Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/284 E. 2018/267 K. 10.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/284 Esas
KARAR NO : 2018/267

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/03/2016
KARAR TARİHİ : 10/07/2018
KARAR YAZMA TARİHİ : 19.07.2018

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı taraf dava dilekçesinde özetle ; müvekkilinin , ticari faaliyette bulunmaya başladığı günden beri müşteri memnuniyetini ve kaliteli ürün satmayı kendisine prensip edinmiş olduğunu ; harcadığı emek ve koyduğu sermaye ile her geçen gün daha da ileri aşamalar kat ettiğini ve sektörde edindiği yeri daha da yüksek noktalara ulaştığını, müvekkilinin “…. ” markasının toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi karşısında bazı kişi ve kuruluşlar, müvekkilinden distribütörlük yetkisi aldığını , … markasının asıl sahibi …. faaliyetleri ile çeşitli yol ve şekillerle İltibaslar yaratıp , müvekkil şirket ile haksız rekabet yapmaya yöneldiğini, davalı tarafın , davacı müvekkil şirketin, uzun yıllardan bu yana pek çok ülkede tescilli olan… markasının birebir aynısını, yine davacı müvekkilinin tescilli ve tanınmış olduğu 5. sınıfa dahil olan emtialar bakımından …. numarası ile tescil ettirdiğini, müvekkilinin pazarlama ve satışını yaptığı …. ibareli markası üzerindeki öncelik hakkına dayanılarak, davalı tarafın markasının hükümsüzlüğünü talep ettiklerini, davacı müvekkilin distrübütörlük aldığı …. adına menşee ülkesi olan Almanyada … markası, 05. sınıfa giren emtialar bakımından uzun yıllar önce tescil edilmiş olup, …. markalı ürünler, 10 yıla yakın zamandır Türkiyede ve dünyanın pek çok ülkesinde satıldığını, davalı tarafın, davacı müvekkilin distribütörlük yetkisi aldığı, … markasının asıl sahibi olan …. firması adına başta Almanya olmak üzere, pek çok ülkede tescili bulunan ve uzun süreli yoğun kullanım sonucu piyasada tanınır hale getirdiği ve davacı müvekkilin de Türkiyede ticaret hayatında markasal olarak kullanmış olduğu …. ibareli markasının tanınmışlığından haksız yere kazanç elde etmek amacıyla, huzurdaki marka başvurusunda bulunduğu ve markasının tescil ettirdiği, bu durumda, davacı müvekkilinin telafisi mümkün olmayacak şekilde zarara uğramakta olduğu ve huzurdaki davada davalı tarafın kötü niyetli olduğunun davalı tarafın, Türkçede hiçbir anlama gelmeyen, hiçbir şeyi çağrıştırmayan ve tamamen hayal ürünü harf kombinasyonları ile oluşturulan …. ibareli sözcüğün birebir aynısını seçerek, aynı emtialarda marka olarak tescil ettirmesinin açıkça kötü niyetli bir davranış olduğunu , davalı adına … Numara ile Tescil Edilmiş bulunan … markasının, 556 sayılı KHKnın 42. Ve 8/3 maddesi gereğince, Marka Sicilinden Terkinine Hükümsüzlüğüne ,her türlü yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf cevap dilekçesinde özetle ; … markasını Türkiye’de üretim yapıp satmak amacı ile müracaat edip aldığını, davacı tarafın markayı Türkiye’de kullanmak için Tarım Bakanlığından izin alması gerektiğini ancak böyle bir izinleri olmadığını, markayı izinli olarak Türkiye’de satmak için aldığını, 5 yıl içerisinde … markası ile aılakalı bir üretim yapmadığını, ve 5 yıl dolmadan önce bana ait markaya bir daha marka başvurusu yaptığını, yasaların kendisine ait markaya bir daha marka başvurusu yaptığını, yasaların kendisine vermiş olduğu süreci 5 yıl daha uzatmış olduğunu, bu … markasını gelecek günlerde Bakanlığa başvurarak izin alıp üretimini yapmayı hedeflediğini, bu nedenle davanın reddini, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davacı tarafa yükletilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davaya konu markaya ilişkin tescil kaydı celp edilmiş, markanın …. sayı ile 5. Sınıfta 04.07.2012 tarihinde sicile kaydedilen markanın 07.06.2011 tarihinden itibaren 10 yıl müddet ile tescil edildiği celp edilen kayıttan anlaşılmıştır.
Davacı tarafın dosyaya ibraz edilen belge , kayıt ve delillere göre …. şirketi lie … markasının kullanımı yönünden gizlilik satış sözleşmesi imzaladığı, söz konusu sözleşmede …… markasının Türkiye de korunması için münhasır yetki verildiği,sözleşmenin 16.05.2014 tarihinde imzalandığı …. markasının kullanımları yönünden kayıt ve belgelerin dosya içerisine konduğu markanın internet üzerinde muhabbet kuşu yemlerine ilişkin olarak davacı taraf marka tescil tarihinden önce internet üzerindeki yazışmalarda kullanıldığı ibraz edilen kayıtlardan anlaşılmıştır.
Davalı taraf ve daavcı tarafın sunmuş olduğu tüm deliller ile birlikte dosya bilirkişi heyetine tevdii edilmiş, bilirkişi heyeti yaptığı inceleme ve değerlendirmede davalı tarafa ait …. markasının 04.07.2012 tarihi itibariyle tescil edildiği, dava dışı …. firmasınnı 25.02.2013 tarihnide …. markasını Avrupa birliği içerisinde tescil ettirdiği, davacı ile dava dışı firmanın …. markasını Türkiye de kullanımı yönünden sözleşme imzalandığı, 2011 yılındaki yazışmalar incelendiğinde … …. isimli ilaçtan bahsedildiği, …. firmasının 2008 ve 2014 yılları arasında markaya yönelik dava dışı yabancı firmalara satışının olduğu, davacı tarafın …. markasının gerçek hak sahibi olduğunu ispat edemediği, davalı tarafın başvuru esnasında kötü niyetli olduğunun yeterli kanaate ulaşılamadığı beyan edilmiş, her ne kadar bilirkişi heyetinin
değerlendirmesi hükümsüzlük şartları oluşmadığından bahsedilmiş ise de ,hukuki değerlendirme hakime ait olduğundan bilirkişi heyetinin hukuki değerlendirmesi yerinde görülmemiş, mahkememizce sunulan deliller dikkate alınarak hukuki değerlendirme resen yapılmak suretiyle hüküm kurulmuştur.
Dosyaya ibraz edilen marka kaydı, yaptırılan bilirkişi incelemesi, tüm deliller dikkate alındığında ; dava üstün hak sahipliği ve kötü niyete dayalı marka hükümsüzlüğüne ilişkin olup dava tarihinde yürürlükte bulunan 556 sayılı KHK. Hükümleri dikkate alındığında; üstün hak sahipliği tescilsiz bir markanın işaretin, ticaret unvanının eskiye dayalı kullanım yoluyla bu marka, işaret, unvan üzerinde hak sahibi olan kimsenin bu markayı tescil ettirenin tescil başvurusunu engelleme veya tescil gerçekleşmiş ise hükümsüzlüğü için talepte bulunma yetkisi mevcuttur. 556 sayılı KHK’ nın 8/3 maddesindeki düzenlemeye göre tescilsiz bir markanın veya ticaret sırasında kullanılan başka işaretin sahibinin itirazı üzerine tescili istenilen markanın tescil için yapılan başvuru tarihinden önce veya markanın tescili için yapılan başvuruda belirtilen rüçhan tarihinden önce bu işaret için hak elde edilmiş ya da belirtilen işaret sahibine daha sonraki bir markanın kullanımını yasaklama hakkı veriyorsa o marka tescil edilemez. Bu hüküm markanın gerçek sahibinin eskiye dayalı kullanımını tescilden üstün tutarak gerçek hak sahibinin korunmasını sağlamaktadır. Buna göre bir markayı ihdas ve istismar eden kimse o markanın gerçek sahibidir ve açıklayıcı etkiye sahip tescile karşı üstün ve öncelikli hak sahibidir. Eskiye dayalı kullanım yoluyla gerçek hak sahipliği söz konusu olabilmesi için bu kullanımın markasal nitelikte olması gerekli değildir. Ticaret sırasında, tanıtımda kullanılmış olsa bile bu yeterlidir. Gerçek hak sahipliği hem hükümsüzlük sebebi hem de şeklen hak sahibinin tescile güvenerek açacağı davalarda bir def’i sebebidir.
Yine markanın kötü niyetli tescili yönünden mehaz alınan AB mevuzatının aksine kötü niyetin varlığı KHK da marka tescilinde red nedeni ve hükümsüzlük nedeni olarak öngörülmemiştir. Bununla birlikte marka tescil başvurusunun kötü niyetli yapılmış olması marka tescili başvurularına karşı bir itiraz nedeni olarak öngörülmüştür. Dolayısıyla itiraza rağmen markanın tescili gerçekleşirse itiraz eden YİDK kararının iptali için KHK nın 53 madde hükmüne dayanarak iptal davası açma hakkına sahiptir. Marka hukuku anlamında kötü niyet kavramı tanımlanmamıştır. Bu husus doktrin ve uygulamada doldurmaya çalışılmıştır. Asıl olan ticaret hayatındaki mal ve veya hizmetlerde kullanmak için marka tescilinin iyi niyetle yapılması gerektiği kuralından hareketle marka tescilde kötü niyetin başvuru haline göre somut olayın tüm faktörleri dikkate alınmak suretiyle belirlenmesi gerekir. 1. Kullanma niyeti olmadığı halde rakiplerinin kullanımın engellemek veya satmak için bir işareti marka olarak tescil ettirmek, 2. Çok sınırlı sayıda mal veya hizmette kullanılacağı halde rakiplerinin kullanımını engellemek için markanın tescil ettirildiği mal veya hizmetlerin kapsamlarının ticaret hayatında makul kabul edilmeyecek şekilde geniş tutmak, 3. Başka bir kişinin markayı kullanacağının veya tescil edileceğinin farkında olduktan sonra özellikle o kişinin markayı kullanmayı düşündüğü mal veya hizmetlerin sınıflarını kapsayacak şekilde marka olarak kullanma niyeti olmadan o işareti marka olarak tescil ettirmek, 4. İzin veya onay olmadan tanınan bir şahsın imajını ve adına marka olarak tescil ettirmek, 5. Başka bir kişinin zaten kullanmak olduğu tescilli markayı karışıklık yaratarak bu markanın kullanılmasını engellemek, kötü niyetli tescil olarak kabul edilebilir.
Yargıtay hukuk Genel Kurulu tescil yoluyla sağlanan marka korumasının amacı aykırı bir şekilde kullanılması nedeniyle başkasının markasından haksız olarak yararlanmak veya gerçekten kullanma niyeti olmasızın sadece yedekleme veya marka ticareti yapma amacına ya da şantaja yönelik başvuru veya tescillerin marka hukuku kapsamında genel olarak kötü niyet olduğu her somut olayın özellikleri gözönüne alınmak suretiyle kötü niyetin belirlenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Somut olay dikkate alındığında ,davacı tarafın distribürütörü olduğu dava dışı firma ile yaptığı anlaşmada …. ibaresinin markasal kullanıma yönelik Türkiye’de kullanım için anlaşma yaptığı …. ibaresinin kendine özgü bir sözcük olup daha önceden Türkiye içinde de internet üzerinde dava dışı firmanın markası olarak bilindiği , muhabbet kuşu forum sitelerinde ….. firmasına ait …. ürünlerinden söz edildiği 15 yılı aşkın uluslararası alanda …. markasının bilindiği söz konusu halk arasında bilinen markanın davalı tarafından bilinmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olup davalının herhangi bir ticari faaliyetinin markaya yönelik bulunmadığı bu nedenle dava dışı firmaya ait markanın piyasadaki bilinilirliğinden faydalanarak başkasının tescil almasını engellemek için markanın kötü niyetli tescillendiği, marka üzerindeki üstün hakkın davacının distribürütörlük anlaşması imzaladığı …. firması olup kötü niyetli tescil edilen markanın hükümsüzlüğüne karar vermek gerekli ve yerinde görülmüştür.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Gerekçelerle
1-Davacı tarafın daavsının kabulü ile davalı tarafa ait …. sayılı …. markasının kötü niyetli tescil ve üstün hak sahipliği nedeniyle hükümsüzlüğüne,
2-TPMK.dan terkinine
3-Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL başvuru, 29,20 TL peşin harç, toplam 58,40 TL harcın davalıdan tahsili davacı tarafa ödenmesine, bakiye 6,70 TL karar ve ilam harcı harç tahsil sınırı altında kaldığından harç konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan 3.145,00 TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili, davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 215,75 TL (tebligat ve müzekkere gideri) , 1.600,00 TL bilirkişi ücreti toplam 1.815,75 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili davacı tarafa ödenmesine,
6-Artan avans giderinin taraflara iadesine,
Dair kararın taraflara tebliğinden itibaren ilgili hukuk dairesinde 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 10/07/2018

Katip …

Hakim …