Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/590 E. 2018/163 K. 03.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/590 Esas
KARAR NO : 2018/163

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/12/2017
KARAR TARİHİ : 03/05/2018
KARAR YAZMA TARİHİ : 11.05.2018
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı taraf dava dilekçesinde özetle ; müvekkilinin …. markasının sahibi olduğunu markanın 10.04.20106 tarihinde 10, 25,26 sınıflarda tescilli olduğunu, davalı tarafından ayakkabıcılık alanında faaliyet gösterdiğini, … numaralı … markasını kendi adına 25. Sınıfta tescil ettirdiğini, müvekkilinin bu durumu tesadüfen kasım 2017 de öğrendiğini ve davalı tarafa ihtar ettiğini, davalının ayakkabı sektöründe olduğunu ve müvekkilinin markasını bilmemesinin mümkün olmadığını, davalıya ait … markası ile müvekkiline ait … markası ile iltibas yarattığını, davalının kötü niyetli olduğunu, davalı markasının hükümsüzlüğünü, kayıtlardan terkinini, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf cevap dilekçesinde özetle ; her iki markanın yazılış, okunuş, şekil ve de anlam olarak birbirine benzemediğini, davacının markasının … şeklinde okunduğunu müvekkil markasının …. şeklinde okunduğunu, ortak kelimelerin … olsa da bu kelime nedeniyle davacı markasına koruma sağlanamayacağını, … ibaresi ile biten çok sayıda markanın aynı sınıfta tescilli olduğunu, yerinde olmayan davanın reddini, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davacı tarafa yükletilmesini talep ve beyan etmiştir
Dosyaya celp edilen marka tescil kayıtlarına göre davacı tarafa ait markanın kayıtlara göre … sayılı …. şekil markası olduğu 10, 25 ve 26 sınıflarda 31.12.2004 den itibaren tescil edilen markanın halen geçerliliğini koruduğu davalı tarafa ait … sayılı …. markasının 25. sınıfta tescil edildiği celp edilen kayıtlardan anlaşılmıştır.
Dosyaya ibraz edilen tüm delil ve belgeler dikkate alındığında dava markaya benzerlik nedeniyle açlımış hükümsüzlüğe ilişkin olup HMK.nın 266 madde gereği mahkememizin ihtisas mahkemesi olması konunun hakimin hukuki bilgisi ile çözülecek nitelikte bulunması nedeniyle bilirkişi incelemesi yaptırılmamıştır.
Dosyaya celp edilen marka kayıtları, taraf delilleri ve beyanları tüm deliller dikkate alındığında dava benzerlik nedeniyle hükümsüzlüğe ilişkin olup 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu 4. maddesi marka bir teşebbüsün mallarının ve hizmetlerinin diğer teşebbüsün mallarından ve hizmetlerinden ayırt edilmesinin sağlanması ve marka sahibine sağlanan korumanın konusunun açık ve kesin olarak anlaşılmasını sağlayabilecek şekilde sicilde gösterilebilir olması şartı ile kişi adları dahil sözcükler, şekiller, renkler harfler ,sayılar sesler ve malların veya ambalajların biçimi olmak üzere her tür işaretten oluşabilir. 5 maddede marka tescilinin mutlak red nedenleri sayılmış, ç bendinde aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetler ile ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış, marka ile aynı veya ayırt edilemeycek kadar benzer işaretler marka olarak tescil edilmez, 6. Madde de tescil başvurusu yapılan bir markanın tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı veya benzerliği kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali dahil karşıtırılma ihtimali varsa itiraz üzerinde başvuru red edilir”. hükmü düzenlenmiştir.
Karıştırma ihtimali ortalama tüketicilerin her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Başka bir anlatım ile halkın söz konusu mal ve hizmetleri aynı ya da bağlantılı işletmelerden geldiğini düşünme tehlikesidir. Hem markanın hem de mal veya hizmetlerin aynı olması durumunda marka hakkının ihlali söz konusu olmaktadır. Karıştırma ihtimalinden söz edilebilmesi için öncelikle tescil başvurusuna konu veya tescil edilmiş marka ile daha önce tescil edilmiş ve tescil başvurusu yapılmış markanın kapsadığı hizmetlerin aynı ya da benzer olması gerekmektedir. Eğer bu mal ve hizmetler aynı ya da benzer ise bu kez markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenecektir. Karıştırma ihtimali hem marka, hemde sınıf bakımından benzerlik gerektirdiğinden iki markanın tescil edildikleri, tescil başvurusunda bulunulduğu ya da kullanıldığı mal ve sınıfların ne kadar birbirine benzer ise karıştırılma ihtimalinin ortaya çıkmaması için markaların da o oranda birbirinden farklı olması gerekecektir. Markalar arasında sözcük, harf karakteri, şekil, grafik gibi renk unsurlarında hiçbir fark yok ise markalar arasında ayniyetten söz edilir. Eğer bu unsurlardan birinde küçük fark var ise benzer markalardan söz edilir. Markalar arasında karıştırma ihtimali incelenirken her bir unsura göre değil bir bütün olarak iki markanın bıraktığı genel global izlenimin markanın bütünüyle bıraktığı etki dikkate alınır.
AB Adalet Mahkemesi (CJEU ) uygulamalarında karıştırma ihtimalinin belirlenmesinde bir takım ilkeler mevcuttur. Uygulamalara göre karıştırma ihtimali ilgili tüm faktörler dikkate alınmak suretiyle marka veya işaretler birer bütün olarak değerlendirilmeli bu değerlendirme yapılırken uyuşmazlık konusu mal veya hizmetin talep edebilecek durumdaki ortalama tüketici gözü ile bakılmalı ortalama tüketicinin detayları incelemeden markayı bir bütün olarak algılayacağı gözönünde bulundurulmalı markadaki ayırt edici ve egemen unsurların bıraktığı genel intibaya göre görsel ve işitsel ve kavramsal anlamda karıştırma ihtimali bulunup bulunmadığı tartışılmalıdır.
Markalar arasında daha az derecedeki benzerlik mal veya hizmetler arasında daha çok benzerlik ile dengelenebilir. Bunun tersi de mümkündür. Ayrıca eğer önceki markanın ayırt ediciliği kendiliğinden çok yüksek ise veya kullanım sonucunda yüksek ayırt edicilik sağlanmış ise karıştırılma ihtimali de çok yüksek olacaktır. Salt çağrıştırma ihtimalinin varlığı karıştırma ihtimalini de mevcut olduğunun kabulü için yeterli değildir. Önceki markanın tanınmışlığı da tek başına karıştırılma ihtimalinin varlığı için yeterli değildir. Eğer her iki marka arasında çağrıştırma ,tüketicide bu markayı taşıyan ürünlerin aynı ya da ekonomik olarak bağlantılı işletmelerden kaynaklandığı yolunda bir kanaate yol açacak nitelikte ise, bu durumda karıştırma ihtimalinin bulunduğu düşünülmelidir. Markalar arasında görsel , işitsel,kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı her iki markanın asli ve tali unsurları ile birlikte bütünü itibariyle bıraktığı izlenimler bakımından benzerlik olup olmadığı çağrıştırma söz konusu olup olmadığı, markaların ait oldukları mal veya hizmetlerin hitap ettiği tüketici kitlesinin eğitim ve toplumsal durumu, markaların tescilli oldukları malın ya da hizmetin değeri , buna bağlı olarak alıcının mal almaya gittiğinde harcadığı zaman kriterleri dikkate alınarak ortalama düzeydeki tüketici gözü ile karıştırma ihtimali mevcut olup olmadığı tespit edilecektir.
Somut olayda davacı tarafa ait tescilli marka … + şekil markası olup ingilizce bir sözcükten ibaret olup sözlük anlamı sepet örgüsü anlamını ifade etmektedir. Davalı tarafa ait marka ise … ibaresi olup karşılığı olmayan yabancı bir kelimedir. Her iki marka dikkate alındığında ; yabancı kelimelerden ibaret olup markaların tek ortak yönü sonlarındaki … ibaresi olup bir bütün halinde bakıldığında ; … ibaresi dışında markaların söylemleri, anlamları benzer olmayıp baştaki harf dizilimi farklı olup yine … ibaresi bir çok spor ayakkabı markasında sonda kullanılan bir ibare olup baştaki ibareler bir bütün halinde ayırt edici olup ortalama tüketici nezdinde markaların bir bütün halinde karıştırılma ve benzerliği söz konusu olmadığından yerinde olmayan davanın reddine karar vermek gerekli ve yerinde görülmüştür.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Gerekçelerle
1-Taraf tescilli markaları, kayıtları, tescil, şekil ve ibareleri dikkate alındığında ortalama tüketici nezdinde markalar arasında bağlantı kurulma ve karıştırılma ihtimali bulunmadığından yerinde olmayan davanın reddine,
2-Harç yeterli olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan 3.1450,00 TL ücreti vekaletin davacı taraftan tahsili, davalı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Artan avans giderinin taraflara iadesine,
Dair kararın taraflara tebliğinden itibaren ilgili hukuk dairesinde 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 03/05/2018

Katip …

Hakim …

¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır