Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/346 E. 2019/321 K. 03.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/346
KARAR NO : 2019/321

DAVA : Markanın Devri, Hükümsüzlüğü, Alan Adı ve Unvan Terkini
DAVA TARİHİ : 29/10/2016
KARAR TARİHİ : 03/10/2019
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/10/2019

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin “……” isimli markanın yaratıcısı ve sahibi olduğunu, müvekkilinin söz konusu gelişmesi ve dünya çapında tanınan bir marka haline getirilmesi için düşüncesini, çok eski arkadaşları olan … ve … ile paylaşmış ve markanın geliştirilmesi ve markanın faaliyet göstereceği alanda tanıtımının yapılması ve marka adı altında faaliyetlere başlanması amacıyla 2012 yılından itibaren hukuksal işlemlere başlandığını, “……” markası için 2013 yılında Almanya’da bir şirket kurulmasına karar verildiğini, her 3 ortağın hissesi eşit şekilde olacak şekilde kurulması planlanan şirket için müvekkili ile davalılardan … tarafından …’ya vekaletname düzenlendiğini, belge içeriğinden de anlaşılacağı üzere vekaletnamenin “…… Uluslararası Danışmanlık Hizmetleri ………” isimli şirketin Köln’de kurulması amacıyla verildiğini, ancak ……’nın kendisine şirket kurulumu için vekaletnameye rağmen, Almanya’dan dönüşünde şirket kurulumunda noterde bir takım sorunların olduğunu, …… Uluslararası Danışmanlık Hizmetleri ……… adının Türkçe isim olması nedeniyle bir takım zorlukların yaşanacağının Noterin ifade ettiğini, bunu dikkate olarak Türkçe yazan “Uluslararası Danışmanlık Hizmetleri” ibaresinin çıkartılarak “…… ………” olarak kurulduğunu, yeniden Türkiye’ye dönüp vekaletname alınmasının zaman ve masraf kaybı olacağını belirterek, şirketi bu unvanla ve kendi adına kurduğunu, ancak şirketin asıl hisse sahiplerinin müvekkili ve diğer davalı … olduğunu, bunu en kısa sürede yerine getireceğini beyan ettiğini, bunun üzerine müvekkilinin bugüne kadar olan güvene dayalı ilişkilerinde kırılma olduğunu ve bunu kabul edemeyeceğini, en kısa süre içinde devrin yapılması gerektiğini dile getirmesi üzerine, ……’nın yanında avukat olarak çalışan …’e gerekli evrakları imzalayarak verdiğini ve devir için birlikte Almanya’ya gidilerek devrin gerçekleşeceğini beyan ettiğini, Almanya’da şirket kurulumunun 2013 yılının ikinci yarısında gerçekleştiğini, 2013 Ağustos ayında Türkiye’de gerçekleştirilecek olan markayla ilgili ve markanın tanıtımıyla ilgili olan uluslararası toplantı tarihinin yaklaşıyor olması nedeniyle, asıl konunun bunun olduğunu ve toplantı sonrası devrin gerçekleşeceğini beyan ettiğini, ancak söz konusu devir işleminin hiçbir zaman …… ve … tarafından yerine getirilmediğini, marka başvurusunun başlangıçta müvekkili tarafından yapılıp davalı …’ın hileli olarak adına tescili sağlayıp bilahare kısa süre içerisinde muvazaalı olarak diğer davalı şirkete devrettiğini iddia ederek, …… tescil numaralı “……” markasının hak sahibinin müvekkili olduğunun tespitini ve markanın müvekkili adına devrini, tescilini yahut hükümsüzlüğünü, davalı şirket tarafından kullanılan www……..de alan adının müvekkiline devrini ve tescilinin yapılmasını, davalı şirketin ticaret unvanında yer alan “……” ibaresinin kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesini veya silinmesini, tecavüzün sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, gereğinde araçların ve ilgili malların, broşür, tanıtım ve her türlü evrakın imhasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP ; Davalılardan …… Uluslararası Danışmanlık Ltd.Şti vekili cevap dilekçesi ile, davacı tarafından ikame edilen işbu davanın asıl amacının, davacıya karşı …… nezdinde ikame edilen tahkim yargılaması ve bunun souncu “……com” alan adının müvekkiline devredilmesi hususunda verilen tahkim kararının icrasını öteleme amacı taşımakta olduğunu, müvekkili şirketin kurulması ve faaliyete geçmesinde emek veren ve …… oluşumunu şu anki işlerliğne kavuşturanın dava dışı … olduğunu, davacı ve diğer davalının ise Türkiye üyeliği dışında konu ile ilgili herhangi bir ilgilerinin bulunmadığını, keza bu bağlamda ……’in oluşumu için yapılan tüm seyahatların, toplantılar ve organizasyonlar ile bu hususta kurulan müvekkili şirketin kuruluşu ile ilgili her türlü masraf ve harcamaların …… tarafından yapıldığını, ne davacının ne diğer davalının ve ne de başka bir şahsın bu konuda bir katkısının olmadığını ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak, müvekkili yönünden davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı … vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin davaya konu markaya ilişkin herhangi bir hak sahipliğinin bulunmadığını, bu nedenle söz konusu davaya taraf olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu markanın devir işlemlerinin yazılı devir sözleşmesi ile birlikte noter huzurunda yapılarak sicile kaydedildiğini, dolayısıyla marka devir sözleşmesi yazılı olarak yapıldığından, hukuken geçerli olduğunu ve davacının ispattan yoksun soyut iddialarının mesnetsiz olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, …… tescil numaralı “……” markasının hak sahibinin davacı olduğunun tespiti, markanın davacı adına devri, tescili veya hükümsüzlüğü, davalı şirket tarafından kullanılan www……..de alan adının davacıya devri, davalı şirketin ticaret unvanında yer alan “……” ibaresinin kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesi veya silinmesi, tecavüzün sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılması taleplidir.
Türk Patent Kurumundan marka tesciline esas belgeler, ticaret sicilinden davalı şirkete ait sicil kayıtları getirtilerek incelenmiş, bildirilen tankılar dinlenerek tüm deliller toplanmıştır.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, …… sayılı “……” ibareli markanın, 09, 16, 35, 36, 38, 40, 41, 42 ve 45 sınıflarda 30/11/2012 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle davalılardan … adına tescilli olduğu, başlangıçta markanın tescili için davacı tarafından Türk Patente başvurunun yapıldığı, bilahare Bakırköy … Noterliği’nin 05/09/2013 tarih ve ……. yevmiye numaralı “Marka Tescil Belgesi Başvuru Hakkı Devir (Satış) Sözleşmesi” başlıklı noterce düzenlenen resmi sözleşme ile davacının marka tescil belgesi başvuru hakkını davalı …’a bedeli karşılığında devrettiği, bu marka ile bir ilişkisinin kalmadığının belirtilerek, gerek Türkiye’de gerekse yurtdışında davalı … adına tescilini kabul ettiği, bilahare … tarafından Bakırköy ….. Noterliği’nin 18/04/2016 tarih ve ……. yevmiye numaralı marka devir sözleşmesi ile davalı şirkete devredildiği ve en son markanın davalı şirket adına olduğu anlaşılmıştır. Gelen ticaret sicil kayıtlarına göre de, davalı şirketin davacı … ve davalı … ile bir ilgisinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davacı dava konusu markanın öncelikli hak sahibi olduğunu iddia etmiş ise de, esasen başvuru davacı adına yapılmış olup, davacı bu marka tescilinden doğan haklarını usulüne uygun noter sözleşmesi ile davalı …’a devretmiş, … ise davalı şirkete devretmiştir. Davacı marka devrinin ileride kendisine iadesi koşulu ile yapıldığını iddia etmiş olup, bu iddiası inanç sözleşmesi mahiyetindedir. Bu şekildeki bir sözleşmenin varlığını yasal delillerle ispatlayamamıştır. Devrin hile yoluyla sağlandığını iddia etmiş ise de, hile olgusunu ispata yarar herhangi bir delil ibraz edemediği gibi Türk Borçla Kanunu’nun 39 maddesinde öngörülen hak düşürücü süre içerisinde sözleşme ile bağlı olmadığını iddia etmemiş ve dava bu süreden sonra 29/10/2016 tarihinde açmıştır. Ayrıca davalı şirket adına olan www……..de alan adının müvekkiline devri ya da tescilini istemiş ise de, bu alan adı ile ilgili önceye dayalı bir hakkını ispatlayamamıştır. Yine davalı şirketin ticaret unvanına ilişkin herhangi bir hak sahipliğini de ispatlayamamıştır. Davacı vekili sonradan davalı …’ın isticvabını talep etmiş ve isticvap davetiyesi tebliğine rağmen davalı mazeretsiz olarak duruşmaya gelmemiş ise de, bu davalının isticvabı geçrek hak sahibi davalı şirketi bağlamayacağından, ispata yeter delil sayılmamıştır. Bu itibarla ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan, 44,40 TL ilam harcından, 29,20 TL peşin harcın mahsubu ile, 15,20 TL bakiye karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 3.931,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
6-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup anlatıldı.03/10/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır