Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/550 E. 2019/400 K. 26.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/550
KARAR NO : 2019/400

DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü, Haksız Rekabetin Tespiti, Tazminat
DAVA TARİHİ : 26/10/2017
KARAR TARİHİ : 26/11/2019
KARAR YAZIM TARİHİ : 20/12/2019

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin 1984 yılından bu yana ….. no ile adına TPMK nezdinde tescilli olan “…..” markasının 8. sınıfta tescilli olduğunu, bu markayı her türlü ticari evrakında, fuarlarda kullandığını, bu marka altında üretim ve satışını yaptığını, ancak bu markaya benzer olan davalı adına ….. sayı ile tescilli “…..” markasının aynı sınıf mallar için tescilli olduğunu, davalı tarafından söz konusu markanın kullanılmasının tüketici nezdinde, bu markayı taşıyan ürünün davacının seri markalarından biri olduğunu düşündürteceğini, tüketici nezdinde iltibas yaratma ihtimalinin bulunduğunu ve bu durumun haksız rekabet oluşturduğunu ve müvekkilini maddi ve manevi zararlara uğrattığını iddia ederek, davalı markasının müvekkili markasına benzer olduğunun tespitini, davalı adına ….. sayı ile tescilli “….. +Şekil” ibareli markasının 8. Sınıf bakımından hükümsüzlüğünü ve sicilden terkini, haksız rekabetin tespitini, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 10.000,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminatın avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini ve verilecek hüküm özetinin ilanını talep ve dava etmiş, davacı vekili bilahare sunmuş olduğu26/06/2019 tarihli dilekçesi ile, 10.000,00 TL olan maddi tazminat talebieni, 180.375,41 TL olarak ıslah etmiş ve harcını tamamlamıştır.
CEVAP ; Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davalının ….. Ticaret A.Ş.’nin grup şirketlerinden biri olduğunu, 30/01/1997 tarihinden bu yana faaliyette bulunduklarını, “…..” markasının 31/12/2014 tarihinden itibaren müvekkili adına tescilli olduğunu, davalının bu markayı yoğun tanıtım programı sayesinde tanıttığını ve ayırt edicilik vasfına eriştirdiklerini, ayrıca taraf markalarının görsel açıdan çok farklı olduklarını, “…..” ibaresinin çatal-bıçaklar için tanımlayıcı bir ibare olmadığını, ürünlerin hitap ettiği tüketici kesiminin genel olarak dikkatli kişilerden oluştuğunu, dolayısıyla yazı sitili, logo, tasarım açısından mevcut farklılık nedeniyle tüketiciler nezdinde iltibas oluşmayacağını ve davacının herhangi bir zarara uğramasının da söz konusu olamayacağını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, markanın hükümsüzlüğü, haksız rekabetin tespiti, maddi ve manevi tazminat taleplidir.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, ….. sayılı “….. …..Ticaret Ltd.Şti. T.M.” ibareli markanın, 08. Sınıfta ilk defa 18/12/1995 tarihinde davacı adına tescilli olduğu ve 18/12/2015 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle yenilendiği, ….. sayılı “…..+Şekil” ibareli markanın, 07, 08, 09, 11, 12, 14, 15, 18, 20, 21, 24, 26, 27 ve 35. Sınıflarda 31/12/2014 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle davalı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
6102 Sayılı TTKnın 54. Maddesi ile, haksız rekabete ilişkin bu kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır. 55. Maddesinin 4. fıkrasında ise, iyi niyetle bağdaşmayan, haksız rekabete ilişkin eylemlere örnek olarak, başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak gösterilmiş ve haksız rekabet halleri hüküm altına alınmıştır.
6769 Sayılı SMK’nın 25. Maddesinde hükümsüzlük koşulları belirtilmiş olup, belirtilen madde ile, 5. veya 6. maddede sayılan hallerden birinin mevcut olması halinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. Menfaati olanlar, Cumhuriyet Savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir. Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf gösterilmez. Bir marka, 5. maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş olup da kullanım sonucunda tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından hükümsüzlük talebinden önce ayırt edici nitelik kazanmışsa hükümsüz kılınamaz. Hükümsüzlük halleri, markanın tescil edildiği bir kısım mal veya hizmete ilişkin bulunuyorsa, sadece o mal veya hizmet yönünden kısmi hükümsüzlüğe karar verilir. Marka örneğini değiştirecek biçimde hükümsüzlük kararı verilemez. Marka sahibi, sonraki tarihli bir markanın kullanıldığını bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde bu duruma birbirini izleyen beş yıl boyunca sessiz kalmışsa, sonraki tarihli marka tescili kötüniyetli olmadıkça, markasını hükümsüzlük gerekçesi olarak ileri süremez. 6. maddenin birinci fıkrası uyarınca açılan hükümsüzlük davalarında 19. maddenin ikinci fıkrası hükmü def’i olarak ileri sürülebilir. Bu durumda kullanıma ilişkin beş yıllık sürenin belirlenmesinde dava tarihi esas alınır. Hükümsüzlüğü istenen markanın başvuru veya rüçhan tarihinde, davacının markası en az beş yıldır tescilli ise davacı ayrıca, söz konusu başvuru veya rüçhan tarihinde 19. maddenin ikinci fıkrasında belirtilen şartların yerine getirildiğini ispatlayacağı belirtilmiştir.
Yine SMK’nın 6/1 hükmü uyarınca, tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvurunun reddedileceği belirtilmiştir.
Taraf vekillerince deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi heyeti hazırlamış oldukları 13/03/2019 havale tarihli raporda sonuç olarak, davalı şirketin ….. sayı ile adına tescil ettirmiş olduğu “…..+Şekil” markasının, davacıya ait….. sayı ile 08 . sınıfta tescil edilmiş olan “….. …..Ticaret Ltd.Şti. T.M.” ile benzer olup, davalıya ait marka tescil kapsamında 8. Sınıfta yer alan “Değerli madenlerden olanlar dahil çatallar, kaşıklar, bıçaklar ve kesme, doğrama, soyma amaçlı mutfak aletleri, tıraş, epilasyon, manikür, pedikür, güzellik amaçlı kişisel bakım sınıfa dahil alet ve cihazlar (saç düzleştirici ve kıvırıcı cihazlar, makaslar dahil). Elektrikli elektriksiz, buharlı ütüler”, 21. Sınıfta yer alan “Değerli metalden olanlarda dahil olmak bu sınıfta yer alan ve elektrikle çalışmayan ev ve mutfak gereçleri, kap kacak” malları üzerinde ve yine 35. Sınıfta yer alan “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için 08.sınıftaki değerli madenlerden olanlar dahil çatallar, kaşıklar, bıçaklar ve kesme, doğrama, soyma amaçlı elektrikli olmayan kesici mutfak aletleri. Tıraş, epilasyon, manikür, pedikür, güzellik amaçlı kişisel bakım için kullanılan bu sınıfa dahil alet ve cihazlar (saç düzleştirici ve kıvırıcı cihazlar, makaslar dahil), elektrikli-elektriksiz, buharlı ütüler.” 21.sınıftaki değerli metalden olanlar da dahi olmak üzere, bu sınıfta yer alan ve elektrikle çalışmayan ev ve mutfak gereçleri, kap kacak.” mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir” hizmetlerinde kullanılması halinde tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet verilebileceği, davalının, davacı adına TPMK nezdinde tescilli aynısının ve ayırt edilmeyecek kadar benzerinin kullanımından dolayı SMK’nın 6. maddesi anlamında tüketici nezdinde iltibasa yol açabileceği ve davalının haksız yarar sağlayabileceği veya markanın itibarının zarar görebileceği, bilirkişi heyeti hazırlamış oldukları 12/06/2019 havale tarihli ek raporda sonuç olarak, kök rapordaki görüşlerine ilaveten, davacı tarafın marka hakkının tecavüze uğraması nedeniyle yoksun kaldığı kazancın SMK’nın 151/2-b maddesi uyarınca davalı tarafın ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonrasında, 31/12/2014-26/10/2017 tarihleri arasında ….. markalı çatal bıçak takımları, alım satımından elde ettiği 2015 yılı net karı toplamı 45.336,45 TL, 2016 yılı net karı toplamı 135.038,96 TL olmak üzere toplam 180.375,41 TL olarak hesap ve tespit edildiği ve davacının yoksun kaldığı kazanç olarak bu tutarı talep edebileceği belirtilmiştir.
…. sayılı sayılı davacı markası “….. …..Ticaret Ltd.Şti. T.M.” ibareli olup, şekil içermemektedir. Davalıya ait ….. sayılı “…..+Şekil” renkli ve şekil olarak ön plandadır. Yazı ibareleri şekil karşısında dikkatlice bakılmadığı takdirde okunacak seviyede değildir. Bilirkişi raporunda değinildiği üzere, davalı bu markası için büyük miktarda reklam harcaması yapmış ve ayırt edici hale getirmiştir. Davacının markası ise tamamen şirket unvanı ile aynıdır. Türk Patent kayıtlarında yapılan incelemede de, aynı sınıfta “…..” ibaresi ile birlikte başkaca ibareler taşıyan onlarca marka bulunmaktadır. Dosya kapsamındaki delillere göre de, davalının kullanımı tescilli markasında olduğu gibidir. Markaların aynı veya benzer olup olmadıkları incelenirken, her bir unsura göre değil, bir bütün olarak her iki markanın bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünüyle bıraktığı etki dikkate alınacaktır. (Uğur Çolak, Türk Marka Hukuku S. 201 vd.) Yargıtay uygulamasında da, markanın bir bütün olarak bıraktığı intiba-bütünsel intibanın değerlendirilmesi, markaların bir bütün olarak ele alınması gerektiği belirtilmektedir. Bu ilkeler çerçevesinde, her iki marka birlikte incelendiğinde; sadece “…..” kelimesinin aynı olup, diğer eklerinin tamamen farklı olduğu, davacı markası sadece şirket unvanından ibaretken, davalı markasının baskın özelliğinin şekil markası olup, müşterek olan “…..” kelimesi dışında aralarında görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzerlik bulunmadığı, davalının büyük miktarda reklam yatırmları yaparak markasını bilinir hale getirdiği, dolayısıyla markalar arasında tüketici nezdinde karıştırma tehlikesi dahi bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılarak, HMK 282 maddesinin verdiği yetkiyle bilirkişi raporuna itibar edilmeyerek, hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı ve davacının markadan doğan haklarının ihlalinin söz konusu olmadığı, keza haksız rekabet koşullarının da oluşmadığı sonuç ve kanaatine varılarak, davacının davasının tümden reddine karar vermek gerekmiştir. Bu itibarla aşığıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince peşin alınan 256,17 TL harç ve 2.910,00 TL ıslah harcının toplamı 3.166,17 TL harçtan, 44,40 TL ilam harcının mahsubu ile, 3.121,77 TL fazla harcın, karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 16.772,52 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddedilen manevi tazminat yönünden hesaplanan 3.931,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 14,00 TL yargılama giderinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
8-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup anlatıldı.26/11/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır