Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/588 E. 2021/200 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/588
KARAR NO : 2021/200

DAVA : Markaya Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Önlenmesi,
Sonuçlarının Ortadan Kaldırılması, Markanın Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 29/11/2017
BİRLEŞEN İSTANBUL 2.FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ’NİN
2018/207 ESAS SAYILI DOSYASI

DAVA : Markaya Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Men’i, Tazminat
DAVA TARİHİ : 11/04/2018
KARAR TARİHİ : 07/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 11/10/2021
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin ” ……” ibaresi bulunan markalarının Türkiye’de dahil olmak üzere dünya çapında sayısız ülkede tescilli ve tanınmış bir marka olduğunu, TPMK nezdinde …… tescil numaralı “……” ve ….. tescil numaralı “…….” ibareli markaların sahibi olduğunu, müvekkili markalarının dünya çapında tanınmış markalar olduğunu, müvekkilinin TPMK nezdinde yapmış olduğu araştırmalar sırasında, ” …..” markaları ile karıştırılma ihtimali yaratacak derecede benzer olan …… sayılı “…….” ibareli markanın 25. sınıfta davalı adına tescilli olduğundan haberdar olduğunu, davalının söz konusu markayı, ürettiği bot cinsi ürünler üzerinde müvekkilinin “……” markalarına benzer şekilde kullanmakta olduğunu, bu durum üzerine, Noter aracılığıyla davalıya, ihtilaf konusu …… tescil numaralı “……” ibareli markasını geri çekmesini ve logo kullanımlarına son vermesini içerir bir ihtarname keşide edildiğini, ancak buna rağmen davalı eylemlerinin son bulmadığını ve davalı yanın söz konusu fiillerinin müvekkilinin marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini iddia ederek, müvekkilinin tescilli markasına yönelik tecavüz ve haksız rekabetin tespitini, önlenmesini, sonuçlarının ortadan kaldırılmasını, davalı adına olan …… tescil numaralı “…….” ibareli markanın hükümsüzlüğünü, sicilden terkinini, ihlal teşkil eden her türlü ayakkabı emtiasında, tabela, amblem, ilan, reklam, yazılı broşür, afiş ve her türlü tanıtım malzemelerinin kullanımının önlenmesini, ihlal teşkil eden kullanımlara el konularak imhası ile, verilecek hüküm özetinin ilanını talep ve dava etmiştir.
CEVAP ; Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin yirmi yılı aşkın süredir ayakkabı sektöründe üretim ve pazarlama alanında “…….” ismiyle tanındığını, müvekkilinin dava konusu …… tescil nolu markası haricinde ilk defa 2003 yılında TPE nezdinde …… tescil numarası “…….” markasının farklı şekil, yazı ve kombinasyonları ile tescil edildiğini ve kullanılan 12 adet markası bulunduğunu, müvekkilinin davacının markasını taklit etmeye veya ondan yararlanmaya çalışığı yöndeki iddialarının kabul edilemez olduğunu, müvekkili kullanımında büyük ve çok net şekilde müvekkilinin “….” ibaresi yer aldığını, davacı markası ile, müvekkilinin markasının aynı şekil olmadığını, bundan bahisle hem hükümsüzlük hem de tecavüz iddialarının dayanaksız olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
BİRLEŞEN DAVA ; Birleşen İstanbul …… Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin ….. Esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin yirmi yılı aşkın süredir ayakkabı sektöründe üretim ve pazarlama alanında “…… ” ismiyle tanındığını, dava konusu …… tescil nolu markası haricinde ilk defa 2003 yılında TPE nezdinde …… tescil numarası “…….” markasının farklı şekil, yazı ve kombinasyonları ile tescil edildiğini ve kullanılan 12 adet markası bulunduğunu, davalının müvekkilinin tescilli markasını haksız ve hukuka aykırı bir şekilde kullandığını, davalının müvekkilinin tescilli markasının bulunduğu ürünleri internet siteleri üzerinden satışa sunduğunu ve bu durumun müvekkilinin tescilli markasından doğan haklarını ihlal ettiğini iddia ederek, müvekkilinin tescilli markasına yönelik haksız kullanım ve haksız rekabetinin tespitini, durdurulmasını, men’ini, ihlal teşkil eden ürünlere ve bu ürünleri üretmeye yarayan makinelere el koyulmasını, imhasını, 10.000,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsili ile verilecek hüküm özetinin ilanını talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN CEVAP : Birleşen İstanbul …….Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin ……. Esas sayılı dosyasında davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin tescilli “…….” markasının Türkiye’de münhasır lisans sahibi olduğunu, dava konusu markanın 1988 yılından beri Türkiye’de tescilli olarak korunduğunu ve distribütörlüğünü üstlendiğini, müvekkili markasının tanınmış marka olduğunu, müvekkili ürünleri ile davacı ürünlerinin benzer olmadığını ve davacı iddialarının dayanaksız olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Asıl dava, markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, sonuçlarının ortadan kaldırılması, davalı adına olan …… tescil numaralı markanın hükümsüzlüğü, ihlal teşkil eden ürünlere el konularak imhası ile hüküm özetinin ilanı, birleşen dava ise, markaya yönelik haksız rekabetin tespiti, men’i, durdurulması, ihlal teşkil eden ürünlere el konularak imhası, maddi-manevi tazminat ve hüküm özetinin ilanı taleplidir.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, …… tescil numaralı “……” ibareli markanın, 25. Sınıfta, 26/01/2017 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle davalı …… Ayakkabı Pazarlama Sanayi İthalat İhracat Limited Şirketi adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
6769 Sayılı SMK’nın 29/1-b ve c maddeleri ile, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde, tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmanın marka hakkına tecavüz oluşturduğu belirtilmiştir.
6102 Sayılı TTKnın 54. Maddesi ile, haksız rekabete ilişkin bu kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır. 55. Maddesinin 4. fıkrasında ise, iyi niyetle bağdaşmayan, haksız rekabete ilişkin eylemlere örnek olarak, başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak gösterilmiş ve haksız rekabet halleri hüküm altına alınmıştır.
6769 Sayılı SMK’nın 25. Maddesinde hükümsüzlük koşulları belirtilmiş olup, belirtilen madde ile, 5. veya 6. maddede sayılan hallerden birinin mevcut olması halinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. Menfaati olanlar, Cumhuriyet Savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir. Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf gösterilmez. Bir marka, 5. maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş olup da kullanım sonucunda tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından hükümsüzlük talebinden önce ayırt edici nitelik kazanmışsa hükümsüz kılınamaz. Hükümsüzlük halleri, markanın tescil edildiği bir kısım mal veya hizmete ilişkin bulunuyorsa, sadece o mal veya hizmet yönünden kısmi hükümsüzlüğe karar verilir. Marka örneğini değiştirecek biçimde hükümsüzlük kararı verilemez.
Yine SMK’nın 6/1 hükmü uyarınca, tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvurunun reddedileceği belirtilmiştir.
Paris Sözleşmesinin 1. mükerrer 6. Maddesi ile, birlik ülkeleri, tescilin yapıldığı ülkenin yetkili makamınca söz konusu ülkede bu sözleşmeden yararlanacağı kabul olunan bir kişiye ait olduğu, aynı veya benzeri mallar için kullanıldığı iyi bilinen tanınmış bir markanın herhangi bir karışıklığa yol açabilecek bir şekilde yeniden reprodüksiyonunu, taklit edilmesini veya aslına yakın bir şekilde değiştirilmesini içeren bir markanın kullanılmasını gerek mevzuat izin verdiği takdirde re’sen gerekse ilgilinin isteği üzerine yasaklamayı ve tescilini reddetmeyi veya iptal etmeyi taahhüt ederler. Markanın elzem bir bölümünün tanınmış bir markanın reprodüksiyonundan oluşması veya bu tanınmış markayla karıştırılabilecek bir taklitten ibaret olması durumunda da, bu hükümler geçerli olacaktır. Böyle bir markanın iptalinin istenmesi için tescil tarihinden itibaren en az beş yıllık bir sürenin tanınması gerekecektir. Birlik ülkeleri, kullanmanın yasaklanması talebinin yapılması için gerekli süreyi tanıyabilirler. Kötü niyetli tescil edilen veya kullanılan markaların kullanımının yasaklanmasını veya iptalini istemek için süre tespit edilemeyeceği belirtilmiştir.
Taraf vekillerince deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi heyeti hazırlamış oldukları 20/03/2019 havale tarihli raporda sonuç olarak, esas dava açısından; davalı yanın tescilli markalarına yönelik olarak yapmakta oldukları kullanımların, davacı yan ile haksız rekabete sebebiyet vermediği, ilgili kullanımların davacının markalarına tecavüz ettiğinden bahsedilemeyeceği, davalı yana ait …… tescil numaralı markanın hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı, birleşen dava açısından; davalı tarafça gerçekleştirilen marka kullanımının, davacı markasına iltibas oluşturacak kadar benzer olduğu, davalı yanın kullanımlarına mesnet olarak göstermekte oldukları markaların koruma kapsamı dışında yaptıkları kullanımlar ile davacı yana ait markaya tecavüz teşkil eder eylemler gerçekleştirdiği belirtilmiştir.
Davacı vekilinin rapora itirazı üzerine, önceki bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişi heyeti hazırlamış olduğu 11/11/2019 havale tarihli ek raporda sonuç olarak, esas dava açısından; davalı yanın tescilli markalarına yönelik olarak yapmakta oldukları kullanımların, davacı yan ile haksız rekabete sebebiyet vermediği, ilgili kullanımların davacının markalarına tecavüz ettiğinden bahsedilemeyeceği, davalı yana ait ….. tescil numaralı markanın hükümsüzlüğü koşullarının oluşmadığı, davalı yanın kötü niyetli olarak değerlendirilemeyeceği, davalı adına tescilli markanın, davacı yanın “……. ” şeklindeki görselin kullanımından sonra tescil başvurusuna konu edildiğine ilişkin herhangi bir veri heyet tarafından tespit edilemediği, davalı yanın kötü niyetle dava konusu marka tescil başvurusun gerçekleştirdiğini ve bu gerekçe ile dava konusu markasının hükümsüzlüğünün gerekebileceği, birleşen dava açısından; davalı tarafça gerçekleştirilen marka kullanımının, davacı markasına iltibas oluşturacak kadar benzer olduğu, davalı yanın kullanımlarına mesnet olarak göstermekte oldukları markaların koruma kapsamı dışında yaptıkları kullanımlar ile davacı yana ait markaya tecavüz teşkil eder eylemler gerçekleştirdiği yönündeki görüşlerinde bir değişiklik olmadığı belirtilmiştir.
Davacı vekilinin bilirkişi ek raporuna itirazları üzerine, yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş olup, ikinci bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan 26/10/2020 havale tarihli raporda sonuç olarak, Esas dava açısından; davacı tarafın “……” formunu içeren kullanımının, davalının marka tescil başvuru tarihi olan 26.01.2017 öncesinde markasal nitelikte ve tesciIsiz bir kullanım olduğu, haliyle davacının “ …. ” formunu içeren kullanım üzerinde gerçek (eskiye dayalı) ve öncelikli hak sahibi olduğu, davalıya ait ….. tescil numaralı markanın, davacıya ait markalarla benzer olması, aynı mal/hizmetleri kapsaması ve aynı zamanda markaların belirtilen bu ilişki nedeniyle ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma ihtimalinin de bulunması nedeniyle hükümsüzlüğüne ilişkin şartların mevcut olduğu, FSEK 4/6 hükmü gereğince davacı tescilsiz marka logolarının grafik eser, yani güzel sanat eseri olduğu, bu çerçevede davalı markasının hükümsüzlük sebebi sayılabileceği, birleşen dava açısından; birleşen davada, davalının öncelikli hak sahibi ve asıl davanın davacısı olan …… ‘nin yetkili distiribütörü olarak dava konusu tescilsiz markayı kullanmasının, birleşen davada davacının tescilli marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil etmeyeceği belirtilmiştir.
Davalı vekilinin bilirkişi raporuna itirazı üzerine, ikinci bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, ikinci bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan 11/06/2021 havale tarihli ek raporda sonuç olarak, esas dava açısından; davacının dava dilekçesinde bahsedilmeyen tescilsiz marka kullanımı ile ” ……” logosunun daha sonra dosyaya ibraz edilmesinin iddianın genişletilmesi yasağı kapsamında olduğu kanaatine ulaşılırsa, bu durumda kök raporda iltibas yaratan benzerliğin tescilsiz marka kullanımları için söz konusu olduğunu, davacının dava dilekçesinde hükümsüzlüğe dayanak yapılan …… ve …….. tescil numaralı marka yönünden iltibas yaratmayacağı dikkate alınacak olursa, hükümsüzlük ve haksız rekabet koşullarının oluşmadığı, tescilsiz marka kullanımı ile “…….” logosunun daha sonra dosyaya ibraz edilmesinin iddianın genişletilmesi yasağı kapsamında olmadığı kanaatine varılması ihtimaline ise, yine kök raporda belirtildiği üzere, davacının “…..” formunu içeren kullanımı üzerinde gerçek ve öncelikli hak sahibi olduğunu ve davacının tescilli markalarında yer almamakla birlikte, davacının tescilsiz markasal kullanımında görülen en alttaki ……” formu ile davalı markasındaki “…….” formunun benzer olarak algılandığı, davacının “…….” formu açısından önceye dayalı kullanım hakkına sahip olduğu dikkate alındığında, görsel unsuru birbirine yaklaşan 2 işaret arasında tarafların emtialarının, faaliyet alanlarının ve müşteri kitlesinin benzerliği husus da dikkate alındığında, markalar arasında bir ilişkilendirme, idari veya ekonomik bir bağ kurma ihtimalinin söz konusu olabileceği, davalıya ait …… tescil numaralı markanın, davacıya ait markalarla benzer olması, aynı mal/hizmetleri kapsaması ve aynı zamanda, markaların belirtilen bu ilişki nedeniyle ilişkilendirme ihtimali dahil karıştırılma ihtimalinin de bulunması nedeniyle 25. sınıf açısından hükümsüzlüğüne ilişkin şartların mevcut olduğu, davaya konu iltibasa yol açan tescilsiz markada kullanılan logonun estetik niteliği, şekil ve harf unsurlarının birlikte yarattığı ahenk nedeniyle davacının tescilsiz marka logosunun grafik eser yani güzel sanatlar eseri olduğu, bu çerçevede davalı markasının hükümsüzlük sebebi sayılabileceği, haksız rekabet hususu ile ilgili olarak kök raporda belirtildiği üzere davalının, davacının iş ürünleri ile karıştırılmaya yol açacak bir kullanım sergilediği görüldüğü, bu sebeple yukarıdaki tespitler ışığında, davalının karıştırılmaya yol açacak şekilde kullanımının, haksız rekabet teşkil edeceğini ve haksız rekabetin iltibasa yol açan “V” formunun kullanımının engellenmesi ile giderilebileceği, birleşen dava açısından; eskiye dayalı kullanım marka tescilinde nispi ret nedenlerinden biri olarak öngörülmüşse de, önceye dayalı kullanım nedeniyle eskiye dayalı hak sahibi olan kişi, hakkını sadece hükümsüzlük davası yol ile değil kendisine karşı marka hakkına tecavüze dayanılarak açılan davalarda da savunma şeklinde, bir def’i olarak ileri sürülebileceği, birleşen davada davalının öncelikli hak sahibi ve asıl davanın davacısı olan “…… ‘nin yetkili distribütörü olarak dava konusu tescilsiz markayı kullanmasının, birleşen davada, davacının tescilli marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil etmeyeceği belirtilmiştir.
Her ne kadar birinci bilirkişi heyeti raporu ile ikinci bilirkişi heyeti raporu çelişkili gibi görülüyor ise de, dosyaya fiziki olarak giren dava dilekçesinin eksik olup, dosyanın detaylı tetkikinden UYAP’a yüklü dava dilekçesinin daha kapsamlı ve UYAP’a yüklü dilekçenin 23. sayfasında özellikle davacı tarafça 50. Yıl logosu olarak adlandırılan “…….” formundaki kullanma da delil olarak dayandığı, birinci bilirkişi heyetinin fiziki dosya üzerinden inceleme yapıp UYAP’a yüklü dilekçedeki bu iddia ve delilleri değerlendirmemesinden kaynaklandığı anlaşılmıştır. Bu itibarla çelişki olmadığı gibi, HMK’nın 282 maddesi uyarınca hakim, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir. Ayrıca Yüksek Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08/06/2016 tarih ve ….. Esas ve …… Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi hukuki bir konu olduğundan nihai değerlendirme mahkemeye ait olduğundan dosya kapsamıyla uyumlu görülen ikinci bilirkişi heyeti raporuna itibar etmek gerekmiştir. Yine davalı vekilince, iddianın genişletilmesi yasağından bahsedilmiş ise de, yukarıda değinildiği üzere UYAP’a yüklü dava dilekçesinin 23. Sayfasında davacı tarafça “…….” formundaki ….. logosu olan olarak adlandırılan fiili kullanıma gerek maddi vaka gerekse delil olarak dayanıldığından bu savunmaya itibar edilmemiştir.
Buna göre; davacının “……” formunu içeren kullanımının davalının marka tescil başvuru tarihi olan 26.01.2017 öncesinde markasal nitelikte ve tesciIsiz bir kullanım olduğu, “…….” formunu içeren kullanımı üzerinde gerçek ve öncelikli hak sahibi olduğu ve davacının tescilli markalarında yer almamakla birlikte, davacının tescilsiz markasal kullanımında görülen en alttaki “…….” formu ile davalı markasındaki “…….” formunun benzer olarak algılandığı, davacının “……” formu açısından önceye dayalı kullanım hakkına sahip olduğu dikkate alındığında, görsel unsuru birbirine yaklaşan 2 işaret arasında tarafların emtialarının, faaliyet alanlarının ve müşteri kitlesinin benzerliği husus da dikkate alındığında, markalar arasında bir ilişkilendirme, idari veya ekonomik bir bağ kurma ihtimalinin söz konusu olabileceği, davalıya ait ……. tescil numaralı markanın, davacıya ait markalarla benzer olması, aynı mal/hizmetleri kapsaması ve aynı zamanda, markaların belirtilen bu ilişki nedeniyle ilişkilendirme ihtimali dahil karıştırılma ihtimalinin de bulunması nedeniyle 25. sınıf açısından hükümsüzlüğüne ilişkin şartların mevcut olduğu, davaya konu iltibasa yol açan tescilsiz markada kullanılan logonun FSEK 4/6 hükmü gereğince grafik eser, yani güzel sanat eseri olduğu, estetik niteliği, şekil ve harf unsurlarının birlikte yarattığı ahenk nedeniyle davacının tescilsiz marka logosunun grafik eser yani güzel sanatlar eseri olduğu, bu çerçevede davalı markasının hükümsüzlük sebebi sayılabileceği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Haksız rekabet hususu ile ilgili olarak davalının, davacının iş ürünleri ile karıştırılmaya yol açacak bir kullanım sergilediği görüldüğünden , davalının karıştırılmaya yol açacak şekildeki bu kullanımının, haksız rekabet teşkil edeceği ve haksız rekabetin iltibasa yol açan “…….” formunun kullanımının engellenmesi ile giderilebileceği anlaşılmakla, davacının davasının kabulü gerekmiştir.
Birleşen İstanbul ….. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin …… esas sayılı dosyası açısından; eskiye dayalı kullanım marka tescilinde nispi ret nedenlerinden biri olarak öngörülmüşse de, önceye dayalı kullanım nedeniyle eskiye dayalı hak sahibi olan kişi, hakkını sadece hükümsüzlük davası yolu ile değil, kendisine karşı marka hakkına tecavüze dayanılarak açılan davalarda da savunma şeklinde, bir def’i olarak ileri sürülebileceği, birleşen davada davalının öncelikli hak sahibi ve asıl davanın davacısı olan “…….’nin yetkili distribütörü olarak dava konusu tescilsiz markayı kullanmasının, birleşen davada, davacının tescilli marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil etmeyeceği gibi, dayanak markanın hükümsüzlüğüne karar verildiğinden ve hükümsüzlük baştan beri sonuç doğuracağından davacının davasının reddine karar vermek gerekmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
ASIL DAVA YÖNÜNDEN :
1-Davacının davasının KABULÜNE, davalı adına tescilli …… tescil nolu markanın hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine,
2-Davalının davacının hak sahibi olduğu tescilli ve tescilsiz markalara iltibas teşkil ettiği anlaşılan davalı adına tescilli …… tescil nolu marka kullanımı nedeniyle davalının davacı marka haklarına tecavüzü ve haksız rekabetinin tespitine, önlenmesine, sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, ihlal teşkil eden her türlü ayakkabı emtiasında, tabela, amblem, ilan, reklam, yazılı broşür, afiş ve her türlü tanıtım malzemelerinin kullanımının önlenmesine, ihlal teşkil eden kullanımlara el konularak markanın sökülmesi mümkün ise sökülmesi aksi halde imhasına,
3-Karar kesinleştiğinde masrafı davalıdan alınarak hüküm özetinin ülke çapında yayınlanan tirajı en yüksek üç gazetenin birinde ilanına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 59,30 TL ilam harcından, 31,40 TL peşin harcın mahsubu ile, 27,90 TL bakiye karar harcının, davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince kabul edilen hükümsüzlük davası nedeniyle hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince kabul edilen tecavüz davası nedeniyle hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 62,80 TL dava ilk masrafı, 704,00 TL tebligat-tezkere masrafı ve 5.100,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 5.866,80 TL yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
B-BİRLEŞEN İSTANBUL 2. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ’NİN
2018/207 ESAS SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN :
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince peşin alınan 85,39 TL harçtan, 59,30 TL ilam harcının mahsubu ile, 26,10 TL fazla harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddedilen haksız rekabet davası nedeniyle hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddedilen maddi tazminat davası nedeniyle hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddedilen manevi tazminat davası nedeniyle hesaplanan 5.000,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
C-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
D-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup usulen anlatıldı.07/10/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır