Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/247 E. 2020/35 K. 05.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/247 Esas
KARAR NO : 2020/35

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 11/12/2015

BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN 2017/81 E, 2017/104 K SAYILI DOSYASINDA

DAVA : Marka(Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/05/2017
KARAR TARİHİ : 05/02/2020
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinden özetle: Müvekkilinin uzun yıllardan beri ticari hayatta “…..” işaretini kullandığını ve TPE nezdenda “…..” işaretini havi bir çok tescilli markası bulunduğunu, markaların sektörde tanınmış nitelikte olduğunu, davalı tarafın 29,30,32 nolu sınıflar yönünden “….. ve …..” ibareli markaları tescil ettiridğini, müvekkili şirketinin tescilli markalarındaki gıda emtialarına yönelik “…..” ibaresini etkin bir şekilde kullandığını, davalı tarafın ….. ve ….. tescil nolu markaları 5 yıl kesintisiz kullanımının olmadığını iddia ederek davalıya ait ….. ve ….. tescil nolu markaların 29,30,32 nolu sınıflar yönünden iptaline, tamamen iptal talepleri açısından mahkeme aksi kanaatte olması halinde ….. ve ….. tescil nolu markaların ilgili sınıf ve emtialar açısından kısmen iptaline, ….. ve ….. tescil nolu markaların 2. Veya 3. Maddedeki talepleri doğrultusunda iptaline karar verilen tüm sınıf ve emtiaların müvekkil adına tesciline yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekilinin cevap dilekçesinden özetle;Müvekkili firmanın 1980 yılından beri piyasada faaliyet sürdürdüğünü, davacı tarafın kendi markalarıyla bağlantısı bulunmayan “…..” markaları üzerinde hak iddia etmesinni hukuki dayanağının bulunmadığını, markaların kullanımının mevcut olduğunu, davacı vekilinin “…..” ve “…..” markalarının 5 yıl süre ile kullanılmadığı iddiası gerçek dışı olduğunu, davacı tarafın “…..” markasını 3 nolu sınıfta 5. Grup yönünden markayı müvekkillerine devrettiğini, sonradan iş bu davayı ikamesinin hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olduğunu savunarak müvekkili şirket adına 29. Ve 30. Sınıftlarda tescilli “…..” markasının iptali talebini reddine, müvekkili şirket adına 29, 30. Ve 32. Sınıflarda tescilli “…..” markasınğın iptali talebinin reddine, davacı vekilinin “…..” ve “…..” markalı yönünden kısmi iptal talebinin reddine, müvekkili şirket adına tescilli “….. ve “…..” markalarının 29,30 ve 32 sınıflarda davacı şirket adına tescili talebinin reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DOSYADA DAVA : Davacı vekilinin dava dilekçesinden özetle; müvekkilinin söz konusu ….. ibaresini çok uzun yıllardır markasının tescilli olduğu gıda emtialarında markasal olarak kullandığını, müvekkilinin ….. ibaresi ile gıda sektöründe faaliyette olduğuna ilişkin işyeri açma ve çalışma ruhsatı, gıda üretim sertifikası vb birçok resmi evrakı yanında bu kullanımına ilişkin birçok ulusal ve yerel gazete ve dergilerde görselleri bulunduğunu, gıda sektöründe müvekkilin “…..” ibaresine yönelik bir bilinirliği bulunduğun, davalı şirketin her ne kadar ….. nolu ….. ve ….. nolu ….. markasını nice sınıfları 29, 30, 32. sınıftaki bazı emtialarda tescil ettirip kendi inhisarına alsa da, tescil tarihinden itibaren 5 yıldır markaları kullanmamakta yahut kullanımına 5 yıl ara verdiğini, davalı halen de bu sınıf ve emtiaların hiçbirisini kullanmadığını çok uzun yıllardır adına tescilli başkaca markalar üzerinden faaliyet göstermediğini, davalı aksini iddia edecek ise, bunu ispat etmesi gerektiğini, işbu davada ispat külfetinin davalıya ait olduğunu, bu kapsamda davalı aleyhine bakırköy ….. FSHM ….. esas sayılı dosyası üzerinden 556 sayılı khk md.14 kapsamında iptal davası olduğunu, aynı markanın iptali için Bakırköy ….. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin ….. Esas sayılı dosyası üzerinden iptal davası ikame edildiğinden dosyaların birleştirilmesi gerektiğini bu sebeple işbu davanın Bakırköy …. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin ….. Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Yargılama sırasında deliller toplanmış; Türk Patent ve Marka Kurumu’nda dava konusu markaların tescil evrakları celp olunmuş, Mersin ve İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu’ndan ticaret sicile ilişkin evraklar istenilmiş ilgili evraklar celp olunmuştur.
Mahkememizce toplanan tüm deliller ve taraf beyanları doğrultusunda dosya davalı adına ….. ve ….. tescil nolu markaları 556 sayılı KHK’nın 14. Maddesi gereğince 29,30,32. Sınıflar dava dilekçesindeki belirtilen emtialar yönünden kullanmama sebebiyle hükümsüzlük koşullarının oluşup oluşmadığı, davacı tarafından marka devir sözleşmesi de göz önüne alınarak markanın tescil edildiği sınıflar yönünden beş yıllık kullanımının bulunup bulunmadığı hususunda rapor tanzim etmek üzere dosya bir mali bilirkişiye, bir hukukçu öğretim üyesine ve bir marka vekiline tevdi olunmuş, bilirkişiler hazırlamış oldukları raporlarında özetle:” Dava, ilga 556 s. KHK m. 14’e dayalı açılmış olup, dava devam ederken dayanak madde Anayasa Mahkemesince iptal olunmuş, Sınai Mülkiyet Kanunu da 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe girdiğinden kanaatimizce davanın konusuz kaldığını, mahkemenin farklı görüşte olması halinde ek rapor ikmal edilebileceği” hususlarını bildirmişlerdir.
Bakırköy ….. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin …… esas sayılı dosyası, mahkemenin kapatılması üzerine mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılmıştır.
Davacı vekilinin 17.01.2018 tarihli dilekçesinde; raporda davanın esasına yönelik herhangi bir inceleme ve değerlendirilme yapılmadığını, bilirkişilerin hukuki nitelemede bulunmuş olup, raporun bu hali ile eksik olduğunu, Bakırköy …. FSHHM’nin …… Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesi hususu da göz önünde bulundurularak dosyanın bilirkişilere rapor için tevdiine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 19.06.2018 tarihli duruşmasında, dosya davalı tarafa ait ….. “…..” ve ….. “…..” markalarının 29,30 ve 32. Sınıflarda dava tarihi 15.05.2017 tarihinden geriye doğru ciddi kullanım olup olmadığı tüm emtia ve sınıflar yönünden ayrıntılı ve denetlemeye uygun şekilde rapor tanzim etmek üzere, dosya bir marka uzmanı, bir mali müşavir ve sektörden oluşan heyete tevdi olunmuş, bilirkişiler düzenlemiş oldukları 10.04.2019 havale tarihli ayrıntılı ve gerekçeli raporlarından özetle; ” Davalı tarafın, ticari defterlerinin sahipleri lehine delil vasfına haiz olduğunu, davalı tarafın, satış faturalarının üzerinde, ürün açıklamasının yanına yazılarak satışa sunulan ….. ibareli markaya yönelik ürün satışlarının, 29. Sınıf emtialarda sayılan hazır çorbalar, yenilebilir sıvı ve katı yağlar emtialarında, yıllık satış ciroları üzerinde önemli bir paya sahip olduğunu, 30. Sınıf emtialarda sayılı olan nişastalar emtiasından ise yıllık satış ciroları üzerinde önemli bir paya sahip olmadığı, davalı tarafı geriye doğru 5 yıllık süre içerisinde dava konusu ….. ibareli markasının 29. Sınıf emtialarda sayılan hazır çorbalar, yenilebilir sıvı ve katı yağlar emtialarında ciddi kullanımının bulunduğu, 30. Sınıf emtialarda sayılı olan nişastalar emtiasında ise ciddi kullanımının bulunmadığını, davalı tarafından inceleme günü sunulan satış faturalarının ve dosyadaki delillerin incelenmesi neticesinde, dava konusu ….. markasının 29, 30 ve 32. Sınıflarda emtialarında kullanımına rastlanmadığı, davalı tarafın, tescilli diğer dava konusu markası olan ….. markasının, satış faturaları üzerinde, ürün açıklamalarında kullanılmadığı, faturanın sol üst köşesinde ticaret unvanı anlamında ….. Group ibaresinin kullanıldığı, ancak, ürün açıklamalarında arkasal olarak ….. ibaresi bulunmadığından, tescilli olduğu sınıflar yönünden kullanımın tespit edilemediği” hususlarını bildirmişlerdir.
Davalı vekilinin 14.10.2019 tarihli rapora itiraz dilekçesinden özetle; Heyetimizce sunulan rapor sonrası, davalı taraf; raporun sonuç kısmında ….. markasının,.29. Sınıfta hazır çorbalar yenilebilir sıvı ve katı yağlar emtialarında ciddi kullanım teşkil etliği tespitinin doğru olduğunu, 30, Sınıfta nişastalar emtiasında ise nişasta üretimine 2015 yılında başladığını, 2016 yılında toplam 2K,383,5I.TL yıllık ciro olduğunu, 2017 Ocak ve Şubat aylarında 9.990.40.TL ciro olduğunu, satışın aylık ortalama bazda iki kattan fazla arttığını, dolayısıyla kullanım olmadığının hatalı tespit edildiğini,ciddi kullanım olmadığı belirtilen diğer sınıflarda ise bu emtiaların ‘”……” markaları altında üretim bulunduğu pazarlama alt yapısı yönünden bu markalarla üretimin tercih edildiği, davacının İse bu alanda üretim için alt yapısının bulunmadığını, yatırımı dahi olmadığını, bilirkişilerin müvekkiline ait tesislerde yerinde inceleme yapmadığını, müvekkilinin tedarik,üretim organizasyonu ve üretim hattı alt yapısı olduğunu. Kahve kakao, kahve veya kakao esaslı içecekler çikolata esaslı içecekler, pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar, ekmek, simit, poğaça, pidc, sandviç, katmer, börek, yaşpasta, baklava,kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi,kazandibi,sütlaç, keşkül yiyecekler için çeşni/lczzet vericiler vanilyalar baharatlar, dometes sosları dahil olmak üzere soslar, her turlu un, irmikler, nişastalar, çaylar buzlu çaylar, sebze ve meyve suları. bunların konsantreleri,özleri,meşrubatlar emtialarında müvekkilinin üretiminin olduğunu, “…..” markası açısından; müvekkilinin ticaret unvanının bu çekirdekten oluştuğunu, bunun marka olarak başkası adına tescilinin mümkün olmadığını. müvekkilinin her iki marka üzerinde eskiye dayalı tescil hakkı olduğunu, davacı ile müvekkili arasında 2006 tarihli bir sözleşme bulunduğunu davaeının zaten bazı emtialarda markayı devralıp kullandığını bunu aşmasının kötüniyet olduğunu beyan etmiştir.
Mahkememizin 02.07.2019 tarihli duruşmasında dosyanın önceki bilirkişi heyetine tevdi ile davalı itirazlarını karşılar ek rapor tanzimi yönünde karar verilmiş, bilirkişilere dosya tevdi edilmiş bilirkişiler düzenlemiş oldukları 11.09.2019 havale tarihli ek raporlarından özetle; ” davalı tarafın 30. Sınıf emtialarıda sayılan nişasta emtiası için yıllık satış ciroları tespit edilmiş ve söz konusu cironun yıllık genel satış cirosu üzerinde ki payı hesaplanarak değerlendirme yapıldığını, davalı tarafın 30. Sınıfta sayılan nişasta emtiasına yönelik satış cirolarının, yıllık genel satış cirolarındaki payı, 2015 yılında %0,02, 2016 yılında %0,01, 2017 yılında %0,02 olarak hesap edildiğini, bu oranlarda ki satışların ciddi kullanım diyebilmek için yeterli olmadığı kanaatine vardıklarını, sözü edilen emtialarda markanın fiili kullanımı olmadığı görüşlerini kök rapordaki gibi koruduklarını, markanın iptaline engel olmak için unvanın aynı zamanda markasal anlamda da kullanılmış olması gerektiğini, aks ihalde sırf ticaret uvnanında yer alıyor diye bir kelimeyi, markasal olarak kullanmadan bırakmak marka hukukunun özüne aykırı olduğunu, davalının eskiye dayalı marka hakkı, markanın kullanılmama nedeniyle iptalini ortadan kaldırmayacağını, ne kadar eski alınırsa alınsın tescilli markanın geriye doğru 5 yıl boyunca aralıksız olarak kullanılmaması onun iptaline neden olacağını, davacının kötüniyetinin takdirinin mahkeme takdirinde olduğu ” hususlarını bildirmişlerdir.
Dava ve birleşen dava kullanılmama nedeniyle iptal davasıdır.
Ana dosya bakımından yapılan değerlendirmede; kullanılmama nedeni ile iptal davasının 11.12.2015 tarihinde açıldığı, dosya derdestken iptal talebine dayanak 556 sy. KHK’nın 14. Maddesi hükmü 06.01.2017 tarihinde yayınlanan Anayasa Mahkemesinin …… Esas, ……. Karar, 14.12.2016 tarihli kararı ile Anayasaya aykırılık gerekçesiyle iptal edilmiştir. Bu durumda yasal dayanağı kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Birleşen mahkememize ait ……. esas sayılı dosyası bakımından yapılan değerlendirmede; birleşen dosyanın açıldığı tarihte konusu, hukuki sebebi ve tarafları aynı olan ve birleştirilen mahkememize ait …… esas sayılı dosyanın derdest oluşu ve HMK 114-115 maddeleri gereği res’en nazara alınması gereken bu dava şartı nedeniyle birleşen dosyanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Ana dosyada Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı dolayısıyla karar verilmesine yer olmadığına,
2-Ana dosyada alınması gereken 54,40 TL harçtan, peşin yatırılan 27,70 TL harcın mahsubu ile, bakiye 26,70 TL bakiye karar harcının davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 4.910,00 TL ücret takdirine, bu ücretin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Birleşen Mahkememize ait ……. esas, ……. karar sayılı dosyanın derdestlik nedeniyle usulden reddine,
5-Alınması gereken 54,40 TL harçtan, peşin yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,00 TL bakiye karar harcının davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
6-Birleşen dosya davalısı kendisini vekille temsil ettirmekle yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 4.910,00 TL ücret takdirine, bu ücretin birleşen dosyada davacısından alınarak birleşen dosya davalısına verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
8-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/02/2020

Katip …

Hakim …