Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/145 E. 2019/107 K. 28.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/145
KARAR NO : 2019/107

DAVA : Markaya Tecavüzün Önlenmesi, Maddi-Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 29/11/2011
KARAR TARİHİ : 28/03/2019
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/04/2019
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin …. ismi ve markası altında yıllarca sanatsal faaliyette bulunduğunu ve böyle tanındığını, müvekkilinin …. ismini TPE de …. ticaret hizmet marka no ile 29.05.2006 tarihinden itibaren on yıl müddetle tescil ettirdiğini, bir süredir … isimli bir müzik grubunun müvekkilinin … isim ve markasına tecavüz ettiğini, …’ in … anlamına gelen davalı grubun müvekkiliyle hiçbir ilgisinin olmadığını, davalı grubun isim benzerliğini kullanarak medyada ve internette tanımını yaparak iş aldığını, albümler, klipler çektiğini, festival, konser, nişan, düğün organizasyonlarına katıldıklarını, davalı tarafın tescilli … ismini taklit ederek … ismini kullanmalarının haksız kazanç elde etmek için kötü niyet girişimi olduğunu, bu durumun müvekkilinin işlerini eskiye nazaran çok düşürdüğünü, bir sürü konseri ve faaliyetinin müvekkilinin ismini taklit eden ve markaya tecavüz eden davalıların yaptığını ve haksız kazanç sağladığını, davalılar tarafından “….” ismi ve markasına yapılan tecavüzün önlenmesine, albüm ve kliplerin bu ismiyle yayından kaldırılmasını, internetteki (web sayfası, facebook sayfası ve benzeri) yayınların kaldırılmasını, markaya yapılan tecavüz nedeniyle 100.000 TL manevi, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 50.000 TL maddi tazminatın yasal faizi ile davalılardan tahsilini, “…” ismi ve markasına yapılan tecavüzün önlenmesi kararının ilgililere tebliğ ve kamuya yayın yoluyla duyurulmasını talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesi ile, … adı ile … adı arasında haksız rekabet olabilecek ve ayırt etmezliği ortadan kaldıracak şekilde ve haksız rekabet oluşturacak bir durumun söz konusu olmadığını, … grubunun 2003 yılından beri piyasada olduğunu, müvekkilinin yaptığı müziğin genelde anonim kürtçe parçalar olduğunu, hiç bir şekilde CD’ lerinde Türkçe parça bulunmadığını. Davacı tarafın yaptığı müzik tarzının apayrı olduğunu, CD lerinde Türkçe parçada seslendirdiğini, müzik sektörü tüketicisinin normal tüketici olmadığını, CD sini alacağı, düğün, geceye çağıracağı sanatçıyı görsel olarak tanıdığını tarzını bildiğini ve konser için davet edecek organizatörün müzik piyasasını bildiğini, davacı tarafın markasına tecavüz durumunun söz konusu olmadığını, maddi ve manevi bir zararın da olmadığını, CD alacak normal tüketicinin bile sanatçıyı bizzat tanıdığını, eserlerini bilerek gidip CD aldığını, davacının müvekkillerinden tarzının farklı olduğunu, ulusal anlamda bir sanatçı olduğunu, çokta gündemde olan bir sanatçı olduğunu, müvekkillerinin grubunun ise daha yerel olduğunu, öncelikle zamanaşımı definin kabulünü ile davanın usulden reddine karar verilmesini, bunun mümkün olmaması durumunda davanın tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde 16/10/2015 tarih, ….Esas ve…Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir. Bu kararın davacı vekilinin temyizi üzerine, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 21/06/2017 tarih, …. Esas ve…Karar sayılı ilamı ile, “Davacının adına 09, 16 ve 41. sınıflarda tescilli …. sayılı “…” ibareli markası bulunmakta olup, “…” ismiyle Kültür Bakanlığı Müzik Eseri İşletme belgelerinden anlaşılacağı üzere 2000 yılından beri ses kasetleri çıkarttığı, gazete haberleri ve dosyadaki diğer delillerden “…” ismiyle tanındığı anlaşılmaktadır. Davalıların ise “…” isimli oluşturdukları grup ile faaliyette bulundukları, Kültür Ve Turizm Bakanlığı Müzik Eseri İşletme belgelerine göre “…” ismini 2005 yılından itibaren kullandıkları görülmektedir. Böylece, davalıların kullanımının davacı adına tescilli “…” markasına benzer ve iltibaslı olduğu, davacı kullanımının davalılardan çok daha önceye dayandığı, öncelik hakkının davacıda bulunduğu sonucuna varılmaktadır. Bu suretle; davacı markasının tescil tarihinden dava tarihine kadar olan dönem için davalıların “…” kullanımları nedeniyle davacının marka hakkına tecavüzün bulunduğu kabul edilerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış” gerekçesi ile mezkur kararımız bozulmuştur. Mahkememizce bozma ilamına uyularak bu doğrultuda yeniden yargılama yapılmıştır.
Bozma ilamı doğrultusunda dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi heyeti hazırlamış oldukları 21/03/2018 tarihli raporda sonuç olarak, davacı tarafa ait …. sayılı “…” markasının 25/06/2007 tarihinden itibaren tescilli olduğu, dava tarihinin ise 29/11/2011 olduğu, dolayısıyla 25/06/2017-29/11/2011 tarihleri arasında davalıların … adını kullanımlarına ilişkin lisans bedeli ödenmesi gerektiği, dava konusu markanın izinsiz kullanımı nedeniyle davacının talep edebileceği bedelin hesaplanabilmesi iin meslek kuruluşları ile irtibata geçildiğini ve kendilerine bu talep ile ilgili mail atılması halinde dönüş yapılacağı işleyişin bu şekilde olduğunun söylenmesine karşı bilirkişi taarfından atılan maile ve talebe bir dönüş yapılmadığından, lisans bedeli bilgisi elde edilemediğini, bu nedenle tazminta esas alınacak tutarın hesaplanamadığı, Mahkeme aracılığı ile rayiç ve emsal lisans bedelinin meslek kuruluşlarına resmi kanaldan sorulması ve celp edilmesi sonrasında temin edilecek olan tazminata esas alınacak lisans bedeli bilgisi dahilinde tazminat hesaplamasının yapılabileceği belirtilmiştir.
Raporda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra aynı bilirkişilerden ek rapor alınmış ve 21/11/2018 tarihli ek raporda, sektörde yapılan uygulamalar, yapılabilecek konser, organizasyon veb anlaşmaların getirileri göz önünde bulundurulduğunda farazi olarak, yıllık 2.000,00 TL tutarında lisans bedeli olabileceği, ihalin kaç yıllık süreyi kapsayacağının ve yıllık lisans bedelinin kabulünün veya başkaca bir tutarın belirlenmesinin ve manevi tazminatın Mahkemenin takdirinde olacağı belirtilmiştir. Buna göre uyulan bozma ilamında belirtilidiği üzere Davacının adına 09, 16 ve 41. sınıflarda tescilli…. sayılı “…” ibareli markası bulunmakta olup, “…” ismiyle Kültür Bakanlığı Müzik Eseri İşletme belgelerinden anlaşılacağı üzere 2000 yılından beri ses kasetleri çıkarttığı, gazete haberleri ve dosyadaki diğer delillerden “…” ismiyle tanındığı anlaşılmaktadır. Davalıların ise “…” isimli oluşturdukları grup ile faaliyette bulundukları, Kültür Ve Turizm Bakanlığı Müzik Eseri İşletme belgelerine göre “…” ismini 2005 yılından itibaren kullandıkları görülmektedir. Böylece, davalıların kullanımının davacı adına tescilli “…” markasına benzer ve iltibaslı olduğu, davacı kullanımının davalılardan çok daha önceye dayandığı, öncelik hakkının davacıda bulunduğu sonucuna varılmaktadır. Bu suretle; davacı markasının tescil tarihinden dava tarihine kadar olan dönem için davalıların “…” kullanımları nedeniyle davacının marka hakkına tecavüzün bulunduğu anlaşılmakla davacının marka hakkına tecavüzün önlenmesine dair talebinin kabulü gerekmiştir. Yapılan araştırma ve bilirkişi raporuna göre yapılabilecek konser, organizasyon veb anlaşmaların getirileri göz önünde bulundurulduğunda farazi olarak, yıllık 2.000,00 TL tutarında lisans bedelini davacının isteyebileceği, bunun tam olarak hesaplanmasının mümkün olmaması karşısında Türk Borçlar Kanunu 50 ve 51 maddeleri uyarınca davacı yararına dava tarihi de gözetilerek 10.000,00 TL maddi tazminat takdir edilmiştir.
Davacının manevi tazminat talebine gelince; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, ihlalin niteliği, olay ve dava tarihindeki paranın alım gücü ve hakkaniyet ilkesi gözetilerek davacı yararına 10.000,00 TL manevi tazminat takdir edilmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜNE, davalıların davacı adına tescilli “…” markasına tecavüzlerinin önlenmesine, “…” ibaresinin her türlü tanıtım evraklarında ve internet ortamında kullanmalarının önlenmesine,
2-Toplam 10.000,00 TL manevi ve 10.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair tazminat taleplerinin reddine,
3-Karar kesinleştiğinde masrafı davalılardan karşılanarak hüküm özetinin ülke genelinde yayınlanan 1 gazete de ilanına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan, 2.227,50 TL peşin harçtan, 1.366,20 TL ilam harcının mahsubu ile, 861,30 TL fazla harcın, karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan, 3.931,00 TL vekalet ücretinin, davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince kabul edilen manevi tazminat yönünden hesaplanan, 3.931,00 TL vekalet ücretinin, davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddedilen maddi tazminat yönünden hesaplanan, 4.750,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddedilen manevi tazminat yönünden hesaplanan, 3.931,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan ve iadesine karar verilen harç düşüldükten sonra kalan 1.384,60 TL harç giderlerinin, davalılardan alınarak davacıya verilmesine
10-Davacı tarafından yapılan harç dışındaki toplam 2.554,90 TL yargılama giderinden, davanın kabul-red oranına göre 1.149,71 TL.’sinin, davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin üzerinde bırakılmasına,
11-Davalı tarafından yapılan toplam 1.670,60 TL yargılama giderinden, davanın kabul-red oranına göre 910,48 TL.’sinin, davacıdan alınarak davalılara verilmesine,bakiyesinin üzerinde bırakılmasına,
12-Talep halinde kararın taraf vekillerine tebliğine,
13-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup anlatıldı.28/03/2019
Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır