Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/140 E. 2020/197 K. 17.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/140
KARAR NO : 2020/197

DAVA : Markaya Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Men ve Ref’i, Unvan
Terkini, Maddi-Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 06/09/2017
KARAR TARİHİ : 17/09/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/10/2020

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin 2005 yılında gerçek kişi tacir olarak kuyumculuk eşyaları üretmek, tasarlamak, aynı konularda eğitim ve öğretim hizmetleri de dahil, kuyumculuk ve mücevherle ilgili faaliyette bulunmak üzere çalışmalarına başladığını, müvekkilinin halen …… unvanı ile faaliyetine devam ettiğini, müvekkilinin tescilli …….. ticaret unvanı üzerinde münhasıran kullanma hakkına sahip olduğunu, müvekkilinin 2005 yılından bu yana ticaret unvanının ayırt edici ibaresi olan …… ibaresini işletme adı olarak kullandığını, müvekkilinin 2005 yılında oluşturulan www……….com ve 2011 yılında oluşturulan www………. com.tr alan adlarının da sahibi olduğunu, müvekkilinin her iki alan adını tescil tarihlerinden başlayarak …… markalı mücevherat ve takı ürünlerinin tanıtımı ve satışı için yoğun şekilde kullandığını, müvekkilinin ……ibaresi üzerinde fiili kullanım yoluyla gerçek hak sahibi olduğunu, müvekkilinin işletmesinde 2005 yılında gerçekleşen açılışından itibaren üretilen ve satışa sunulan ürünler üzerinde de ……markasının kullanıldığını, ayrıca, ……markasının müvekkili adına TPMK nezdinde ……. no ile 14, 35, 41 ve 42. sınıflarda tescil edildiğini, böylece 2010 yılından itibaren tescilli marka olarak ibareyi kullanmaya devam ettiğini, markayı ünü ülke sınırlarını da aşacak şekilde belirli bir tanınmışlığa ulaştırdığını, markanın 2005 yılından itibaren düzenli ve yoğun biçimde kullanıldığını, tanıtıldığını ve bu kullanımın reklam ve promosyonlar sonucu markayı sektörde ve tüketici nezdinde tanınmış bir marka haline getirdiğini, ancak hal böyle iken, müvekkilinin markasının neredeyse aynısının davalı tarafından kullanıldığını ve marka tescil başvurusuna konu edildiğini, bu durumdan tesadüfen 2017 yılı başında haberdar olduklarını, davalının bu tutumunun açık bir şekilde kötü niyetli ve hukuka aykırı olup, müvekkilinin markasının tanınmışlığından ve ününden haksız şekilde yararlanma gayesi içinde olduğunu, davalının kötü niyetli tutumunu kararlılıkla sürdürdüğünü, kendisine gönderilen ihtarnameye cevap vermediği gibi, ihlal eylemlerine devam ettiğini, bunun üzerine davalı şirket yetkilileri hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayette bulunulduğunu, soruşturmanın halen devam ettiğini, henüz somut bir sonucun elde edilemediğini, davalının alan adına yönelik olarak kendisine gönderilen ikinci ihtarnameye de cevap vermeyip hukuka aykırı eylemlerine devam ettiğini; davalının TPMK nezdinde yaptığı …… no.lu …..marka tescil başvurusuna (14, 35 ve 40. sınıflar) gerekli itirazları yaptıklarını, TPMK tarafından müvekkilinin markası kapsamındaki mal ve hizmetlerle aynı/aynı tür mal ve hizmetlerin mutlak ret nedenleri kapsamında davalı başvurusundan re’sen çıkarıldığını ileri sürmekte ve davalının internet siteleri ile ilgili olarak delil tespiti talebinde bulunmuş, ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiş ve esasa ilişkin olarak; davalının ……ve …… şeklindeki kullanımlarının müvekkilinin ……markasına ve ticaret unvanına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, bu eylemlerin men ve ref’ine, bu kapsamda tecavüz oluşturan ürünlerin gümrük bölgeleri dahil ülke sınırları içerisinde ticari amaçla bulundurulduğu her yerden toplatılmasına, ibarenin ürün, ambalaj, reklam, tabela, ticari belge ve internet ortamı gibi bulunduğu her yerden silinmesine, zorunlu ise ürünlerin imhasına, fazlaya dair haklar saklı kalmak suretiyle şimdilik 10.000 TL maddi ve 20.000 TL manevi tazminatın davalının haksız eyleminin başladığı anlaşılan www……com.tr alan adının tescil ettirildiği 03.04.2015 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline (maddi tazminatın SMK m.151/f.2 (b)’de öngörülen davalının elde ettiği net kazanç yöntemine göre hesaplanması talep edilmektedir), davalının ticaret unvanı ve alan adından ……ibaresinin terkinine ve hükmün ilanına hükmedilmesini talep etmektedir.
Davacı vekili 18/02/2020 havale tarihli dilekçesi ile, 10.000,00 TL olan maddi tazminat talebini, 177.786,19 TL artırarak, 187.786,19 TL olarak artırmıştır.
CEVAP ; Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin kuyumcu dükkanının olmadığını, Türkiye piyasasına satış yapmadığını, iç piyasaya reklam vermediğini, imalat yapmadığını, takı tasarımı yapmadığını ve takı üretmediğini, davacı markasının tescilli olduğu sınıflar arasında ithalat ve ihracatın bulunmadığını, davacı markasının 35. sınıfta yer alan ihracat-ithalat faaliyetlerinde kayıtlı olmadığını, davacının Türkiye’deki ihracatçı firmalar listesine de kayıtlı olmadığını, davacının ticaret unvanında dava tarihi itibarıyla ……kelimesinin yer almadığını, davacının dava tarihinden sonra 08/11/2017 tarihinde unvanına ……ibaresini eklettiğini, ticaret sicilinde tescilli meslek kodunun bilgi, iletişim medya ve …… kodunun sanat tesislerinin işletilmesi şeklinde olduğunu, bu bilgilerin mahkemeden saklandığını, müvekkilinin alan adının şifre ile girilebilen özel bir web sayfası olduğunu, sadece müvekkilinin toptan ihracat yaptığı firmalara açık olduğunu, müvekkilinin alan adının ticaret unvanı dikkate alınarak oluşturulduğunu, alan adının içeriği dikkate alınacak olursa müvekkilinin sadece ihracat yaptığının anlaşılacağını, davacı markasının ihracat faaliyetlerinde tescilli olmadığını, alan adının açılış sayfasında ne bir mücevher örneğinin ne de herhangi bir ürün örneğinin yer aldığını ve davacının kötü niyetli olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, men ve ref’i, davalının ticaret unvanından “……” ibaresinin terkini, davalının www…….com.tr alan adından “……” ibaresinin terkini/erişimin engellenmesi, maddi-manevi tazminat ve hükmün ilanı taleplidir.
6769 Sayılı SMK’nın 29/1-b ve c maddeleri ile, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde, tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmanın marka hakkına tecavüz oluşturduğu belirtilmiştir.

6102 Sayılı TTKnın 54. Maddesi ile, haksız rekabete ilişkin bu kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır. 55. Maddesinin 4. fıkrasında ise, iyi niyetle bağdaşmayan, haksız rekabete ilişkin eylemlere örnek olarak, başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak gösterilmiş ve haksız rekabet halleri hüküm altına alınmıştır.
Taraf vekillerince deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş ve dosyada üç ayrı bilirkişi raporu ve ek bilirkişi raporu alınmıştır. Dava, 6769 Sayılı SMK’nun yürürlüğe girdiği 11/01/2017 tarihinden sonra açılmış olmakla davaya 6769 Sayılı SMK hükümlerinin uygulanması gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamı deliller ve dosya kapsamıyla uyumlu olan bilirkişiler …… tarafından düzenlenen rapor ve ek raporlar birlikte değerlendirildiğinde ; ….. tescil nolu “…… ” ibareli markanın 18/08/2010 tarihinden itibaren kuyumculuk eşyaları ve yine bu eşyalar için 35. Sınıftaki mağazacılık sınıfında davacı adına tescilli olup kullanıldığı, yine www……com.tr alan adının da davacı adına 20/12/2011 tarihinden itibaren kayıtlı olduğu, davacının ……ibaresinin de ticaret hayatında bu tarihlerden itibaren kullandığı, davalı şirketin ise 13/04/2015 tarihinde kurulup yine kuyumculuk sektöründe faaliyete başladığı dolayısıyla davalının “……” ibaresi üzerinde öncelik hakkı bulunduğu anlaşılmıştır. Davalı üçüncü kişi adına olan ….. tescil nolu “……+şekil” markasını 22/11/2016 tarihli lisans sözleşmesi ile kullandığını iddia etmiş ise de bu marka tescili sonraki tarihli olduğu gibi tescil sınıfı yönünden de dava konusu ile ilgili olmadığından davacı tescili karşısında bir etkisi olmadığı anlaşılmıştır. Dosya kapsamı deliller, internet içerikleri ve bilirkişi raporlarına göre davalının ……ibaresini ticaret unvanı yanında herhangi bir üstün hakkı olmamasına rağmen markasal olarak kullandığı sabittir.
SMK’nun 7/2 hükmüne göre marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması halinde yasada belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır. Davalının davacı adına kuyumculuk eşyaları sınıfından tescilli markayı kullanması mal ve hizmet sınıfının ve faaliyet konusunun aynı olması karşısında davacının marka haklarının ihlal edildiği sabittir. Yine davalının aynı alanda ……ibareli ticaret unvanını kullanması kuyumculuk sektörü alıcıları nezdinde karışıklığa sebebiyet vereceğinden SMK’nun 7/3-e bendi uyarınca davalı tarafa ait ticaret unvanı koşulları da oluşmuştur. Yine davalı adına olan www…….com.tr olan isimli alan adını davalının 03/04/2015 tarihinden itibaren kullanmaya başladığı, bu tarih itibariyle davacının tescilli markasından sonraki bir tarih olmakla alan adının tescilli marka hakkına tecavüz niteliğinde olduğu sabit olup, SMK’nun 7/3-d bendi uyarınca terkin koşullarının da oluştuğu kanaatine varılmıştır. Davalının bu eylemleri aynı zamanda TTK 54 ve devamı maddeleri anlamında haksız rekabet teşkil etmektedir. Bu itibarla davacının bu hususlara ilişkin talebinin kabulü ile Davalının “……” ve “…….” şeklindeki kullanımlarının davacının “……” ibareli markasına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, bu eylemin men ve ref’ine, bu kapsamda tecavüz oluşturan (……ibaresi taşıyan) ürünlerin gümrük bölgeleri dahil ülke sınırları içerisinde ticari amaçla bulundurulduğu her yerden toplatılmasına, ……ibaresinin ürün ambalajı, ürün, ambalaj, reklam, tabela, ticari belge ve internet ortamı gibi bulundurulduğu her yerden silinmesine, zorunlu ise imhasına (maddi değeri olan ürünlerin marka silindikten sonra davalıya iadesine), Davalının ticaret unvanından “……” ibaresinin terkinine, Davalının “www…..com.tr” alan adından “……” ibaresinin terkinine, bu mümkün olmuyorsa alan adının iptaline ve erişimin engellenmesine karar vermek gerekmiştir.
Davacının maddi tazminat talebi yönünden; davacı taraf maddi tazminat talebini SMK’nun 151/2-b maddesi çerçevesinde mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanca dayandırmıştır. Bilirkişi heyeti rapor ve ek raporlarında davalının 2015 ve 2017 yıllarında zarar ettiği 2016 yılında kar elde ettiği genel giderler hesaba katılmaksızın 2015-2016 ve 2017 yılı dava tarihine kadar dönemde 187.786,19 TL kar elde ettiği, davalının yurt içi satışı olmadığı gelirin ihracat olduğu, varsayımsal brüt kar hesabı yapılmış ise de, davalının haksız rekabetinin bu hesaba ne kadar etki ettiğinin tespiti mümkün olmadığından maddi tazminat miktarının TBK’nun 50 ve 51 maddesi uyarınca mahkemece takdirinin uygun olacağı bildirilmiştir. SMK’nun 150/1 maddesi uyarınca sınai mülkiyet hakkına tecavüz sayılan fiilleri işleyen kişiler, hak sahibinin zararını tazmin etmekle yükümlüdür. Görüldüğü üzere SMK ‘da düzenlenen maddi tazminat, bir ceza olmayıp davacının zararının karşılığıdır. SMK 151/2 maddesinde hak sahibinin seçimine bağlı olarak hangi usullere göre tazminat hesabı yapılacağı düzenlenmiş olup SMK’nun 151/3 maddesinde ise yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, özellikle sınai mülkiyet hakkının ekonomik önemi veya tecavüz sırasında sınai mülkiyet hakkına ilişkin lisansları sayısı, süresi ve çeşidi, ihlalin nitelik ve boyutu gibi etkenleri göz önünde tutulacağı hüküm altına alınmıştır. Bu yasal düzenleme çerçevesinde olayımıza baktığınızda bilirkişi ek raporunda da belirtildiği üzere davalının elde ettiği kazancın ne kadarının marka kullanımı nedeniyle olduğu belli olmayıp, davalının geliri toptan mücevherat (altın ve saire) ihracatından teşekkül etmiş olması, esasen değerli madenler yönünden markanın fazla bir öneminin olmayıp bizatihi madenin kendisinin dünyada geçerli bir değeri bulması karşısında zorunlu olarak TBK’nun 50 ve 51 maddesinin verdiği takdir yetkisi ile tarafların ekonomik durumu ihlalin şekli ve süresi ve yukarıda değinilen hususlar dikkate alınarak davacı yararına 100.000,00 TL maddi tazminat takdir edilmiştir. Davacı vekili maddi tazminata ilk ihlal tarihinden itibaren faiz yürütülmesini istemiş ise de, dava tarihine kadar olan süre için tazminat hesabı yapıldığından dava tarihinden itibaren faiz yürütülmüştür. Davacının manevi tazminat talebine gelince; davalının eylemi aynı zamanda davacının markadan doğan manevi haklarını ihlal ettiğinden, ihlalin niteliği, süresi tarafların ekonomik durumları , manevi tazminatın amacı ve hakkaniyet ilkesi gözetilerek davacı yararına 20.000,00 TL manevi tazminat takdir edilmiştir. Davalının eylemi haksız fiil niteliğinde olduğundan ilk ihlal tarihi olan 13/04/2015 tarihinden itibaren faiz yürütülmüştür.
Davacı vekilinin tedbire muhalefet nedeniyle davalı yetkililerinin cezalandırma talebinin ise dosya kapsamı, deliller ve HMK’nın 398 maddesinin Anayasa Mahkemesince iptal edilmesi sebebiyle 22/07/2020 tarih ve 7251 sayılı kanunun 43. Maddesi ile değişik 398 maddenin yürürlük tarihi arasında boşluk bulunduğundan reddine karar vermek gerekmiştir. Bu itibarla davacının davasının kısmen kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜNE,
Davalının “……” ve “………” şeklindeki kullanımlarının davacının “……” ibareli markasına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, bu eylemin men ve ref’ine, bu kapsamda tecavüz oluşturan (……ibaresi taşıyan) ürünlerin gümrük bölgeleri dahil ülke sınırları içerisinde ticari amaçla bulundurulduğu her yerden toplatılmasına, …… ibaresinin ürün ambalajı, ürün, ambalaj, reklam, tabela, ticari belge ve internet ortamı gibi bulundurulduğu her yerden silinmesine, zorunlu ise imhasına (maddi değeri olan ürünlerin marka silindikten sonra davalıya iadesine),
Davalının ticaret unvanından “……” ibaresinin terkinine,
Davalının “www……com.tr” alan adından “…… ” ibaresinin terkinine, bu mümkün olmuyorsa alan adının iptaline ve erişimin engellenmesine,
Masrafı davalı taraftan alınmak suretiyle hüküm özetinin kesinleştiğinde tirajı en yüksek üç gazetenin birinde ve mücevher veya moda dergilerinden birinde ilanına,
Toplam 100.000,00 TL maddi tazminatın, dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, toplam 20.000,00 TL manevi tazminatın, ilk ihlal tarihi olan 13/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair tazminat taleplerinin reddine,
2-Davacı vekilinin tedbire muhalefet nedeniyle cezalandırma talebinin dosya kapsamı, deliller ve HMK’nın 398 maddesinin Anayasa Mahkemesince iptal edilmesi sebebiyle 222/07/2020 tarih ve 7251 sayılı kanunun 43. Maddesi ile değişik 398 maddenin yürürlük tarihi arasında boşluk bulunduğundan reddine,
3-Davacı vekilinin ihtiyati tedbir için verilen teminatın iadesine yönelik talebinin davalı vekilinin muvafakati olmaması karşısında HMK’nın 392/2 maddesi uyarınca reddine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan, 8.197,20 TL ilam harcından, 3.040,00 TL ıslah ve 31,40 TL peşin harcın mahsubu ile, 5.125,80 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince kabul edilen tespit ve men talepleri yönünden 4.950,00 TL ve kabul edilen maddi tazminat talebi nedeniyle hesaplanan, 13.450,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince kabul edilen manevi tazminat yönünden hesaplanan, 4.950,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davanın kısmen reddi sebebiyle, karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 12.212,20 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 31,40 TL başvuru, 31,40 TL peşin ve 3.040,00 TL ıslah olmak üzere toplam 3.102,80 TL harç giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan 514,30 TL tebligat-tezkere ve 4.350,00 TL bilirkişi ücreti, 9.408,98 TL teminat mektubu gideri olmak üzere toplam 14.273,28 TL yargılama giderinden , davanın kabul-red oranına göre 8.274,36 TL.’sinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin üzerinde bırakılmasına,
10-Davalı tarafından yapılan 200,00 TL tebligat ve 1.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.700,00 TL yargılama giderinden, davanın red-kabul oranına göre 510,00 TL.’sinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiyesinin üzerinde bırakılmasına,
11-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
12-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup usulen anlatıldı.17/09/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır