Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/602 E. 2019/388 K. 21.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/602
KARAR NO : 2019/388

DAVA : Markaya Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespitini, Men ve Ref’ini,
Tazminat
DAVA TARİHİ : 07/12/2017
KARAR TARİHİ : 21/11/2019
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/12/2019

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin dünyanın her bölgesinde bilinen ve kullanılan rubik küpün ve dünya çapında tanınmışlık düzeyine ulaşmış “…..” markalarının sahibi olduğunu, söz konusu markanın TPMK nezdinde de ….. ve ….. sayı ile tescilli olduğunu, aynı zamanda “…. ” ibaresinin …… sayı ile tanınmış marka olarak tescilli olduğunu, ancak hal böyle iken, davalının müvekkiline ait “…..” isimli oyunun ayırt edilemeyecek derecede benzerlerini üreterek, üzerine “…..” ismini basarak “…..” ismi ile piyasaya sunduğunu, davalının müvekkiline ait marka haklarına tecavüz ve haksız rekabette teşkil eder fiillerde bulunduğunu, bu durumun Mahkememizin ….. D.İş sayılı dosyasından alınan rapor ile de tespit edildiğini ve tüm uyarılara rağmen davalının kötü niyetli olarak söz konusu fiillerine bu kez ürünün ismini “…..” olarak değiştirerek devam etmekte olduğunu iddia ederek, tecavüz ve haksız rekabetin tespitini, men ve ref’ini, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 10.000,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi ve 5.000,00 TL itibar tazminatının, haksız tecavüzün meydana geldiği tarihten itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini ve hükmün ilanını talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 26/09/2019 tarihli dilekçesi ile, 10.000,00 TL olan maddi tazminat talebini, 134.396,76 TL olarak ıslah etmiş ve ıslah harcını yatırmıştır.
CEVAP ; Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin ….. Kırtasiye adlı işyerinde iddia edildiği şekilde ….. isimli oyunun ayırt edilemeyecek derecede benzerini üreterek, piyasaya sunmadığını, taklit olduğu ürünler ile ilgili müvekkilinin bir ilgisinin bulunmadığını, müvekkilinin kesinlikle taklit bir ürün satmadığını, müvekkilinin işyerinde ….. ismi ile davacı tarafın iddia etmiş olduğu ürün satışının hiçbir zaman olmadığını ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, men ve ref’i, maddi-manevi ve itibar tazminatı taleplidir.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, ….. sayılı “…..’…..” ibareli markanın, 28, 35 ve 41. Sınıflarda 29/12/2011 tarihinden itibaren, ….. sayılı “…..” ibareli markanın, 28. Sınıfta 10 yıl müddetle davacı adına tescilli olduğu tespit edilmiştir.
Dosya arasına alınan Mahkememizin ….. D.İş sayılı dosyasının tetkikinden, dosyamız davacısı tarafından, yine dosyamız davalısı aleyhinde tespit talebinde bulunduğu ve bunun üzerine bilirkişi marifetiyle mahallinde yapılan inceleme sonucu hazırlanan raporda sonuç olarak, davalıya ait işyerinde ve davalıya ait www……com isimli internet sitesinde …. esas unsurlu markayı taşıyan herhangi bir ürüne rastlanmadığı, ancak işyeri duvarlarında ….. ürününün görselinin yer aldığı, internet sitesinin geçmiş tarihli kayıtlarında ise, “….. “, “….. “, “…..” ve “…..” isimli ürünlerin satışa sunulduğunun görüldüğü, dosyaya sunulan ve davalı tarafından fatura karşılığı alınan ürün ile davacı tarafa ait ürünün karşılaştırması neticesinde de, davalıya ait ürün kutusunda “…..” markasının yazılı olduğu, ayrıca “…..” şeklinde markasal kullanımın da bulunduğu, ürün kutusu üzerinde tespit isteyenin tescilli “….” esas unsurlu markası yazılı olmasa da, kutunun ön ve arka yüzlerinde tespit isteyenin ….. isimli oyununun görseline yer verildiği ve kutu içerisinden çıkan ürün ve kullanım klavuzunun üzerinde de ….. markasının yazılı olduğu ve kullanma klavuzundaki şekil, yazı ve açıklamaların, tespit talep edenin ürününün kullanma klavuzundakilerle aynı olduğu belirtilmiştir.
Paris Sözleşmesinin 1. mükerrer 6. Maddesi ile, birlik ülkeleri, tescilin yapıldığı ülkenin yetkili makamınca söz konusu ülkede bu sözleşmeden yararlanacağı kabul olunan bir kişiye ait olduğu, aynı veya benzeri mallar için kullanıldığı iyi bilinen tanınmış bir markanın herhangi bir karışıklığa yol açabilecek bir şekilde yeniden reprodüksiyonunu, taklit edilmesini veya aslına yakın bir şekilde değiştirilmesini içeren bir markanın kullanılmasını gerek mevzuat izin verdiği takdirde re’sen gerekse ilgilinin isteği üzerine yasaklamayı ve tescilini reddetmeyi veya iptal etmeyi taahhüt ederler. Markanın elzem bir bölümünün tanınmış bir markanın reprodüksiyonundan oluşması veya bu tanınmış markayla karıştırılabilecek bir taklitten ibaret olması durumunda da, bu hükümler geçerli olacaktır. Böyle bir markanın iptalinin istenmesi için tescil tarihinden itibaren en az beş yıllık bir sürenin tanınması gerekecektir. Birlik ülkeleri, kullanmanın yasaklanması talebinin yapılması için gerekli süreyi tanıyabilirler. Kötü niyetli tescil edilen veya kullanılan markaların kullanımının yasaklanmasını veya iptalini istemek için süre tespit edilemeyeceği belirtilmiştir.
6769 Sayılı SMK’nın 29/1-b ve c maddeleri ile, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde, tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmanın marka hakkına tecavüz oluşturduğu belirtilmiştir.
6102 Sayılı TTKnın 54. Maddesi ile, haksız rekabete ilişkin bu kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır. 55. Maddesinin 4. fıkrasında ise, iyi niyetle bağdaşmayan, haksız rekabete ilişkin eylemlere örnek olarak, başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak gösterilmiş ve haksız rekabet halleri hüküm altına alınmıştır.
Taraf vekillerince deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada maddi tazminat talebi ile ilgili bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi hazırlamış olduğu 18/02/2019 tarihli raporda sonuç olarak, davalı yanın net satışlar toplamının 20.266,19x%12=2.431,94 TL olarak hesaplandığı, sözleşmeler gereği telif emsal bedel olarak minimum ortalam (5.000+3.000+5.000) 13.000/3=4.333,00 USD hesaplandığı, telif emsal bedeller için kurumlardan gelen yazılara istinaden, telif emsal bedellerinin minimum 7.000,00 TL olduğu belirtilmiştir.
Taraf vekillerinin rapora itirazları nedeniyle aynı bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş ve bilirkişi hazırlamış olduğu 27/05/2019 havale tarihli ek raporda sonuç olarak, birinci yöntem olarak, 2016-2017 yılları net satışlar toplamının 20.266,19x%12=2.431,94 TL hesaplandığı, ikinci yöntem olarak yapılan hesaplamada, sözleşmeler gereği telif emsal bedel olarak minimum ortalama (5.000+3.000+5.000+33.630) 47.140/4=11.792,50 USD x 2 yıl = 23.585,00 USD hesaplandığı, davaya konu olan markanın 2016-2017 yıllarında satışı olduğu, bu nedenle 2 yıl olarak dikkate alınması gerektiği, 3. Yöntem olarak yapılan değerlendirmede ise, telif emsal bedeller için kurumlardan gelen yazılara istinaden, telif emsal bedellerinin minimum (7.000+7.500+7.500) = 22.500 TL/3 = 7.333,33 TL olarak hesaplandığı belirtilmiştir. Lisans bedeline göre maddi tazminat talep eden davacı vekili raporda belirtilen 23.585 USD’nin TL karşılığı üzerinden maddi tazminat talebini artırmıştır. İstanbul Ticaret Odasından gelen yazı cevabına göre ise, benzer şekildeki marka kullanımının lisans bedelinin cironun %15’i tutarında olabileceği bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, deliller, tespit ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde, davalının işyerinde ve internet sitesinde “…..” ibareli ürün satışları yaptığı, ayrıca “…..” markalı ürünlerin kutusu üzerinde “….” esas unsurlu markası olmasa da, kutunun ön ve arka yüzünde tespit isteyenin “…..” isimli ürününün görseline yer verildiği, kutu içerisinden çıkan ürünün ve kullanma klavuzunun üzerinde ise …..” markasının yazılı olup, kullanma klavuzundaki şekil ve yazıların-açıklamaların davacı ürününün kullanma klavuzundakilerle aynı olduğu anlaşılmakla, davalının bu şekilde tespit olunan eylemi davacının marka haklarına tecavüz teşkil ettiği gibi, TTK 54 maddesi anlamında haksız rekabet teşkil ettiğinden, davacının marka haklarına tecavüz ve haksız rekabete ilişkin talebinin kabulü gerekmiştir. Davacının maddi tazminat talebine gelince; davacı vekili maddi tazminat tercihini SMK 151/2-c maddesi uyarınca lisans bedeline göre kullanmış olup, ibraz edilen lisans sözleşmelerinin tetkikinden, birden çok ülkeye ve ürüne ilişkin inhisari lisans olduğu gibi, emsal olarak dayanılan üçüncü kişi “……” şirketine ait lisans sözleşmesi birçok telif hakkına ilişkin olduğundan, bunların esas alınması hakkaniyete uygun görülmemiştir. Mali Müşavir bilirkişi raporunda belirtildiği üzere, davalının ticari defter ve faturalarına göre, toplam 225 adet “….. ” ibareli ürünü toplam 20.266,19 TL üzerinden sattığı ve böyleece elde ettiği cironun 20.266,19 TL olup, İTO’dan gelen yazı cevabına göre bu tutarın %15’i lisans bedeli olacağından, davalı işletmesinin çapı da gözetilerek davacının maddi tazminata dair talebi 20.266,19 TL.’nin %15’i olan 3.039,92 TL yönünden kabul edilmiştir. Fazlaya dair maddi tazminat talebi reddedilmiştir.
Davacının manevi tazminat talebine gelince, davalının yukarıda değinilen eylemi davacının markadan doğan manevi haklarını da ihlal ettiğinden, ihlalin süresi, boyutu, miktarı, manevi tazminatın amacı ve hakkaniyet ilkesi gözetilerek, 3.000,00 TL olarak takdir edilmiştir. Yine davalının piyasaya sürdüğü ürünlerin niteliği, davacı markası ve ürününe göre daha düşük kalitede olması gözetilerek, TBK 50 maddesi de gözetilerek, davacı yararına 3.000,00 TL itibar tazminatı takdir edilmiştir. Fazlaya dair talepler reddedilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde faizin türünü belirtmediğinden, yerleşik Yargıtay içtihatları gereği hüküm altına alınan tazminatlara yasal faiz işletilmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile,
Davalının “…..’…..”, “…..” ibareleri içeren ürünler satmak ve yine ürünlerle birlikte davacı ürünlerinin kullanım klavuzları ile aynı şekilde kullanım klavuzlarını kullanmak suretiyle davacı adına tescilli ….. tescil nolu “…..’….” markasından doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabetinin tespitine, bu eylemlerinin men’ine ve ref’ine,
Toplam 3.039,92 TL maddi tazminat, 3.000,00 TL manevi tazminat ve 3.000,00 TL itibar tazminatının ihlalin tespit tarihi olan 24/10/2017 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair tazminat taleplerinin reddine,
Karar kesinleştiğinde masrafı davalıdan alınarak hüküm özetinin ülke çapında yayınlanan tirajı en yüksek 3 gazetenin birinde ilanına,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince peşin alınan 31,40 TL ve 2.125,00 TL ıslah harcının toplamı 2.156,40 TL harçtan, 617,52 TL ilam harcının mahsubu ile, 1.538,88 TL fazla harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 3.931,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince kabul edilen manevi tazminatı yönünden hesaplanan 3.000,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince kabul edilen itibar tazminatı yönünden hesaplanan 3.000,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddedilen maddi tazminat yönünden hesaplanan 13.258,55 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddedilen manevi tazminatı yönünden hesaplanan 2.000,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddedilen itibar tazminatı yönünden hesaplanan 2.000,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan 31,40 TL peşin ve 2.125,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 2.156,40 TL harçtan, iade edilen 1.538,88 TL harcın mahsubu ile kalan 617,52 TL harç giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davacı tarafından yapılan 435,80 TL tebligat-tezkere, 700,00 TL bilirkişi ücreti ve tespit gideri olan 784,50 TL.’nin toplamı olan 1.920,30 TL yargılama giderinden, davanın kabul-red oranına göre 768,00 TL.’sinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin üzerinde bırakılmasına,
11-Davalı tarafından yapılan 6,50 TL yargılama giderinin, davanın kabul-red oranına göre 3,64 TL.’sinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiyesinin üzerinde bırakılmasına,
12-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
13-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup anlatıldı.21/11/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır