Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/501 E. 2019/457 K. 18.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/501 Esas
KARAR NO : 2019/457

DAVA : Marka (Marka İtibarının Kaybı Nedeniyle Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 24/08/2017
KARAR TARİHİ : 18/12/2019
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İtibarının Kaybı Nedeniyle Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Müvekkili şirketinin ev aletleri üretimi yapan yerli kuruluşlardan biri olduğunu, müvekkili şirketinin …… markasının tanınmış marka olduğunu, müvekkilinin ev aletleri alanında … ve … numaralı …… markalarının sahibi olduğunu, müvekkilinin ürünlerinden özellikle su arıtma cihazının ünü dünya geneline yayılmakta olduğunu, müvekkili şirketin onlarca yıldır üretmekte olduğu su arıtma cihazları alanında …. …… ve … markalarının da sahibi olduğunu, …….. Cihazının bütün parçaları hijyenik özelliğe sahip olduğunu, zengin mineral takviyesi ile suyun PH payının ciddi anlamda yüksek olduğunun görülmekte olduğunu, davalı kullanım hakkına sahip olmamasına rağmen müvekkili şirketin haklarını internet sitesinde usulsüz olarak kullanmış olduğunu, bu haliyle müvekkili şirketin müşterilerini kandırma, müvekkili şirketi zarara uğratarak haksız kazanç temin etme yoluna gitmiş olduğunu, müvekkili şirketinin uzun yıllar ciddi yatırımlar yaparak halk nazarında oluqşturduğu imajı kötü niyetli 3. Şahıslar tarafından zedelenmekte olduğunu, hiçbir şekilde kullanım hakkına sahip olmayan üçüncü şahıslar, müvekkili şirketin sahip olduğu markaları internet sitesinde, basılı broşürlerde ve ilanlarda kullanarak müvekkili şirketine zarar vermekte olduğunu, davalının http://… com, http:// … .com isimli internet sitelerinde müvekkili şirketine ait …., …. …… ve … markalarını kullanarak müvekkili şirketin yetkili servisi izlenimi oluşturmaya çalışmış olduğunu, daha sonra davalının, müşterilerin …. markalı …… cihazlarına sahte, ikinci el, Çin malı diye tabir edilen kalitesi düşük yedek parça filtreler monte etmiş ve müşterilerden fahiş ücretler talep etme yoluna gitmiş olduğunu, müşterilerin müvekkili şirketinin marka haklarının bu şekilde usulsüz kullanılması sebebiyle şikayetçi olmakta, müvekkili şirketinin itibarına zarar gelmekte olduğunu, Bakırköy … FSHCM’nin … esas sayılı dosyasında suçu işlediğini ikrar ettiği ve mahkemenin kesinleşmiş kararıyla sübuta eren marka hakkına tecavüz fiilleri sebebiyle müvekkili şirketin uğradığı zararların tazmini amacıyla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 100,00 TL maddi, 15.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama masraflarının ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davacının dava dilekçesindeki iddialarının tamamen gerçek dışı olduğunu, müvekkilinin gerek savcılık aşamasında ve gerekse mahkeme huzurunda verdiği ifade de söz konusu internet sitelerini devraldığını, söz konusu sitelerde davacının tescilli markasına ait herhangi bir isim logo bulunmadığını açıkça beyan ettiğini, huzurdaki davaya konu internet adreslerinin müvekkili adına kayıtlı olmadığını, bu hususun söz konusu internet adreslerinin kimin adına kayıtlı olduğunun ilgili mercilerdern sorulması halinde açıkca görüleceğini, söz konusu internet adreslerini sadece 1 gün kullanmış ve kapatmış olduğunu, burada müvekkiline affedilebilecek herhangi bir kasıt, ihmal ve kusur bulunmamakta olduğunu, müvekkilinin de davalının bir an giçin sorumlu olduğu düşünülse dahi marka sahibi davacının iddia ettiği tecavüzden müvekkili davalıya haberdar etmemesi sebebiyle sorumluluğundan bahsetmek mümkün olmadığını, dolayısıyla davacının tazminat taleplerinin haksız olduğunu, müvekkilinin davranışı sebebiyle oluşmuş herhangi bir maddi zarar olmadığını, bahsedilen internet sitelerinin herhangi bir ürün tanımı yapmamakta, pazarlama, satış gibi herhangi bir işlemde bulunmamakta olduğunu, davalıya ait herhangi bir marka ve ürün teşhir edilmemekte olduğunu, davacının somut olayda hangi zararının oluştuğunu ispat etmesi gerektiğini, dosyaya sunulmuş böyle bir delilinde olmadığını, davacı, davasına gerekçe olarak Bakırköy …. FSHCM’nin verdiği mahkumiye kararını göstermekte olduğunu, ancak açıklandığı üzere söz konusu ceza davasından internet adreslerinin kime ait olduğu, kimin tarafından kullanıldığı, ne zaman açılıp ne zaman kapatıldığı, müvekkilinin söz konusu marka ihlalinden ne şekilde sorumlu olduğu dahi araştırılmadan hüküm verildiğini, dolayısıyla sırf ceza mahkemesi kararı gerekçe gösterilerek müvekkili davalıdan maddi ve manevi tazminat talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın reddine, müvekkilinin davalının söz konusu marka ihlalinden kusuru, ihmali ve kastı bulunmadığından sorumluluğundan bahsedilemeyeceği gibi, davalının söz konusu ihlalden müvekkilini haberdar etmemesi, müvekkilinin ihlale konu internet sitelerini 1 gün kullanımda tutup kapatması, davacının oluştuğu iddia edilen maddi ve manevi zararının ispatına yönelik hiçbir delil sunmamış olması karşısında haksız ve nesnetsiz davanın reddini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Yargılama sırasında delillertoplanmış : Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan davaya konu marka tescil belgeleri ve ilgili ceza mahkemesi dosyası celp edilmiştir.
Mahkememizce toplanan deliller ve taraf iddaları ışığında dosya davalının davacı marka haklarına tecavüzü olup olmadığı ve davacı yararına maddi tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarını bilirtir rapor tanzim etmek üzere bir marka patent, bir bilişim ve bir de mali müşavir bilirkişi heyetine tevdi olunmuş, bilirkişiler düzenlemiş oldukları 02/07/2019 havale tarihli ayrıntılı ve gerekçeli raporlarından özetle; davalıya ait olduğu “http://…com, http://….com” belirtilen internet sitelerinin güncel olarak açık ve faaliyette olmadığını, ilgili internet sitesinin 2016 yılında 06 Ocak 2016 ve 15 Mart 2016 tarihlerinde 2 adet arşivleme yapıldığı, ilgili internet sitelerini sedce 1 gün kullanmış ve kapatmış şeklindeki beyan edilidği gibi olmadığı, sdaece arşiv sisteminden dahi yola çıkıldığında en az 3 aylık bir sürede yayında kalındığının tespit edildiğini, bahsi geçen internet sitelerinin alan adı ……com” güncel olarak yayında/kullanımda olmadığından ilgili internet adresinin kimin adına kayıtlı olduğu tespit edilememiş olup, davalının …. nolu soruşturma dosyasındaki 02.11.2016 tarihli ifade tutanağında bahsi geçen “http://… …..com, http://………com” ilgili internet sitelerinin sahibi olduğunu açıkca beyan ettiğinin görüldüğünü, http://…. …..com ibareli alan adında yer alan …. ….. ibaresinin davacı adına …. tescil numarası ile tescilli …. ….. markası ile birebir aynı olduğu, bu bağlamda …. ….. ibaresinin SMK 7/2-a bendi uyarınca iktibas suretiyle kullanıldığı görülmekte olduğunu, http://….com ibareli alan adının davacıya ait marka hakkının iktibas suretiyle ihlali teşkil ettiğini, … …….com ibareli alan adına yer alan …. ibaresinin de davacı adına tescilli …. tescil numarası ile tescilli …. ….. markası ile birebir aynılık derecesinde benzer olduğunu, bunun yanında davacı adına tescilli …. ibareli markalar ile de SMK 7/2-b bendi uyarınca iltibas teşkil ettiğini, alan adlarının bizatihi marka hakkı ihlali olduğu vakıasını ortadan kaldırmayacağından, davalının hak sahipliğine ilişkin itirazları ayrıca değerlendirilme kaydıyla alan adlarının sadece oluşturulmuş olmasının dahi davacı markaları ile iltibas teşkil edeceğini, davacı markasının aynı zamanda tanınmış marka olması nedeniyle SMK 7/2-c bendi uyarınca tescil sınıfı ve markanın kullanıldığı hizmetlerden bağımsız olarak farklı mal ve hizmetlerde dahi kullanımın iltibas teşkil edeceğini, 556 sayılı KHK 64/2 maddesi dava tarihi itibariyle mülga olup SMK 150’de davalının ihbar edilme şartı bulunmadığından bu yöndeki itirazların yerinde olmadığını, davacı tarafından ibraz edilen emsal lisans sözleşmesi baz alınarak yapılan hesaplama sonucunda davalının en az 3 aylık internet sitesi kullanımında davacı tarafa 12.249,99 TL lisans bedeli ödemesi gerekitği hesap edilmiş olunduğu” hususları bildirilmiştir.
Davalı vekilinin 22.07.2019 tarihli rapora yönelik itiraz dilekçesinden özetle; bilirkişiler raporlarında ilgili alan adının ne zaman kullanılmaya başlandığının tespiti için web…..org sitesinin kullanıldığı ve ilgili internet sitesinin alındığından itibaren web arşiv sistemi üzerinden hiç arşivlenmediği/yedeklenmediği tespit edildiğini, bu sebeple internet sitesinin ne kadar sürede kullanıldığını tespit edilmediğini ifade ettiklerini ancak bilirkişiler raporun 7. Sayfasında bir önceki beyanlarının tam aksine, web …org sitesinden yapılan incelemede davaya konu internet sitesinin 06.01.2016 ve 15.03.2016 tarihlerinde arşivleme yaptığından bahsetmekte olduğunu, bilirkişiler aynı raporun 6. Sayfasında arşiv tespiti yapılamadığından sahsetmekte, 7. Sayfasında ise iki adet arşiv kaydı olduğunu değerlendirmekte olduğunu, bilirkişi raporu kendi içinde çelişmekte olduğunu, bu haliyle bilirkişi raporuna itibar edilmesinin mümkün olmadığını bu açıklamalar ışığında bilirkişi raporunun müvekkili davalıyı sorumlu tutan değerlendirmesine ve rapora itiraz ettiklerini bildirmişlerdir.
Davacı vekili 23.08.2019 tarihli dilekçesi ile 100,00 TL maddi tazminatını 12.249,99 TL’ye ıslah ettiği görülmüştür.
Dava: davalının davacı marka haklarına tecavüzü olup olmadığı ve davacı yararına maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
SMK’nun 6/1 md’sinde nisbi red nedeni olarak düzenlenen karıştırma ihtimali, aynı kanunun 7/1 md’sinde marka hakkına tecavüz hali olarak yer almaktadır. SMK’nun 6/1 md’sine göre, önceki marka ile tescil başvurusu yapılan marka aynı ya da benzer ise sınıflar da aynı ya da benzer ise bu başvuru itiraz üzerine red edilir. SMK’nun 25/1 md’si gereğince hem 5.md’de yazılı mutlak red nedenleri , hem de 6.md’de yazılı nisbi red nedenleri birer hükümsüzlük nedenidir. Marka koruma kapsamına ilişkin SMK’nun 7/1-b md’sine göre ise, marka sahibi “tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerde aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılmasını engelleyebilir ve bu durum aynı zamanda marka hakkına tecavüz olarak nitelendirilmektedir.
Somut olayda davacı adına tescilli “….” esas unsurlu markaları ile ayniyet derecesinde benzer ibarelerin internet sitesinde alan adı olarak kullanıldığı bilişim uzmanı bilirkişi raporunda belirlenmiştir. Aynı şekilde dosya içerisine alınan Bakırköy …. Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda da davaya konu sitelerde “….” ve “…. …..” ibarelerinin yer aldığı ve markaya tecavüz fiilinin gerçekleştiği sonucuna ulaşılmıştır. Davalı vekilinin söz konusu internet sitelerinin sahibinin davalı olmadığı ve bu itibarla davanın reddi gerektiği yönündeki savunmasına ise, davalının aynı ceza dosyasındaki söz konusu siteyi bir arkadaşından devralarak 15 gün kadar kullandığı yönündeki ikrar içeren beyanı dolayısıyla itibar edilmemiştir.
Hernekadar davalı vekili tecavüz eyleminin süresinin belirlenemediği ve bu açıdan bilirkişi raporunun çelişki içerdiği yönünde itirazlarını sunmuş ise de; tespitlerdeki farklılığın 2 ayrı site üzerinde değerlendirme yapılmasından kaynaklandığı, “http://…..com” isimli sitede arşivleme yapılmadığı için sürenin tespit edilemediği, buna karşın “http://……com” isimli sitede 06/01/2016 ve 15/03/2016 tarihlerinde arşivleme yapıldığı için en azından bu tarihler arasında sitenin kullanıldığının kabulü gerektiği, bu üç aylık kullanıma karşılık sunulan emsal lisans sözleşmelerine göre maddi tazminatın 12.249,99 TL olduğu, somut olayın özellikleri, davalının kusurunun derecesi ve davacının uğradığı zararın boyutları hep birlikte değerlendirildiğinde ise 10 bin TL manevi tazminatın uygun ve yeterli olduğu anlaşıldığından maddi tazminat talebinin tamamı, manevi tazminat talebinin ise kısmi olarak kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davalının davacıya ait “….” esas unsurlu markadan doğan haklarına tecavüz ettiği anlaşıldığından davacının maddi tazminat davasının kabulü ile, 12.249,99 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Alınması gereken 1.519,90 TL harçtan peşin yatırılan 465,38 TL harcın mahsubu ile 1.054,56 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen maddi tazminat talebi üzerinden hesaplanan 3.931,00 TL ücret takdirine, bu ücretin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen manevi tazminat talebi üzerinden hesaplanan 3.931,00 TL ücret takdirine, bu ücretin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre red edilen manevi tazminat talebi üzerinden hesaplanan 3.931,00 TL ücret takdirine, bu ücretin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL başvurma harcı, 465,38 TL karar ve ilam harcı, 2.100,00 TL bilirkişi ücreti ve 177,50 TL tebligat/posta masrafı olmak üzere toplam 2.774,28 yargılama giderinin kabul/red oranına göre 2.265,50 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/12/2019

Katip …

Hakim …