Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/7 E. 2020/352 K. 23.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/7 Esas
KARAR NO : 2020/352

DAVA : Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/01/2017
KARAR TARİHİ : 23/12/2020
K. YAZIM TARİHİ : 08.01.2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin Yayıncılar Telif Hakları ve Lisanslanma Meslek Birliği FSEK’e göre kurulmuş ve yayın evlerinin üye olduğu, yayın evlerinin haklarını koruyan ve onlar adına kanuni takip yapabilen bir kuruluş olduğunu, davalı şirkete ait matbaada Büyükçekmece CBS ……. Soruşturma sayılı soruşturma kapsamında 09.06.2015 tarihinde arama yapılmış ve bu aramada 12.840 adet korsap kitap, 128.000 adet forma, 12.000 adet kitap kapağı ve 80 adet metal kalıp ele geçirildiğini, davalılardan …… Matbaa A.ş korsan kitapların çoğaltıldığı ve çoğaltma materyallerinin yakalandığı bu matbaanın sahibi, …; …… Matbaa A.ş’nin yönetim kurulu başkanı ve sahibi, …; …… Matbaa A.ş’de olay günü de bulunan üretim müdürü, … ise davaya konu korsan kitapların siparişini veren kişi olduğunu, meslek birliğinin yayın evinin mali hak sahibi olduğu ., …… isimli eserlerin izinsiz olarak basılıp çoğaltılmış yine basım evinde birden çok kalıplarda ele geçirilmiş olduğunu, Bakırköy …… FSHCM’nin …… esas sayılı dosyası ile dava açtıklarını, toplamda ortalama 11.695.500,00 TL zarar mevcut olduğunu ancak bu aşamada fazlaya ilişkin tüm hakları saklı tutarak 1.000,00 TL olarak davayı açtıklarını, bilirkişi raporunda hesaplanacak bedelden sonra ıslah yapılacağını, bu nedenle öncelikle bu eserlere ilişkin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik FSEK 68 madde gereği 3 katı olmak üzere 1.000 TL telif tazminatın davalılardan müştereken müteselsilen tahsiline, yargılama gideri ve ücreti vekaletin müteselsilen ve müştereken davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP; Davalılar …… Matbaacılık A.ş, …, … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; …’ın …… Matbaacılık A.ş’nin tek ortak ve yetkilisi olan ticaret sicile kayıtlı bir tüzel kişilik olduğunu, ve …’in şirket ortaklığı bulunmayan SGK’lı çalışan pozisyonunda bulunan üretim müdürü olduğunu bu sebeple husumet yokluğu sebebiyle davanın reddi gerekmekte olduğunu, Bakırköy ….. FSHCM’nin ……. esas sayılı dosyasının kesinleşmesinin beklenmesine, müvekkili şirketin ve şahısların FSEK anlamında bir ihlali söz konusu olmadığını, davaya konu kitapların teslim edilmemiş ve piyasaya sürülmemiş olduğunu, davacı tarafın farazi çoğaltma rakamları, telif oranı ve bedeller üzerinden hesaplama yapmakta olduğunu, müvekkillerinden … ve … yönünden husumet sebebiyle davanın usulden reddine, davanın esastan reddini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı tarafa tahmil edilmesini talep etmiştir.
CEVAP; Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin Bakırköy …… FSHCM’nin ……. esas sayılı dosyasının duruşmasında beyan ettiği üzere; kitapların hali hazırda matbaada iken kitap basımında vazgeçtiğini ve bu bilgiyi davalı … ile iletişime geçerek davaya konu olan kitapların basımından vazgeçildiğini geri dönüşüme teslim etmeleri gerektiğini emniyet baskınından bir gün önce davalı …’e söylediğini, Bakırköy ….. FSHCM’nin ….. esas sayılı dosyasının bekletilmesi gerektiğini, müvekkilinin suç işleme kastı olsa idi aynı gün kitapları matbaadan teslim alıp pisaya süreceğini, müvekkili kitapları yurt içinde piyasaya sürmek gibi bir kastının bulunmadığını, kitapların kağıt israfı olmaması için davalı olan müvekkilinin talimatıyla Belediye ve Valiliğe geri dönüşüme kağıtları teslim edeceğini ceza dosyasında beyan ettiğini, kitapların Türkiye sınırları içerisinde satış amacı ile değil Kıbrıs için basılmak istendiğini, Kıbrıs sınırları içerisinde telif ve bandrol zorunluluğu bulunmadığından ve müvekkili basımları Kıbrıs için talep etmiş olduğundan dolayı ceza dosyasında suçun unsurları oluşmadığını bu nedenle şartları oluşmayan maddi-telif tazminatı haksız ve mesnetsiz olduğundan işbu davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Yargılama sırasında tüm deliller toplanmış; …… Matbaacılık A.ş’nin iflas durumunun Bakırköy …… İcra Dairesin’den bilgileri celp olunmuştur.
Mahkememizce toplanan tüm deliller ve taraf iddiaları ışığında dosya adli emanette bulunan kitaplar, kalıplar ve materyaller üzerinde inceleme yapılmak suretiyle davacı tarafın hak iddia ettiği eserlerin izinsiz basımının olup olmadığı, varsa bunun miktarının ne olduğu, söz konusu kalıpların ne kadar bir kitap için kullanım olup olmadığı tespitinin mümkün olup olmadığı, maddi tazminat talebi konusunda FSEK 68 madde uyarınca bir zarar oluşup oluşmadığı, bunun miktarının ne olabileceği konusunda davacı taraf iddiaları, davalı taraf savunmaları dikkate alınarak davacı tarafın söz konusu eserler üzerinde dava açma ehliyeti olup olmadığı ve davalıların sorumlulukları konusunda ayrıntılı ve denetlemeye uygun rapor tanzim etmek üzere dosya bir yayıncı, bir sektör ve FSEK uzmanından oluşacak heyete tevdi olunmuş; bilirkişiler hazırlamış oldukları 05.10.2017 havale tarihli raporlarında özetle;
“……. ve …… adlı kitapların basımlarının orjinal kitaplarla aynı kalitede olmadığını, Depoda yer alan, shrink paket yapılmış ve sevke hazır haldeyken el konulan bu kitapların üzerinde bandrol bulunmadığı, fakat bu kitaplardan satış yapılmadığına dair davalı kişilerin ifadeleri bulunduğu, satış yapıldığına dair dava dosyasındaki belgelerde bir bilgi bulunmadığını, görülebilen 2 adet ofset baskı kalıbının, baskı esnasında makineden söküldüğü, kalıbın temizlenmesine bile fırsat bulunmadan el konulduğunu, bu web ofset kalıplarıyla teknik olarak 300.000 adede yakın tabaka basılmış olabileceğini, ancak pratikte sadece basılanlardan sonra üretimin durdurulmuş da olabileceğini, adetle ilgili en doğru bilginin sipariş formundan elde edilebilecekken, el konulan deliller arasında sipariş formunun olmadığı, FSEK 71. Ve 81 maddelere aykırılıkların söz konusu olduğu” hususlarını bildirmişlerdir.
Mahkememizin 12/12/2017 tarihli duruşmasında verilen ara karar doğrultusunda, dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporunun bir kısım hususları mahkemece görev olarak verildiği halde değerlendirmediği anlaşıldığını, bilirkişi heyetinin maddi tazminat konusunda mahkemece belirtilen hususlarda rayiç değer üzerinden hesaplama yapmasının istenilmesine, ayrıca incelenmeyen kalıplar yönünden de söz konusu emanette bulunan kalıpların incelenmek suretiyle tüm hususlarda değerlendirme yapılmasının istenilmesine, bilirkişilerden ek rapor alınmasına karar verilmiş, dosya ek rapor düzenlenmek için bilirkişilere tevdi olunmuş, bilirkişiler hazırlamış oldukları 09/02/2018 havale tarihli birinci ek raporlarında özetle;” 8 Ağustos 2017 Salı günü, Bakırköy Adalet Sarayı adli emanetinde bulunan deliller (2 adet ofset baskı kalıbı) incelenmiş, veriler ışığında ayrıntılı rapor hazırlanmış bu rapor 03.10,2017 tarihinde teslim edilmiş olduğunu, İl Denetim Komisyonu adli emaneti deposunda (İkitelli Deposite İş Merkezi Deposu) bulunduğu tespit tutanağında belirtilen 78 adet kalıp, tüm aramalara rağmen depoda bulunamamış olduğunu, bulunduğu söylenerek ikinci defa davet edilen bilirkişi önüne serilen kalıplar, bambaşka bir davaya konu kitapların kalıplarından ibaret olup, depo içerisinde işbu davaya ait kalıpların kayıp olduğunu, bu sebepten dolayı inceleme gerçekleştirilememiş olduğunu, Bakırköy Adalet Sarayı adli emanetinde yer alan 2 adet kalıbın ışığında aşağıdaki sonuçlara ulaşılabilmekte olduğunu, ofset baskı kalıpları, su ve mürekkebi üzerinde barındırarak işlem gerçekleştirir. Uygun temizleme yapılmazsa kısa sürede kalıp üzerinde pas belirtileri görüleceğini, Bakırköy Adalet Sarayı adli emanetinde yer alan 2 adet kalıp incelendiğinde, raporda yer alan fotoğraflarda da görüleceği üzere, kalıplar temizlenmeden, üzerlerinde bulunan mürekkeple adli emanete alınmış olduklarını, bu şekilde özensizce saklanan kalıpların bu kadar temiz kalması, kalıpların “fırınlandıktan” sonra baskı yapıldığı esnada el konulduğu anlamına gelmekte olduğunu, fırınlamak tabiri, kalıbın baskı ömrünü uzatmak, aynı kalıpla daha fazla baskı yapmak amacıyla, baskıya hazır kalıbı sıcak dolabın (fırının) içerisinde uygun süre bekletmek anlamına gelir. Hazırlandıktan sonra direkt makineye takılarak baskı yapılan kalıbın bozulana kadar yaptığı baskı sayısı ile aynı kalıbın fırınlandıktan sonra yaptığı baskı sayısı arasındaki fark, çoğu durumda iki katı, bazen de üç katı olmakta olduğunu, bunun sebebi, fırınlanmayla oluşturulan etkinin, kalıp yüzeyini, hem su-mürekkcp etkilerine karşı hem de kağıt tozunun bazik yapısının yol açacağı etkilere karşı koruması olduğunu, Bakırköy Adalet Sarayı adli emanetinde yer alan 2 adet kalıp İncelendiğinde görülenin; kalıplar fırınlanarak baskıya girilmiştir. Bu durumda bu kalıplarla en az 100,000 en fazla 150.000 sağlıklı baskı yapılabileceği kanaatine varıldığını, kalıpların yapabileceği sağlıklı baskı adedinden yola çıkarak; kitap fiyatının internet satış sitelerinde en fazla 80 TL olduğu göz Önünde bulundurulursa, oluşabilecek maddi tazminat tutarının: 100.000 x 80 TL= 8.000.000 TL, 150.000 x 80 TL= 12.000.000 TL arasında olduğu görülmekte olup, gerek bu satış rakamının güvenilir İnternet satış sitelerinden elde edilemeyeceği varsayıldığında gerekse de set olarak (2 kitap ve bir CD) satıldığı göz önüne alındığında, şüphesiz ki rakamlar geniş bir çerçeveyi işaret etmekte olduğu hususlarını” bildirmişlerdir.
Mahkememizin 15.03.2018 tarihli duruşma zaptında verilen ara karar ile, bilirkişi raporundaki hesaplamalarının tam olarak kitaplara münhasır şekilde yapılmadığı somutlaştırılmadığı anlaşıldığından 1 adet FSEK uzmanı bilirkişi tayin edilerek her kitap için ayrı ayrı inceleme ve değerlendirme yapılarak belirlenen maddi vakalar dikkate alınarak ayrı ayrı kitaplar için piyasa rayiç değerleri, satış değerleri, muhtemel satış rakamları dikkate alınmak suretiyle rayiç değer üzerinden talep edilebilecek tazminat tutarının ne olabileceği konusunda ayrıntılı ve denetlemeye uygun rapor istenmesine karar verilmiş, dosya bilirkişilere tevdi olunmuş, bilirkişiler hazırlamış oldukları 05.07.2018 havale tarihli raporlarında özetle; ” Kitaplardan 100.000 adet basıldığı hususunda kanaat oluşması halinde; …… 3.415.500 toplam =11.695.500 TL, Kitaplardan 125.000 adet basıldığı hususunda kanaat oluşması halinde; …… 5.175.000 TL, …… .175.000 TL …… 4.269.375 TL toplam= 14.619.375,Kitaplardan 150.000 adet basıldığı hususunda kanaat oluşması halinde; …… 6.120.000 TL, …… 6.210.000 TL …… 5.123.250 TL toplam= 17.543.250 TL ” olduğu hususlarını bildirmişlerdir.
Davalı … vekilinin ek rapora yönelik itiraz dilekçesinde özetle; Mahallinde ele geçirilen 12.800 adet kitap dosyadaki tek mevcut ve somut delil iken davacı tarafın mesnetsiz ve hayal gücünü zorlayan rakamlarda hesaplama yapılmış olması raporun açıkça hukuka ve yasaya aykırı olduğunu göstermekte olduğunu, 12.800 adet kitap bulunduğunu fakat davacı taraf 300.000 adet basılabilme olasılığı öngörmüş oyup Dosyada somut bir delil mevcut iken soyut, hayali bir söyleme dayanılarak talepte de bulunulamaz olduğunu, hukuken raporda tespit yapılmasının da imkansız olduğunu bilirkişi raporunda sonuç olarak 17.543.250 tl hukuka ve yasaya aykırı fahiş ötesinde fahiş bir hesaplama yapılmasının açıkça hukuka ve yasaya aykırı olup, kabulünün imkansız olduğunu beyan etmiştir.
Diğer davalılar vekili ek rapora yönelik itiraz dilekçesinde özetle; Baskı adedinin tespitinin, farazi hesaplamaya dayanmakta olup, bilirkişi raporlarının hatalı ve çelişkili olduğunu, bilirkişilerce pratikte yalnızca yapılan baskılardan sonra üretimin durdurulmuş olabileceği tespit edilmiş, buna rağmen bir hesaplama yapılacaksa 12.840 adet kitap üzerinden veya tespit edilen forma sayıları üzerinden (1 kitap 15-20 formadan oluşmaktadır) hesaplama yapılmadığı hususu raporun sıhhatini şüpheye dürüşmekte olduğunu, kaldı ki: kitaplara ilişkin sipariş formunun bulunmadığı, satış ve sevkiyat yapıldığına dair herhangi bir belgenin de mevcut olmadığı belirtilmiş olduğunu, hal böyle iken, davacı taraf zararını dahi ispat edememesine rağmen yapılan hesaplamalar hakkaniyete aykırı loduğunu, bilirkişiler tarafından dosyada bulunan somut deliler, dikkate alınmaksızın tamamen farazi ve tahmine dayalı hesaplamalar yapıldığını, raporun denetime elverişli olmadığını bu nedenlerle itirazlarını detaylı olarak değerlendirebilmesi adına farklı bir bilirkişi heyetinden yeni bir rapor alınmasını talep etmiştir.
Mahkememizin 11/10/2018 tarihli duruşmasında davalıların itirazlarını ayrı ayrı değerlendirmek üzere dosyanın ikinci bilirkişi heyetine yeniden gönderilerek itirazlarının değerlendirmek ve ilk bilirkişi raporu ile karşılaştırılarak tespit edilen bedeller arasındaki farkın izah edilmesi için ek rapor düzenlenmek üzere dosya bilirkişi heyetine tevdi olunmuş;” bilirkişiler hazırlamış oldukları 11/02/2019 havale tarihli ek raporlarında özetle; “Dosyada sipariş formu bulunmadığından, kaç adet tabaka basıldığının tespitinin mümkün olmadığını, ancak baskı kalıpları incelendiğinde, kalıplardaki yıpranma da dikkate alındığında 100.000 ile 300.000 arası adede varan sayıda tabaka basılmış olabileceğini, burada önemli olanı hususun kalıplardaki teknik yıpranma payı olduğunu, düşük adette tabaka basımı için bu şekilde kalıp hazırlanmasının ve bu adette kitap basılmasının maliyetinin yüksek olacağı, basımı yapılan kitap adedinin, el konula kitap sayısından fazla olabileceğini, davaya konu ürünlerin, orjinal ürünlerde birebir kopyalamak ve taklit edilmek suretiyle satış amaçlı çoğaltıldığını, kök raporda terditli olarak belirtilen, basılı kitap adetlerine karşılık gelen tazminat miktarı yönündeki görüşlerini aynen geçerli olduğunu tekrarla, basım adedi konusundaki takdir ve değerlendirmenin mahkemeye ait olduğunu, bir önceki rapora ek olmak üzere ve tarafların itirazları doğrultusunda el konulan kitaplar yönünden davacının davalılardan 166.849 TL ve 3 katı tazminat da dikkate alındığında toplam 500.548 TL tazminat alacağı oluşturulabileceği” hususlarını bildirmişlerdir.
Davacı vekilinin 24.07.2017 tarihli dilekçesi ile 1.000 TL’lik tazminat miktarını 1.000.000 TL’ye ıslah ettiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
FSEK’in 2/1. Maddesi, herhangi bir şekilde dil ve yazı ile ifade olunan eserler ve her biçim altında ifade edilen bilgisayar programları ve bir sonraki aşamada program sonucu doğurması koşuluyla bunların hazırlık tasarımlarının ilim ve edebiyat eseri sayılabileceği, FSEK’in 68. Maddesinde ise, izin alınmamış eser sahibinin sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedelin veya emsal veya rayiç bedel itibariyle uğradığı zararın en çok üç kat fazlasını isteyebileceği belirtilmiştir.
Esere bağlı haklardan olan mali haklar içerisinde davaya konu olan çoğaltma hakkı da bulunmaktadır. Buna göre mali haklardan biri olan çoğaltma hakkı diğer mali haklar gibi eserden ekonomik olarak yararlanma ve bunun şeklini tain etme hakkını münhasıran sahibine veren ve ona üçüncü kişilerin eserden bu tarzda faydalanmalarına engel olma yetkilerini bahşeden haklardandır. Mali hakların bir kısmı veya tamamı eser sahibi tarafından devredilebilir buna göre tasarruf işlemleri ile kullanıma yönelik eylemleri eser sahibi bizzat kendisi yapabileceği gibi özel yetki verdiği bir vekili yahut davaya konu somut olayda olduğu gibi bir meslek birliği aracılığı ile de gerçekleştirebilir.
Davacı meslek birliği, davalıların yukarıda bahsolunan mali hakları ihlal eder mahiyette eserleri izinsiz bir şekilde çoğaltmaları sebebiyle FSEK 68. Madde gereğince tazminat talep etmektedir.
Mahkememizce toplanan tüm deliller, tarafların beyanları, Bakırköy …… Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesinin …… esas sayılı dosyası alınan raporlar ve tüm dosya kapsamı karşısında davalıların haksız fiil sorumluluğu çerçevesinde müteselsilen sorumlu olacak şekilde davacının eserden kaynaklı mali haklarını ihlal edecek şekilde izinsiz ve sözleşmesiz davaya konu eserleri çoğalttığı vicdani kanaatine ulaşılmıştır. Bu kapsamda davalılar … ve …’in, diğer davalı firmanın FSEK 66. Madde kapsamında çalışanı olmaları ve aynı fiille yargılandıkları Bakırköy ….. FSHCM’nin ….. esas sayılı dosyasında verilen mahkumiyet kararı ile haksız fiilden sorumlu oldukları anlaşıldığından, husumet itirazlarının kabulü mümkün görülmemiştir.
Davalılardan …… Matbaacılık A.ş yönünden davacı vekili 16.10.2020 tarihli celsede davayı atiye bıraktıklarını beyan etmesi karşısında, bu beyanı HMK 123. Kapsamında mahkememizce değerlendirilmiş ve söz konusu davalı …… Matbaacılık A.ş vekilinin açık kabulü karşısında söz konusu davalı yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiştir.
Diğer davalılar yönünden ise sübut bulan ihlal eylemleri nedeniyle FSEK 68. Madde kapsamında tazminattan sorumlu oldukları anlaşılmış ancak münhasıran ele geçirilen ürünlerin tazminat hesabına esas alınmasının somut olayın özellikleri ile bağdaşmayacağı anlaşıldığından, yerleşmiş Yargıtay İçtihatları çerçevesinde (Y.11 H.D. 20.05.2019 T. 2018/1591 E., 2019/3938 K.; Y.11. H.D. 18.03.2013 T. 2012/5593 E. 2013/5241 K.; Y.11. H.D. 18.02.2013 T. 2012/2983 E. 2013/2745 K.; Y.11 H. D. 15.10.2009 T. 2008/5570 E. 2009/1636 K. ) somut olayın tüm özellikleri ışığında bilirkişinin tespit ettiği muhtemel baskı adedi esas alınarak yapılan değerlendirmede BK. 50. ve 51. Maddeleri de nazara alınarak kitaplardan 150.000 adet ortalama basıldığı kabul edilmek suretiyle bu 150.000 adet kitabın değeri olan 5.123.250,00 TL’nin FSEK 68. Maddesi çerçevesinde 3 katı değeri olan 17.543.250,00 TL’lik tazminata davacı tarafın hak kazandığı ancak haklarını saklı tutmak suretiyle şimdilik 1.000.000,00 TL talep ettiği anlaşılmakla davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davacının davalı …… Matbaacılık A.ş yönünden davasını geri aldığı anlaşıldığından bu davalı yönünden davanın açılmamış sayılmasına,
2-Diğer davalılar yönünden davacının davasının KABULÜ İLE;
-Somut olayın özellikleri, sunulan deliller, alınan bilirkişi raporları, kesinleşen ceza yargılaması ve el konularak incelenen baskı kalıplarının niteliği ve yıpranma payları hep birlikte nazara alınarak BK. 50. Ve 51. Maddeleri mucibince davalıların 17.543.250,00 TL tazminattan FSEK 68. Madde gereğince sorumlu oldukları ancak davacının fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak suretiyle 1.000.000,00 TL’lik kısmı talep ve dava ettiği anlaşıldığından, taleple bağlılık ilkesi gereği 1.000.000,00 TL’nin 09.06.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 68.310,00 TL harçtan peşin yatırılan 31,40 TL ve 17.077,50 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 51.201,10 TL harcın davalılar …, … ve …’den müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine Göre 67.050,00 TL ücret takdirine, bu ücretin davalı …, … ve …’den müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı …… Matbaacılık A.ş kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine Göre 5.900,00 TL ücret takdirine, bu ücretin davacıdan alınarak, davalı …… Matbaacılık A.ş’ye verilmesine,
5-Davacı tarafından bu dava nedeniyle 31,40 TL başvurma harcı, 31,40 TL peşin harç, 17.077,50 TL ıslah harcı, 3.150,00 TL bilirkişi ücreti ve 756,90 TL tebligat/posta masrafı olmak üzere toplam 21.047,20 TL yargılama giderinin davalı …, … ve …’den müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/12/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır