Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/607 E. 2018/266 K. 10.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/607 Esas
KARAR NO : 2018/266

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/12/2017
KARAR TARİHİ : 10/07/2018
KARAR YAZMA TARİHİ : 19.07.2018
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davaci taraf dava dilekçesinde özetle ; müvekkilinin … 1905 yılında kurulmuş olup , kurulduğu günden bugüne yani 100 yılı aşkın süredir tüm dünyada saatler ve mücevherler ürünler alanında ….sayılı tanınmış marka olarak tescilli …. markasının başta olmak üzere lider ve tanınmış markalarıyla faaliyet gösterdiğini, davalı markası ile müvekkili markasının ayırt edilemeycek kadar benzer olduğunu, davacı şirketin ….. markasının tanınmış markalar siciline kayıtlı olduğundan bu korumadan yararlanması gerektiğini, davalının kötü niyetli tescil başvurusunda bulunduğunu, davalı adına kayıtlı … sayı ile sınıflarda tescilli ….markasının hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf süresinde cevap dilekçesi sunmamış, davayı inkar ettiği kabul olunmuş, beyan dilekçesinde ; davaya konu marka ile müvekkil markasınnı benzer olmadığını, bu nedenle yerinde olmayan davanın reddini talep etmiştir.
Davaya konu marka tescil kayıtları celp edilmiş davacı tarafa ait …. markasının … , 14, 35 ,37 sınıfta , ….şekil markasınnı 4,9,14,16,18,21 sınıfta ,…. şekil markasının 9 ve 14. sınıfta , …. şekil markasının 14,21,34 sınıfta …. şekil markasının 14. Sınfta tescilli loduğu davalı tarafa ait … markasının 14. Sınıfta tescilli olduğu celp edilen kayıtlardan anlaşılmıştır.
Dosyaya celp edilen kayda göre davacı tarafın …şekil markasının tanınmışlık kararını davalı markanın tescil tarihinde bulunduğu celp edilen kayıtlardan anlaşılmıştır.
Dosyaya ibraz edilen tüm delil ve belgeler dikkate alındığında; dava markaya yönelik tanınmışlık ve benzerlikten dolayı hükümsüzlüğe ilişkin olup sunulan belge , kayıt ve deliller dikkate alındığında ,teknik bir incelcme yapılmasını gerektiren bir husus olmayıp HMK.nın 266 madde gereği benzerlik ve kötü niyete dayalı hükümsüzlük yönünden mahkememizce hukuki değerlendirme yapılması mümkün olup bu hususta bilirkişi incelemesine gidilmemiş, mahkememize resen değerlendirme yapılmıştır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu 4. maddesi marka bir teşebbüsün mallarının ve hizmetlerinin diğer teşebbüsün mallarından ve hizmetlerinden ayırt edilmesinin sağlanması ve marka sahibine sağlanan korumanın konusunun açık ve kesin olarak anlaşılmasını sağlayabilecek şekilde sicilde gösterilebilir olması şartı ile kişi adları dahil sözcükler, şekiller, renkler harfler ,sayılar sesler ve malların veya ambalajların biçimi olmak üzere her tür işaretten oluşabilir. 5 maddede marka tescilinin mutlak red nedenleri sayılmış, ç bendinde aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetler ile ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış, marka ile aynı veya ayırt edilemeycek kadar benzer işaretler marka olarak tescil edilmez, 6. Madde de tescil başvurusu yapılan bir markanın tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı veya benzerliği kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali dahil karşıtırılma ihtimali varsa itiraz üzerinde başvuru red edilir”. hükmü düzenlenmiştir.
Karıştırma ihtimali ortalama tüketicilerin her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Başka bir anlatım ile halkın söz konusu mal ve hizmetleri aynı ya da bağlantılı işletmelerden geldiğini düşünme tehlikesidir. Hem markanın hem de mal veya hizmetlerin aynı olması durumunda marka hakkının ihlali söz konusu olmaktadır. Karıştırma ihtimalinden söz edilebilmesi için öncelikle tescil başvurusuna konu veya tescil edilmiş marka ile daha önce tescil edilmiş ve tescil başvurusu yapılmış markanın kapsadığı hizmetlerin aynı ya da benzer olması gerekmektedir. Eğer bu mal ve hizmetler aynı ya da benzer ise bu kez markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenecektir. Karıştırma ihtimali hem marka, hemde sınıf bakımından benzerlik gerektirdiğinden iki markanın tescil edildikleri, tescil başvurusunda bulunulduğu ya da kullanıldığı mal ve sınıfların ne kadar birbirine benzer ise karıştırılma ihtimalinin ortaya çıkmaması için markaların da o oranda birbirinden farklı olması gerekecektir. Markalar arasında sözcük, harf karakteri, şekil, grafik gibi renk unsurlarında hiçbir fark yok ise markalar arasında ayniyetten söz edilir. Eğer bu unsurlardan birinde küçük fark var ise benzer markalardan söz edilir. Markalar arasında karıştırma ihtimali incelenirken her bir unsura göre değil bir bütün olarak iki markanın bıraktığı genel global izlenimin markanın bütünüyle bıraktığı etki dikkate alınır.
AB Adalet Mahkemesi (CJEU ) uygulamalarında karıştırma ihtimalinin belirlenmesinde bir takım ilkeler mevcuttur. Uygulamalara göre karıştırma ihtimali ilgili tüm faktörler dikkate alınmak suretiyle marka veya işaretler birer bütün olarak değerlendirilmeli bu değerlendirme yapılırken uyuşmazlık konusu mal veya hizmetin talep edebilecek durumdaki ortalama tüketici gözü ile bakılmalı ortalama tüketicinin detayları incelemeden markayı bir bütün olarak algılayacağı gözönünde bulundurulmalı markadaki ayırt edici ve egemen unsurların bıraktığı genel intibaya göre görsel ve işitsel ve kavramsal anlamda karıştırma ihtimali bulunup bulunmadığı tartışılmalıdır.
Markalar arasında daha az derecedeki benzerlik mal veya hizmetler arasında daha çok benzerlik ile dengelenebilir. Bunun tersi de mümkündür. Ayrıca eğer önceki markanın ayırt ediciliği kendiliğinden çok yüksek ise veya kullanım sonucunda yüksek ayırt edicilik sağlanmış ise karıştırılma ihtimali de çok yüksek olacaktır. Salt çağrıştırma ihtimalinin varlığı karıştırma ihtimalini de mevcut olduğunun kabulü için yeterli değildir. Önceki markanın tanınmışlığı da tek başına karıştırılma ihtimalinin varlığı için yeterli değildir. Eğer her iki marka arasında çağrıştırma ,tüketicide bu markayı taşıyan ürünlerin aynı ya da ekonomik olarak bağlantılı işletmelerden kaynaklandığı yolunda bir kanaate yol açacak nitelikte ise, bu durumda karıştırma ihtimalinin bulunduğu düşünülmelidir. Markalar arasında görsel , işitsel,kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı her iki markanın asli ve tali unsurları ile birlikte bütünü itibariyle bıraktığı izlenimler bakımından benzerlik olup olmadığı çağrıştırma söz konusu olup olmadığı, markaların ait oldukları mal veya hizmetlerin hitap ettiği tüketici kitlesinin eğitim ve toplumsal durumu, markaların tescilli oldukları malın ya da hizmetin değeri , buna bağlı olarak alıcının mal almaya gittiğinde harcadığı zaman kriterleri dikkate alınarak ortalama düzeydeki tüketici gözü ile karıştırma ihtimali mevcut olup olmadığı tespit edilecektir.
Tanınmış markalar bazı ülke mevzuatları dışında herhangi bir uluslararası sözleşmede tanımlanmamıştır.6769 SMK kanununda da herhangi bir tanım mevcut değildir. Buna karşı Yargıtay 11 HD bir şahsa veya müteşebbise sıkı sıkıya matufiyet veya garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine, başlı başına dost düşman ayrımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak tanınmış markayı tanımlamaktadır. Yine Paris Sözleşmesinin 1 mükerrer 6. maddesi birlik ülkeleri tescilin talep edildiği ülkenin yetkili makamları tarafından söz konusu ülkede bu anlaşmadan yararlanacağı kabul olunan bir kişiye ait olduğu, aynı veya benzer mallar için kullanıldığı iyi bilinen tanınmış bir markanın herhangi bir karışıklığa yol açabilecek şekilde yeniden rebrodüksiyonu, taklit edilmesinin veya aslına yakın bir şekilde değiştirilmesini içeren bir markanın kullanılmasını gerek mevzuat izin verdiği takdirde resen, gerekse ilgilinin isteği üzerine yasaklamayı ve tescilini reddetmeyi veya iptal etmeyi tahaahüt ederler. Markanın elzem bir bölümünün tanınmış bir markanın rebrodüksiyonundan oluşması veya bu tanınmış markayla karıştırılabilecek bir taklitten ibaret olması durumunda bu hükümler geçerli olacaktır.
Yine tanınmış markalarla ilgili önemli bir hususta Türkiye’ nin de taraf olduğu TRİPS anlaşmasının 16.maddesidir. Bu anlaşmanın 2 ve 3. fıkraları 2. fıkra Paris Sözleşmesinin 6 mükerrer maddesi markanın tescil edildiği mal ve hizmetlerde uygun düştüğü ölçüde uygulanacaktır. Üyeler bir markanın tanınmış marka olup olmadığını tespit ederken markanın promosyonu sonucunda kazanılan herkesçe bilinme durumunu dikkate alacaklardır. 3. Fıkra Paris Sözleşmesinin 6. mükerrer maddesi markanın tescil edildiği mal ve hizmetlere benzemeyen mal veya hizmetleri de uygun düştüğü ölçüde kullanılacaktır. Ancak şu koşulla ki markanın bu mal veya hizmetlerle ilgili kullanımı bu mal veya hizmetlerle tescilli markanın sahibi arasından bir bağlantı olduğunu göstermeli ve bu kullanım şekli nedeniyle tescilli ticari marka sahibinin menfaatlerinin zarar görme olasılığı mevcut olmalıdır.
Tanınmış markalar sahiplerine tescil engeli olarak, hükümsüzlük sebebi olarak, markanın kullanılmasına karşı koruma ve markanın Türkiye de gerçek sahibinin kullanmasını sağlama olarak koruma sağlamaktadır. Paris Sözleşmesinin 1. mükerrer 6. maddesine göre tanınmış markaların aynısının, benzerinin tescil talepleri TPE tarafından resen dikkate alınmak suretiyle reddedilecektir. TPE burada markanın tanınmışlığını resen araştıracak ve dikkate alacaktır. Markanın başka sınıflarda kullanılmak üzere tescil başvurusu yapılması durumunda da itiraz üzerine marka tescil başvurusu TPE tarafından reddedilecektir. Tescil engeli olarak koruma sağlanabilmesi için tanınmış markanın Türkiye de herhangi bir sınıf için bile olsa tescilli olması şart değildir.
Dolayısıyla tanınmış markalar için hükümsüzlük nedeni olarak korumada söz konusudur. Eğer tanınmış bir marka TPE tarafından tescil edilmiş ise markanın gerçek sahibinin bu tescile karşı yetkili mahkemede bir hükümsüzlük davası açması mümkündür. Bu davanın açılabilmesi için tanınmış markanın Türkiye de herhangi bir sınıf için kullanılmış olması şart değildir.
Bir markanın tanınmışlığın incelenmesinde toplumun tamamının mı yoksa belli bir kesimin mi dikkate alınacağı eğer belli bir kesim dikkate alınacak ise o kesimin nasıl belirleneceği önemlidir. Bir markanın tanınmış marka olarak kabul edilmesi için toplumun tamamında tanınması şart değildir. Böyle bir şartın aranması TRİPS anlaşmasının 16. maddesine de uygun olmayacaktır. Toplumun tamamı yerine ilgili kesimde markanın belli bir düzeyde tanınması, tanınmış marka olarak kabulü için yeterli olacaktır.
Somut olayda TPMK. Kayıtlarına göre …. ibaresinin 14. Sınıf yönünden davalının tescilli marka tarihinde tanınmış marka olduğuna ilişkin kayıt olup davacı markasının tanınmışlığı kabul edilmiş,benzerlik yönünden …. ve …. ibaresi karşılaştırıldığında; davacı taraf markasında yer alan 3 harfin davalı taraf markasında yer aldığı, harflerin kısaltılarak davacı markasına benzer şekilde ibarenin kullanılmaya çalıştığı, davacı markasının tanınmışlık ve sektörde bilinilirliği dikkate alındığında ,davalı tarafın kötü niyetli hareket ederek tanınmış markadan istifade ederek kısaltma yapma suretiyle halk tarafından karıştırılmaya meydan verecek şekilde …. ibaresine benzer … ibaresinin tescili kötü niyetli ve benzer olduğundan davacı taraın davasının kabulüne, davalı markasının hükümsüzlüğüne karar vermek gerekli ve yerinde görülmüştür.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Gerekçelerle
1-Davacı tarafın davasının kabulü ile …. esas unsurlu narka dikkate alındığında davalıya ait …..markası benzer olduğundan davalı markasının hükümsüzlüğüne,
2- TPMK.dan terkin edilmesine,
3-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL başvuru, 31,40 TL peşin harç, toplam 62,80 TL harcın davalıdan tahsili davacı tarafa ödenmesine, bakiye 4,50 TL karar ve ilam harcı harç tahsil sınırı altında kaldığından harç konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan 3.145,00 TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili, davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 102,40 TL (tebligat ve müzekkere gideri) yargılama giderinin davalıdan tahsili davacı tarafa ödenmesine,
6-Artan avans giderinin taraflara iadesine,
Dair kararın taraflara tebliğinden itibaren ilgili hukuk dairesinde 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 10/07/2018

Katip …

Hakim …

¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır