Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/453 E. 2019/299 K. 17.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/453
KARAR NO : 2019/299

DAVA : Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/05/2017
KARAR TARİHİ : 17/09/2019
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, Davalının müvekkili şirketinin tanınmış….. markasını iznisiz olarak 35. Sınıfta yer alan mağazacılık alanında kullanmasının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini, ….. AVM’de….. markasının izinsiz olarak mağaza ismi olarak davalı tarafından kullanıldığını, durumun Beyoğlu …. Noterliğinin 08.05.2017 tarihli tespit tutanağı ile sabit olduğunu, yapılan alışveriş sonrası verilen kasa fişinden mağazanın davalı tarafından işletildiğinin anlaşıldığını, müvekikilinin ….. ve ….. tescil numaralı markalarının mağazacılık alanında tescilli olduğunu, davalının kullanımlarının müvekkili tescilli markasından kaynaklanan marka hakkına tecüvüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini iddia ederek tecavüz neticesinde davalı şirketlerin elde ettiği net kazancının hesaplanmasını ve şimdilik fazlaya talep hakları mahfuz kalmak kaydı ile, 10.000,00 TL zararın müvekkili şirkete verilmesini, dava tarihinden itibaren bu bedele ticari faiz uygulanmasını, dava masrafları ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
CEVAP ; davalı cevap dilekçesi ile, müvekkili tarafından yasal marka tesciline dayalı kullanımın söz konusu olduğunu, müvekkilinin….. markalı ürün satmadığını, müvekillinin marka kullanımının 07/07/11 ve 21. Sınıfta tescilli markalarına dayalı olarak yapmakta olduğu satış işlemi olduğunu, davacının 35. ve 05. Sınıfta tescilli markalarına tecavüz oluşturmadığını, üretilen malın satımının 35. ve 08. Sınıfında marka kullanımı anlamına gelmeyeceğini, ….. Mutfak firmasının hem işletme adı hem de marka olarak tescil ettirdiği….. ibaresini sadece kendi….. markalı ürünlerin satışını yaptığı mağazasında taleba olarak kullanmasının yasal hakkı olduğunu, 35. ve 05. Sınıf bakımından müvekkilinin kullanım nedeniyle davacıdan daha eski tarihli gerçek hak sahibi olduğunu, somut olayda uzun süre sessiz kalma yoluyla hak kaybının söz konusu olduğunu, müvekkilinin 2005 yılından beri….. ibareli mağazalarının bulunduğu, müvekkilinin kullanımlarından 12 yıl sonra davacının ihtarname gönderdiğini, davacının internet satışlarına senelerden bu yana sessiz kalarak hak kaybına uğradığını, müvekkilinin 2009 yılından beri internet sitelerinde satış yaptığını iddia ederek davanın reddini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini vekaleten talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Yargılama sırasında deliller toplanmış; Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan davacı ve davalının tescilli marka evrakları dosyaya celp olunmuştur.
Dosya, maddi tazminat ve markasal kullanımların tespiti ve sınıflarının ve hangi alanda kullanım olduğunun, ne şekilde kullanım olduğunun, söz konusu davalı kullanımının başlangıcından itibaren dava tarihine kadar davalı tarafın söz konusu kullanımlar nedeniyle elde ettiği kârı, ayrıca elde edilen kârın 35.sınıf yönünden kullanıma ilişkin olup olmadığı, davacı ve davalı taraf iddiaları ile tüm deliler incelenmek suretiyle davlaı kullanımının hangi sınıf kapsamında olduğunun, kullanımın kendi tescilli lisans yoluyla kullanılan marka kapsamında mı yoksa davacıya ait tescilli marka kapsamında 35.sınıf yönünden bir kullanım olup olmadığının tespiti açısından bir mali müşavir ve bir marka uzmanı bilirkişisinden oluşan bilirkişi heyetine tevdi olunmuş bilirkişiler düzenlemiş oldukları 22/10/2018 havale tarihli ayrıntılı ve gerekçeli raporlarında özetle; “davalı kullanmının 35. Sınıf kapsamında olduğunu, davalının marka kullanımının, lisans aldığı markanın güncel logosundan farklı olarak davacının tescilli markası kapsamında ve 35. Sınıfta olduğunu, davalının kullandığı markanın 21. Sınıfta tescilli olduğunu, somut olayda davalının kullandığı….. markasının 21. Sınıfta tescilli olduğu düşünüldüğünde, bu ürünlerin satışının yapılması olağan olduğu. Ancak bu satışın, mağaza adına dönüştürülerek bu adla mağaza açılması, toptan ve paraketnde pek çok ürünün bir araya getirilerek satışının yapılabileceği satış ortamında marka adı olarak kullanılması ancak 35. Sınıf kapsamında bir kullanım teşkil eder ki bu da 21. Sınıf kapsamına girmeyecektir. Dolayısıyla davalının lisanslı kullandığı marka: tescilli olduğu sınıfın dışında, davacının tescilli olduğu sınıfın ise kapsamında kalmakta olduğunu, her iki marka da….. ibaresi ve ana unsuru üzerine oluşmuş olduğunu. Davalının kullanımında, ….. markası kırmızı zemin üzerine beyaz harflerle yazılmış olup, davacının tescilli markası da bu şekilde olduğunu, markalarda….. kelimesinin oturtulduğu fon farkı olmakla birlikte, bu farklılık ayırt edici düzeyde olmadığından davalının marka kullanımı, davacının markasıyla ayırt edilemeyecek düzeyde benzerlik taşıdığını, davalının marka kullanımının lisans aldığı markanını güncel logosundan farklı olarak davacının tescilli markası kapsamında ve 35. Sınıfta olduğunun değerlendirildiğini, davalı tarafın, incelenen ticari defterlerinin sahipler lehinde kati delil olma kabiliyetinin bulunmadığını, davalı tarafın, satış faturaları üzerinde yapılan incelemede, dava konusu markayı satış faturalarının sol üst köşesinde logo olarak kullandığı, davalı tarafın satışa sunduğu ürünlerin, 8. Ve 21. Sınıf emtialarda sayılan; Yemek takımı, Çatal Kaşık Bıçak Seti, Kahvaltı Takımı, Çeyiz Seti vb. Emtialar olduğu, davalı tarafın faaliyete başladığı (02.01.2017) tarihten, dava tarihine (23.05.2017) kadar olan dönemi kapsayan, 2017 Ocak-Şubat-Mart dönemi Geçici Vergi Beyannamesinde, 29.861,66 TL’si Brüt Satış Karı elde edildiği, faaliyet giderli düşüldükten sonra ise 18.511,44 TL’sı Faaliyet Zararı beyan edildiği, Davalı tarafın, işletme defterine tabi olduğu, ticari defterlerinde ürün gruplarına göre alt hesaplar kullanılmadığı, mali tablolarında görünün satışlarının, hangi ürünlerden ne şekilde elde edildiği, ticari kayıtların denetlemek için yetersiz olması nedeniyle tespit edilmediği, sayın mahkeme tarafından marka hakkının tecavüz kararı verilmesi halinde, davacı tarafın, maddi tazminat talebinin Borçlar Kanununun 50. Ve 51. Maddelerine göre bilerlenmesi hususunun mahkeme takdirinde olduğu” hususlarını tespit etmişlerdir.
Sunulan rapora davalı vekilinin 06/11/2018 havale tarihli dilekçesi ile, bilirkişi tarafından müvekkili kullanımının 35.sınıfta olduğuna ilişkin görüşün Türk Doktrindeki hakim görüşüne aykırı olduğunu, bilirkişinin Ankara … Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin …. esas,…… karar sayılı kararının değerlendirilmemiş olmasının raporu eksik ve hatalı kıldığını, müvekkilinin markasının tescilli olduğu ürünler açısından mağaza açma hakkı olmadığı görüşünün isabetsiz olduğunu, somut olayda uzun süre sessiz kalma yoluyla hak kaybı söz konusu olmasına rağmen bilirkişiler tarafından bu hususta da bir inceleme ve değerlendirme yapılmadığını, davacının 2011 yılı değişikliği öncesi genel anlamda aldığı tescillerin müvekkilinin 1997 yılından beri tescilli olarak kullandığı markasından doğan haklarını kullanmasına engel teşkil etmeyeceğini, kullanılan logonun benzerliği ile ilgili olan görüşün de hukuka aykırı olduğundan bahisle itirazı ile dosya resen seçilen bir hukukçu bir mali müşavir ve bir tasarım uzmanından oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir.
Bilirkişiler 02/05/2019 havale tarihli raporlarında özetle; “Davalı kullanımının 35. Sınıf kapsamında olduğunu, davalının marka kullanımının lisans aldığı markanın güncel logosundan farklı olarak davacının tescilli markası kapsamında 35. Sınıfta olduğunu, davalı tarafın satış faturalarında yapılan incelemede 8 ve 21.sınıf emtialarda sayılan ürünler tespit edildiği ifade edilmekte olduğunu, taraf markaları karşılaştırıldıklarında çok farklı olmadığı görülmekte olup, ancak markaların benzerliği işbu davanın konusu olmayıp, sadece davalı kullanımları değerlendirilirken bu benzerliğin de dikkate alınması gerektiğini ifade ettiklerini, marka hakkı sahibinin kullanımlarının marka tescilindeki görsellerin birebir aynısı olmak zorunda değil ancak bu konudaki esnekliğin tescil kapsamından çıkmayacak şekilde kullanılması gerektiğini, somut olayda dosyada bulunan davalı kullanımları inclendiğinde, kendi markasının en önemli ayırt edici unsuru olan….. şekli, dünyaya sarılı kuşağı andıran….. ibaresinin bu kullanımlarda yer aldığı görülmekte olup, söz konusu kullanımlarda davacı markasında da yer alan….. ibaresi kullanılmasına karşın, bu kullanımların davalının hak sabihi olduğu markanın esas unsurlarını barındırdığı ve bu markanın kapsamında kullanımlar olduğu kanaatine varıldığını, davalının işyerinin 02/01/2017 tarihinde açıldığı ve 31/12/2018 tarihinde kapatıldığı, davalı …’un 12/12/2018 tarihinde aynı adreste kurulan ve aynı konuda faaliyette bulunan ….. San. Ve Tic. Ltd. Şti’nin %50 ortak olduğunun tespit edildiğini, Davalı 2017 yılı işletme defteri ve alış-satış faturaları üzerinde yapılan ayrıntılı incelemede, …’un….. markalı züccaciye ve mutfak aletlerini alıp sattığı, alış ve satış faturaları arasında “…..” markası züccaciye ve mutfak aletleri dışında “…..” markalı başka bir ürün faturaya rastlanılmadığını, başka herhangi bir markalı züccaciye ve mutfak aleti markasına ait ürünlere ait bir faturaya rastlanılmadığını, davalının 2017 yılı “…..” markalı alış ve satışı yapılan züccaciye ve mutfak aletlerine ait alış ve satış faturalarından her ay 3 adet alış faturası ve 3 adet satış faturası olmak üzere 36 adet alış faturasının ve 36 adet satış faturasının örnekleme yöntemi ile seçilerek fotokopisinin alındığını, davalı kullanımlarında davacı markasında da yer alan….. ibaresi kullanılmasına karşın, bu kullanımların davalının hak sahibi olduğu markanın esas unsurlarını barındırdığı ve bu markanın kapsamında kullanımlar olduğunu, davalı kayıtlarında yapılan inceleme sonucu, davalı kullanımlarının hak sehibi olduğu markanın kapsamında yer alan emtia kapsamında gerçekleştiği, davalının bu emtiayı kendisine ait işyerinde pazarlamasının da marka hakkı kapsamında olduğu, bu sebeplerle davalı kullanımlarının davacının 35. Sınıfta tescilli markalarından kaynaklı marka hakkını ihlal etmediği ve bu yolla haksız rekabete sebep olmadığı” hususlarını tespit etmişlerdir.
Dava markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, meni ve maddi tazminat talebine yöneliktir.
Marka hakkına tecavüz sayılan fiiller SMK 7. Maddesine atıf yapılmak suretiyle 29. Maddesinde düzenlenmiştir. 6769 sayılı SMK madde 29’a göre, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7’nci maddede belirtilen biçimlerde kullanılması ve yine madde 29/b’ye göre marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar banzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edilmesi marka hakkına tecavüz sayılmaktadır. Marka hakkı sahibinin markasına zarar vermeye yönelik tüm fiilleri engelleme hakkı vardır. Marka hakkına tecavüz de bunların başında gelir. Marka hakkına tecavüzün varlığı için Sınai Mülkiyet Kanun’da belirtilen eylemlerden birinin gerçekleşmiş olması ve somut olayda bu eylemin hakuka uygunluk sebeplerinden birinin bulunmaması gerekir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacı taraf 35. Sınıfta….. markasının tescilli sahibidir.
Davalının….. Mutfak Eşyaları Ambalaj İnş. San Tic. Ltd. Şti. Bayisi olarak kullandığı….. ibareli markaların TP. Nezdinde 21. Sınıfında tescilli olduğu ve davalı tarafın bu markaları koruduğu sınıflarda markayı kullandığı görülmektedir. Davalı tarafın 35. Sınıfta marka korumasının olmaması markasının satış ve pazarlamasını yapmasına engel teşkil etmemektedir. Davalının kullandığı marka 21. Sınıflarda korunmakta, korundğu sınıflarda üretim, satış, pazarlama ve internetsatışı yapma hakkına sahiptir. Davalının mağaza satışı için ayrıca 35. Sınıfta tescil almasına ihtiyaç duyulmamalıdır. Marka sahibinin markasını koruduğu sınıflara ilişkin üretim ve satış hakkı bulunmaktadır.
SMK mad. 6/1 maddesinde belirtilen nispi red sebepleri değerlendirilirken, ilgili sektördeki ortalama tüketici algıları dikkate alınır. Halk tarafından karıştırılma ihtimalinde ölçü ise, bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halkın olduğu göz önünde tutulacaktır. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurmasıdır. Burada işitsel veya görsel bir benzerlik ve hatta genel görünüm açısından “umumi intiba” olması bile, halk tarafından iki marka arasında bir bağlantı kurulması ve hatta çağrıştırması dahi karıştırılma ihtimali için yeterli bir ölçü olarak kabul edilmelidir.
Davacı ve davalının bayisi olduğu….. Mutfak Eşyaları Ambalaj İnş. San. Tic. Ltd. Şti markalarını uzun yıllardır piyasada kullanmaktadır. Bu sebeple ortalama tüketici kitlesi davalının markasını züccaciye sektöründe kullandığını, davacının markasının ev tekstil sektöründe kullandığını anlayabilecek durumdadır. Ayrıca TPMK’nın internet sitesinde yapılan araştırmada….. ibaresinin farklı sınıflarda başka firmalar adına da tescilleri bulunmaktadır. Markalar taraflarca farklı sınıflarda Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde korunmakta ve farklı alanlarda kullanılmaktadır. Bu sebeple mahkememizce karıştırılma ihtimali olmadığı hukuki kanaatine varılmıştır. Dosyadaki delillerden tarafların markalarının esaslı ve ayırtedici unsurunun….. ibaresi olduğu, markaların benzer olduğu ancak farklı sınıflarda piyasada uzun yıllardır birlikte kullanıldığı, bu sebeple tüketici nezdinde karıştırılma ihtimali olmayacağı sebebiyle marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturmayacağı anlaşılmıştır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında; davacı taraf adına tescilli “…..” ibaresi ile davalının bayi sıfatıyla kullanımında olan markanın TPMK’nun 21. Sınıfında tescilli olarak kullanıldığı, davalının….. markasının 21. Sınıfta korumakta olduğu korunduğu bu sınıflarda üretim, satış ve pazarlama yapma hakkına sahip olduğu, davalının ürünlerinin mağazasında satışı için ayrıca 35. Sınıfta tescil almasına ihtiyaç bulunmadığı, her iki tarafın markalarında yer alan….. ibaresinin benzer olduğu ancak farklı sınıflarda farklı sektörlerde korunmaları ve kullanılmaları sebebi ile iltibas oluşturmayacağı, aksi halin kabulünün, yani davalının tescilli markasını satış alanında kullanmasının yargı kararıyla engellenmesinin davalı açısından markasını tüketiciyle buluşturamama ve ticari hayatını temelden etkileyen orantısız zarar görme ihtimallerini doğurabileceği, bu durumun kanun koyucunun arzusu olamaycağı, yani davalının tescilli markalarını, 35.sınıfa tescilli olmasına dahi üretim, satış, pazarlama safhalarında kullanmasının hakkı olduğunun kabulü gerektiği hukuki ve vicdani kanaatiyle davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurlumuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gerekli 44,40 TL harçtan peşin yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 13,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 3.931,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 60,00 TL tebligat gideri ve 2.250,00 TL bilirkişi ücreti olmaküzere toplam 2.310,00 TL yargılama giderinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde, yatıran tarafa iadesine
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/09/2019

Katip …

Hakim …