Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/144 E. 2018/374 K. 04.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/144
KARAR NO : 2018/374

DAVA : Markaya Tecavzün Tespiti, Maddi-Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 26/11/2014
KARAR TARİHİ : 04/12/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/12/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin TPE de ….sayı ile tescilli markaların sahibi olduğunu, müvekkilinin … yan şerit şekil markalarının tanınmış markalar olduğunu, davalının müvekkilinin markalarına tecavüz teşkil eden ayakkabıların ticaretini yaptığını, haksız kar elde ettiğini, tecavüze konu ayakkabıların www….com ve www….com adreslerinde Bakırköy …. FSHHM’ nin ….D.iş sayılı dosyası ile tespit edildiğini, iki tarafa ait ürünler karşılaştırıldığında iltibas olduğunun anlaşılacağını, davalının eyleminin marka tecavüzü olduğunun tespitini, tecavüzün önlenmesini, 1.000 TL maddi, 2.500 TL manevi tazminatın davalı taraftan tahsilini, davaya konu ayakkabıların www….com, www….com ve www….com internet adresindeki sayfalardan kaldırılmasını, kararın ilanını talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili davayı usulüne uygun ıslah ederek maddi tazminat talebini 150.000,00 TL olarak ıslah ettiğini beyan etmiştir.
Davalı tarafa usulüne uygun yapılan tebligata rağmen davalı taraf davaya cevap vermemiş, davayı inkar ettiği kabul olunmuştur.
Mahkememizden verilen 09/07/2015 tarih ve …. Esas ….sayılı “Davacı tarafın davasının kabulü ile davacıya ait tanınmış …. (….) markasına yönelik ayniyet derecesinde benzer davalı tarafın ürünlerde kullanımının marka hakkına tecavüzün olduğunun tespiti ve menine, davacıya ait yan şerit markalarının davalı ürünlerinde kullanılmasının engellenmesine, söz konusu ürün kullanımının internet sitesi (www….com, www…com, www….com) üzerinde tanıtım yapılmasının engellenmesine, maddi tazminat talebi yönünden her ne kadar bilirkişi raporundaki bedel lisansa dayalı olarak hesap edilmiş ise de, söz konusu bedel davacı tarafın kendi sunduğu belgeye dayalı olup, taraflar arasında mevcut durum dikkate alındığında BK hükümleri ve hakkaniyet gereği maddi tazminat talebinin kısmen kabul kısmen reddi ile 25.000 TL lisans bedelinin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda ticari faizle davalı taraftan alınarak davacı tarafa ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 2.500 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili davacı tarafa ödenmesine, hükmün kesinleştikten sonra masrafın davalıdan alınmak suretiyle beş büyük gazeteden birinde ilanına” dair karar, Yargıtay … Hukuk Dairesinin 26.04.2018 tarih …. Esas … Karar sayılı “Davacı vekili 556 sayılı KHK’nın 66/c maddesi uyarınca tazminat talebinde bulunmuş ve dosyaya emsal lisans sözleşmesi sunmuştur. Mahkemece davalının sunduğu emsal lisans sözleşmesine göre talep edebileceği tazminat miktarının tespiti amacıyla bilirkişi raporu alınmış ancak emsal lisans sözleşmesindeki asgari lisans ücretinin yüksek olduğu, davacıyla eşit şartlara sahip olan bir işletme için bu bedelin uygulanabileceği gerekçesiyle Türk Borçlar Kanunu (TBK) hükümleri uyarınca tazminat miktarı takdir edilmiştir. Mahkeme hakimine, TBK 50. maddesi uyarınca, uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirleme yetkisi tanınmıştır. Ancak, somut olayda, davalı şirketin üretim ve satış kapasitesi, işyerinin ve iş hacminin büyüklüğü/küçüklüğü, yıllık cirosu gibi ekonomik büyüklüğünü tespite yarayacak hususlarda yeterli ve denetime elverişli bir araştırma yapılmadan, davacıyla eşit şartlarda bir işletme olmadığına kanaat getirerek takdiren 25.000 TL maddi tazminata hükmedilmiş olması doğru olmadığı gibi bu maddi tazminat miktarı gözetilerek manevi tazminata hükmedilmiş olması da doğru olmayacağından, eksik incelemeye dayalı ve denetime elverişli olmayan şekilde tazminat miktarının takdir edilmesi doğru olmamış” gerekçesi ile bozularak iade olunmakla, Mahkememizce bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tazminat talebi ile ilgili değrlendirme yapılmak üzere muhasip bilirkişiye tevdi olunmuş ve Mali Müşavir bilirkişi hazırlamış olduğu raporda sonuç olarak, davalının orta büyüklükteki işletmeler sınıfında yer aldığı, firmanın dava tarihinden geriye dönük olarak akıldığında, ortalama bilanço büyüklüğünün 26,5 Milyon TL olduğu, firmanın dava tarihinden geriye dönük 2 yıl içerisinde toplam 46.460.283,66 TL net satış yaptığı, satışlardan 1.983.550,38 TL faliyet karı elde ettiği ve ilgili dönemde net karının 135.329,91 TL olduğu, davalılara ait defter ve kayıtlar üzerinde dava tarihinden iki yıl geriye dönük olarak yapılan incelemede, davaya konu ürünlerin satışından 143.870,89 TL gelir elde ettiği , elde ettiği gelir üzerinden kurumlar vergisi kar oranları baz alındığında, davaya konu ürünlerin satışından 7.701,37 TL kar elde edebileceği, emsal lisanslama bedeli üzerinden davaya konu ürünlerin satışından ödeyeceği lisans bedelinin köt raporda tespit edildiği gibi 12.948,38 TL olduğu, dosyaya sunulan emsal lisans sözleşmesinin 6.3 maddesi gereği asgari lisans bedelinin 244.071,60 TL olduğu, bu bedelin talebinin firmanın 2014 yılı kurumlar beyanında belirtilen cari borç yüküne (3.966.770,82 TL) %6’lık bir artış sağlayacağı yolunda mütalaada bulunulduğu anlaşılmıştır.
Dosyaya celp edilen marka kayıtları, bilirkişi raporu, sunulan tüm delil ve belgeler dikkate alındığında dava, … yan şerit markasına yönelik tecavüzün tespiti, meni, maddi manevi tazminata ilişkin olup, markalar hakkındaki KHK nın 61 md ve KHK nin 9 md. ne yapılan yollama nedeniyle marka sahibinin aşağıdaki hallerde markaya tecavüzün engelleme hakkı bulunmaktadır.
A- Markanın tescil kapsamı ile aynı mal veya hizmetler ile ilgili olan tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin kullanılmasın
B- Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından işaret ile tescilli marka arasında ilişkilendirme ihtimali dahil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılmasın
C- Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsamına giren mal veya hizmetler ile benzer olmayan ancak Türkiye de tanınmışlık düzeyi nedeniyle tescilli markanın itibarından dolayı haksız bir yarar elde edebilecek ve tescilli markanın itibarına zarar verebilecek veya tescilli markanın ayırt edici karakterini zedeliyebilcek nitelikte her hangi bir işaretin kullanılması işaretin mal veya ambalaj üzerine konulması işareti taşıyan ambalajn piyasaya sürülmesi bu amaçla stoklanması, teslim edilceğinin teklif edilmesi, veya o işaret hakkında hizmetlerin sunulması veya sağlanması işareti taşıyan malın gümrük belgesine girmesi, gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabii tutulması, işaretin teşebbüse iş veren evrakı ve reklamlarında kullanılması, işareti kullanan kişinin işaretin kullanımına ilişkin hakkı ve meşru bir bağlantısının olmaması koşuluyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı yönlendirici kot, anahtar sözcük vb şekilde kullanması, marka hakkına tecavüz sayılan haller olarak sıralanmıştır.
KHK nin 9/1 – b anlamında tecavüzden bahsedebilmek için 3 sartın bulunması gerekmektedir. Tescilli markanın aynısının ve benzerinin, tescilli markanını kapsadığını mal ve hizmetlerle aynı benzer mal ve hizmetlerde kullanılması, bu benzerliğin halk tarafından irtibat kurmakta dahil olmak üzere karıştırılma ihtilamalinin bulunması gerekmektedir.
Somut olayda, davacı tarafa ait … yan şerit markasının davalı tarafından internet üzerinde satılan ürünlerde ayniyet derecesinde kullanıldığı, davacı markasının tanınmışlığı ve ayırt ediciliği yüksek bir marka olup, benzer şekilde yan şerit markasının kullanımı halk tarafından karıştırma ve tüketici nezdinde yanılmaya neden olacağından markaya yönelik tecavüzün tespiti ve menine karar vermek gerekli ve yerinde görülmüştür.
Marka hakkına tecavüzden dolayı markalar kanunu 62/1-b maddesine göre , marka hakkı tecavüze uğrayan marka sahibi maddi zararın tazminini isteyebileceğini belirtmiş olup yine 64 maddede marka sahibinin izni olmaksızın ,marka taklit edilerek üretilen ürünün üreten satan dağıtan ve başka bir şekilde ticaret alanına çıkaran veya bu amaçlar için ithal eden ve ticari amaçla elinde bulunduran kişi hukuka aykırılığı gidermek ve sebep olduğu zararı tazmin etmekle yükümlüdür.
Marka sahibi 66. madde gereği zararın tazminini isteyebilir. Burada üç türlü zararın tazmini söz konusu olup 1-marka sahibinin uğradığı kazanç kaybı, 2-markayı kullananın kullanma yolu ile elde ettiği kazanç,3-lisans yolu ile marka sahibinin elde edeceği kazanca göre ,tazminat seçimlik hakkı olup davacı taraf lisans hakkına yönelik tazminat talebinde bulunmuş olup, bilirkişi heyeti tarafından davacı tarafın sunduğu emsal lisansa göre bir hesaplama yapılmışsa da, söz konusu emsal lisans sözleşmesindeki asgari lisans ücreti yüksek bir değer olup, ancak davacıyla eşit şartlara sahip olan bir işletmede söz konusu lisans bedelinin uygulama olanağı olup, bozma sonrası alınan raporla davalının gelirine göre orta ölçekli bir işletme olduğu ve bozma sonrası alınan rapora göre de ürünlerin satışından 7.701,37 TL kar elde edebileceği, emsal lisanslama bedeli üzerinden davaya konu ürünlerin satışından ödeyeceği lisans bedelinin köt raporda tespit edildiği gibi 12.948,38 TL olduğu dikkate alındığında davalı tarafın satışları, iş yerinin niteliği, belli bir süre için hesaplanan lisans bedeli ve tüm deliller değerlendirildiğinde B.K hükümleri ve hakkaniyet gereği 25.000 TL lisans bedeli olarak maddi tazminat talebinin belirlenmesi doğru bulunmuş ve davalı aleyhine talebi artıracak bir husus olmadığı dikkate alınarak önceki karar gibi fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekli ve yerinde görülmüştür. Davacı tarafa ait yan şerit markasının izinsiz kullanılması nedeniyle davacıya ait markanın değeri, kullanım şekli, hakkaniyet gereği 2.500 TL manevi tazminatın davalı taraftan tahsili, davacı tarafa ödenmesine, hükmün kesinleştikten sonra beş büyük gazeteden birinde ilanına karar vermek gerekli ve yerinde görülmüştür.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Gerekçelerle ;
1-Davacı tarafın davasının kabulü ile davacıya ait tanınmış …. (….) markasına yönelik ayniyet derecesinde benzer davalı tarafın ürünlerde kullanımının marka hakkına tecavüzün olduğunun tespiti ve menine, davacıya ait yan şerit markalarının davalı ürünlerinde kullanılmasının engellenmesine, söz konusu ürün kullanımının internet sitesi (www….com, www….com, www….com) üzerinde tanıtım yapılmasının engellenmesine,
2-Maddi tazminat talebi yönünden her ne kadar bilirkişi raporundaki bedel lisansa dayalı olarak hesap edilmiş ise de, söz konusu bedel davacı tarafın kendi sunduğu belgeye dayalı olup, taraflar arasında mevcut durum dikkate alındığında BK hükümleri ve hakkaniyet gereği maddi tazminat talebinin kısmen kabul kısmen reddi ile 25.000,00 TL lisans bedelinin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda ticari faizle davalı taraftan alınarak davacı tarafa ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-2.500,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili davacı tarafa ödenmesine,
4-Hükmün kesinleştikten sonra masrafın davalıdan alınmak suretiyle beş büyük gazeteden birinde ilanına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan, 25,20 TL peşin harç ve 2.544,50 TL ıslah harcının toplamı 2.569,70 TL harçtan, 1.878,53 TL ilam harcının mahsubu ile, 691,17 TL fazla harcın, talebi halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan, 3.145,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince manevi tazminat yönünden hesaplanan, 2.500,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddedilen maddi tazminat yönünden hesaplanan, 12.750,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan 54,20 TL dava ilk masrafı, 262,70 TL tebligat-tezkere, 2.544,50 TL ıslah harcı ve 2.700,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 5.561,40 TL yargılama giderinin, 2.521,34 TL.’sinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davalı tarafından sarfedilen 100,00 TL giderin, davanın kabul-red oranına göre 54,66 TL.’sinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
11-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
12-Gider Avansından kalan miktarın 6100 Sayılı yasanın 333 maddesine göre karar kesinleşince davacıya iadesine,

Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde temyiz yolu açık olmak üzere, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar, açıkça okunup anlatıldı.04/12/2018

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır