Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/415 E. 2020/38 K. 07.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/415 Esas
KARAR NO : 2020/38

DAVA : Marka (Maddi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 20/03/2017
KARAR TARİHİ : 07/02/2020
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Maddi Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekilinin dava dilekçesinden özetle; Müvekkili firmaya ait TPE nezdinde …… tescil numarası ile tescil ettirdiği ve halen koruma altında olduğunu, davalı tarafın müvekkili adına tescilli tasarımı izinsiz kendi markası altında kullandığını, üretimini ve ticaretini yaptığının öğrenilmesi üzerine Bakırköy ….. FSHHM’nin …… D.İş sayılı dosyası ile tespit yapıldğını, tespit edilen ürünler üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde tasarımların genel kullanıcı izlenim algısında iltibas oluşturacak düzeyde benzer olduklarının tespit edildiğini, 08.03.2017 tarihli tedbir kararı ile birlikte müvekkilinin tasarımına yönelik ürün satışının ve üretiminin engellenmesine, el konulmasına ve yediemine teslimine karar verildiğini, Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün …… esas sayılı dosyası ile kararın uygulandığını, Bakırköy ….. FSHHM’nin …… D.İş sayılı dosyası ile …… Enjeksiyon Baskı Kalıp San.- …… isimli işyerinde tespit işlemi yapıldığını, tespit işlemi esnasında işyeri sahibinin şu anda tespite konu tasarımla ilgili üretimlerinin olmadığını, bu üründen 10.000 adet kadar … Plastik) firmasına üretim yaptıklarını, daha sonra ürünün tasarımlı olduğunu öğrendikten sonra üretime son verdikleri şeklinde beyanda bulunduğunu, https://www…….com/…. isimli internet adresinde müvekkil tasarımının taklidi olan davalıya ait ürünlerin satışının gerçekleştiği görüldüğünü, davalı taraf her ne kadar tedbir kararı verilmiş ise de ürünleri halen satmaya devam ettiğini, davalı tarafın işbu eylemlerinin müvekkili şirket adına TPMK nezdinde …… sayılı tasarım tescil belgesi ile koruma altında olan böylelikle 6769 sayılı Kanun ve TTK’nun haksız rekabete ilişkin hükümleri uyarınca da korunan özgün tasarım hakkına 6769 sayılı kanunun 81. Maddesi ve TTK’nın 55 vd. Maddeleri uyarınca tecavüz ve haksız rekabet teşkil etitğinin tespitine, tescilli tasarım hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin durdurulmasına, haksız tecavüzün önlenmesine ve bu suretle tecavüzün giderilmesine, bu suretle tecavüz oluşturan veya cezayı gerektiren ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçlara el konulmasına, imhasına, davalı tarafın müvekkili şirketinin tescilli tasarım hakkına karşı haksız eylemlerinden ve tecavüzlerinden dolayı 6769 sayılı kanunun 151/2-a maddesinde belirtilen “Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, hak sahibinin elde edebileceği muhtemel gelir”‘e göre hesaplama yapılarak fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla davalı yandan 5.000 TL maddi tazminatın dava açıldığı tarihten itibaren işleyecek en yüksek reeskont faizi ile 30.000 TL manevi tazminatın dava açıldığı tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, masrafların karşı tarafa ait olmak üzere kesinleşmiş kararın günlük gazete veya benzeri vasıtalarla tamamen veya özet olarak ilan edilmesi veya ilgililere tebliğine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekilinin cevap dilekçesinden özetle; davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacı ve davalı müvekkili firmanın mal alışverişinde bulunan firmalar olduğunu, müvekkili firmanın davacı firmadan aldığı tasarım ürünü olan kaseleri sattığını, dava konusu olan kaseleri davacı firmanın davalı müvekkili firmaya bizzat kendilerinin sattığı ürünler olduğunu, ekte sunulan faturalardan müvekkili firmanın davacı firmadan 24.11.2015 tarihinde …… seri ….. fatura sıra no ile bu tasarıma konu kaselerden 3600 adet ve 24.12.2015 tarihinde …… seri ….. fatura sıra no ile yine aynı tasarıma konu kaselerden 5760 adet olmak üzere toplam 9360 adet aldığını, müvekkili firmanın almış olduğu bu kaselerden 2015 yılında 288 adet ve 2016 yılında da 2111 adet olmak üzere toplam 2399 adedini sattığını, bu kaselerden 2017 yılında hiç satış yapamamış olup elinde kalan toplam tasarımlı kase miktarının 6961 adet olduğunu, müvekkili firmanın …… isimli şahısla veya sahibi olduğu şirketle tasarıma konu bu kaseler için hiçbir ticari ilişkisi söz konusu olmadığını, müvekkili firma ile bu şahıs arasında dava konusu ürünlerle ilgili hiçbir alışverişte bulunmadığını, bu iddiaların ispata muhtaç olduğunu, müvekkilinin tedbir kararı verildikten sonra davacı firmadan almış olduğu ve fakat satamadığı ürünleri dahi satmayı durdurduğunu, davacı yanın sunduğu bastonlu sitesinde halen sergilenmekte olduğu iddiasının ise gerçek olmamakla sitede stoklarda mevcut olmadığı bilgisi düşünüldüğünü, Bakırköy …… FSHHM’nin ……. D.İş dosyasında verilen raporda “şirket yetkililerinin beyanlarından inceleme konusu kaselerin Çin’den ithal olarak getirildiği anlaşılmıştır” dendiğini, bu beyana katılmadıklarını, şirket yetkililerinin böyle bir kalıbın varlığından dahi haberi olmadığını, müvekkilinin haksız rekabet teşkil eden bir eylemde bulunmadığını, müvekkili firmanın davacı firmanın çizdiği sınırlar içinde kaldığını, davacı firmanın ürünlerini onların rızası ile alarak satışını yaptıklarını, ürünlerin ne zaman alındığı ve ne kadar satış yaptıkları dafterlerinde kayıtlı olduğunu, davacı firmadan ürünlerin alınıp satışa sunulduğu fatura ve defter incelemesi ile ortaya çıkacağını belirterek davanın reddi ile davacının kötüniyetli olması sebebiyle %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, dava masraf ve vekalet ücretlerinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Yargılama sırasında deliller toplanmış; Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan davaya konu tasarım tescil belgeleri ve İstanbul Ticaret Sicil Memurluğundan ticaret sicil kayıtları ve ilgili dosya evrakları celp edilmiştir.
Mahkememizce toplanan tüm deliller ve taraf iddiaları ışığında dosya davacı tarafın ürünleri ve tasarımını davalı tarafın satışa sunduğu ürünlerin bilirkişi heyeti tarafından internet kayıtları üzerinde hangi tarihten itibaren satışa sunulduğu ürünlerin defter ve kayıtların HMK’nın 278. Madde gereği davacı ve davalı tarafa ait dava tarihinden geriye doğru 24.11.2015 tarihinden itibaren incelenmek suretiyle söz konusu davalı tarafın satışa sunduğu ürünleri fatura kapsamında alınan ürünler olup olmadığı, bunun dışında taklit ürün olup olmadığı hususlarında ayrıca defter ve kayıtlara göre davalı tarafın taklit bir ürün satmış ise bunun miktar ve adetinin tespit edilmesi tespit yapıldığı, takdirde davacı taraf defter ve kayıtlarına göre söz konusu ürünleri davacı taraf satmış olsa idi ne kadar gelir elde edecek ise buna yönelik tazminat hesabı yapılması hususlarında rapor tanzim etmek üzere dosya bir bilişim uzmanı, bir tasarımcı ve bir mali müşavir bilirkişiye tevdi olunmuş, bilirkişiler hazırlamış oldukları 04/07/2018 havale tarihli ayrıntılı ve gerekçeli raporlarından özetle: dava dilekçesinde bahse konu edilen ürün görsellerinni yer aldığı https://www…. …… adlı web sayfasının yalnızca https://www…… adlı ana sayfasının gösteriminin arşivlendiği, dava konusu tasarımın yer aldığı linkin 2. Sayfasının arşivlenmediği, arşivlenen ana sayfanın ise yalnızca 10.10.2016 ve 21.11.2016 tarihlerinde arşiv kayıtlarına rastlanıldığını, ayrıca https://www …….com isimli internet sitesinin geçmiş arşiv kayıtlarına yönelik yapılan ve sitenin genelini kapsayan incelemelerde ve dosyaya sunulu internet görselinde ” ….. Yuvarlak çerezlik/240″ olarak geçen ve “……. ” markası ile yer alan ürüne ilişkin google arama motorunda yapılan sorgu sonucunda söz konusu ürüne ilişkin herhangi bir görselin yer almadığının tespit edildiğini, davacı tarafa ait ……(1) nolu endüstriyel tasarım ile davalıya ait olduğu iddia edilen ürünler arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığını, bu sebep ile benzer olarak algılandıklarını, davalı tarafa ait ticari defter ve kayıtların incelenmesi neticesinde, davacı tarafa ait …… (1) numaralı tasarıma benzer bir ürüne ait bir kayıda rastlanılmadığını ve bu nedenle denetime elverişli bir kazanç kaybı hesabı yapılmasının mümkün olmayacağı” hususlarını bildirmişlerdir.
Davacı vekilinin 12.09.2018 tarihli rapora itiraz dilekçesinden özetle; davalı yanın müvekkilinin tasarımlarının ayırt edilemeyecek kadar benzerlerini satışa arz ettiği, yapılan tespitle ve dava dilekçesinde yer alan davalıya ait internet sitesi ile açıkca ortada olduğunu, Mezkur ürün ” ……” kodlu ile satılmakta olduğunu fakat bilirkişilerce bu kod ile ticari defterlerde ürün satışı incelenmemiş olduğunu, rapor mali açıdan yapılan inceleme bakımından eksik olup, işbu kod ile yeniden ticari defterlerin incelenmesi gerektiğini bildirmiştir.
Mahkememizin 01.10.2018 tarihli ara kararında davacı vekilinin bilirkişi raporuna itiraz talebinin kabulü ile bilirkişi raporuna itirazlarında dağerlendirilmek üzere önceki bilirkişi heyetine ek rapor alınması yönünde karar verilmiş ve dosya önceki heyete tevdi olunmuş bilirkişiler ek raporlarında; “davacıya ait …… numaralı endüstriyel tasarıma benzer bir ürüne ait mali bir kayda rastlanılmadığını, tespiti olmayan bir belge ve bilgi ile bilimsel ve denetime elverişli bir rapor tanzim edilemeyeceği gibi olan bir belge ve bilgininde yok sayılamayacağının kabul edildiğini, netice itibariyle mali açıdan araştırma ve inceleme sonunda, tazminat hebası yapmaya esas teşkil edecek bir veriye ulaşılamaması sebebiyle, 28.06.2018 tarihli kök rapordaki görüşlerini devam etmekte olup, somut ticari veriye dayanmayan bir bilirkişi mali raporu tanzimi ile tazminat hesabı yapılmasının bilimsellikten uzak olacağı” hususlarını bildirmişlerdir.
09.04.2019 tarihli celsede dosyanın talimatla Kocaeli …. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilerek dosyanın resen seçilecek bir mali müşavir bilirkişi ile marka patent uzmanı bilirkişiye tevdi ile davalı şirketin …Cadde, No:…. Dilovası Kocaeli adresinde inceleme yetkisi verilerek inceleme günü taraf vekillerine de bildirilerek daha önce davacı tarafça davalı tarafa dava konusu olan tasarımı taşıyan ürünlerin satışının yapıldığı bu hususun tarafların kabulünde olduğu gözetilerek fatura ve ticari defterlere göre davacının davalıya toplam kaç adet ürün sattığı, 28.02.2017 tespit tarihi itibariyle bu ürünlerden kaç adedinin davalı tarafından satışının yapıldığı ve kaç adedinin stoklarda kaldığının, davalının davacı adına tescilli dava konusu tasarımı taşıyan ürünlerden davacıdan satın aldıkları haricinde piyayasa sürdüğü miktarın belirlenip bundan genel giderler dışındaki masraflar düştükten sonra kaç TL kazanç elde ettiğinin tespit eder şekilde rapor tanzim etmek üzere Kocaeli ….. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne talimat yazılmış, yazılan talimatımıza cevap olarak davalı şirketin adresinin Dilovası olduğu, Dilovası’nın mahkememiz yetki alanı dışında Gebze Asliye Hukuk Mahkemelerinin yetki alanında olduğu bildirilmiştir.
Gebze …… Asliye Hukuk Mahkemesi’ne yazılan talimatla hazırlanan raporun sonuç kısmında ” davacı adına tescilli TR …… kod numaralı endüstriyel tasarım tescil belgesinin koruma kapsamında olduğunu, 05.08.2019 tarihli yerinde yapılan keşif mahalinde dava konusu ürün veya ürünlere rastlanılmadığını, ürünlerin benzer kombinasyonda oldukları, ortalama tüketicide karıştırma ihtimali olduğunu, mali inceleme yönünden ise davalının 2015 yılı yasal defterlerinden yevmiye defterlerinin açılış-kapanış noter sayfalarının yasal süresinde tasdik edildiği, defteri kebir ve envanter defterinin ibraz edilemediğinden defterlerin sahibi lehine delil kudretine haiz olması açısından sadece yevmiye defterinin açılış ve kapanış tasdikine tabi olması nedeniyle kanaatlerinde delil olabileceği, tüm defterlerin birbirini teyit edip etmemesinin tespit edilememesinden dolayı delil kudretinin takdirinin mahkemede olduğunu, 2016 ve sonrası defterlerin e-defter kapsamında olduğu, e-beratlarında sorun olmadığı ancak 2016 yılı envanter defterinni taraflarına ibraz edilmediğini, 2017 yılı defterlerlerinin tam olduğunu, dosyada yer alan değişik iş raporlarında ve 21.06.2018 tarihli bilirkişi heyet raporlarında tespit edilen …. çerezlik ürünün, davalının 2016 ila 2019 yılı arasındaki defter kayıtlarında taraflarınca 05.08.2019 tarihinde yapılan incelemeye göre çerezlik ürününe ait tasarım ürününün firmanın kendisinde üretildiğine dair emarelere, belglere rastlanmadığını ve muhasebe kodlarına rastlanmadığı, tasarım ürününün davalıda tespiti yapılamadığından davacının kazanç kaybının olamayacağını, ancak “….. çerezlik ürününün 2016 yılında daha önce tespiti yapıldığı 21.06.2018 tarihli bilirkişi tespitlerinden sonra bu ürünün muhasebe kodunun tekrar …… koduna dönüştüğünün kanaatine varıldığını, değişik iş raporları ile önceki bilirkişilerin tespitlerini göz önünde bulundurup bu verilere, teknik değerlendirmelere dayanarak davacının kazanç kaybının ancak davacıdan alınan 9360 adet 6.273,22 TL’lik alış tutarından 2016 yılı boyunca satışından elde edilen 8.429,00 TL’den oluşan fark 2.155,78 TL kadar olabileceği, bu tutara faiz işlemesi gerekirse 31.12.2016 tarihinden itibaren işletilebileceğine dair kanaat ve sonucuna ulaştıkları” hususlarını bildirmişlerdir.
Davacı vekilinin rapora itiraz dilekçesinden özetle; davalının kayıt dışı çalışması, doğru olmayan beyanları, tutarsız kayıtları nedenleriyle davalı yanın muhtemel geliri hesaplanamadığından Borçlar Kanunu madde 54,60 uyarınca uygun görülecek bir tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin rapora karşı beyan ve itiraz dilekçesinden özetle; bilirkişi raporunda tespiti yapılmış hususların çoğunluğu iddialarını destekler nitelikte olsa da, bazı konular yönünden reddi gerektiğini, bilirkişi raporunda 4.827 adet ürünün ortada bulunmadığı belirtilmiş ise de işbu durum raporda beyan edilenden farklı olduğunu, ürünlerden bazıları taşıma esnasında zarar görüp kırıldığından imha edildiğini, bazıları ise müvekkili firma tarafından iş yaptığı şirketlere ilişkilerini güçlendirmek adına hediye olarak verildiğini, işbu duruma ilişkin gerektiğinde tanık dinletme haklarını mahruz tuttuklarını, bu nedenlerle itirazları dikkate alınarak haksız ve usulsüz olarak açılmış davanın reddi ile davacının kötüniyetli olması sebebiyle %20 den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Dava tescilsiz tasarıma tecavüz davasıdır. 6769 sayılı SMK’nun 55. Maddesine göre: “Tasarım ürününün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin, çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünümüdür… Tasarım ilk kez Türkiye’de kamuya sunulmuş olması halinde tescilsiz tasarım olarak korunur.”
Bir tasarımın koruma kapsamı belirlenirken o tasarımın bilgilenmiş kullanıcı gözünde oluşturduğu genel izlenim ile bariz bir benzerlik gösteren bütün tasarımların birlikte dikkate alınması gerekir. Kıyaslanan tasarımlar arasında sadece küçük ayrıntılarda farklılık varsa tasarımların aynı olduğu kabul edilir. Yine bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim ile herhangi bir tasarımın böyle bir kullanıcı üzerinde oluşturduğu genel izlenim arasında genel bir farklılık varsa tasarım ayırd edici niteliğe sahip demektir. Burada, tasarım alanında, özellikle dikkat edilmesi gereken husus korumanın, görünüm, şekil, doku ve ergonomi gibi özelliklere hasredilmesidir. Tasarım hakkı ürün ve eşyaların teknik işlevini değil, dış görünümünü konu etmektedir.
Somut olayda, davacı taraf, mahkememize ait ……. D.İş dosyası tespit talebinde bulunmuş; mahallinde davalı taraf uhdesinde davacıya ait tasarıma ayırt edilemeyecek derecede benzer tasarıma sahip ürünlerden çok miktarda bulunduğu ve fotoğraflandığı anlaşılmaktadır. Davalı taraf tespit edilen ürünlerin davacı ile önceye dayanan ticari ilişkileri sırasında satın alınmış olan orjinal ürünler olduğunu, dolayısıyla bir tecavüzün söz konusu olamayacağını beyan ve iddia etmiştir. Ancak tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda davacının 2015 yılında toplam 9.360 adet ürün sattığı, 2016 yılı kayıtlarına göre 2016 yılında bu ürünlerden davalının elinde 199 adet kaldığı, bununda 2016 yılı içinde sınıflanarak 2017 yılında çerezliğe ait bu stok kodunda hiç ürün kalmadığı, bu itibarla 28.02.2017 tarihde yapılan tespitteki ürünlerin davacıya ait orjinal ürünler olamayacağı ve tecavüzün gerçekleştiğinin kabulünün gerektiği anlaşılmıştır.
Davacının kullanmış olduğu seçimlik hakka göre bilirkişilerce net tesbitin yapılamaması, satış kârı olarak hesaplanan meblağın orjinal ürünlere ait olup, tecavüze konu ürünlere ilişkin olmaması karşısında BK 50-51. Md’lere göre tesbite konu ürünlerin fotoğraflanan hacmi ve somut olayın özelliklerine göre davacının talep etmiş olduğu 5 bin TL maddi tazminatın kadri maruf olduğu kanaatine varılmıştır.
Davalının kusurunun derecesi, davalının uğradığı zarar dikkate alınarak 5 bin TL manevi tazminata hükmetmek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile;
2-Davalının davacıya ait ……(1) tescil numaları endüstriyel tasarımından doğan haklarına tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, tecavüz oluşturan ürünlere el konularak masrafı davalıdan karşılanmak suretiyle imhasına, davalının üretim yaptığı tespit edilemediğinden üretimde kullanılan cihaz ve makinelere el konularak imha talebinin reddine,
3-5.000,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
4-Hüküm özetinin masrafı davalıdan karşılanmak suretiyle ulusal çapta yayın yapan tirajı en yüksek 3 gazeteden birinde ilanına,
5-Alınması gereken 683,10 TL peşin harçtan, peşin yatırılan 597,72 TL harcın mahsubu ile bakiye 85,38 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen maddi tazminat talebi üzerinden hesaplanan 4.910,00 TL ücret takdirine, bu ücretin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen manevi tazminat talebi üzerinden hesaplanan 4.910,00 TL ücret takdirine, bu ücretin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre red edilen manevi tazminat talebi üzerinden hesaplanan 4.910,00 TL ücret takdirine, bu ücretin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL başvurma harcı, 597,72 TL karar ve ilam harcı, 4.250,00 TL bilirkişi ücreti ve 509,70 TL tebligat/posta masrafı olmak üzere toplam 5.388,82 TL yargılama giderinin kabul/red oranına göre 1.539,66 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10- Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıkça okunup usulen anlatıldı.07/02/2020

Katip …

Hakim …