Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/17 E. 2018/386 K. 06.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/17
KARAR NO : 2018/386

DAVA : Haksız Rekabetin Tespiti, Men’i, Maddi-Manevi Tazminat, Unvan Terkini
DAVA TARİHİ : 31/01/2017
KARAR TARİHİ : 06/12/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/12/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Maddi Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili (….) şirketin 1987 yılından itibaren yangın malzemeleri alanında ticari faaliyette bulunduğu, 1994 yılında … Ltd. Şti’ni kurarak faliyetlerine devam ettiğini, halen faliyetini sürdürdüğünü, davacı şirket sahibi …. ve başka 2 kişi ile yangın sistemleri üzerine davalı şirketi 11/08/2000 tarihinde kurduğunu, ….’nın % 40, diğer ortaklardan ….’ın % 30 ve ….’n % 0 hisseye sahip olduğunu, şirketin yangın algılama ve güvenlik sistemleri, gazlı ve köpüklü söndürme sistemleri, yangın pompaları, sprinkler sistemi, davlumbaz söndürme sistemleri, ve acil aydınlatma sistemleri üzerine faaliyet yürüttüğünü, ortak …’ın 2003 yılında hisselerini eşit şekilde diğer iki ortağa devrederek ortaklıktan ayrıldığını, yıllar içinde davalı şirketin davacı şirket ile birlikte büyüdüğünü, ortak ….’ın şirket yetkilisi olarak çalıştığı ve ….’nın ona çok güvendiğini, her iki şirketin aynı adreste faaliyet gösterirken ….’nın hisselerinin Gaziosmanpaşa … Noterliği’nin 27/09/2010 tarih … yevmiye nolu Hisse Devir Sözleşmesi ile 5.500,00-TL bedelle ….’ın eşi ….’a hileli davranışlarla devredildiğini, ancak Hsaan Sarıcı’nun bunu farketmesi üzerine Beşiktaş …. Noterliği’nin 15/09/2011 tarih …. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile hileli beyan ve telkinler sonucu yapılmak zorunda kalınan hisse devir sözleşmesinin batıl olduğu belirtilerek hisselerin geri verilmesinin talep edildiğini, iade edilmemesi üzerin konu Bakırköy …. ATM’nin …. Esas sayılı dosyası ile dava edildiğini, mahkemenin davayı reddettiğini, ancak henüz kendilerine tebliğ edilmediğini ve sonrasında temyiz edeceklerini, taraflar arasında meydana gelen husumet sonrası davalının …. unvanının ve markasını kullanarak haksız kazanç elde ettiğini, bunun üzerine Gaziosmanpaşa … Noterliği’nin 27/01/2011 tarih … yevmiye numaralı ihtarı ile …. markası ve isim hakkının 21/10/1986 tarih …. ticaret marka nosu ile davacıya ait olduğunun bildirildiğini, ancak davalının faaliyet alanı dışında davacının alanına giren yangın söndürme tüplerinin dolum ve satışına başladığını, müşterileri kendisine yönlendirdiği, bu yolla davacının zara etmesine neden olduğunu, …. markasının kendisine ait olduğunu idda ettiğini, davalının TTK’nun 52…,54,55 maddelerine aykırı davrandığını, 56. Maddesi uyarınca belirttikleri eylemlerinin haksız fiil olup olmadığının tespiti ve uğranılan zararın tespiti ve tazmininin talep edildiğini, davacı ve davalıya ait ticaret unvanı ve markaların karşılaştırılması sonunda müşterilerin aynı şirketmiş gibi algıladığını ve ona göre davranıldığını, davalının da gelen sipariş ve tekliflere cevap verdiğini, meşgale konusu olmamasına karşın müvekkilin meşgalesine giren hizmetlerde bulunduğunu belirterek, davacının ticaret unvanının haksız kullanımının tespiti ve tescil edilen ticaret unvanının değiştirilmesi veya silinmesini, kararın gazetede yayınlanmasını, dilekçede belirtilen eylemleri ile haksız rekabette bulunduğunun ve bu eylemlerin haksız fiil olduğunun tespitini ve men’i, davacını uğradığı zarar ziyanın ve davalının elde ettiği haksız kazancın tespitini ve bunun davalıdan ticari faizi ile birlikte tahsilini, şimdilik 10.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminatın işleyecek ticari faizi ile birlikte yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesini talep etmiştir.
CEVAP ; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; önceikle huzurda görülmekte olan davanın derdest-i rüyet olduğunu, 1086 sayılı HMUK’nun 187. Madde ve 6100 sayılı HMK’nun 114 maddesi uyarınca somut hukuki ihtilafın evvelce yargılama konusu yapılmış olup, ilk derece mahkemesinde davacı aleyhine karar ittihaz edildiğini, Bakırköy …. Fikri Sinai Haklar Hukuk Mahkemesi 08/10/2013 tarih …. Esas,…karar sayılı ilamında; “…. ibaresini, ticaret unvanının tescilinden itibaren emtiasında ve ticari faaliyetlerinde kullanıldığının anlaşıldığını, önceki markanın sahibin, sonraki tarihli bir markanın kullanıldığını bildiği halde, bu kullanıma kesintisiz 5 yıllık süre boyunca katlanmışsa, sonraki tarihli markanın hükümsüzlüğünü ileri süremez veya sonraki tarihli markanın kullanıldığı mal ve hizmetlere ilişkin olarak kullanıma itiraz edemez, sonraki markanın tescili kötü niyetli yapılmış olsun. Somut olayda, davalının kötü niyetli olduğu ispatlanamamıştır. Davanın reddine karar verilerek hüküm kurulmuştur” dendiğini, hisse devir işlemlerinin iptaline yönelik Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/12/2013 tarih,…. Esas, … karar sayılı ilamında ise “hilenin unsurlarının somut davada oluşmadığı, hisse devrinin hile nedeniyle iptali şartları gerçekleşmediğinden devir işleminin iptali isteminin yerinde olmadığı anlaşılmakla davacı davasının reddine karar vermek gerekmiş” denildiğini, dolayısıyla davacının iddialarını ispatlayamaması nedeniyle açtığı davaları kaybettiğini ve bu seferde aynı konuda huzurdaki davayı açtığını, dava şartlarının oluşmaması nedeni ile davanın reddini talep ettiklerini, 6100 sayılı yasanın 114. Maddesinde dava şartlarının belirtildiği ve açıkça aynı davanın daha önce açılmış ve halen görülmekte olmaması şartının düzenlendiğini, bu bakımdan reddedilmesini talep ettiklerini, davacı firma ortağı ve yetkilisi ….’nın müvekkil firmanın eski ortağı oldu ve 27/09/2009 tarihinde 5.500,00-TL bedelli hisselerini Gaziosmanpaşa … Noterliği’nin …. yevmiye numaralı hisse devir sözleşmesi ile ….’a devrettiğini, “….” ibaresini “elektronik yangın sistemlerinde” kullanılmasına muvafakati sebebi ile müvekkil firmadan 1.000.000-1.500.000-TL arasında (1.350.000-TL) maddi menfaat temin ettiğini, oysa davacının bunu inkar ettiğini, ancak hangi saikle bu parayı aldığını nizah etmesi gerektiğini, TTK 20. Maddesine göre her tacirin basiretli davarnması gerektiğini, hisse devir sözleşmesi düzenlenirken vazgeçtiği haklarını göz önünde bulundurması gerektiğini, (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 11.04.1984 tarih, 1982/11-938Esas, 1984/388 Karar) belirtilmiş ve aynı davanın evvelce açılmış olması nedeni ile davanın usulden reddi ve yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE ;
Dava, davacıya ait ticaret unvanı ve markanın davalı tarafından kullanımının haksız rekabet oluşturduğunun tespiti, men’i, 10.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsili ve ticaret unvanı terkini taleplidir.
Dosya rapor düzenlemek üzere mali bilirkişiye tevdi edilmiş, mali bilirkişi mahkememize sunduğu raporunda ; davalı tarafın kayıt ve belgelerinin haksız kullanımı iddia edilen marka kullanılarak satışı yapılan ürünlere ilişkin, miktar, stok, maliyet, gelir, kazanç gibi temel unsurların tam ve nihai olarak tespit edilmesine elverişli olmadığı bu nedenle bir an için davalı tarafın …. markasını haksız kullandığı kabul edilse bile davacı yoksun kaldığı kazancın hesaplanamadığı yönünde görüş bildirdiği anlaşılmıştır.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden gelen kayıtlardan, davacı …. .Ltd.Şti’nin 281907 sicil numarası ile sicilde kayıtlı olduğu, ana sözleşmesinin tescil tarihinin 31/12/1991 olduğu, çalışma konusunun her türlü inşaat planı, inşaat yapmak, almak, satmak veya başkalarına imal ettirmek gibi, her tip ve boyda taşınabilir veya arabalı yangın söndürme cihazları, yangın söndürücü kimyasallar ile ana sözleşmede yazılı diğer hususlar olduğu, ortaklarının …. ile …. olduğu, ….’nın ayrıca şirketin yetkilisi sıfatını taşıdığı ve şirketin son tescilini 26/01/2011 tarihinde yaptırdığı, davalı …. …Ltd.Şti.’nin, …. sicil numarası ile sicilde kayıtlı olduğu, ana sözleşmesinin tescil tarihinin 11/08/2000 olduğu, çalışma konusunun yurt içi ve yurt dışında her türlü elektronik ve elektrikli alet ve cihazları ile bunlara ait yedek parça ve malzemeleri imal etmek, satmak, satın almak, satmak, pazarlamak, kiralamak, kiraya vermek, serbest bölgelerde bu konularda alım satım yapmak ve ana sözleşmede yazılı diğer hususlar olduğu, ortaklarının …. ve …. olduğu, ….’ın ayrıca şirketin yetkilisi sıfatını taşıdığı ve şirketin son tescilini 26/10/2011 tarihinde yaptırtığı anlaşılmıştır.
Dosya henüz Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinde iken dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi heyeti hazırlamış oldukları 26/06/2016 tarihli raporda sonuç olarak, TK 50, 54 ve 55 hükümleri çerçevesinde davalının “….” ibareli ticaret unvanını tescilinin davacının …. ibareli ticarit unvanı ile haksız rekabete yol açtığı kabulü takdirinin Mahkemeye ait olduğu yolunda görüş belirttikleri anlaşılmıştır.

Tazminat talebinin değerlendirilmesi açısından dosya bir Mali Müşavir bilirkişiye tevdi olunmuş ve bilirkişi hazırlamış olduğu 10/09/2018 tarihli raporda sonuç olarak, tam ve kesin hesaplama yapılabilecek stok ve maliyet enstrümanı bulunmadığını, bir an için marka hakkının haksız kullanıldığı kabul edildiği takdirde, yoksun kalınan kazancın hesaplanabilmesi için bu defa davalının satış kalemleri ve satış gelirlerine ilişkin tespit yapılmak istendiğini, ancak mizan üzerinde takip edilen satışların stok kalemlerine göre değil, katma değer vergisi oranların göre sınıflandırıldığı, dolayısıyla yine tam ve kesin hesaplama yapabilecek satış ve gelir enstrümanı bulunmadığını, davalı tarafın muhasebe kayıt ve belgelerinin, haksız kullanımı iddia edilen marka kullanılarak satışı yapılan ürünlere ilişkin, miktar, stok, maliyet, gelir ve kazanç gibi temel unsurların tam ve nihai olarak tespit edilmesine elverişli olmadığı, bu nedenle bir an için davalı tarafın …. markasını haksız kullandığı kabul edilse dahi, davacı tarafın yoksun kaldığı kazancın hesaplanamadığı ve her ne kadar Mahkemece davalı ile davacı tarafın bir kazanç kaybına uğrayıp uğramadığının tespiti talep edilmiş ise de, marka hakkının kullanımına ilişkin bir değerlendirmede bulunulmadığını ve çalışmalarını uzmanlık alanı olan mali bilirkişilik kapsamında yaptığı yolunda görüş beyan ettiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillere göre uyumazlık avacıya ait ticaret unvanı ve markanın davalı tarafından kullanımının haksız rekabet oluşturduğunun tespiti, men’i ve ticaret ünvanından terkini talebine ilişkin olup dosya görevsizlikle mahkememize kayıt edildikten sonra alınan rapor ve kesinleşen dosyaya kül halinde değerlendirildiğinde taraflar arasında görülen Bakırköy …. Fikri Sinai Haklar Hukuk Mahkemesi 08/10/2013 tarih …. Esas, … karar sayılı ilamında; “…. ibaresini, ticaret unvanının tescilinden itibaren emtiasında ve ticari faaliyetlerinde kullanıldığının anlaşıldığını, önceki markanın sahibin, sonraki tarihli bir markanın kullanıldığını bildiği halde, bu kullanıma kesintisiz 5 yıllık süre boyunca katlanmışsa, sonraki tarihli markanın hükümsüzlüğünü ileri süremez veya sonraki tarihli markanın kullanıldığı mal ve hizmetlere ilişkin olarak kullanıma itiraz edemez, sonraki markanın tescili kötü niyetli yapılmış olsun. Somut olayda, davalının kötü niyetli olduğu ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine ka karar verilmiş daha sonra hisse devir işlemlerinin iptaline yönelik Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/12/2013 tarih, ….Esas, …. karar sayılı ilamında ise “hilenin unsurlarının somut davada oluşmadığı, hisse devrinin hile nedeniyle iptali şartları gerçekleşmediğinden devir işleminin iptali isteminin yerinde olmadığı anlaşılmakla davacı davasının reddine dair karar verildiği görülmüştür. Emsal Bakırköy …FHHM de görülen davada davacının ”ortaklar arasındaki uyuşmazlık nedeniyle davacı şirket müdürü ….’nın hissesini diğer şirket ortağının eşine devrettiğini, daha sonra davalı şirketin, davacıya ait görsel materyalleri kullandığı ve şirket unvanı ile iltibas yaratarak haksız rekabet oluşturduğunun görülmesi üzerine çekilen ihtarnamenin sonuçsuz kaldığını belirterek, tescilli markaya ve ticaret unvanına tecavüzün ve haksız rekabetin önlenmesine, davalı şirketin unvanındaki “….” ibaresinin terkinine, bu ibareyi emtiasında ve ticari faaliyetlerinde, reklam ve tanıtım vasıtalarında kullanımının engellenmesine, 556 sayılı KHK’nın 66. maddesi ve TTK’nun 58. maddesi uyarınca maddi manevi tazminat” talep ettiği görülmüş olup mahkeme gerekçesinde ayrıca TTK’nun 43/2 maddesi uyarınca, davalının iltibası önleyici ibareler taşıyan ticaret ünvanını alması gerekir ise de, dava konusu olayda olduğu gibi davacının ilan nedeniyle bilmek durumunda olduğu bu hususa karşı uzun süre sessiz kalması nedeniyle hak kaybına uğradığı kabul edilerek, MK’nun 2. maddesi gereğince ticaret ünvanına tecavüz iddiasının ve ticaret unvanının terkini talebinin reddine karar verildiğini belirtmiş olup bu karar kesinleşmiştir. İş bu eldeki dava da davalının …. davacı adına tescilli ibaresini ticaret ünvanında kullanımı nedeniyle aynı şirketmiş gibi algıladığını ve ona göre davranıldığını, davalının da gelen sipariş ve tekliflere cevap verdiğini, meşgale konusu olmamasına karşın müvekkilin meşgalesine giren hizmetlerde bulunduğunu belirterek, davacının ticaret unvanının haksız kullanımının tespiti ve tescil edilen ticaret unvanının değiştirilmesi veya silinmesini talep etmiş olup kesinleşen dava 2011 yılında ikame edilmiş davada da davacı tarafın uzun süre sessiz kalma yolu ile hak kaybına uğradığı sabit olmakla birlikte, hem markadan kaynaklandığı iddia edilen tecavüz ve haksız rekabetin tespiti talebinin reddine, hem de ticaret ünvanı terkini talebinin reddine karar verilmiştir. Kesinleşen davanın tarihi 2011 ve karar tarihi, 21.10.2013 olup işbu davanın ise 02.04.2014 tarihi olduğu kesinleşen karara göre de davacı tarafın uzun süre sessiz kalma yolu ile hak kaybına uğradığı da alındığında artık davacının kesinleşen dosyada yapılan yargılamadan sonra gerçekleştiği iddia edilen olaylar ve eylemlere ilişkin olarak da dava açamayacağı kanaatine varıldığından yerinde görülmeyen davanın reddine kara verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Gerekçelerle ;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan, 1.024,65 TL peşin harçtan, 35,90 TL ilam harcının mahsubu ile, 988,75 TL fazla harcın, karar kesinleştiğine ve talebi halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan, 3.145,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddedilen manevi tazminat yönünden hesaplanan, 3.145,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
7-Gider Avansından kalan miktarın 6100 Sayılı yasanın 333 maddesine göre karar kesinleşince taraflara iadesine,

İlgili Hukuk Dairesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar, açıkça okunup anlatıldı.06/12/2018

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır