Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/477 E. 2018/225 K. 19.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/477 Esas
KARAR NO : 2018/225

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/07/2017
KARAR TARİHİ : 19/06/2018
KARAR YAZMA TARİHİ : 06.07.2018

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı taraf vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin …., … ve …. markalarının gerçek hak sahibi olduğunu, müvekkilinin eskiye dayalı üstün ve öncelikli hakkı olduğunu, dava konusu davalıya ait …sayılı . … ibareli markanın 6769 sayılı SMK 6/1 hükmü uyarınca müvekkilinin tanınmış…. markaları, logoları ve kullanımı ile ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, davalının …com.tr alan adını kendi adına haksız ve kötü niyetli olarak tescil ettirdiğini, davalının bu alan adı tahsisinin müvekkilinin …. markasının kısaltması olan … ve … ibarelerini ihtiva eden markaları ve müvekkilinin ticaret unvanı ile haksız rekabete yol açtığını, davalıya ait …. sayılı …. ibareli marka tescilinin hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine, davalıya ait ….com.tr alan adı tahsisinin iptaline ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkiline ait tescilli marka ile davacı tarafın markasının birbirinden farklı olduğunu, markaların iltibas yaratacak düzeyde benzer olmadığını tüketici tarafından karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, müvekkilinin TPMK nezdinde tescil ettirmiş olduğu tescili sağlanan markayı kullandığını, haksız bir kullanımının olmadığını, müvekkilinin basiretli bir işadamı gibi davrandığını, ticari etik kurallara ve yasal düzenlemelere aykırı düşecek herhangi bir girişiminin olmadığı, davacının markasını sadece ayakkabı üzerinde tanıttığını müvekkilinin kullanımının ise spor giyim ürünleri olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı tarafa ait marka tescil kayıtları celp edilmiş, …. sayılı …. markasının 18 ve25 . Sınıfta 4.08.1196 tarihinde….markasının 25. Sınıfta 27.10.2009 tarihinde….sayılı …. markasının 25. Sınfta 30.03.2007 tarihinde …. sayılı … markasını 18,25. Sınıfta 22.09.1997 tarihinde…. şekil markasının 25. Sınıfta 04.08.1996 tarihinde …. markasının 18,25. Sınıfta 04.08.1996 tarihinde …. markasının 35. Sınıfta 30.03.2009 tarihinde,… 25. Sınıfta 28.04.2015 tarihinde davacı taraf adına tescillendiği halen geçerliliğini koruduğu gelen kayıtlardan anlaşılmıştır.
Davalı tarafa ait…. markasının 25,35. Sınıfta ….sayıyla 10.04.2016 tarihinden itibaren tescilli olduğu davalı taraf adına geçerliliğini koruduğu gelen kayıtlardan anlaşılmıştır.
Dosyaya ibraz edilen davacı taraf delillerinin incelenmesinde, davacı tarafa ait markanın ticaret unvanının tescilli olduğu dünyanın birçok yerinde satışa sunulduğu, spor ayakkabılar ve giysileri yönünden markanın satış ciro, tanıtım evrakı ve kayıtların bulunduğu dosyaların delillerden anlaşılmıştır.
Davalı tarafa ait ticaret sicil kayıtları tescil kayıtları, ciro kayıtları ve vergi kayıtları dosya içine sunulmuş, davalı tarafın hazır giyim ve konfeksiyon üzerine ticari faaliyette bulunduğu anlaşılmıştır,
Dosyaya ibraz edilen tüm deliller dikkate alındığında dava konusunun markanın benzerliği, tanınmışlığı, kötü niyetli tescil nedeniyle hükümsüzlüğe ilişkin olup HMK 266 maddesi dikkate alındığında özel veya teknik bilgiyi gerektiren bir husus ortada olmayıp hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olan bir husus olduğundan bilirkişi incelemesine gerek görülmemiş dosyadaki deliller resen incelenmek suretiyle karar verilmiştir.
Dosyaya ibraz edilen marka kayıtları, ticari kayıtlar, tanıtım evrakları beyanlar dikkate alındığında dava tanınmış marka benzerlik ve kötü niyet nedeniyle markanın hükümsüzlüğüne ilişkin olup, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu 4. maddesi marka bir teşebbüsün mallarının ve hizmetlerinin diğer teşebbüsün mallarından ve hizmetlerinden ayırt edilmesinin sağlanması ve marka sahibine sağlanan korumanın konusunun açık ve kesin olarak anlaşılmasını sağlayabilecek şekilde sicilde gösterilebilir olması şartı ile kişi adları dahil sözcükler, şekiller, renkler harfler ,sayılar sesler ve malların veya ambalajların biçimi olmak üzere her tür işaretten oluşabilir. 5 maddede marka tescilinin mutlak red nedenleri sayılmış, ç bendinde aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetler ile ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış, marka ile aynı veya ayırt edilemeycek kadar benzer işaretler marka olarak tescil edilmez, 6. Madde de tescil başvurusu yapılan bir markanın tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı veya benzerliği kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali dahil karşıtırılma ihtimali varsa itiraz üzerinde başvuru red edilir”. hükmü düzenlenmiştir.
Karıştırma ihtimali ortalama tüketicilerin her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Başka bir anlatım ile halkın söz konusu mal ve hizmetleri aynı ya da bağlantılı işletmelerden geldiğini düşünme tehlikesidir. Hem markanın hem de mal veya hizmetlerin aynı olması durumunda marka hakkının ihlali söz konusu olmaktadır. Karıştırma ihtimalinden söz edilebilmesi için öncelikle tescil başvurusuna konu veya tescil edilmiş marka ile daha önce tescil edilmiş ve tescil başvurusu yapılmış markanın kapsadığı hizmetlerin aynı ya da benzer olması gerekmektedir. Eğer bu mal ve hizmetler aynı ya da benzer ise bu kez markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenecektir. Karıştırma ihtimali hem marka, hemde sınıf bakımından benzerlik gerektirdiğinden iki markanın tescil edildikleri, tescil başvurusunda bulunulduğu ya da kullanıldığı mal ve sınıfların ne kadar birbirine benzer ise karıştırılma ihtimalinin ortaya çıkmaması için markaların da o oranda birbirinden farklı olması gerekecektir. Markalar arasında sözcük, harf karakteri, şekil, grafik gibi renk unsurlarında hiçbir fark yok ise markalar arasında ayniyetten söz edilir. Eğer bu unsurlardan birinde küçük fark var ise benzer markalardan söz edilir. Markalar arasında karıştırma ihtimali incelenirken her bir unsura göre değil bir bütün olarak iki markanın bıraktığı genel global izlenimin markanın bütünüyle bıraktığı etki dikkate alınır.
AB Adalet Mahkemesi (CJEU ) uygulamalarında karıştırma ihtimalinin belirlenmesinde bir takım ilkeler mevcuttur. Uygulamalara göre karıştırma ihtimali ilgili tüm faktörler dikkate alınmak suretiyle marka veya işaretler birer bütün olarak değerlendirilmeli bu değerlendirme yapılırken uyuşmazlık konusu mal veya hizmetin talep edebilecek durumdaki ortalama tüketici gözü ile bakılmalı ortalama tüketicinin detayları incelemeden markayı bir bütün olarak algılayacağı gözönünde bulundurulmalı markadaki ayırt edici ve egemen unsurların bıraktığı genel intibaya göre görsel ve işitsel ve kavramsal anlamda karıştırma ihtimali bulunup bulunmadığı tartışılmalıdır.
Markalar arasında daha az derecedeki benzerlik mal veya hizmetler arasında daha çok benzerlik ile dengelenebilir. Bunun tersi de mümkündür. Ayrıca eğer önceki markanın ayırt ediciliği kendiliğinden çok yüksek ise veya kullanım sonucunda yüksek ayırt edicilik sağlanmış ise karıştırılma ihtimali de çok yüksek olacaktır. Salt çağrıştırma ihtimalinin varlığı karıştırma ihtimalini de mevcut olduğunun kabulü için yeterli değildir. Önceki markanın tanınmışlığı da tek başına karıştırılma ihtimalinin varlığı için yeterli değildir. Eğer her iki marka arasında çağrıştırma ,tüketicide bu markayı taşıyan ürünlerin aynı ya da ekonomik olarak bağlantılı işletmelerden kaynaklandığı yolunda bir kanaate yol açacak nitelikte ise, bu durumda karıştırma ihtimalinin bulunduğu düşünülmelidir. Markalar arasında görsel , işitsel,kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı her iki markanın asli ve tali unsurları ile birlikte bütünü itibariyle bıraktığı izlenimler bakımından benzerlik olup olmadığı çağrıştırma söz konusu olup olmadığı, markaların ait oldukları mal veya hizmetlerin hitap ettiği tüketici kitlesinin eğitim ve toplumsal durumu, markaların tescilli oldukları malın ya da hizmetin değeri , buna bağlı olarak alıcının mal almaya gittiğinde harcadığı zaman kriterleri dikkate alınarak ortalama düzeydeki tüketici gözü ile karıştırma ihtimali mevcut olup olmadığı tespit edilecektir.
Tanınmış markalar bazı ülke mevzuatları dışında herhangi bir uluslararası sözleşmede tanımlanmamıştır.6769 SMK kanununda da herhangi bir tanım mevcut değildir. Buna karşı Yargıtay 11 HD bir şahsa veya müteşebbise sıkı sıkıya matufiyet veya garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine, başlı başına dost düşman ayrımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak tanınmış markayı tanımlamaktadır. Yine Paris Sözleşmesinin 1 mükerrer 6. maddesi birlik ülkeleri tescilin talep edildiği ülkenin yetkili makamları tarafından söz konusu ülkede bu anlaşmadan yararlanacağı kabul olunan bir kişiye ait olduğu, aynı veya benzer mallar için kullanıldığı iyi bilinen tanınmış bir markanın herhangi bir karışıklığa yol açabilecek şekilde yeniden rebrodüksiyonu, taklit edilmesinin veya aslına yakın bir şekilde değiştirilmesini içeren bir markanın kullanılmasını gerek mevzuat izin verdiği takdirde resen, gerekse ilgilinin isteği üzerine yasaklamayı ve tescilini reddetmeyi veya iptal etmeyi tahaahüt ederler. Markanın elzem bir bölümünün tanınmış bir markanın rebrodüksiyonundan oluşması veya bu tanınmış markayla karıştırılabilecek bir taklitten ibaret olması durumunda bu hükümler geçerli olacaktır.
Yine tanınmış markalarla ilgili önemli bir hususta Türkiye’ nin de taraf olduğu TRİPS anlaşmasının 16.maddesidir. Bu anlaşmanın 2 ve 3. fıkraları 2. fıkra Paris Sözleşmesinin 6 mükerrer maddesi markanın tescil edildiği mal ve hizmetlerde uygun düştüğü ölçüde uygulanacaktır. Üyeler bir markanın tanınmış marka olup olmadığını tespit ederken markanın promosyonu sonucunda kazanılan herkesçe bilinme durumunu dikkate alacaklardır. 3. Fıkra Paris Sözleşmesinin 6. mükerrer maddesi markanın tescil edildiği mal ve hizmetlere benzemeyen mal veya hizmetleri de uygun düştüğü ölçüde kullanılacaktır. Ancak şu koşulla ki markanın bu mal veya hizmetlerle ilgili kullanımı bu mal veya hizmetlerle tescilli markanın sahibi arasından bir bağlantı olduğunu göstermeli ve bu kullanım şekli nedeniyle tescilli ticari marka sahibinin menfaatlerinin zarar görme olasılığı mevcut olmalıdır.
Tanınmış markalar sahiplerine tescil engeli olarak, hükümsüzlük sebebi olarak, markanın kullanılmasına karşı koruma ve markanın Türkiye de gerçek sahibinin kullanmasını sağlama olarak koruma sağlamaktadır. Paris Sözleşmesinin 1. mükerrer 6. maddesine göre tanınmış markaların aynısının, benzerinin tescil talepleri TPE tarafından resen dikkate alınmak suretiyle reddedilecektir. TPE burada markanın tanınmışlığını resen araştıracak ve dikkate alacaktır. Markanın başka sınıflarda kullanılmak üzere tescil başvurusu yapılması durumunda da itiraz üzerine marka tescil başvurusu TPE tarafından reddedilecektir. Tescil engeli olarak koruma sağlanabilmesi için tanınmış markanın Türkiye de herhangi bir sınıf için bile olsa tescilli olması şart değildir. Dolayısıyla tanınmış markalar için hükümsüzlük nedeni olarak korumada söz konusudur. Eğer tanınmış bir marka TPE tarafından tescil edilmiş ise markanın gerçek sahibinin bu tescile karşı yetkili mahkemede bir hükümsüzlük davası açması mümkündür. Bu davanın açılabilmesi için tanınmış markanın Türkiye de herhangi bir sınıf için kullanılmış olması şart değildir.
Bir markanın tanınmışlığın incelenmesinde toplumun tamamının mı yoksa belli bir kesimin mi dikkate alınacağı eğer belli bir kesim dikkate alınacak ise o kesimin nasıl belirleneceği önemlidir. Bir markanın tanınmış marka olarak kabul edilmesi için toplumun tamamında tanınması şart değildir. Böyle bir şartın aranması TRİPS anlaşmasının 16. maddesine de uygun olmayacaktır. Toplumun tamamı yerine ilgili kesimde markanın belli bir düzeyde tanınması, tanınmış marka olarak kabulü için yeterli olacaktır.
Somut olayda marka tanınmışlığı yönünden davacı tarafın … ve …. ibaresinin spor ayakkabıları ve giysileri üzerinde birçok yerde tescilli olması, ulaştığı ciro düzeyi, yapılan reklam harcamaları dikkate alındığında davalı taraf markasının tescil tarihinde davacı taraf markasının toplum düzeyinde belli bir tanınırlığı olduğu kabul edilmiştir. Benzerlik yönünden davacı tarafa ait markaların esas unsurları ” ….” ibaresi olup davalı taraf markasının asli unsuru “…” ibarelerinden oluşmakta olup markaların asli unsuru …. ibaresi ortak olup ….ve …. ibareleri baştaki …. ibaresi birebir aynı olup …. ve …. ibareleri kısmen farklı olup ancak bir bütün halinde incelendiğinde davacı tarafın asli unsurlu markasının davalı tarafından karma haline getirilerek bir marka haline getirildiği davacının tanınmışlığından yararlanıldığı, sektörde ve ortalama tüketici nezdinde bilinen bir markanın bir kısım unsurlarının değiştirilerek marka haline getirilmesin ve karıştırılmaya meydan vermeyecek önlemlerin alınmaması, ortalama tüketici nezdinde markaların aynı işletmeden gelen seri marka imajı yaratması, davalı tarafın aynı sektörde yer aldığı halde bilinen ve tanınan davacı markasından istifade ederek ayırt edilemeyecek kadar benzer markayı kötü niyetli tescil ettirdiği kabul edilmiş, markaların tescilli sınıf ve alanlarda aynı olduğundan davalı tarafa ait markanın hükümsüzlüğüne, kayıtlardan terkinine yine davalıya ait ….comtr alan adının davacı markasının asli unsuru olup iptaline, karar vermek gerekli ve yerinde görülmüştür.

HÜKÜM:
1-Davacyıa ait daha önceki tescilli marka ve kayıtlar dikkate alındığnda davalı tarafa ait ….markası benzer olduğundan davanın kabulüne,
2-Davalı tararaf ait …. sayılı markanın hükümsüzlüğüne,
3-Davalıya ait …comtr alan adının iptaline,
4-Markanın TPMK kayıtlarından terkin edilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL başvuru, 31,40 TL peşin harç, toplam 62,80 TL harcın davalıdan tahsili davacı tarafa ödenmesine, bakiye 4,50 TL harcın davalıdan tahsili hazineye irad kaydına,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan 3.145,00 TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili, davacı tarafa ödenmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 240,40 TL (tebligat ve müzekkere gideri) yargılama giderinin davalıdan tahsili davacı tarafa ödenmesine,
8-Artan avans giderinin taraflara iadesine,
Dair İlgili Hukuk Dairesinde kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. . 19/06/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır