Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/110 E. 2019/464 K. 24.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/110
KARAR NO : 2019/464

DAVA : Markaya Tecavüz Nedeniyle Tazminat
DAVA TARİHİ : 04/07/2017
KARAR TARİHİ : 24/12/2019
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/01/2020

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin Dünyada ve Türkiye’de çokça tanınmış İtalyan menşeli köklü bir firma olduğunu, dünyaca bilinen ve tanınan “……” markasının, ticari unvanının ve “……” markasını belirleyici ‘’…..’’ logosu ve “……” adını da içeren alt markaları gibi tüm ibarelerin münhasır ve kesin hak sahibi olduğunu, müvekkili tarafından “……” unvanı ve markasının kullanımı için yurt içinde veya yurt dışında herhangi başka gerçek ya da tüzel kişilere kullanım hakkı, lisans veya kanunda sayılmış olan diğer kullanma haklarının verilmediğini, “……” markası ve unvanı üzerinde münhasır hak sahibi olan müvekkilleri …… dışında söz konusu markanın ve unvanın üçüncü kişiler tarafından kullanılması hukuka aykırılık teşkil ettiğini, “……” adının müvekkillerinden tamamen bağımsız İtalyan asıllı başkaca bir firmanın ticari unvanı olduğunu, anılan şirket ile müvekkillinin arasında hiçbir ticari ve/veya hukuki bağ bulunmadığını ve anılan şirkete karşı gerek yurt dışında gerekse yurt içinde müvekkiline ait markanın ihlali sebebiyle davalar açılmış olduğunu, müvekkilinin adına tescilli ve korunmakta olan “……” markasının davalı tarafından davalının sahibi olduğu ….. Sitesi ……. Caddesi No:……. Zemin Kat Beylikdüzü/İstanbul adresinde yerleşik olan iş yerinde, taraflarınca üretilen, satışa sunulan ve pazarlanan ürünlerde ve aynı adreste mevcut olan depoda bulunan ürünlerde haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak kullanılmakta olduğunun öğrenildiğini, Bakırköy …. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin …… D.İş sayısı ile davalıya ait mağazada yapılan tespitle, bilirkişi tarafından “…… …..” ticari unvanının, aleyhine tespit talep edilenin davalı işyerinde, ticari unvanın makul kullanım sınırları dışında olmak üzere, bir kısım ürünler ve ambalajları, ofis masaları, katvizit gibi tanıtım vasıtaları üzerinde markasal olarak kullanıldığını ve bu kullanımın müvekkilinin tescilli marka hakkına tecavüz teşkil edebilecek şekilde olduğunun belirtildiğini, davalı tarafından üretilen ürünlerin kutularında, etiketlerinde, ambalajlarında ve bilhassa ürünlerde müvekkilinin “……” markasının hukuka aykırı olarak kullanıldığını, Türkiye çapında birçok firmaya “…… ” adının kullanımına ilişkin adeta tescilli bir markaymışçasına ana distribütör sıfatıyla lisanlar verildiğini, …….’’ adı altında üretim gerçekleştirildiğini, lisans alanlara müvekkilinin tescilli markasının tecavüzüne konu olan ürünlerin tedarikini sağlandığını ve davalı tarafından müvekkilinin markasını havi ürünlerin internet üzerinden satışlar da dahil olmak üzere toptan ve perakende satış ve pazarlamasının yapıldığını, davalı tarafından müvekkilinin markasının bilinirliğinden ve tanınırlığından yararlanmak amacıyla kötü niyetli olarak yapılan tanıtım ve satışların müvekkilinin tanınmış markasının haklarına tecavüz teşkil ettiğini, itibarını da büyük önemde zarara uğrattığını davalı tarafından müvekkilinin “……” markasını kullanmak yoluyla yüksek kazançlar da elde ettiğini iddia ederek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 20.000,00 TL maddi ve 200.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile tahsilini, davalının eylemleri kötü ve uygun olmayan bir şekilde kullanım niteliğinde olması nedeniyle şimdilik 200.000.00 TL itibar tazminatının dava tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile tahsilini, ürünlerin ve diğer materyallerin masrafları davalıya ait olmak üzere imhasını ve verilecek hüküm özetinin ilanını talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 05/11/2019 kayıt tarihli dilekçesi ile, maddi tazminat talebini 5.725.244,59 TL olarak ıslah etmiş ve ıslah harcını yatırmıştır.
CEVAP ; Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacının çok iyi bilmesine rağmen müvekkili ile …… isimli şirket arasındaki lisansörlük ilişkisinden bahsetmediğini, müvekkilinin …..’e ait marka ve ürünleri taklit etmek amacıyla kurulmuş merdiven altı bir işletme olarak yansıttığını, Bakırköy ….. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin …. D.İş sayılı dosyasında yer alan bilirkişi raporu huzurdaki davada geçerli bir delil niteliğini taşımadığı gibi, müvekkili açısından bir bağlayıcılığının da bulunmadığını, davacı tarafından ihtiyati tedbir talebinde konu edilen yer, müvekkiline ait işyerinde bulunan depo olup, burada hiçbir şekilde ürün satışı yapılmadığını ve burada yer alan ürünlere tüketicinin erişiminin bulunmadığını, “……’’ ibaresinin tek başına ve markasal olarak kullanılmadığını, bilirkişi yetkisi olmadığı halde iltibas ve marka tecavüzüne ilişkin tüm gerçeklerini, eşi dahi olamayan 1 adet mavi renk spor ayakkabıya dayandırdığını, yalnızca numune olarak üretilmiş, ancak hiçbir şekilde satışa arz edilmemiş olan bir ürünün tecavüz oluşturmasının hukuken de mümkün olmadığını, hiçbir şekilde satışa arz edilmeyen ürünlere dayanak gösterilerek davacı şirkete ait “……” markası ile müvekkili şirketin ticaret unvanı kullanımının tüketici nezdinde iltibas yarattığından söz edilemeyeceğini, iltibasın söz konusu olabilmesi için bahse konu ürünlerin satışa arz edilmiş olması ve o haliyle tüketicinin algısını yanıltmaya matuf olması gerektiğini, müvekkilinin ….. isimli İtalyan şirketin lisansörü olup, aralarında imzalanmış olan lisans sözleşmesi doğrultusunda ve hukuka uygun biçimde marka sahibine ait olan markaları kullanmakta olduğunu ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davacı markasına davalının tecavüz etmesi nedeniyle maddi, manevi ve itibar tazminatının tahsili ve verilecek hüküm özetinin ilanı taleplidir.

6769 Sayılı SMK’nın 29/1-b ve c maddeleri ile, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde, tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmanın marka hakkına tecavüz oluşturduğu belirtilmiştir.
Taraf vekillerince deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi heyeti hazırlamış oldukları 26/03/2019 havale tarihli raporda sonuç olarak, davalı şirketin …. D.İş bilirkişi raporunda da tespit edildiği gibi …’ markasal olarak ürünler üzerinde “çorap, ayakkabı, çanta’’ kullanılmış olduğu, bu kullanımın tüketiciler, aynı müşteri kitlesi nezdinde iltibasa neden olabileceğinin tespit edildiği, davacı şirketin dava dışı lisans sözleşmesinde, üçüncü kişilerle lisans verebileceğine dair bir ibare bulunmadığını, dava dışı firmanın “…’’ ibaresi ile marka hakkı olmadığı, bu nedenle de lisans sözleşmesine konu olamayacaği, 6769 sayılı SMK’nın 24. maddesinde, marka hakkı, tescil edildiği mal veya hizmetlerin bir kısmı ya da tamamı için lisans sözleşmesine konu olabileceğinin belirtildiğini, bu nedenle lisansa dayalı tazminat hesaplamasının “…’’ ibaresinin dava dışı şirket tarafından marka tescili olmadığı için lisans sözleşmesine dayalı tazminat hesaplaması yapılamadığını, öncelikle davalı şirketin davacıların tescilli markalarını markasal olarak kullanmasının marka hakkına tecavüz oluşturduğunu, davacı dava dilekçesinde yoksun kaldığı kazancın tazmini talep etmiş ise de; 6769 Sayılı SMK’nun 151. Maddesinde belirtilen hesaplama yöntemlerinden hangisini tercih ettiğine dair beyanının bulunmaması ve her halükarda davacının yoksun kaldığı kazancın hesaplanması ile varsa maddi zararın tespiti için inceleme ve tespit yapılamadığı belirtilmiştir.
Davacı yan tercih hakkını lisans bedeline göre ve özellikle İTO’dan gelen cevabi yazısına göre, lisans satış bedelinin %15 olarak belirtmiş olduğundan, davacının isteyebileceği maddi tazminat talebi yönünden bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş ve bilirkişi heyeti hazırlamış olduğu 06/09/2019 havale tarihli ek raporda sonuç olarak, davacı şirketin konsolide net satışları üzerinden yapılan hesaplamada lisans bedelinin 9.815.353.253,01 Euro olarak hesap edildiği, davalı şirketin 2014-2015-2016 yılı gelir tablosu üzerinden yapılan hesaplamada lisans bedelinin 5.725.244,59 TL olarak hesap edildiği belirtilmiştir. Rapor dosya kapsamı ile uyumlu ve yeterli olduğundan, itibar edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, deliller ve bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde, davacı adına tescilli “……” esas unsurlu markanın tanınmış marka olduğu, davalı şirketin …….. D.İş bilirkişi raporunda da tespit edildiği gibi …’ markasal olarak ürünler üzerinde “çorap, ayakkabı, çanta’’ kullanılmış olduğu, bu kullanımın tüketiciler, aynı müşteri kitlesi nezdinde iltibasa neden olabileceğinin tespit edildiği, dava dışı … şirketinin Türkiye’de tescilli bir markasının bulunmadığı, TTK’nın 39 maddesine göre, ticaret unvanının ticari işletmenin görülebilecek bir yerinde kullanılması mümkün olup, ticaret unvanının ürünlerin veya hizmetin tanıtımında değil, tacirin bir işlem yaparken ticari iş ve evrakında kullanması olduğu, ticaret unvanının ürün tanıtımındaki kullanımının ticari unvan şeklinde olmayıp, markasal kullanım olduğu anlaşılmakla, davalının bu eyleminin davacının markadan doğan haklarını ihlal ettiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Davacının lisans tercihine göre, davacının isteyebileceği maddi tazminat tutarının 5.725.244,59 TL olduğu anlaşılmakla, davacının maddi tazminat talebinin artırım dilekçesi doğrultusunda kabulü gerekmiştir. Davalının yukarıda değinilen eylemi aynı zamanda davacının markadan doğan manevi haklarını da ihlal ettiğinden, ihlalin niteliği, süresi, tarafların ekonomik durumu ve manevi tazminatın amacı gözetilerek, davacı yararına 20.000,00 TL manevi tazminat takdir edilmiştir. Davacı vekili ayrıca itibar tazminatı da istemiş ise de, davalının kötü kullanımı ispatlanamadığından, davacının itibar tazminatına yönelik talebi reddedilmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜNE, davalı nezdinde davacı adına tescilli “……” esas unsurlu marka ibaresinin ön plana çıkaracak şekilde kullanılan tabelalar, afiş, ilan ve kartelalar ile “……” ibaresini taşıyan ürünler ile münhasıran bu ürünlerin üretimine yarayan araçlara el konularak masrafı davalıya ait olmak üzere imhasına,
2-Davalının davacının marka haklarına tecavüzü nedeniyle toplam 5.725.244,59 TL maddi tazminatın ve 20.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin ülke çapında yayınlanan tiraji en yüksek 3 gazetenin biri ile ilanına,
4-Fazlaya dair manevi tazminat ile itibar tazminatı talebinin reddine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan, 392.457,66 TL ilam harcından, 7.172,55 TL peşin ve 97.432,00 TL ıslah harcının mahsubu ile, 287.853,11 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince maddi tazminat yönünden hesaplanan 122.452,45 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince manevi tazminat yönünden hesaplanan 3.931,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddedilen manevi tazminat yönünden hesaplanan 3.931,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddedilen itibar tazminat yönünden hesaplanan 3.931,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Davacı tarafından 31,40 TL başvuru, 7.172,55 TL peşin ve 97.432,00 TL ıslah olmak üzere toplam 104.635,95 TL harç giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11-Davacı tarafından yapılan 465,10 TL tebligat-tezkere ve 3.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.465,10 TL yargılama giderinin, davanın kabul-red oranına göre 2.772,08 TL.’sinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin üzerinde bırakılmasına,
12-Davalı tarafından yapılan 37,30 TL yargılama giderinin, davanın kabul-red oranına göre 7,46 TL.’sinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiyesinin üzerinde bırakılmasına,
13-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
14-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup anlatıldı.24/12/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır