Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/127 E. 2019/426 K. 06.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/127 Esas
KARAR NO : 2019/426

DAVA : Marka (Marka İtibarının Kaybı Nedeniyle Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 26/07/2017
BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN 2017/533E.,2018/123K. SAYILI DOSYASINDA

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/10/2017
KARAR TARİHİ : 06.12.2019
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İtibarının Kaybı Nedeniyle Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekilinin dava dilekçesinden özetle;….. markasının 25.11.2013 tarihinden beri ….. nolu ile müvekkili adına tescilli olduğunu, müvekkili rızasıile 3 ayrı kuaför salonunda marka lisans sözleşmesi kapsamında kullanıldığını, davalının ….. markasını kullanma hakkına sahip işletmelere bir, iki km. mesafede Bahçelievler’de bulunan merkez ve şubesindeki kuaför salonunda “…..” ibaresini kullandığını tespit ettiklerini, ihtarname keşide ederek kullanıma son verilmesini talep ettiklerini, sonuç almadıklarını, davalının haksız kullanımının broşür, tabela, kartvizit vs. devam ettiğini, davalının ….Merkezi ve ibaresini işletme adı, tabela ve tanıtım vasıtalarında kullandığını, davalı tabelasında müvekkili isminin dahi bulunduğunu, aynı fiyat listesinin uygulandığını, davalının kötüniyetli olup fiillerinin markaya tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini, davalının müvekkilinin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin önlenmesini, mahallinde keşif yapılmasını tedbiren tescilli markanın kullanıldığı tabelanın sökülmesini, davalının marka hakkına tecavüz teşkil eden….. ibaresinin kullanımının yasaklanarak, ticaret unvanından kaldırılmasını, masrafı davalıdan alınarak hükmün tirajı en yüksek 5 gazeteden biri ile ilanına, 4.000,00 TL maddi, 4.000,00 TL manevi olmak üzere 8.000,00 TL nin dava tarihinden itibaren en yüksek reeskont avans faiz oranı işletilerek davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP; Davalı vekilinin cevap dilekçesinden özetle; Davalı davacı müvekkili ile aralarındaki ticari ilişkinin uzun yıllara dayandığını, tarafların Bakırköy ….. Noterliğinin 01.06.2011 tarihli şirket sözleşmesi ile ” … Mah. ….. Cad. …. Sok. No:…. A İstanbul” merkez adresinde ….. Güzellik Hizmt. Tur. Oto. San. Ve Tic. Ltd. Şti’yi kurduklarını tarafların şirket sermayesi üzerinde yarı yarıya eşit hakka sahip olduklarını, davacının 5 yıllık için münferit imza yetkilisi olduğunu, yoğun çalışma dönemi sonunda ” …. Mah. …… Durağı No: …. İstanbul” adresinde …..’nın Bahçelievler şubesini açtıklarını, 16.07.2012 tarihinde tescil ilan edildiğini, davalı şirket yetkilisi …..’nin 5 yıl süre ile münferit imza yetkilisi olduğunu, bu dönemde davacının “…..” adı altında bir şirket kurduğunu, 01.03.2017 tarihinde ilan edildiğini, davalı tarafından da….. Güzellik Hizmetleri Tic. Ltd. Şti. Şirketinin kurulduğunu 01,03.2017 tarihinde tescil ilan edildiğini, tarafların ….. firmasındaki ortaklığının devam ettiğini, şirketin tasfiye sürecine girmediğini, süreç içinde davalıya ….. markasını kullanmaması gerektiği marka vekili tarafından uyarılıp ardından …. nolu ihtarname ile uyarıldığını, cevabi ihtarnamede davacının marka tescilinin kötü niyetli olduğunu dava haklarının kullanılacağının belirtildiğini, huzurdaki davanın açıldığını, davalı şirket yetkilisi davacının ….. firmasında hali hazırda ortak olup 3 güzellik merkezini birlikte işlettiklerini, şirket merkezindeki ticari işleri …..’nin şubelerdeki ticari işleri ve işleyişi davacının yürüttüğünü, ortaklık devam ederken …..’nin ….. markasını kullanmasının, tabelasının, kartvizitinin olmasının doğal olduğunu, davacı talebinin hukuki yararının olmadığını, davacının ortağı olduğu ve kendisinin işlettiği …. Bulvarındaki salondan tabelanın indirilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, zararın olmaması sebebi ile tazminat taleplerinin oluşmadığını, davacının kendi ortağı olduğu şirkete karşı markanın kullanılmamasına yönelik dava açtığını, ….’nın ticari unvan olduğunu kullanılmadığını, …..’ye ait markanın “………. Güzellik Hizmetleri markasının kaldırılması halinde bundan ….. Güzellik Hizmetleri Tur. Oto. San. Ve Tic. Ltd. Şti’nin de etkileneceğini davanın ihbarını, ihtiyati tedbir talebinin kanundaki sayılan hallerden olmaması ve ….. tarafından ….. markasının 2011 yılından beri şirkette ortak olması nedeniyle kullanması sebebiyle kanuna aykırılık ve hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine, ….. Güzellik Merkezindeki ortaklığın sürmesi sebebiyle ve bu nedenle ….. markasının kullanmasının herhangi bir kanuna aykırılık teşkil etmemesi nedeniyle davanın esastan reddine, davacının tazminat taleplerinin hukuki temelinin olmadığı ve esasen bir zararının bulunmaması sebebiyle tazminat taleplerinin reddine, …. markasının kullanılmaması ile birlikte kanuni şartları taşımamasından ötürü bu talepleri bakımından da reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DOSYADA DAVA: Davacı dava dilekeçsinde özetle ; müvekkili ile davalının ticari ilişkisinin çok uzun yıllara dayanmakta olduğunu, tarafların Bakırköy …. Noterliği’nin 01.06.2011 tarihinde ….. Güzellik Hizmetleri Turizm Otomotiv San. Ve tic. Ltd. Şti’yi kurduklarını, müvekkili …..’nin herhangi bir şekilde onayı olmadan ortaklar tarafından alınmış herhangi bir genel kurul kararı olmadan ve yine herhangi bir şekilde muvafakatı olmadan ….. başvuru numarası ile 25.11.2013 tarihinde ….. markasını şirket adına değil kendi adına tescil ettirdiğini öğrendiğini, davalı tarafından yapılan 25.11.2013 tarihli marka tescili kötüniyetle yapılmış olup, hukuka aykırı olduğunu ve iptalinin gerektiğini, davalı … markayı kendi adına tescil ettirmiş ve müvekkili davacıya ihtarname gönderildiği tarihe kadar herhangi bir bildirimde bulunmamaşı ve ihtarname tarihinden itibaren müvekkilinin sürekli olarak markayı kendisine satabileceğini, satışı kabul etmediği takdirde tüm tabelaları söktüreceği ve ticari olarak kendisini zarara uğratacağından bahisle tehdit etmekte, markayı adete bir şantaj aracı olarak kullanmakta olduğunu, davalı … ortaklar arasındaki bağlılık ve sadakat yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğini, bu dava ile Bakırköy …. Fikri ve Sınai Haklar HukukMahkemesini …. esas sayılı dosyasının birleştirilmesi gerektiğini, davanın kabulü ile davalı müvekkili davacı ile ….. Güzellik Hizmetleri Turizm Otomotiv San. Ve Tic. Ltd. Şti’deki ortaklığı dveam ederken, genel kurul kararı olmaksızın kötü niyetli olarak şirketin ismini kendi adına tescil ettirdiğinden, davalıya ait 25.11.2013 tarihli “….. Güzellik merkezi” markasının tescil işleminin iptaline, masrafı davalıdan alınmak sureti ile tirajı en yüksek 5 gazeteden biri ile ilanına, bilirkişi incelemesine müteakip harç attırma hakları ve fazlaya ilişkin dava ve yasal yollara müracaat hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi ve 1.000,00 TL manevi zararın dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderler ile ücreti vekaletin karşı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DOSYADA CEVAP;Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; dava konusu markanın davacının müvekkil ile birlikte ortağı olduğu “….. Güzellik Hizmetleri Turizm Otomotiv San. Ve Tic. Ltd. Şti. Adına değil müvekkili …’un şahsı adına 25.11.2013 tarihinden itibaren kayıtlı olduğunu, müvekkilinin daha önce kurmuş olduğu şahıs şirketi üzerinde marka değerini yükseltmek amacıylabir çok harcama yaptığını, şirketin tüm kira bedelleri, kredi ödemeleri ve faturaların tamamının müvekkili tarafından ödendiğini ve halen de ödenmeye devam ettiğinin sabit oludğunu, söz konusu şirketin kuruluşundan bu yana, müvekkiline maddi anlamda hiçbir katkısı bulunmadığını, dava konusu marka üzerinde hak iddia etmesinin de haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davanın kötü niyetli olarak açıldığını bu sebeplerle davacının haksız ve kötü niyetli davasının reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Yargılama sırasında deliller toplanmış; Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan markaya tcscil belgeleri ve ilgili dosya evrakları celp olunmuştur.
Mahkememizce taraf tanıklarının dinlenmelerine karar verilmiş, tanıklara tebligat çıkarılmış ve tanıklar duruşmada hazır bulundurularak yeminleri yaptırılıp dinlenmiştir.
22.05.2018 tarihli duruşmada davacı tanığı … beyanında; davaya konu marka … tarafından 2006 yılında “…..” markası olarak ilk …. de bayan kuaförü olarak kullanıldığını, o zaman başka bir ortak olduğu yaşı ufak olduğu için ismini hatırlamadınığını, üç yıl falan Merter’de çalıştığını daha sonra oranın kapatıldığını, 2011 yılında Bahçelievler’de yeniden … tek başına bayan kuaförü işletmesi açtığını, buranın isminin “…..” olduğunu kendisi daha sonra …..’yle ortak olduğunu, aynı yıl içinde dükkan açıldıktan sonra ortak olduklarını, Bahçelievler’deki dükkan “…..” olarak hizmet verdiğini, kendisinin de 2012 yılından itibaren bahçelievlerde çalışmaya başladığını, hatırladığı kadarıyla … bu markayı 2013 yılında kendi adına tescil ettirdiğini, söz konusu işyerini ilk önce …’un tek başına kurduğu yer olduğunu daha sonra …..le ortak olduktan sonra şirket olduğunu, kendileri daha sonra 2017 de ortaklıktan ayrıldıklarını, ……. kendi tescilli markasıyla iş yapmaya devam ettiğini, taraflar birlikteyken başka bir şube açtıklarını, daha sonra ayrıldıktan sonra …..’e ilk açılan yer kaldığını Bahçelievler’deki yerin, ikinci açılan yer ise …. bulvarında Bahçelievler’de buranın da …’un kaldı, ……. bey marka kendisine ait olduğu için ….. kullanmasını istemediğini, bu nedenle taraflar arasında problem yaşandığını, dava konusu ….. markasının ilk yaratıcısı ……. olduğu için müşterilerinde onu tanıdığını, ……. bey ilk baştan beri markanın tanıtımı için internetten tanıtım yaptığını, broşür ve sair markayı tanıttığını zaten taraflar ortak olmadan öncede ……. bey bu markayı kullandığını, 2006 yılındaki işyeri ……. başka biriyle ortak olduğunu ancak marka ismini kendisi verdiğini, resmi olarak işyerinin kim adına kayıtlı olduğunu bilmediğini, ….. beyle ortak olmadan önce reklam harcamalarını …….’ın yaptığını, taraflar ortak olduktan sonra işyerine ait tüm giderler şirketin hesabından karşılandığını, doğal olarakta ortak olarak karşılandığını, beyan etmiştir.
10.07.2018 tarihli duruşmasında davacı tanık …..’ın beyanında; 2011 yılında davacı eniştesi ile ablası evlenmeden önce ve ….. ile ortak olmadan önce kuaför salonu açtığını, Bahçelievler basın sitesinde bu dükkanı açtığını, önceden Merter de ….. isimli dükkanı olduğunu, bu markayı ilk olarak …..’ın kendinin açtığını, iş yerinde markasal olarak kullanmaya başladığını, söz konusu iş yerini açtıktan sonra Bahçelievler’deki iş yerine davalı … ile ortak olduğunu, tam net olarak tarihi bilmediğini ancak 2013 yılı ortalarına kadar ortaklıklarının devam ettiği kanaatinde olduğunu davalı … ayrıldıktan sonra basın Sitesinde bulunan iş yerinde çalışmaya devam ettiğini ve aynı marka ile faaliyet gösterdiğini, davacı …’ında Yayla da bulunan işyerinde aynı marka ile çalışmaya devam ettiğini, …..’ın …..’in markayı kullanmamasını istediğini, isim hakkının kendine ait olduğunu beyan ettiğini, daha sonra ihtilaf nedeniyle şu anda da açıldıktan sonra……. isimli kullanım söz konusu olduğunu, ….. ibaresini ilk kullanan kişinin ….. olduğunu, taraflar ortak olduktan sonra şirket kurulduğunu, ortaklıktan önce …..’ın şahıs faaliyet olup olmadığını , şirket faaliyeti olup olmadığını bilmediğini ancak işyeri olduğunu bildiğini ,taraflar daha önce ortak iken ….. bey marka hakkını beraber almak istediğini ,ancak ….. bey kabul etmediğini,….. da kendi adına ….. markasını tescil ettirdiğini beyan etmiştir.
10.07.2018 tarihli duruşmada tanığı …’ün beyanında, davacı … ile 2002 yılından beri arkadaş olduklarını, kendisinin 2006 yılında Merter’de bayan kuaföre açtığını, adı ….. kuaför olduğunu, orayı kapatıp Bahçelievler ….. sitesinde aynı isimli bayan kuaför ve güzellik salonunu açtığını, 2011 yıllarında olabileceğini, sonra ortak olarak davalı ……. ile çalışmaya başladığını, bahçelievlerdeki yeri açtıktan kısa bir süre sonra ….. ile ortak olduklarını, ancak ….. markası 2006 yılından beri ….. tarafından kullanılmakta olduğunu sonra da kendisi bu markayı tescil ettirdiğini bildiğini, kendisi markanın tanıtımı ile ilgili masrafları yaptığını, tarafların ortaklıklarının ne zaman bozulduğunu tam bilmediğini ancak tahminen 2-3 yıl olabileceğini, taraflar ayrıldıktan sonra marka ismi ile ilgili ihtilaf olduğunu, diğer tarafında muhtemelen ….. markasını kullanmış olmayı istediği için taraflar ihtilaf yaşadığını, beyan ettiği gibi taraflar ortak olmadan çok önce ….. markasını …..’ın kullandığını beyan etmiştir.
18.10.2018 tarihli davalı tanığı ….. beyanında; :davalı şirkette bayan kuaför ustası olarak çalışmakta olduğunu, 2012 yılından beri sürekli burada çalıştığını, burayı ….. Bey ile ….. Bey’in birlikte kurduklarını, daha sonra 1,5 sene önce ayrıldıklarını. Niçin ayrıldıklarını bilmediğini, …..’ın zaten kendisine ait yeri olduğunu, biri birinde kaldığını, diğeri de Espira’da kaldığını. Giderleri ….. Bey ile ….. Bey ortak karşıladıklarını, tanıtım giderlerini de ortak karşılandığını beyan etmiştir.
18.10.2018 tarihli duruşmada davalı tanığı …..’in beyanında: SMMM olarak çalışmakta olduğunu, ….. şirketinin 2011 yılında kurulduğunu. kendisinin ilk defa 2013 yılında şirket ile çalışmaya başladığını, işyerinin ….. ve ….. ile ikisinin birlikte kurduklarını bildiğini, kurucu ortaklar bu ikisi olduğunu, daha sonra ayrıldıklarını, 1 Mart 2017 yılında ayrıldıklarını, ikisine ayrı şirket kurulduklarını. Kuruluşunda kendisininde olduğunu, ….. şirketi , …. Güzellik ve …… diye ikiye bölündüğünü, bu şekilde çalışmaya 2017 kasım ayına kadar ….. ta çalışmaya devam ettiğini, sonra kendisinden defterleri aldığını. Masrafların %50 ortak olduğunu, yarı yarıya şirketin tüm giderlerini karşıladıklarını, ayrılma sebepleri iki ortağın karşılıklı olarak birbirlerinden hoşnut olmadığını, ticari anlaşmazlıkları olduğunu, iki şirket kurduklarında onlar kendisini bir hakem gibi tayin ettiklerini, mali konularda şirketi kendisinin ikiye böldüğünü, markanın kullanımı hakkında ….. bey bu markanın kendisine ait olduğunu ….. Bey’e bunu paylaşmayacağını söylediğini. …. olarak şirketi kurabilirsin dediğini, …. kelimesini kullanılmasına şirket kurulurken ….. Bey karşı çıkmadığını, daha sonra ….. Bey şirketin tabela ve unvanı olarak adli işleme başladığını ,bildiklerinin bundan ibaret olduğunu. şirketi ikiye ayırırken ….. Bey şubede çalıştığını, ….. Bey’in merkezde çalıştığını, firmanın isim hakkı için ödemenin ….. bey’in arandığını 800,00 TL tuttuğunu ,yarısının …. den istemesine rağmen bu parayı ödemediğini, 800,00 TL yi marka patente göndererek marka tescilini kendi adına yatırdığını bildiğini, paranın tamamını ….. bey göndermiş olduğunu, ortaklıktan ayrılırken marka konusunda uzlaşamadıklarını adi ortaklık defterinde …. ….. yazar bu defter tasdik edildiğini beyan etmiştir.
18.10.2019 tarihli duruşmada davalı tanığı …… beyanında; kendisinin emlakçı olarak çalıştığını , iş yerinin 18 yıldır davalı iş yerinin orada olduğunu, şirketin kurucularının ….. ve ….. bey’i tanıdığını, ikisi de ona geldiklerini. kendisinin yanımdaki dükkana ikisi 3-4 defa baktıklarını, dükkanı beraber tuttuklarını, 2011 yıllarında işe başladıklarını, adını ….. olarak ismi ile başladıklarını . Gayet güzel çalışdıklarını,kendi aralarında nasıl bir anlaşmazlık olduğunu bilmediğini, daha sonra ayrıldıklarını. ….. Bey yerinde kaldığını, ….. Bey’in iş yeinin isminin …. olduduğunu, …..ın iş yerinin adı aynı ….. olarak kaldığını. ….. şirketini birlikte kurduklarını beyan etmiştir.
07.11.2019 tarihli duruşmada davalı tarafın en son kullanımlarına ilişkin ve instagram kullanımlarına ilişkin tespit için bilirkişi …..’un görevlendirilerek kendisine yerinde inceleme yapmak üzere ve son kullanımların ne şekilde olduğunun ve instagramda ne şekilde kullanımlar olduğunun tespit olarak rapor düzenlenmesi hususunda bilirkişiye HMK’nın 278 madde gereği yerinde inceleme yetkisi verilerek rapor tanzim etmesi için dosya marka uzmanı bilirkişisi …..’a dosya tevdi olunmuş, bilirkişi 28/11/2017 tarihli tespit raporundan özetle” Davacının ….. tescil nolu “….. Güzellik Merkezi+Şekil” markasında ayırt edici unsur “…..” kelimesi olduğunu, “….. Merkezi” ibaresinin 44. Sınıfta “güzellik bakımı hizmetleri”nde bir ayırt ediciliği olmadığını, davalının işyeri adresinde yapılan inceleme sırasında, işyerinin dış mekan tabelasında ve işyeri içerisinde rastlanan kartvizit, şeker ambalajı ve broşürde, “….” kelimesi esas unsur teşkil edecek şekilde, markasal kullanımın mevcut olduğunun tespit edildiğini, davalının markasal kullanımında söz konusu olan “….” esas unsuru, davacının “…..” esas unsurlu markasından okunuş itibarıyla kelimelerin üçüncü harfleri olan “M” ve “F” harfleri dışında ayniyet arz etmekte olduğunu, davalının fiili kullanımında, davacı markasındaki gibi sarı renk(altın sarısı) kullanıldığını, dış mekan tabelasında marka bu renk zemin üzerine beyaz harflerle yazılmış, broşür ve kartvizitte siyah, şeker ambalajında beyaz zemin üzerine altın sarısı renkle yazıldığını, şeker ambalajı ve kartvizit üzerinde yine sarı renkli yıldız şekli mevcut olduğunu,bu şeklin markasal kullanımda yan unsur olarak kullanıldığını, tespit edilen “….” esas unsurlu markasal kullanımın, davacı markası ile ilişkilendirmeye-karıştırılmaya müsait bir nitelik arz ettiğinin kabul edilebildiğini, internette tespitedilenhttps://www……com/explore/….-guzellik-merkezi/ instagram sayfasında “…. Merkezi” adı altında tespit edilen birtakım fotoğraf paylaşımlarında tespit isteyene ait “…..” markasının eski tarihli kullanımlarına da rastlandığını. Davalının fiili kullanımına bakıldığında; dış mekan tabelasında “….” kelimesi “…..” ve 44. Sınıfta “güzellik bakımı hizmetleri” yönünden ayırt ediciliği olmayan ” …. Merkezi” ifadelerine nazaran çok daha büyük punto ile, ön planda olacak vurgulayıcı şekilde kullanıldığını, Kartvizit, broşür ve şeker ambalajı üzerinde ise “…..” ifadesi marka olarak kullanılmadığını, markasal kullanım “…. MERKEZİ ” şeklinde kullanıldığı” hususlarını tespit etmiştir.
Mahkememizce toplanan tüm deliller, taraf beyanları, dinlenen tanık beyanları ışığında dosya asıl davada marka hükümsüzlük koşullarının oluşup oluşmadığı, birleşen dosyada da marka hükümsüzlük yanında davacının maddi tazminat talepleri konusunda rapor tanzim etmek üzere bir marka patent uzmanı, bir sektör ve bir mali müşavirden oluşacak heyete tevdi olunmuş, bilirkişiler düzenlemiş oldukları 22.03.2019 tarihli ayrıntılı ve gerekçeli raporlarında özetle;” Davacı karşı davalınıntescilli “….. güzellik merkezi” markası ile davalının kullandığı “….. güzellik merkezi” ve “………. Güzellik Merkezi” ibarelerinin ayırt edilemeyecek denli benzer olduklarını, ancak davalı kullanımının marka ihlali ve haksız rekabet oluşturmdaığını, davacı Karşı davalı … adına TPMK nezdinde ….. numara ile tescilli “….. güzellik merkezi” markasının kötüniyetle tescil edildiği kanaatine ulaşılması sebebiyle SMK md. 6/9 ve md. 25/1 uyarınca hükümsüzlük ve sicilden terkin şartlarının oluştuğunu, maddi tazminat talepleri doğrultusunda, SMK’nun 151. Maddesinde sayılan, Yoksun Kalınan Kazanca ilişkin seçimlik hakkının kullanılmadığını, sayın mahkeme tarafından tecavüz koşullarının oluştuğuna karar verilmesi halinde, davacı tarafın maddi tazminat talebi yönünden seçimlik hakkını kullanması gerektiği ve mali incelemenin seçilen yönteme göre yapılması gerektiği hususunun mahkeme takdirinde olduğu hususları bildirilmiştir.
Davacı vekili bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ile, karıştırılma ihtimaline yol açabilecek derecede benzerlik olduğunu yine 21.03.2019 tarihli bilirkişi raporunda tespit edilmesine rağmen, markanın davalı tarafından kullanımının tecavüz teşkil etmeyeceğine dair tespitin çelişkili olup; kabulünün mümkün olmadığını, bilirkişi raporunda taraflarınca dosyaya ibraz edilen belgeler ve mahkemece dinlenen tanık beyanları hiç bir şekilde dikkate alınmadan müvekkilinin markayı münhasıran kullanım hakkının bulunmadığı ve markayı kötü niyetle tescil ettirdiğine dair, hukuk ve hakkaniyete aykırı hüküm tesis edildiğini, maddi tazminata ilişkin seçimlik haklarını bildirmiş olmalarına rağmen bu husus da gözden kaçıran bilirkişiler tarafından hatalı şekilde maddi tazminat için seçimlik hakkın belirlenmesi gerektiği yönünde hatalı bir tespitte daha bulunulduğunu, bu izah olunan sebeplerle, itiraz etme zaruriyetine hasıl olduklarını beyan etmişlerdir.
Davalı vekilinin 09.04.2019 tarihli beyan dilekçesinden özetle, bilirkişi heyeti raporunda da tespit edildiği üzere “….. güzellik merkezi” markasının kötü niyetli olarak tescil edildiğinin açık olup, SMK mad. 6/9 ve mad. 25/1 uyarınca hükümsüzlük ve sicilden terkin şartlarının oluştuğunu, bu nedenlerde davacı-karşı davalının açmış olduğu markanın itibarı nedeniyle tazminat talepli davasının reddine, davalarının kabulü ve TPMK nezdinde ….. numara ile tescilli “….. Güzellik Merkezi ” markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 18.04.2019 tarihli celsesinde dosyanın önceki bilirkişi heyetine tevdi ile davacı vekilinin özellikle markanın ilk kullanımına dair itirazları da gözetilerek dosyadaki tüm belge ve deliller incelenerek itirazları karşılar, ayrıca davacı vekilinin tazminat talebinin 6769 sayılı kanunun 151/2-b bendi uyarınca kullandığı anlaşılmakla bu seçeneğe göre davalının elde ettiği net kazancı gösterir ek rapor tanziminin istenilmesine karar verilmiş. Dosya önceki heyete ek rapor tanzim edilmek üzere teslim edilmiştir.
Bilirkişiler 02.07.2019 havale tarihli ek raporlarında özetle” davalı tarafın ticari defterlerinin sahipleri lehine kati delil olma vasfına haiz olmadığını, davalı tarafın ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan incelemeler de dava konusu markanın kullanımı nedeniyle elde edilen kazancın tespitinin mümkün olmadığı, davacı tarafın maddi tazminat talebinin Borçlar Kanunun 50. Ve 51. Maddelerine göre belirlenmesi hususunun mahkeme takdirinde olduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişki başlamadan önce davacı-karşı davalı tarafından markanın tanıtıldığı, ekonomik yönden değerinin artırıldığı ve markaya yatırım yapıldığı tespit edilemediğinden kök rapordaki görüşlerinin muhafaza ettikleri” hususlarını bildirmişlerdir.
Asıl dava davacı tarafa ait tescilli markasına yönelik davalı tarafın kullanımlarının markaya yönelik tecavüz olup olmadığı, maddi ve manevi tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı,
Birleşen dava ise davalının tescilli markasının kötüniyet nedeniyle hükümsüzlük koşullarının oluşup oluşmadığına ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; SMK’nun 25.md’si hükümsüzlük hallerini düzenlemektedir. Buna göre 5.md’deki mutlak red; ve 6.md’deki nisbi red sebepleri hükümsüzlük sebebidir.
SMK mad. 6/son kötüniyeti açıkca markanın nisbi red nedeni olarak düzenlenmiş 25. Maddesi ise kötüniyete hükümsüzlük sonucuna bağlamıştır.
Burada önemli olan marka sahibinin başkalarını engellemeye çalışarak hakkını kötüye kullanıp kullanmadığının tespitidir. Somut olayda taraflar arasında marka tescilinden önce kurdukları firmada ortak oldukları ve bu firmanın faaliyetlerinde ve ticaret ünvanında çekirdek unsur olarak davaya konu markayı kullandıkları tartışmasızdır. Taraflar arasında henüz ortaklık devam ederken birleşen dosya davalısının davaya konu markayı kendi adına tescil ettirdiği de toplanan delillerle sabittir. Her ne kadar davacı bu markayı ortaklıktan önce de kullanarak tanınır hale getirdiğini, yatırım yaptığını beyan etmişse de bu iddiasına dayanak önceki kullanımlarına ilişkin belge sunmamış, iddiasını tanık beyanları ile desteklemiştir. Ne var ki davacı tanık anlatımlarına karşı davalı tanık anlatımları da bulunduğundan tek başına bu delil önceki kullanımın varlığı için yeterli görülmemiştir.
Mahkememizce taraflar arasında henüz ortaklık ilişkisi devam ederken ortak olan şirketin ticaret ünvanının çekirdek kısmının davalı tarafından şirket adına değil de kendi adına tescili, davacının bilgi ve onayı olduğuna dair delil bulunmadığı da nazara alındığında- kötüniyetin sübutu olarak kabul edilmiş ve birleşen davada hükümsüzlük kararı vermek gerekmiştir.
Somut olayın özellikleri, olayların olağan akışı zarar gören birleşen dava davacısının aldığı önlemler hep birlikte nazara alınarak TBK 50-51 gereği davacı yararına 1.000,00 TL maddi tazminata hükmetmek gerekmiş ve unsurları ve kanuni koşuları oluşmayan manevi zararın reddine karar verilmiştir.
Hükümsüzlük kararlarının geçmişe etkili oluşu nedeniyle ana dosyada tecavüz yönünden red kararı verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Asıl dava yönünden;
-Davacının davasının REDDİNE,
-Peşin yatırılan 136,62 TL harçtan alınması gereken 44,40 TL harcınmahsubu ile bakiye 92,22 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 3.931,00 TL ücret takdirine, bu ücretin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
-Kalan gider avasının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
2-Birleşen dava yönünden;
-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile, davalı adına tescilli ….. tescil numaralı markanın hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine,
-1.000,00TL maddi tazminatın tarafların sıfatı ve tazminatın hukuki niteliği nazara alınarak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Manevi tazminat talebinin reddine,
-Alınması gereken 68,31 TL harçtan peşin alınan 31.40 TL harcının mahsubu ile bakiye 36,91 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen maddi tazminat talebi üzerinden hesaplanan 3.931,00 TL ücret takdirine, bu ücretin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre red edilen manevi tazminat talebi üzerinden hesaplanan 3.931,00 TL ücret takdirine, bu ücretin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL başvuru harcı, 31,40 TL karar ve ilam harcı, 141,30 TL tebligat/posta masrafı olmak üzere toplam 204,01 TL yargılama giderinin kabul/red oranına göre 102,05 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/12/2019
Katip …

Hakim …