Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/324 E. 2019/81 K. 12.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/324
KARAR NO : 2019/81

DAVA : Markaya Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Durdurulması,
Önlenmesi, Maddi-Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 30/05/2017
KARAR TARİHİ : 12/03/2019
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/03/2019

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin dünyaca tanınmış “….” markalarının yaratcısı olduğunu, müvekkili ile aynı sektörde faaliyet gösteren davalı tarafından üretilerek satışa sunulan çantanın, müvekkiline ait çanta ile ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, hatta benzerliğin bir yana askısı ve kapağının açılma mekanizmasına varana kadar birebir aynı olduklarını, bunun yanı sıra davalı yana ait ürün üzerinde, müvekkilinin izni ve lisansı olmadan 18. Sınıf malları kapsayan markaları aynen kullandığını, bu kullanımın tüketiciler nezdinde de yanılgıya sebebiyet vereceğini, davalı yana kullanımı sonlandırması için noter vasıtasıyla iki ayrı ihtarname keşide edilmiş ise de, davalı yan fiillerinin müvekkilin marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini iddia ederek, markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespitini, durdurulmasını ve önlenmesini, dava konusu malların zaptı ile imhasını, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 5.000,00 TL madi ve 100.000,00 TL manevi tazminatın, en yüksek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini ve verilecek hüküm özetinin ilanını talep ve dava etmiştir.
CEVAP ; Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin Türkiye ve birçok ülkede şubeleri bulunan tanınmış bir ayakkabı ve çanta firması olduğunu, müvekkilinin satmakta olduğu çantaların kendi ürünleri olduğunu, başka markaların ürünlerini taklit etmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığını, kaldı ki, tanınmış bir marka olan ..’nin taklit ürünler üretmesi ve bunları satışa sunmasının tanınmışlık düzeyini ve itibarını zedeleyeceğini, dolayısıyla müvekkilinin bu riski alamayacağını, davaya konu çanta modellerinin piyasada klasikleşmiş çantalar olduğunu ve bu tarz çantaların hemen hemen her çanta üreticisi tarafından üretilmekte olduğunu, her ne kadar davacı şirkete ait ürünler ile müvekkiline ait ürünler arasında benzerlikler bulunsa da, birebir aynı olmadıkları ortada olduğunu savunarak, davanın reddine kara rverilmesini istemiştir.
Birleşen Mahkememizin …. Esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesi ile, işbu davaya konu davalı şirketin tek ortağı olan …’in, esas davadaki davalı …. Ayakkabı firmasının da yetkili tek ortağı olduğunu, aynı ürünün bu davalı tarafından da müvekkilinin izni olmadan kullanıldığını ve bu durumun müvekkili haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eder nitelikte kullanıldığını iddia ederek, markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespitini, durdurulmasını ve önlenmesini, dava konusu malların zaptı ile imhasını, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 5.000,00 TL madi ve 100.000,00 TL manevi tazminatın, en yüksek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, ….Ltd.Şti ile ….Ltd.Şti.’nin tüzel kişilik perdesi arkasında danışıklı davrandıklarından, dava sorumluluklarının müşterek ve müteselsil olarak kararlaştırılmasını ve verilecek hüküm özetinin ilanını talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesi ile, asıl davadaki savunmalarını yineleyerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Asıl ve birleşen dava, davacı adına TPMK nezdinde … ve … sayı ile tescilli markaların, davalı tarafından kullanımlarının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitini, durdurulması, önlenmesi ve maddi, manevi tazminat taleplidir.
Türk Patent Enstitüsünden gelen kayıtlardan, …. sayı ile tescilli şekil markasının 16 ve 18. Sınıflarda 26/11/2015 tarihinden itibaren,… sayı ile tescilli şekil markasının, 09, 14, 18 ve 25. Sınıflarda 24/11/2014 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle davacı adına tescilli olduğu ve halen geçerliliğini koruduğu anlaşılmıştır.
6769 Sayılı SMK’nın 29 Maddesi ile, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7. maddede belirtilen biçimlerde kullanmak, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak ve marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek fiillerinin marka hakkına tecavüz sayılacağı belirtilmiştir.
Taraf vekillerince deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi heyeti hazırlamış oldukları 21/04/2017 tarihli raporda sonuç olarak, davalı tarafından satışı gerçekleştirilen çantanın, davacının …. ve … tescil numaralı markalarından kaynaklanan marka hakkını ihlal ettiğini, davalı yanın defter kayıtlarında ve faturalarında ürün kodu kullanılmadığı için hangi üründen kaç tane satıldığının tespitinin mümkün olmadığı, ancak davalı tarafın ticari defterlerine göre 2016 yılında net satış tutarının 20.278.071,05 TL, brüt karının 5.516.86 TL, net karının ise 1.475.136,30 TL olduğu belirtilmiştir.
Taraf vekillerinin rapora itirazları nedeniyle, aynı bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş ve bilirkişiler hazırlamış oldukları 05/01/2018 tarihli ek raporda sonuç olarak, davalı şirketlerce yürütülen ticari faaliyetin sonuçlarının ayırt edilemeyecek kadar birbirine karıştığı somut olay örneğinde, görünmeyen bir ortaklık ilişkisinin var olduğu ve bu fiili ortaklık ilişkisi sebebiyle ortaya çıkan sorumluluktan da birlikte sorumlu olmaları gerektiği, şirket merkezlerinin ve şirket ortaklarının aynı olmasının da bu kanaati desteklediği, davacının satın aldığı örnek çantanın kasa fişinde her ne kadar ürün kodu bulunsa dahi, muhasebe kayıtlarında ürün kodu ile işlem yapılmadığı, bu sebeple ticari defterler üzerinden satılan malın miktarının tespitinin mümkün olmadığı yolunda görüş belirttikleri anlaşılmıştır.
Dosyaya ibraz edilen bilirişi raporlarının, Mahkemece belirtilen hususlarda yeterli inceleme ve değerlendirme yapılmamış olması ve ek raporda sunulan fatura üzerinde inceleme yapılarak, söz konusu ürüne ilişkin satış fişindeki ….Ltd şirketinin kod numarası olup olmadığı, bu ürülerden ne kadar satıldığı, ayrıca bu ürünlerin diğer davalı …. firması ile alış ve satışının olup olmadığı hususlarınının tespiti açısından, …. ve davalı …Ltd şirket defterlerinde inceleme yapılmak suretiyle, davacı tarafın maddi tazminat talebine ilişkin yeniden değerlendirme yapılması için yeniden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi heyeti bu kez hazırlamış oldukları ikinci ek bilirkişi raporunda sonuç olarak, her iki firmanın merkezinin aynı olduğu, her iki firmaya ait defterler üzerinde yapılan incelemede, firmaların ürünlerinde stok kodu kullanmadığı, davacı vekilinin fatura üzerinde sıra numarası ve çeşitli kodlar bunulduğunu ifade ettiği, ancak söz konusu sıra numarasının faturanın sıra numarası olduğu, diğer kodların faturayla alakalı kodlar olduğu, faturada açıkça görüldüğü üzere stok adı altında çanta yazılı olduğu ve stok kodu bulunmadığı, dolayısıyla bu üründen kaç tane üretilip kaç tane satıldığının tespiti mümkün olmadığı gibi tazminat hesaplamasının da mümkün olmadığını, ancak …Ltd.Şti.’nin 2016 yılında net satış tutarının 9.061.019,52 TL ve dönem net karının da 338.420,15 TL olduğu belirtilmiştir.
Dosya kapsamı, deliller, aldırılan bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde, davalı her iki şirketin aynı kişi tarafından kurulup, aynı adreste faaliyet gösterdikleri, faaliyetlerinin iç içe geçtiği, hangi şirketin dava konusu marka ihlali oluşturan ürünü üretip hangisinin sattığının tam olarak tespitinin mümkün olmadığı, davalıların herhangi bir hakları olmadığı halde davacı markasını taklit ederek aynı ürünü üretip piyasaya sürdükleri, bu halin mülga KHK ve SMK hükümleri gereği davacının marka haklarını ihlal ettiği gibi, aynı zamanda TTK hükümleri gereği haksız rekabet teşkil ettiği, bilirkişi raporunda belirtildiği üzere, maddi tazminat tutarının tam olarak belirlenemediği, ihlal oluşturan ürünlerin adetinin bilinemediği anlaşılmakla, davanın kısmen kabulü ile, TBK 50/2 ve 51 maddesi uyarınca, ihlalin niteliği ve hakkaniyet ilkesi gözetilerek davacı yararına 5.000,00 TL maddi tazminat takdir edilmiştir. Davalıların eylemi, aynı zamanda davacının markadan kaynaklı manevi haklarını da ihlal ettiğinden, ihlalin niteliği, tarafların sıfatı ve hakkaniyet ilkesi gözetilerek davacı yararına 30.000,00 TL manevi tazminat takdir edilmiştir. Yukarıda değinildiği üzere, her iki davalı şirket faaliyetleri iç içe geçmiş olup, birlikte hareket ettiklerinden, haksız eylemden müteselsilen sorumlu tutulmuşlardır. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının bu dosyamızda ve birleşen Bakırköy …. FSHHM’nin …Esas sayılı dosyasındaki davalarının KISMEN KABULÜNE, her iki davalının davacının sahibi olduğu … ve … tescil nolu markalara tecavüzlerinin ve haksız rekabetlerinin tespitine, durdurulmasına ve önlenmesine, bu markalara tecavüz oluşturan davalı ürünlerine el konularak imhasına,

2-Toplam 5.000,00 TL maddi ve 30.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte her iki davalıdan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dayalı manevi tazminat talebinin reddine,
3-Masrafı davalılardan alınarak hüküm özetinin ülke çapında yayınlanan traji en yüksek 1 gazete ile ilanına,
4-Asıl dosyada peşin alınan 1.793,14 TL harç ile birleşen dosada peşin alınan 1.793,14 TL harç toplamı 3.586,28 TL’den, alınması gereken toplam 2.390,85 TL ilam harcının mahsubuna, fazla alınan 1.195,43 TL harcın istek halinde davacıya iadesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari üret tarifesi gereğince hesaplanan, 3.931,00 TL vekalet ücretinin, davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari üret tarifesi gereğince manevi tazminat yönünden hesaplanan, 3.931,00 TL vekalet ücretinin, davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari üret tarifesi gereğince reddedilen manevi tazminat yönünden hesaplanan, 3.931,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan asıl ve birleşen dosya yönünden toplam 60,60 TL başvuru ve iadesine karar verilen harç düşüldükten sonra kalan 2.390,85 TL peşin harç olmak üzere toplam 2.451,45 TL harç giderinin, davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı tarafından yapılan 356,90 TL tebligat-tezkere ve 1.200,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.556,90 TL yargılama giderinin, davanın kabul-red oranına göre 865,86 TL.’sinin, davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin üzerinde bırakılmasına,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup anlatıldı.12/03/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır