Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/26 E. 2019/469 K. 26.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/26
KARAR NO : 2019/469

DAVACI BİRLEŞEN 2013/265 ESAS SAYILI

DAVALI BİRLEŞEN 2013/265 ESAS SAYILI

DAVA : Patent (Maddi Tazminat İstemli)
BİRLEŞEN DAVA : Patentin Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 28/03/2013
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ : 13/08/2013
KARAR TARİHİ : 26/12/2019
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/01/2020

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı taraf dava dilekçesinde özetle ; müvekkili şirketin özgün tasarımlarını bünyesinde yapan, kendi özel üretim tekniği ile ürettiği alyansları , pazarlayan ve satan ,imal ettiği alyansları perakende satış mağazalarından müşteriye ulaştıran , bu malları toptan satan ve ihraç eden , sektörlerle ilgili malzeme ve hammaddelerin imalatını yapan sektörde tanınmış ve güvenilir bir şirket olduğunu, davalının tecavüze konu üretim tekniklerinin müvekkilinin özgün buluşu olduğunu, davalının ….. tescil numaralı tasarımda var olan tasarımları izinsiz ve kanuna aykırı olarak kullanmakta ve müvekkilinin ürününden faydalanmakta olduğunu, iş bu taklit yüzükleri davalının imal edip satmakla kalmadıklarını, kendi internet sitelerinde kendilerininmiş gibi reklamını yaptıklarını, davalının eylemlerinin haksız rekabet oluşturduğunun tespiti ile müvekkilinin tasarım ve patent hakkında tecavüzün önlenmesini ve ortadan kaldırılmasını teminen mahkemece verilecek kararın kesinleşmesine kadar ihtiyati tedbir kararı verilmesini, tasarımdan doğan haklara tecavüz suretiyle üretilen ürünlere el konulmasını, 554 sayılı KHK.nın 51 maddesi gereğince davalı tarafından müvekkiline ait tasarımın taklit edilmesi sureti ile satışı yapılan ürünler ile ilgili ticari defter, fatura, sipariş mektupları, ihracat belgesi, gümrük belgeleri, ambar kayıtları ve her türlü ticari yazışma ve belgenin davacı müvekkiline teslim edilmesini, söz konusu tecavüz eylemlerinin hem sektörel basın yolu ile yapılmış olmasından ötürü davalı tarafın 10.000 TL maddi 30.000 TL manevi tazminatı dava tarihinden itibarin ticari faizi ile birlikte müvekkil şirkete ödenmesini , yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf cevap dilekçesinde özetle , müvekkilinin davacı adına tescilli hiçbir endüstriyel tasarım konusu ürününün üretim ya da satışını yapmadığını, müvekkilinin üretim ve/veya satışını yaptığı ürünlerin, piyasada tasarım tescili olmaksızın uzun süredir piyasaya sunulmuş olmakla yenilik ve ayırt edicilik vasfını yitirmiş, bu bağlamda kamu malı haline gelmiş ürünler olduğunu, dava dilekçesinde bahsi geçen internet adresinde sergilenen ,sergilenecek fotoğraf seçimlerinin bu işlerle ilgilenmek üzere hizmet satın alınan ……’na ait firma tarafından yapılmakta olduğunu, ……’nun aynı hizmeti, müvekkilin firmasıyla aynı işkolunda bulunan başka firmalara da vermekte olduğunu ve ne kadar dikkat edilse de bazen bu hususta hatalı fotoğraf kullanılabildiğini, dava dilekçesinde tarifi yapılan yöntem patentine konu edilen üretim şeklinin tescil koşullarını taşımamakta olup iş kolunda uzun zamandan beri kullanılmakta olduğunu, müvekkilinin tasarımının başkasına ait tek bir ürünün dahi satışını yapmadığını, kabul niteliğinde olmamak üzere talep edilen gerek maddi gerekse manevi tazminatın pek fahiş olup kabulünün mümkün olmadığını belirtmiş ve haksız davanın reddini talep etmiştir.
Birleşen …… esas sayılı dosya davacı taraf dava dilekçesinde özetle; davalının “iki veya daha fazla rengin enine uygulanabildiği ve bu uygulama sırasında parçaların birbirine enine tutturulması işleminin lazer punto kaynak ile yapıldığı üretim metodu ile ilgili” 11.03.2010 tarihinde TR ….. nolu patent belgesi aldığını, bu patent belgesinin yenilik ve ayırt edicilik vasfı taşımadığını, patent belgesine konu yöntemin tescil başvurusunun yapıldığı tarihten önce yaygın olarak kuyumculuk sektöründe kullanıldığını, dava konusu patent belgesinin incelemesiz patent olduğunu ve tescil belgesinin alınması sürecinde herhangi bir araştırma yapılmadığını, davalı adına tescilli olan TR ….. nolu patent belgesinin hükümsüzlüğünü, TPE sicilinden terkinini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizce verilen 05/05/2015 tarih, ….. Esas ve ….. Karar sayılı kararı ile, “Asıl dava yönünden davacı tarafın davasının kısmen kabul, kısmen reddine, birleşen Mahkememizin …… esas sayılı dava yönünden ….. B sayılı patentin hükümsüzlüğü yönünden ispat edilemeyen davanın reddine” dair verilen karar, davalı-birleşen dosya davacısının temyiz talebi üzerine Yargıtay ….. Hukuk Dairesi’nin 20/12/2016 tarih, ….. Esas ve….. Karar sayılı ilamı ile, “Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, asıl davada davalı- birleşen davada davacı … vekilinin asıl davaya yönelik tüm temyiz itirazları yerinde değildir. Asıl davada davalı-birleşen davada davacı … vekilinin birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarına gelince; incelemesiz patent hükümsüzlüğüne ilişkin birleşen davada mahkemece alınan ilk bilirkişi raporunda dava konusu patentin yeni olmadığı, ikinci bilirkişi raporunda ise anılan patentin yeni olduğu hususunda görüş belirtilmiştir. Mahkemece, bilirkişilerin duruşmaya çağrılması suretiyle yapılan açıklamalar itibariyle çelişkinin giderildiği kanaatine varılarak ikinci rapora itibar edilmek suretiyle birleşen davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, HMK’nın 281/2. maddesi uyarınca mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden, yeni sorular düzenlemek suretiyle ek rapor alabileceği gibi, tayin edeceği duruşmada, sözlü olarak açıklamalarda bulunmasını da kendiliğinden isteyebilir. Somut uyuşmazlıkta, duruşmada açıklama yapan önceki bilirkişi heyetince herhangi bir görüş değişikliği ifade edilmediğine göre, bu durumda her iki bilirkişi raporu arasındaki çelişkinin giderilmesi için içlerinde patent uzmanının da bulunduğu yeni bir heyetten rapor alınması gerekirken, bu husus yeterince aydınlatılmadığı halde, içlerinde patent uzmanı da bulunmayan ikinci heyet raporuna itibar edilmek suretiyle sonuca ulaşılması doğru olmamış, birleşen davada verilen hükmün asıl davada davalı-birleşen davada davacı … yararına bozulması gerekmiştir” gerekçesi ile bozularak iade olunmakla, Mahkememizce bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ve bu doğrultuda yargılama yapılmıştır.
Bozma ilamında belirtildiği hususlarda yeni bir bilirkişi heyetinden rapor ve ek rapor alınmıştır. Bilirkişi raporunda, dava konusu patentin başvuru tarihi itibariyle düzenlenmiş olan uluslararası araştırma raporuna göre, patentlenebilirlik kriterlerinin tamamını sağladığı, ancak incelemesiz patentin, incelemeli patente dönüşümü için talep yapıldığı ve birinci incelemenin olumsuz geldiği, dolayısıyla inceleme sonucunun beklenilmesinin gerektiği bildirilmiştir. Bunun üzerine, Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan dava konusu patente ilişkin dosyasının tamamı getirtilerek incelenmiş, patentin birinci inceleme raporunun olumsuz sonuçlandığı, bu durumun patent sahibine tebliğ edildiği, en son patentlenebilirlik kriterlerine sahip olmaması nedeniyle söz konusu başvurunun reddedilmiş olup, sahibi adına hüküm ifade etmediği bildirilmiştir. Buna göre, yargılama aşamasında dava konusu patentin yapılan incelemede patentlenebilirlik kriterlerine haiz olmadığı ve başvurunun reddedilip sahibi yararına hüküm ifade etmediği ve böylece davanın konusuz kaldığı anlaşılmıştır.
Buna göre, asıl dosya yönünden daha önce verilen karara yönelik temyiz bavuşurusu reddedilip kesinleştiğinden, yeniden esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, birleşen mahkememizin …… Esas sayılı dosyasında, davacı …’ün hükümsüzlük davası yönünden ise, dava konusuz kaldığından, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek, davanın ilk açıldığı haklılık durumuna göre yargılama gideri birleşen davacı üzerinde bırakılarak, birleşen davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
A-ASIL DAVA YÖNÜNDEN :
1-Asıl dosya yönünden mahkememizin ….. esas, ….. karar sayılı kararı kesinleştiğinden asıl dosya yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
B-BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN :
1-Birleşen mahkememizin …… esas sayılı dosyasında davacı …’ün davası yönünden dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan, 44,40 TL ilam harcından, 24,30 TL peşin harcın mahsubu ile, 20,10 TL bakiye karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 3.931,00 TL vekalet ücretinin, birleşen davacıdan alınarak birleşen davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
C-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
D-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde Yargıtay Hukuk Dairesi nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup anlatıldı.26/12/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır