Maddesinin 4. fıkrasında ise, iyi niyetle bağdaşmayan, haksız rekabete ilişkin eylemlere örnek olarak, başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak gösterilmiş ve haksız rekabet halleri hüküm altına alınmıştır.
Taraf vekillerince deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada, davalılar adına olan ……. sayılı “……” markasının gerçek hak sahibinin kim olduğu ve markanın hükümsüzlük koşullarının oluşup oluşmadığı, birleşen dosya yönünden davalıların, davacının fikri haklarına veya markalarına tecavüzü ve haksız rekabeti olup olmadığı ve istenebilecek maddi tazminat tutarını gösterir bilirkişi incelemesi yaptırılmasını karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi heyeti hazırlamış oldukları 28/06/2019 havale tarihli raporda sonuç olarak, asıl dava yönünden, davalıların “harita ……” ibaresini aynı sınıflarda ……. nolu başvuru ile tescil ettirmesinin, Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 6/3 ve 6 hükümleri çerçevesinde davacıların öncelik hakkı sebebiyle hükümsüzlük sonucu doğurabileceği, davalı tarafın taraflar arasındaki ihtamameler ve aynı işle iştigal etmeleri dikkate alındığında, davacıların ….. nolu “……” marka başvurusunun gerekli harç eksikliği tamamlanmaması nedeniyle sonuçlanmamasından sonra, aynı ibareyi aynı sınıflarda tescil talebinde bulunmalarının kötüniyet taşıyıp taşımadığının ve bu sebeple de markanın hükümsüzlük talebinin mahkemeye ait olabileceği, birleşen dava yönünden; birleşen davanın davalısının tecavüze mesnet yaptığı markasının hükümsüzlük koşullarının oluşması ve tecavüz olduğu iddia edilen kullanımın birleşen davanın davalılarının önceye dayalı kullanım hakkı çerçevesinde olması dikkate alındığında, birleşen davadaki taleplerin takdirinin Mahkemeye ait olmak kaydıyla koşullarının oluşmadığı belirtilmiştir.
Davalı vekilinin bilirkişi raporuna itirazı üzerine dosya resen seçilen yeni bir bilirkişi heyetine tevdi edilmiş olup, heyet tarafından hazırlanan 03/02/2021 havale tarihli raporda sonuç olarak, davacıların öncelik hakkı nedeniyle, davalıların ……. “……” başvurusunun hükümsüzlük sonucu doğurabileceği ve aynı sınıfta tescili hususunun kötü niyet taşıyıp taşımayacağı hususunun takdirinin Mahkemeye ait olduğu bildirilmiştir.
Karşı davadaki iddia ve savunmalar ile rapora itirazları karşılar mahiyette ek rapor tanzimi için dosya önceki bilirkişi heyetine tevdi edilmiş olup, heyet tarafından hazırlanan 09/09/2021 havale tarihli ek raporda sonuç olarak, …… Esas sayılı dosyada, davacılarının öncelik hakkı nedeniyle davalıların ……. tescil numaralı “……” başvurusunun hükümsüzlük sonucu doğurabileceği ve aynı sınıfta tescili hususunun kötüniyet taşıyıp taşımayacağı hususunda takdirinin Mahkemeye ait olduğu belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı deliller ve birbirlerini doğrulayan bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde; asıl dosya davacıları ile, davalı-birleşen dosya davacısı …’ın aynı alanda faaliyet gösterdikleri, davacıların …… nolu “……” marka başvurusunun gerekli harç eksikliği tamamlanmaması nedeniyle sonuçlanmamasından sonra, davalıların “harita ……” ibaresini aynı sınıflarda ……. nolu başvuru ile tescil ettirdikleri, Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 6/3 ve 6 hükümleri çerçevesinde davacıların öncelik hakkı bulunduğu, davalı tarafın taraflar arasındaki ihtamameler ve aynı işle iştigal etmeleri dikkate alındığında, davacıların …… nolu “……” marka başvurusunun gerekli harç eksikliği tamamlanmaması nedeniyle sonuçlanmamasından sonra, aynı ibareyi aynı sınıflarda tescil talebinde bulunmalarının kötüniyetli olduğu, bu haliyle hükümsüzlük koşullarının oluştuğu anlaşılmakla, asıl dosya yönünden davacıların davasının kabulü gerekmiştir.
Birleşen dava yönünden yapılan değerlendirme de ise; birleşen davanın davacısının tecavüze mesnet yaptığı markasının hükümsüzlük koşullarının oluşması ve tecavüz olduğu iddia edilen kullanımın birleşen davanın davalılarının önceye dayalı kullanım hakkı çerçevesinde olması dikkate alındığında, birleşen davadaki taleplerin yani, marka haklarına tecavüz, FSEK’ten doğan haklara tecavüz ve haksız rekabetin söz konusu olduğu anlaşılmakla, davanın reddi gerekmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-ASIL DOSYA YÖNÜNDEN;
1-Davacıların davasının KABULÜNE,
-Davalılar adına olan ……. tescil nolu markanın hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 59,30 TL ilam harcından, 35,90 peşin harcın mahsubu ile, 23,40 TL bakiye karar harcının, davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin, davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 71,80 TL dava ilk masrafı, 351,50 TL tebligat-tezkere masrafı ve 1.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.923,30 TL yargılama giderinin, davalılardan alınarak davacıya verilmesine,

B-BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN 2018/239 ESAS SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 59,30 TL ilam harcından, 35,90 peşin harcın mahsubu ile, 23,40 TL bakiye karar harcının, davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddedilen tecavüz davası nedeniyle hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddedilen maddi tazminat davası nedeniyle hesaplanan 100,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddedilen manevi tazminat davası nedeniyle hesaplanan 0,30 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
C-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
D-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup usulen anlatıldı.07/12/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır