Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/79 E. 2019/393 K. 26.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/79 Esas
KARAR NO : 2019/393

DAVA : Marka (Maddi-Manevi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 10/05/2017
KARAR TARİHİ : 26/11/2019

BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN 2017/617-2017/289 E-K DOSYADA

DAVA : Marka (Maddi-Manevi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 22/12/2017
KARAR TARİHİ : 26/12/2017
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Maddi Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinden özetle;, “müvekkilinin …… başvuru numarası ile “…..” markasının tescili için TPMK’na başvurduğunu, ayrıca “….” markasının da sahibi olduğunu, markaya büyük yatırımlar yaptığını ve markayı tanınmış bir saat markası haline getirdiğini, Türkiye’de ve dünya çapında 100’ün üzerinde mağaza ve satış noktası bulunduğunu, ayrıca www…….com internet sitesini kullandıklarını davalının ise müvekkilinin saatlerini taklit ederek ….. ismi altında www…….com internet sitesi üzerinden satmaya başladığını, davalının internet sitesinin, müvekkilinin internet sitesi ile birebir aynı olduğunu, müvekkilinin saatlerinin kod numaralarının ve ürün isimlerinin dahi davalı tarafça kullanıldığını, böylece davalı tarafı müvekkilinin tescilli , ….. markasının bilinirliğinden haksız biçimde yararlandığını ve haksız kazanç sağladığını, 05/12/2016 tarihinde davalıya ihtarname gönderdiklerini, ancak davalının satışlarına devam ettiğini, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına yaptıkları şikayet üzerine davalıya ait iş yerinde yapılan aramada 382 adet saat tespit edilerek el konulduğunu,” iddia ile marka hakkında tecavüz ve haksız rekabet fillerinin durdurulmasını, saatlerin üretim ve satışının durdurulması konusunda ihtiyati tedbir karar verilmesini, saatlerin toplatılarak el konulmasını, www…….com internet sitesinin durdurulmasını, tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ile tecavüzün men’ine ve ref’ine, haksız rekabetin önlenmesine karar verilmesini, fazlaya dair dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 6.000,00 TL faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline verilmesini, davalının www…….com isimli internet sitelerinin kapatılmasına yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalının cevap dilekçesinden özetle; davacının kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin ticari hayatını bitirmeye yönelik olduğu, davacının marka tescilinin reddedilmiş olduğunu, tasarım tescil belgesinin kaldırıldığını, ürünlere el koyma kararının da kaldırıldığını, davaya konu saatlerin yüzlerce işyerinin kendi adına ürettiği ürünler olduğunu, ….. markasının ise müvekkilinin kuruluşundan bu yana kullandığı işletme adı ve markası olduğunu, müvekkilinin 17.09.2012 tarihinden bu yana işletme sahibi olduğunu, … . Ticaret olarak kayıtlı olduğunu, ……com internet sitesinin ise 01.09.2016 tarihinde alındığını, karşı tarafın 30.11.2016 tarihinde marka için başvuru yaptığını müvekkilinin kullanımının eskiye dayalı olduğunu, davacının kendisinden önce davranarak TPE’ye başvurduğunu, TPE’ye kendileri tarafından yapılan itiraz sonucu müvekkilinin haklı bulunarak davacının başvurusunda saat emtialarının çıkarıldığını,davacının büyük yatırımlar yaptığının doğru olmadığını, ….. markasının tanınmışlığının söz konusu olmadığını, davacının ….. markasının tanınırlığından faydalanmak için bu markayı yarattığını, izah edilen sebeplerle gerekse yargılama sürecinde ortaya çıkacak diğer nedenlerle talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla huzurdaki davanın ve davaya konu tüm taleplerin reddine, yargılama giderleri karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 26.12.2017 tarih, ….. Esas ve….. Karar sayılı kararıyla mahkememizin işbu dosyasının dosyası ile bağlantılı olduğundan mahkeme dosyasının, mahkememizin işbu dosyası ile HMK 166 maddesi uyarınca birleştirilmesine karar verilerek dosya bu dosyamız arasına alındığı görülmüştür.
BİRLEŞEN DOSYADA DAVA: Davacı taraf dava dilekçesinde özetle ; müvekkilinin davaya konu saatleri ….. markası ile ürettirip Türkiye’de sattığını, müvekkilinin saat dışında başka bir ürün satmadığını ve satışlarını genelde internet üzerinden yaptığını, davalının kötü niyetli olarak hakkı olmadığı halde ….. markası ile herhangi bir imalatı satışı ves olmadığı halde ….. markasının TPE nezdinde sözde kendi adına başvurusunu yaptığını ve müvekkiline zarar verdiğini, öncelikle iş bu davanın yine mahkememizin….. esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini, devamında fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN DOSYADA CEVAP : Davalı taraf cevap dilekçesinde özetle; Davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü iddialar ve zarara uğradığı yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin “…..” markası için başvurusunu yapmış ve bu marka kendisine ait bir marka olduğunu, davacının bu ibareyi hiçbir hakkı olmadığı halde kullandığını, davalının eski tarihli işletmesinin faaliyet alanı saat üretimi ya da satışı olmadığı, davacının müvekkilinin markalarının tanınmışlığından faydalanarak bir kazanç elde etmeye çalıştığını, müvekkilinin ayrıca “…..” markasının da sahibi olduğunu ve davacının kullandığı “…..” ibaresi müvekkilinin …..” markasını da ihlal etmekte ve haksız rekabet teşkil etmekte olduğunu bu sebeplerle birleşen davanın davacısı …’nün haksız davasının reddine ve yargılama giderleri ile ücreti vekaletin birleşen davanın davacısı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE:
Yargılama sırasında deliller toplanmış; Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan davacıya ait marka evrakı celp olunmuş, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının ….. soruşturma sayılı dosyası celp olunmuş, Gümrük Müdürlüğünden gümrük kayıtları celp olunmuştur.
Mahkememizce toplanan tüm deliller ve taraf iddiaları ışığında davacı tarafın ithal ettiği ürünlerin davalı karşı davacıya ait ticari defter ve kayıtlari ncelenmek suretiyle ne kadar ürün sattığı, elinde ne kadar ürün kaldığını, ürünlere el konulması nedeniyle el koyma süreci ve iade süreci dikkate alındığında iş yapamadığı sürenin bundan dolayı zararının hesaplanması için bilirkişiye tevdi hususunda 22.05.2019 tarihinde ara karar kurulmuş ise de davalı bilirkişi ücreti yatırmadığı için mali bilirkişi incelemesinden dönülmesine karar verilmiş, daha sonra mahkememizin 25.09.2019 tarihli duruşma ara kararında maddi zarar talepleri ve iddia ve savunma kapsamında marka hakkına tecavüz bulunup bulunmadığı haksız rekabet oluşup oluşmadığı hususlarında bilirkişi incelemesi yapılmak üzere ara karar oluşturulmasına denilmiş ve 26/09/2018 tarihli ara kararı gereği bir marka vekiline dosyanın ayrıntılı ve gerekçeli rapor hazırlamak üzere bilirkişiye tevdi olunmasına karar verilmiş ve bilirkişi hazırlamış olduğu 17/12/2018 havale tarihli bilirkişi raporundan özetle;”Esas dava açısından davalının markasal kullanımlarının, davacının tescilli markalarıyla ayırtedilemeyecek düzeyde benzer olmadığı, dolayısıyla tecavüze sebebiyet verecek kullanımın bulunmadığını, birleşen dava açısından zarar ve tazminatın takdirinin mahkemede olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı” hususlarını tespit etmişlerdir.
Sunulan bilirkişi raporuna davalı vekili 02.01.2019 tarihli dilekçesi ile; asıl davanın reddi gerektiğinin yapılan yargılama kapsamında sabit olduğunu, birleşen davadaki konu tüm taleplerinin hüküm altına alınmasını talep ettiğini, müvekkilinin maddi olarak çöküntüye uğradığını, mahkemece verilen ara karar doğrultusunda müvekkilinin masrafı dahi bulamadığından bilirkişi incelemsinin yapılamadığını, her ne kadar birleşen davaları yönünden bilirkişi incelemesi yapılamamış ise de karşı dosyada mübrez bilirkişi incelemesi, dinlenen tanık beyanları, TPE cevabı yazılar, celp edilen tüm kayıt ve belgeler, dosyaya sunmuş oldukları tüm deliller kapsamında asıl davanın reddini, birleşen dava yönünden fazlaya ilişkin talep ve hakları saklı kalmak kaydıyla mahkeme tarafından maddi ve manevi tazminat taleplerinin hüküm altına alınmasını talep etmişlerdir.
Sunulan bilirkişi raporuna davacı vekili 09.01.2019 tarihli dilekçesi ile; Bilirkişi raporunda önce müvekkilinin markası olan ….. ibaresini değerlendirdiğini. Bu ibarenin müvekkile ait marka olduğunu ve fakat tescil edildiği sınıflar itibariyle saat ve zaman ölçerleri kapsamadığını ve bu nedenle davalıya karşı bir müdahale hakkının bulunmadığını ifade etmiştir. Ancak bu kanaatin hatalı olduğunu düşündüklerini. Zira her ne kadar müvekkilinin ….. markası saatler yönünden tescil edilmemiş ise de müvekkilinin genel kullanımı sadece saat olduğunuve davalının da kullanım alanı saatler olduğunu, ayrıca müvekkilin diğer markası olan ….. markasının kullanım alanı da yine saatler olduğunu, bilirkişinin müvekkilinin ….. markası ile ….. ibaresinin ses benzerliği, yazım benzerliği taşısa da tüketicinin ibarenin başındaki “…….” harfini görebileceğini ve iki markayı karıştırmayacağı yönündeki görüşü ise kabul edilebilir bir görüş olmadığını; ….. markası itibariyle davalının kullanımı hem iltibas ve hem de iktibas teşkil etmekte olduğunu, müvekkilinin markası adı altında üretimi yaptırıp sattığı saatlerle davalının üretimi yaptırıp sattığı saatler birebir aynı olduğunu ve davalının tamamen müvekkilinin markasının tanınmışlığından faydalanarak saatlerini satmaya çalışmakta olduğunu bilirkişi sadece markalar üzerinde durduğunu ve fakat müvekkilin ürün ve ambalajı ile davalının ürünü ve ambalajları arasındaki benzerliğe hiç değinmediğini bu yönlerde bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini, yeni bir bilirkişi atanması ile yeni bir rapor alınmasını talep etmiştir.
Mahkememizce ana dosya için yapılan değerlendirmede; Davacı davasını, tescilli markasına tecavüz edildiği iddiasına dayanarak açmıştır. Toplanan tüm deliller ışığında alınan marka ve patent vekili Dr. Öğretim Üyesi ……’nun raporunda belirtildiği gibi;davacının tescilinin “saatler, zaman, ölçme cihazları” emtialarını kapsamadığı, davalının bu emtialar yönünden kullanımının davacı marka hakkına tecavüz olarak kabul edilemeyeceği, ayrıca davalının markasal kullanımı ile davacı markası arasında karıştırma ihtimalinin de bulunmadığı mütalaa edilmiştir.
Taraflar arasında devam eden ceza yargılamasında Bakırköy ….. FSHCM’nin ….. Esas sayılı dosyasında alınan raporda markalar arası karıştırma ihtimali hususunda farklı bir görüş beyan edilmiş ise de söz konusu raporu hazırlayan bilirkişinin uzmanlık alanının tekstil mühendisliği oluşu, marka kullanımı ve tecavüz konusunda uzman olan ve mahkememizce atanan bilirkişinin tespit ve görüşlerine hakimliğimezce de iştirak edilmesi ve ceza yargılamasının kural olarak hukuk hakimini bağlamayacağı prensibi dolayısıyla ceza dosyasında alınan rapor mahkememizce hükme esas kabul edilmemiştir.
Her ne kadar davacı vekili rapora itirazlarında davalının kullanımının ambalaj ve görünüm olarak davacı ürünlerinin ambalaj ve görünümü ile ayniyet derecesinde benzer olduğunu ve bu hususun irdelenmediğini beyan etmiş ise de davanın tasarıma değil markaya tecavüz davası olması, bu nedenle kural olarak davacı adına tescilli markaların tescil edilmiş hali ile davalı markasal kullanımının kıyaslanması zarureti nedeniyle davacının ürün ambalaj tasarımları hususunda yeniden inceleme cihetine gidilmemiştir.
Mahkememize ait …… esas, ….. Karar sayılı birleşen dosya yönünden yapılan değerlendirmede ise; birleşen dosya davacısına bilirkişi incelemesi için gerekli gider avansını yatırmak üzere 2 haftalık kesin süre verilmiş ancak davacı taraf bu kesin süre içerisinde eksik gider avansını yatırmadığı gibi yatıramayacağını da beyan etmiştir. HMK’nun 114/1-g maddesine göre davacının yatırması gereken gider avansının yatırılmış olması dava şartlarındandır. HMK 115/2 ye göre ise “Mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder” bu durumda birleşen dosyada davacının gider avansını verilen kesin sürede yatırmaması sebebiyle birleşen davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
A-Asıl Davada;
1-Ana davada davacının davasının REDDİNE,
-Peşin yatırılan 102,47 TL harçtan alınması gereken 44,40 TL harcın mahsubu ile bakıye 58,07 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 3.931,00 TL ücret takdirine, bu ücretin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
B-Birleşen davada;
2-Birleşen davada davacının davasının HMK 114-115 gereğince usulden reddine,
-Peşin yatırılan 358,63 TL harçtan alınması gereken 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 314,23 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
-Davalı kendini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 3.931,00 TL ücret takdirine, bu ücretin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/11/2019

Katip …

Hakim …