Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/623 Esas
KARAR NO : 2020/23
DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/12/2017
KARAR TARİHİ : 22/01/2020
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinden özetle; Müvekkileri olan firmaya ait tescilli “…. şekil,…. şekil, ibareli markaların tanınmış marka olup tüm sınıflarda korunması gerektiğini, davalının 25. Ve 35. Sınıflarda, 22.06.2016 tarihinde tescil edilen ….. kod numaralı ve “…..” ibareli markasının, müvekkiline ait markalarının sağladığı koruma kapsamı içerisinde kaldığını, müvekkiline ait markaların belirgin özelliğinin markalarda kullanılan “…..” ibaresi olduğunu, davalının da ürünlerinde bu ibareyi belirgin ve çok benzer şekilde kullandığını, davalıya ait markanın, müvekkiline ait seri markalardan biri gibi algılanabileceğini, müvekkiline ait markalar ile aynı sınıflarda tescil edilen davalının markasının tescilinin hukuka aykırı olduğunu ve haksız rekabet teşkil ettiğini, bu nedenlerle davalıya ait “…..” ibareli ….. tescil numaralı markanın hükümsüzlüğe karar verilerek sicilden terkinine, tasarımın yenilik ve ayırt edicilik vasfı taşımadığının tespitine, davalı şirketin müvekkiline ait markalara tecavüzünün önlenmesi ve menine, davalıya ait markanın kullanıldığı tabelaların sökülmesine, reklam vasıtası, basılı evrak ve ürünlerin toplatılmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapıldığı, herhangi bir cevap verilmediği anlaşılmakla davanın reddini istediği kabul edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Yargılama sırasında deliller toplanmış; Türk Patent ve ;Marka Kurumu’ndan davaya konu davalı ve davacı marka tescil belgeleri ile ilgili dosya evrakları celp edilmiştir.
Mahkememizce toplanan tüm deliller ve taraf iddiaları ışığında dosya davalı adına tescilli ….. tescil nolu “….. ” ibareli markanın davacı markalarıyla iltibas oluşturup oluşturmadığı ve hükümsüzlük koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarında rapor tanzim etmek üzere bir marka uzmanı bilirkişiye tevdi olunmuş, bilirkişi düzenlemiş olduğu 05/08/2019 havale tarihli raporlarında özetle” davalı tarafın dosyada yer alan görsellerdeki kullanımları gerçekleştiriyor olmaları halinde adlarına tescilli marka tescilinden uzaklaşarak markasını davacı tarafın tescilli markalarına yakınlaştırdığı, davalı yanın gerçekleştirdiği iddia olunan dosyada sunulan kullanımlarının, davacının tescilli markalarına tecavüz ve davacı yan ile haksız rekabet teşkil eder nitelikte olduğunun kabul edilebileceği, ancak ilgili kullanımların davalı yan tarafından gerçekleştirildiğine ilişkin kati bir verinin dosya arasında yer almadığını, yanlızca davacı yanın dava dilekçesinde ilgili görsellere rastlanabildiği, bahse konu hususta iddianın ispatlanıp ispatlanamadığı hakkındaki yegane yetkili mercinin mahkeme olduğunu, her ne kadar davalı kullanımları tecavüz teşkil eder nitelikte olsa da, huzurda bulunan dava ile hükümsüzlüğü talep edilmekte olan markasının tescil edilen halinin şekil -görsel -işitsel- anlamsal unsurları ile ayırt edici niteliği kazandığı, davacı markaları ile benzerlik arz etmediği, davacı markaları ile davalının markasının tescilli hali arasında ortalama tüketici nezdinde iltibas tehlikesi bulunmadığı bu nedenle davalının hükümsüzlük talebinin şartlarının oluşmadığı, yönünde görüşlerinin oluştuğu” hususlarını bildirmiştir.
Davacı vekilinin rapora itiraz dilekçesinden özetle; müvekkiline ait ” ….. ” markası ile “…..” markaları arasında iltibas olduğuna dair yargı kararı mevcut olduğunu, müvekkiline ait “……” markası ile “….. ” markaları arasında iltibas olduğuna dair yargı kararının mevcut olduğunu, tanınmış markaların, sadece tescilli olduğu sınıflarda değil, tüm sınıflar bakımından kanun koyucu tarafından koruma altına alındığını, hukuka aykırı görüşler içeren bilirkişi raporuna itirazları göz önünde bulundurularak dosyanın yeniden başkaca bir bilirkişiye tevdini talep etmiştir.
Dava; Davalının markasının hükümsüzlüğü ve sicilden terkini talebine yöneliktir.
SMK’nun 6/1 md’sine göre, tescil başvurusu yapılan bir markanın tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırılma ihtimali ortalama tüketicilerin her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyor ise doğrudan karıştırma ihtimali; eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırd ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırma ihtimalinden söz edilecektir.
Somut olayda davacının markasının esas unsurunun “….. ve……” olması sebebiyle davacı ve davalı markası arasında kıyaslama yapılmış ve bilirkişinin davalı tarafın kullanımları tecavüz teşkil eden nitelikte olsa da huzurda bulunan dava ile hükümsüzlüğü talep edilmekte olan markasının tescil edilen halinin şekil, görsel,işitsel, anlamsal unsurları ile ayırt edici niteliği kazandığı, davacı markaları ile benzerlik arz etmediğinin tespitine mahkememizce de iştirak edilmiştir. Davacı tarafa ait olan ve hükümsüzlük talebine konu davalı tarafa ait markanın tescilli hali asli ve ayırd edici unsuru olan ibareler aynı değildir. Özellikle davacı tarafın asli ve ayırdedici unsuru olan “……” harfinin grafik ve renk olarak davalı tescilindeki “……” harfinden farklı oluşu, bu bağlamda davacının kullandığı şeklin asimetrik, uçları sivriltilmiş bir halde karakterize edilmesine ve altında yer alan “…..” ve “…… ” harfilerini düz yazı ve küçük harfler ile yazılmasına mukabil, davalının kullandığı “…… ” harfinin uçlarının ok şeklinde ve kırmızı renkte yer almasının yanı sıra markanın tamamında büyük harflerin kullanılmış olması karşısında markaların tescilli oldukları emtianın hitap ettiği alıcı grubunun her iki markayı birbirinden ayırdedebileceği kanaatine varılmıştır. Bu bağlamda davacı yanın emsal olarak sunmuş olduğu yargı kararlarına konu markaların şekil, renk, tasarım ve grafik olarak ve içerdikleri kelime anlamında işbu davaya konu davalı markasından farklı oldukları, bu nedenle mahkememizce bilirkişi raporundaki tespitlere itibar edilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Her ne kadar dosyaya sunulu fotoğraflardaki kullanımın davacı markaları ile karıştırma ihtimali doğuracak derecede benzer olduğu ve bu hali ile tecavüzün koşullarının oluştuğu kanaatine varılmış ise de; dava dilekçesinde yer alan fotoğraflara konu ürünlerin davalı yanca üretildiği yahut satış ve pazarlamasının yapıldığına ilişkin somut bir delil dosyaya sunulamamıştır. Bu anlamda, dosyada yapılmış bir tespit, tutanak, rapor yahut başkaca bir belge de bulunmamaktadır. Yalnızca ürün fotoğrafı ve davacı yan iddiası ile tecavüz fiilini davalının gerçekleştirdiğinin kabulü mümkün görülmemiş ve davalı markasının tescil edilmiş halinin davacı markası ile ayırdedici olması nedeniyle hükümsüzlük davasının ve dosyaya sunulu kullanımların davalı yana ait olduğunun ispatlanamamış olması nedeniyle tecavüz davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40 TL harçtan, peşin yatırılan Peşin yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,00 TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıkça okunup usulen anlatıldı.22/01/2020
Katip …
Hakim …