Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/141 E. 2019/13 K. 24.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/141
KARAR NO : 2019/13

DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 25/09/2017

KARAR TARİHİ : 24/01/2019
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/02/2019

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin istirahat ve eğlence sektöründe faaliyet gösteren ve kendi alanında bir firma olduğunu, müvekkilinin marka değerini kullanmak suretiyle hizmet sunumu yaptığını ve ticaretini bu şekilde temin ettiğini, müvekkilinin bu alandaki marka değerini korumak için kendi markasını TPMK nezdinde 13/10/2010 tarihinde 43. Mal ve hizmetler yönünden tescil ettirdiğini, ancak hal böyle iken davalı tarafından, müvekkiline ait “…. + şekil” ibareli markasının izinsiz olarak kopyalanmak suretiyle ticari amaçla hizmet sunumu yapıldığının müvekkili tarafından fark edilmesi üzerine, bu durumun giderilmesi için davalı yana 23/08/2017 tarihinde …. yevmiye sayılı Bakırköy 40. Noterliği aracılığı ile ihtarname çekildiğini ve … soruşturma numarası ile Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde suç duyurusunda bulunulduğunu, ancak davalı yanın dava konusu marka tecavüzüne son vermeyerek tecavüzüne devam ettiğini iddia ederek, müvekkiline ait markaya yapılan tecavüzün önlenerek, izinsiz ve hukuka aykırı olarak müekkiline ait marka kullanılarak yapılan hizmet sunumunun durdurulmasını, müvekkiline ait marka kullanılarak yapılan hizmet sunumu sonucu elde edilen gelirin ayrıntılı tablo şekinde belirlenmesini ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, yapılacak tespitler sonrasında ıslah edilmek üzere şimdilik 10.000,00 TL’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP ; Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkiline ait “….” markasının TPMK nezdinde kayıtlı ve tescilli bulunduğunu, davacının markasının müvekkili tarafından kullanılmasının mümkün olmadığını, çünkü markanın müvekkili tarafından bilinmediğini, müvekkilinin mülkiyeti kendisine ait olan “….” markasını yasal olarak kendisine verilen haklar çerçevesinde ve tescil ettirmiş bululunduğu sınıflarda dilediği şekilde ticari olarak kullanma hakkına haiz olduğunu, markalar arasında hiçbir şekilde benzerlik olmadığını ve markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, ayrıca fonetik açıdan ve telaffuz bakımından da müekkiline ait markanın davacı markasından çok farklı olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Birleşen Mahkememizin …. Esas sayılı dosyasında davacı taraf vekili dava dilekçesi ile, müvekkiline ait “…. şekil” isimli tescilli markanın izinsiz kopyalanmak suretiyle ticari amaçla davalı tarafça kullanılması nedeniyle …. sayı ile tescilli “…” ibareli marka tescil belgesinin hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı taraf vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin tescilli markası olan … ile davacıya ait olan ….Şekil markasının hiçbir şekilde benzerlik taşımadığını, markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak, davanın davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Asıl dava, markaya tecavüzün önlenmesi ve 10.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsili, birleşen dava ise, davalı adına …. sayı ile tescilli “….” ibareli markanın hükümsüzlüğü taleplidir.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, …. sayı ile tescili “….” ibareli markanın 43. Sınıfta 07/10/2009 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle davacı adına,….sayı ile tescilli “….” ibareli markanın 43. Sınıfta 27/04/2016 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle davalı adına tescilli olduğu tespit edilmiştir.
Taraf vekillerince deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra asıl ve birleşen dava yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi heyeti hazırlamış olduğu 14/11/2018 tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak, davacı tarafın dava tarihinden geriye doğru 5 yıl içinde dava konusu markayı 2013 ve 2014 yıllarında kullandığı, davacı tarafın dava konusu markayı 2015, 2016 ve 2017 yıllarında kullanımının tespit edilemediği, davalı tarafın tescilli olduğu sınıf yönünden kullanımının davacı taraf markasıyla benzer olduğu, ancak bu benzerliğin karıştırılmaya sebebiyet verecek düzeyde olmadığı yolunda görüş belirttikleri anlaşılmıştır. Buna göre, davacı markasını 2014 yılından sonra kullanmadığı, markalardaki benzerliğin iltibas yaratacak nitelikte olmadığı, zira dava konusu markaların tescilli olduğu sınıfın bilinçli tüketiciye hitap edip, markadan ziyade fiilen kullanılan mekan ve sunulan hizmetin ön plana çıktığı, davalının haksız rekabetinin de bulunmadığı anlaşılmakla, davacının asıl dosyadaki davasının reddi gerekmiştir.
Davacının birleşen dosyadaki markanın hükümsüzlüğüne ilişkin talebine gelince; yukarıda değinildiği üzere, davacı markası ile iltibasının bulunmadığı, davacı markasından habersiz olarak davalının da kendi markasını tanıtıp sektörde bilinen bir marka haline getirdiği, yine yukarıda değinildiği üzere, davalı markasının tescilli olduğu sınıfın özellikleri de dikkate alındığında, hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla, davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
ASIL DAVA YÖNÜNDEN :
1-Davacının asıl dosyada olan davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan, 51,70 TL peşin harçtan, 44,40 TL ilam harcının mahsubu ile, 7,30 TL fazla harcın, talebi halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan, 3.931,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN :
2-Mahkememizin birleşen 2017/502 esas sayılı dosyasında davacının davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan, 44,40 TL ilam harcından, 31,40 TL peşin harcın mahsubu ile, 13,00 TL bakiye karar harcının davacıdan tahsiline,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan, 3.931,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
6-Gider Avansından kalan miktarın 6100 Sayılı yasanın 333 maddesine göre karar kesinleşince davacıya iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup anlatıldı.24/01/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır