Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/67 E. 2019/240 K. 25.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/67
KARAR NO : 2019/240

DAVA : Tasarıma Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Tazminat
DAVA TARİHİ : 27/04/2017
KARAR TARİHİ : 25/06/2019
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/07/2019
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin dünya çapında meşhur “…” markasının sahibi olduğunu ve “….” modelinin yaratıcısı olduğunu,davalının Türkiye’de ve Avrupa’da ortopedik çocuk ve bayan ayakkabı sektörlerinde bilinen firmalardan biri olduğunu, müvekkiline ait …. Model … markalı ayakkabıların benzerlerini dev satış ağında uzun zamandan beri sattığını ve bu eylemi ile haksız kar elde ettiğini, müvekkil adına tescilli …. numaralı tasarıma tecavüz teşkil ettiği ve aynı zamanda haksız rekabet oluşturduğundan bu eylemlerin devamı halinde müvekkil nezdinde büyük zarar doğması olasılığının mevcut olduğunu, müvekkilinin tescilli tasarımları ile dava konusu ürünlerin, hem taban, hem de taban ve gövde olarak iltibas yaratacak şekilde benzer olduğunu iddia ederek, davalı eyleminin haksız rekabet ile dürüstlük kuralına aykırılığının tespitini, davalı eyleminin müvekkile ait….sayılı tasarımına tecavüzünün tespitini, davalının eyleminin önlenmesini (piyasadan toplatılması; intemet sitesinden kaldırılması, gümrük alanlarından toplatılması vs.) karar verilmesini, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 02/04/2019 havale tarihli dilekçesi ile, 1.000,00 TL olan maddi tazminat talebini, 20.000,00 TL olarak ıslah etmiştir.
CEVAP ; Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin İzmir’de kurulmuş ve ortopedik çocuk ve bayan ayakkabısı ürettiğini, özgün tasarımlar yaratarak sektörde yer edinmeye çalıştığını, benzer olduğu iddia edilen ayakkabı üzerinde davacı şirketin marka, logo veya yazı ibareler bulunmadığını, buradaki iddianın tasarıma tecavüzden ibaret olduğunu, ayakkabıda baskın unsurun taban olduğu iddiasının kabul edilemeyeceğini, bir çok farklı marka model tarafından kullanılan taban modelinin davacı şirketin tekelindeki yeni bir mal olarak gösterilmesinin gerçeğe ve hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, bu tabana benzer nitelikteki tabanların yıllardır yurt içinde ve yurt dışında kullanıldığını, tüketicilerin “… ” marka model ayakkabıyı alacakken, benzerliği iddia edilen “….” marka model ayakkabıyı almayacağını, iki ayakkabının karıştıralmasının mümkün olmadığını ve yeterli derecede ayırt edici farkın söz konusu olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davalı eyleminin tasarıma tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti, önlenmesi ve maddi ve manevi tazminat taleplidir.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, …. sayılı “…” ürün adlı tasarım tescil belgesinin, 02/11/2016 tarihinden itibaren 5 yıl süre ile davacı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
Taraf vekillerince deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi hazırlamış olduğu 14/05/2018 havale tarihli raporda sonuç olarak, davacı tarafa ait ….(1) numaralı endüstriyel tasarım ile davalıya ait olduğu iddia edilen ürün üzerinde yer alan taban arasında, bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebep ile benzer olarak algılandıkları, davacı tarafa ait …. (2) numaralı endüstriyel tasarımın saya kısmı ile davalıya ait olduğu iddia edilen ürünün saya kısmının farklı olduğu, ancak ürünler bütün olarak değerlendirildiğinde ve ürünlerdeki tabamn karakteristik özelliğinden dolayı bilgilenmiş kullanıcı üzerinde benzer olarak algılanabileceği belirtilmiştir.
Dosyada İzmir FSHHM’ye talimat yazılarak, davalı tarafın internette satışa sunduğu “…” kodlu ürünlerine yönelik değşik iş dosyasında yapılan intenet üzerindeki kayıtlar da dikkate alınmak suretiyle, dava tarihinden geriye 02.11 2016 tarihine kadarki dönem ile ilgili davalı taraf defter ve kayıtları üzerinde mali bilirkişi görevlendirilerek, söz konusu ürünlerin ne kadar satıldığı ve ne kadar gelir elde edildiği hususunda mali bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş olup, talimat Mahkemesince alınan bilirkişi raporunda sonuç olarak, davalının kusurunun varlığının kabulü halinde, yapılan ayrıntılı inceleme sonucunda dava konusu ürünlere ilişkin herhangi bir satış kaydına rastlanamadığı için tazminat hesabının yapılamadığı, davalının marka hakkına tecavüz eylemi nedeniyle, davacı tarafın manevi tazminat talep etme hakkının bulunup bulunmadığı ve manevi tazminata hükmedilmesi konusunda gerekli şartların oluşup oluşmadığı ve oluşmuş ise miktarının tayini yönündeki takdir ve değerlendirmenin Mahkemeye ait olduğu belirtilmiştir.
Aynı bilirkişiden talimat ile ek rapor alınmasına karar verilmiş ve bilirkişi hazırlamış olduğu 07/12/2018 havale tarihli ek raporda sonuç olarak, 23/03/2017 tarihinde boş bırakılan …. sıra numaralı faturanın dava konusu satışa ilişkin olabileceği, ancak numune olarak alınan taban muhasebeleştirilmediğinden, satış kaydının yapılamadığının tarafına iletilmesi sonucu, davalı yanın bu muhasebe hatasının ilk raporda davacı yan tarafından delil olarak sunulan satışının tarafından bulunamamasına neden olduğunu, çünkü satış faturada bulunmadığı için yevmiye ve defter-i kebir defterlerine de işlenmediği, yani herhangi bir resmi kaydının olmadığı, kanuni defter ve belgelerde anılı ürüne ilişkin herhangi bir satış kaydına (boş fatura hariç) ek incelemede de rastlanmadığı için, maddi tazminat hesabının yapılamadığı, ancak davacı tarafın deliller arasında sunduğu satış rakamının yoksun kalınan kazanç olarak (maddi tazminat tutarı) kabul edilip edilemeyeceği ve manevi tazminat hususundaki takdirin Mahkemeye ait olduğu belirtilmiştir.
6102 Sayılı TTKnın 54. Maddesi ile, haksız rekabete ilişkin bu kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır. 55. Maddesinin 4. fıkrasında ise, iyi niyetle bağdaşmayan, haksız rekabete ilişkin eylemlere örnek olarak, başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak gösterilmiş ve haksız rekabet halleri hüküm altına alınmıştır.
6769 Sayılı SMK’nın 81/1. Maddesi ile, tasarım sahibinin izni olmaksızın bu kanun hükümlerine göre koruma kapsamındaki bir tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün aynısını veya genel izlenim itibarıyla ayırt edilemeyecek kadar benzerini üretmek, piyasaya sunmak, satmak, sözleşme yapmak için öneride bulunmak, ticari amaçla kullanmak veya bu amaçlarla bulundurmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, tasarım sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek, tasarım hakkını gasp etmenin tasarım hakkına tecavüz sayılan fiiller gösterilmiştir. Yine aynı maddenin devamında ise, başvuru, 65 inci maddeye göre tescil edilerek yayımlandığı takdirde, tescil sahibi, tasarım hakkına yönelik olarak bu maddede sayılan tecavüzlerden dolayı hukuk davası açma hakkına sahip olduğu, tecavüz eden, başvurudan ve kapsamından haberdar edilmişse başvurunun yayımlanmış olmasına bakılmayacağı, tecavüz edenin kötüniyetli olduğuna mahkeme tarafından hükmolunursa yayımdan önce de tecavüzün varlığı kabul edileceği ve koruma kapsamındaki tasarımın tescilli olduğuna ilişkin kaydın ürün, ambalaj veya fatura üzerine konulmamış olması, bu maddede sayılan fiilleri tasarım hakkına tecavüz olmaktan çıkarmayacağı belirtilmiştir.
Yukarıda değinilen yasal düzenleme, toplanan deliller ve bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde, davalının davacı adına tescilli tasarımın aynısını internet üzerinden satışa sunduğu, internet sitesinde sayfa başında dahi “… Ayakkabı” olarak tanıtımın yapıldığı, davacı tarafça internet üzerinden verilen siparişin davalı tarafça karşılanarak ürün gönderildiği ve böylece davalı tarafın davacının tasarım haklarına tecavüzü ve haksız rekabetinin sabit olduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar davalı ticari kayıtlarında kaç adet ürün sattığının tespiti mümkün olmamış ise de, yukarıda tespit edilen maddi olgu ve ülkede kayıt dışı ticaretin yaygın olması karşısında, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, ürünün özelliği nazara alınarak TBK 50 ve 51 maddeleri uyarınca, davacı tarafça talep edilen 20.000,00 TL maddi tazminat tutarı uygun ve yeterli görülmüştür. Yine ihlalin niteliği, tarafların ekonomik durumları ve manevi tazminatın amacı gözetilerek, davacı yararına 10.000,00 TL manevi tazminat takdir edilmiştir. Dava dilekçesinde faizin niteliği belirtilmediğinden, yasal faize hükmedilmiştir. Bu itibarla davacının davasının kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının davasının KABULÜNE, davalının davacı adına tescilli ….tescil nolu tasarımdan doğan haklarına tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespitine ve önlenmesine, ihlal oluşturan ürünlerin piyasadan toplatılmasına, davalı internet sitelerinden kaldırılmasına varsa gümrük alanlarından toplatılmasına,
Toplam 20.000,00 TL maddi tazminat ile 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 2.049,30 TL ilam harcından, 31,40 TL peşin harç ve 325,00 TL ıslah harcının mahsubu ile, 1.692,90 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 3.931,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince manevi tazminat yönünden hesaplanan 3.931,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 62,80 TL dava ilk masrafı, 325,00 TL ıslah harcı gideri, 643,40 TL tebligat-tezkere ve 1.200,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.231,20 TL yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
7-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup anlatıldı.25/06/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır