Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/384 E. 2018/8 K. 23.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/384 Esas
KARAR NO : 2018/8

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24.01.2017
KARAR TARİHİ : 23/01/2018
KARAR YAZMA TARİHİ : 09.02.2018
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; müvekkilinin ” …” ibareli markanın sahibi olduğunu , davalı şirketin unvan değişikliği yaparak “…” AŞ ünvanını alıp TPMK’da … başvuru numarası ile “… + şekil” ibareli markayı aldığını, markalar arasında karıştırılma ihtimalinini bulunduğunu, bu nedenle davalı adına tescilli markanın hükümsüzlüğüne, kararın gazetede ilanına, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafın dosyaya süresinde cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmış, davayı inkar ettiği kabul olunmuştur.
Davalı taraf daha sonra sunduğu beyan dilekçesinde; davacının müvekkilinin şirketinin kuruluşundan sonra marka tescil başvurusu yaptığını, markaların benzer olmadığını yerinde olmayan davanın reddini savunmuştur.

Davaya ilişkin marka kayıtları celp edilmiş, celp edilen kayda göre davalıya ait markanın … şekil markası olduğu 9,11,38,42 sınıfta tescilli olduğu, halen geçerliliğini koruduğu davacıya ait markanın … com markası olduğu 9 ve 42. Sınıfta tescilli olduğu … yılından itibaren geçerliliğini koruduğu celp edilen ticaret sicil kayıtlarına göre davalı tarafın ticaret sicili tescil tarihinin … tarihinde olduğu davacının tescil tarihinin … tarihi olduğu celp edilen kayıtlardan anlaşılmıştır.
Davalı taraf mahkemenin görevine ilişkin ve kurumun davaya dahil edilmesine yönelik talepte bulunmuş ise de ,dava marka hükümsüzlüğüne ilişkin olup 6769 sayılı SMK. gereği davanın görülme yeri mahkememiz olup yine TPMK nun kayıtlı olan marka üzerinde davada taraf gösterilme zorunluluğu olmayıp yerinde olmayan buna yönelik itirazların reddine karar verilmiş, davanın esas yargılaması yapılmıştır.
HMK.nın 266 madde gereği dava konusunun niteliği dikkate alındığında teknik bir incelemeyi gerektirmeyen hakimin hukuki bilgisi ile çözülmesi gereken bir mesele olduundan dosya bilirkişi incelemesine gönderilmemiş, mevcut delillere göre davanın esası hakkında karar verilmiştir.
Dosyaya celp edilen marka kayıtları, tarafların sunmuş olduğu deliller ve belgeler dikkate alındığında dava markaya yönelik benzerlik nedeniyle hükümsüzlüğe ilişkin olup 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu 4. maddesi marka bir teşebbüsün mallarının ve hizmetlerinin diğer teşebbüsün mallarından ve hizmetlerinden ayırt edilmesinin sağlanması ve marka sahibine sağlanan korumanın konusunun açık ve kesin olarak anlaşılmasını sağlayabilecek şekilde sicilde gösterilebilir olması şartı ile kişi adları dahil sözcükler, şekiller, renkler harfler ,sayılar sesler ve malların veya ambalajların biçimi olmak üzere her tür işaretten oluşabilir. 5 maddede marka tescilinin mutlak red nedenleri sayılmış, ç bendinde aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetler ile ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış, marka ile aynı veya ayırt edilemeycek kadar benzer işaretler marka olarak tescil edilmez, 6. Madde de tescil başvurusu yapılan bir markanın tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı veya benzerliği kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali dahil karşıtırılma ihtimali varsa itiraz üzerinde başvuru red edilir”. hükmü düzenlenmiştir.
Karıştırma ihtimali ortalama tüketicilerin her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Başka bir anlatım ile halkın söz konusu mal ve hizmetleri aynı ya da bağlantılı işletmelerden geldiğini düşünme tehlikesidir. Hem markanın hem de mal veya hizmetlerin aynı olması durumunda marka hakkının ihlali söz konusu olmaktadır. Karıştırma ihtimalinden söz edilebilmesi için öncelikle tescil başvurusuna konu veya tescil edilmiş marka ile daha önce tescil edilmiş ve tescil başvurusu yapılmış markanın kapsadığı hizmetlerin aynı ya da benzer olması gerekmektedir. Eğer bu mal ve hizmetler aynı ya da benzer ise bu kez markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenecektir. Karıştırma ihtimali hem marka, hemde sınıf bakımından benzerlik gerektirdiğinden iki markanın tescil edildikleri, tescil başvurusunda bulunulduğu ya da kullanıldığı mal ve sınıfların ne kadar birbirine benzer ise karıştırılma ihtimalinin ortaya çıkmaması için markaların da o oranda birbirinden farklı olması gerekecektir. Markalar arasında sözcük, harf karakteri, şekil, grafik gibi renk unsurlarında hiçbir fark yok ise markalar arasında ayniyetten söz edilir. Eğer bu unsurlardan birinde küçük fark var ise benzer markalardan söz edilir. Markalar arasında karıştırma ihtimali incelenirken her bir unsura göre değil bir bütün olarak iki markanın bıraktığı genel global izlenimin markanın bütünüyle bıraktığı etki dikkate alınır.

AB Adalet Mahkemesi (CJEU ) uygulamalarında karıştırma ihtimalinin belirlenmesinde bir takım ilkeler mevcuttur. Uygulamalara göre karıştırma ihtimali ilgili tüm faktörler dikkate alınmak suretiyle marka veya işaretler birer bütün olarak değerlendirilmeli bu değerlendirme yapılırken uyuşmazlık konusu mal veya hizmetin talep edebilecek durumdaki ortalama tüketici gözü ile bakılmalı ortalama tüketicinin detayları incelemeden markayı bir bütün olarak algılayacağı gözönünde bulundurulmalı markadaki ayırt edici ve egemen unsurların bıraktığı genel intibaya göre görsel ve işitsel ve kavramsal anlamda karıştırma ihtimali bulunup bulunmadığı tartışılmalıdır.
Markalar arasında daha az derecedeki benzerlik mal veya hizmetler arasında daha çok benzerlik ile dengelenebilir. Bunun tersi de mümkündür. Ayrıca eğer önceki markanın ayırt ediciliği kendiliğinden çok yüksek ise veya kullanım sonucunda yüksek ayırt edicilik sağlanmış ise karıştırılma ihtimali de çok yüksek olacaktır. Salt çağrıştırma ihtimalinin varlığı karıştırma ihtimalini de mevcut olduğunun kabulü için yeterli değildir. Önceki markanın tanınmışlığı da tek başına karıştırılma ihtimalinin varlığı için yeterli değildir. Eğer her iki marka arasında çağrıştırma ,tüketicide bu markayı taşıyan ürünlerin aynı ya da ekonomik olarak bağlantılı işletmelerden kaynaklandığı yolunda bir kanaate yol açacak nitelikte ise, bu durumda karıştırma ihtimalinin bulunduğu düşünülmelidir. Markalar arasında görsel , işitsel,kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı her iki markanın asli ve tali unsurları ile birlikte bütünü itibariyle bıraktığı izlenimler bakımından benzerlik olup olmadığı çağrıştırma söz konusu olup olmadığı, markaların ait oldukları mal veya hizmetlerin hitap ettiği tüketici kitlesinin eğitim ve toplumsal durumu, markaların tescilli oldukları malın ya da hizmetin değeri , buna bağlı olarak alıcının mal almaya gittiğinde harcadığı zaman kriterleri dikkate alınarak ortalama düzeydeki tüketici gözü ile karıştırma ihtimali mevcut olup olmadığı tespit edilecektir.
Somut olayda ; davacıya ait markanın asli unsuru … davalıya ait markanın asli unsuru … olup her iki kelime karşılaştırıldığında; bir harf değişikliği olup ortalama tüketici nezdinde markaların bir harf nedeniyle aynı şekilde telafuzu ve algılanması söz konusu olup yakın ve benzer aynı işletmeden gelen marka olma imajı yarattığından markaların benzer olduğu kabul edilmiş , markalar benzer kabul edilse bile, sınıfsal olarak markaların tescilli olduğu sınıflar yönünden hükümsüzlük söz konusu olabileceğinden davacı tarafa ait markanın tescilli olduğu sınıfın 9 ve 42. Sınıf olup aynı sınıflar davalı taraf markasında da tescilli olduğundan bu sınıflar yönünden markanın benzer olduğu kabul edilmiş ve davalı taraf markasının kısmen hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.
Diğer tescilli olmayan sınıflar yönünden markalar benzer olsa bile davacı tarafın bu sınıflarda bir tescili olmadığından ve tescilli sınıf yönünden davalı markasının ayakta kalmasının davacı tarafa bir zarar meydana getirmeyeceğinden diğer sınıflar yönünden hükümsüzlük talebinin reddine karar vermek gerekli ve yerinde görülmüştür.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Gerekçelerle
1-Davacı tarafın davasının kısmen kabul kısmen reddi ile, davacı tarafa ait … şekil markası dikkate alındığında davalı tarafa ait … şekil markası okunuş ve kavrayış açısından benzer nitelikte olduğundan markanın tescilli olduğu aynı sınıflar yönünden davalıya ait …. sayılı … markasının 9 ve 42 sınıflarda kısmen hükümsüzlüğüne, kayıtlardan terkinine,
2-Diğer sınıflar yönünden talebin reddine,
3-Hükmün TPMK da ilanı söz konusu olup ayrıca ilan talebinin reddine,
4-Davacı taraf tarafından yatırılan 31,40 TL başvuru, 31,40 TL peşin , olmak üzere toplam 62,80 TL harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye 4,50 TL karar ve ilam harcının tahsili mümkün olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan 3.145,00 TL ücreti vekaletin davalı taraftan tahsili, davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan red edilen kısım yönünden 3.145,00 TL ücreti vekaletin davacı taraftan tahsili, davalı tarafa ödenmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 118,80 TL tebligat ve müzekkere gideri olan yargılama giderinin davanın kabul oranına isabet eden % 50 si 59,40 TL nin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-Artan avans giderinin taraflara iadesine,
Dair kararın taraflara tebliğinden itibaren ilgili hukuk dairesinde 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. . 23/01/2018

Katip …

Hakim …

¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır