Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/482 E. 2019/92 K. 19.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/482
KARAR NO : 2019/92

DAVA : Markaya Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Men ve Ref’i, Unvan
Terkini
DAVA TARİHİ : 14/07/2017
KARAR TARİHİ : 19/03/2019
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/04/2019

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açıka yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirketin 32 yıldan fazla süredir kullandığı “….” ticaret unvanının ve yine müvekkili adına tescilil “….” markasının davalı tarafından izinsiz ve haksız olarak kullanıldığını ve bu kullanımın müvekkili marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunu iddia ederek, tecavüz ve haksız rekabetin tespitini, durdurulmasını, önlenmesini, davalının ticaret unvanından … ibaresinin çıkartılmasını, sicilden terkinini, söz konusu ibareyi taşıyan davalı yana ait tüm tabela, antetli kağıt, kaşe, broşürler, internet sitesi, kartvizit, google gibi tanıtım materyallerinden çıkartılarak silinmesini, toplatılmasını, işyerinde mevcut tabelaların sökülmesi, imhasını ve verilecek hüküm özetinin tirajı yüksek üç büyük gazetede yayınlanmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP ; Davalı vekili cevap dilekçesi ile, marka hakkının ihlalinin bir haksız fiil türü olması nedeniyle işbu davanın Borçlar Kanunu’nda düzenlenen iki yıllık zaman aşımına tabi olduğunu, bu nedenle öncelikle süresinde açılmayan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı firma ile müvekkili arasında 15 seneyi aşkın büredir devam eden bir ticari ilişkinin mevcut olduğunu, iki firma arasında senelerce süren ticari ilişkinin ardından davacı tarafından kendilerine ait markanın izinsiz ve haksız kullanıldığının iddia edildiğini, bu durumda davacının müvekkilinin unvanını ilk kez duymuşçasına davranması ve huzurdaki davayı ikame etmesinin dürüstlük kurlalarına aykırı olduğunu iddia ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davacının … ibareli markasına ve ticaret unvanına davalı tarafından vaki tecavüz ve haksız rekabetinin tespiti, men ve ref’i taleplidir.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan,…. sayılı ….” ibareli markanın 17. Sınıfta 15/01/2017 tarihinden itibaren, … sayılı “…” ibareli markanın 35 sınıfta 04/02/2013 tarihinden itibaren, …. sayılı “…” ibareli markanın, 17, 18 ve 25 sınıfta 19/05/2011 tarihinden itibaren 10’ar yıl müddetle davacı adına tescilli olduğu tespit edilmiştir.
İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen kayıtlardan, davalı ….Ltd.Şti’nin … sicil numarası ile ticaret siciline kayıtlı ve faal olduğu anlaşılmıştır.
Taraf vekillerince deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi hazırlamış olduğu 12/12/2018 havale tarihli raporda sonuç olarak, davalı kullanımının davacının tescilli markalarıyla birebir ayniyete varacak düzeyde olduğu ve karıştırılma ihtimali taşıdığı ve bu nedenle tecavüze esas oluşturduğu yolunda görüş belirtildiği anlaşılmıştır. Dosya kapsamına göre, ticaret sicil kayıtlarında davalı şirketin 05/01/2001 tarihinde aynı isimle kurulup 10/01/2001 tarihli ticaret sicil gazetesinde ilan edildiği, davacı şirketin de 02/12/1986 tarihinde kurulup faaliyette bulunduğu, davacı adına olan markanın ilk olarak 2007 yılında tescil başvurusunun yapıldığı, dosyaya ibraz edilen taraf şirketlere ait fatura ve ticari kayıtlara göre uzun zamandan beri (yaklaşık 15 yıl) aralarında süre gelen ticari ilişki bulunduğu, davalı şirketin davacı şirket ortakları tarafından kurlup 01/02/2012 tarihinde hisselerinin devredilerek ortaklıktan ayrıldıkarı anlaşmışlardır.
Beliren durum karşısında; davacı tarafın çok uzun bir süreden beri davalının bu kullanımına ses çıkarılmadığı, hatta davalı şirketin bu isimle davacı şirket kurucuları tarafından kurulduğu, süre gelen ticari ilişki ve zaman dilimi gözetildiğinde, 14/07/2017 tarihinde davacının bu davayı açmasının TMK md. 2 anlamında hakkın kötüye kullanılması mahiyetinde olduğundan ve davalının kullanımı ticari unvana dayalı olduğundan, davacının davasının reddine karar vermek gerekmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının davasının reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan, 44,40 TL ilam harcından, 31,40 TL peşin harcın mahsubu ile, 13,00 TL bakiye karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan, 3.931,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından sarfedilen 74,50 TL giderin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup anlatıldı.19/03/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır