Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/106 E. 2021/68 K. 16.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/106
KARAR NO : 2021/68

DAVA : Markaya Tecavüzün Tespiti, Men ve Ref’i, Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 22/06/2017
KARAR TARİHİ : 16/03/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 31/03/2021

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin TPMK nezdinde “……” markasını 03/06/2005 tarihinden itibaren…… tescil no ile 29 ve 43. sınıflardaki mal ve hizmetler için tescil ettirdiğini, söz konusu markayı yıllardır kullandıklarını, tanınmış marka haline getirdiklerini, halk tarafından bilinirliğini arttırdıklarını, müvekkilinin markanın gerçek hak sahibi olduğunu, müvekkili ile markanın özdeşleştiğini, bu durumun Mahkememizin ……. Esas sayılı dosyadan verilen karar ile sabit olduğunu, davalının “…….” adlı dükkanda …… adıyla bilinen kendi kayınpederi …….’in yanında çalıştıktan sonra bu işyerinden ayrılarak kendi dükkanını açtığını, davalının müvekkilinin “…….” marka ve logoyu davacının izni ve onayı olmaksızın müvekkilinin şubesiymiş gibi faaliyet gösterdiğini, ve bu durumun müvekkili haklarına tecavüz teşkil ettiğini ve bundan dolayı müvekkilinin maddi ve manevi zararlara uğradığını iddia ederek, marka hakkına tecavüz eden eylemlerin tespitini, tecavüzün önlenmesini, sonuçlarının ortadan kaldırılmasını ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 1.000,00 TL maddi ve 15.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Bilahare dayanak marka davacı tarafından …’ne devri nedeniyle bu şirket adına vekili vekaletnamesini ibrazla davaya devam etmiştir.
Davacı vekili 25/02/2021 tarihli dilekçesi ile, bilirkişi incelemesi doğrultusunda maddi tazminat talebini 66.192,04 TL olarak ıslah ederek, harcını yatırmıştır.

Davalı vekili cevap dilekçesi ile, “…….” markasının ……. no ile müvekkili adına tescilli olduğunu, 2000 yılından beri müvekkilinin söz konusu markayı kullandığını, davacının bu durumu yıllardır bildiğini ve uzun süre sessiz kaldığını, tecavüz iddiasında bulunmak açısından haklarını kaybettiğini, davacının bundan soru hükümsüzlük davası açma hakkının bulunmadığını, davacının ihtiyati tedbir talep ve diğer taleplerinin hukuki dayanağının bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, markaya tecavüzün tespiti, men’i, ref’i, maddi ve manevi tazminat taleplidir.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, dava konusu…… sayılı “…….” ibareli markanın, 29, 30 ve 43. sınıflarda 02/06/2015 tarihinden 10 yıl müddetle davacı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafça davalının lisans alan olarak dayandığı marka sahipleri aleyhine açtığı dava neticesinde, Bakırköy …… Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin ……. Esas, …… Karar sayılı kararı ile, “Somut olayda davacı tarafın tarihi ……. ibaresini markasal olarak davalı taraf tarafından daha önce kullandığı bilinir hale getirdiği, davada sunulan belgeler dikkate alındığında ; lokantacılık hizmeti yönünden müşteri kitlesi tarafından davacı tarafın Tarihi ……. olarak ün yaptığı, davalı tarafın davacının kullanımını bildiği halde aynı markayı tescil ettirmek suretiyle kötü niyetli davrandığından hükümsüzlük talebinin kabulü ile ,davalı tarafa ait ……. sayılı Tarihi ……. markasının tüm sınıflar yönünden hükümsüzlüğüne,” karar verildiği, bu kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği anlaşılmıştır.
Taraf vekillerince deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi heyeti hazırlamış oldukları 01/03/2019 havale tarihli raporlarında sonuç olarak “Davacının ……. tescil numaralı markasını hem de “……” markasını ihdas ve istimal eden ve piyasada maruf hale getiren kişi olduğunu, ……. tescil numaralı marka ve “…….” üzerindeki öncelik hakkına sahip olduğunu, davacının adına tescil edilmiş…… tescil nolu marka ve “…….” markasının TANINMIŞ MARKA olmadığını, davalı tarafından sunulan marka lisans sözleşmesine konu olan markaların, İstanbul …… FSHHM’nin …… değişik iş sayılı dosyasından yapılan tespit tarihi ve olan 26/07/2017 rapor tarihi itibariyle Bakırköy …… FSHHM’nin ……. E-, …… K sayılı kararı ile sözleşmeye konu …… nolu “……./’ ….. nolu ‘…… ” , …… nolu “……” markalarının hükümsüzlüğü İçin Bakırköy …… FSHHM’nin ……. Esas sayılı dosyası ile açılmış davada henüz karar verilmediği ve bu 3 markanın tescillerin o sırada geçerli olduğunu, dava tarihi olan 06/02/2017 tarihinde ve 25/07/2013 MARKA LİSANS SÖZLEŞMESİ’ne konu edilen …… adına daha önce tescil edilmiş olan ……. no ile tescilli …… nolu …….,” ….. nolu “…….” , …… nolu “…… markalarının Bakırköy ……. FSHHM’nin ……. Esas, …… Karar sayılı ve 12/10/2017 tarihli kesinleşmiş kararı ile hükümsüz kılındığı, dava tarihi itibariyle ortada geçerli bir lisans sözleşmesi bulunmadığı, tüm bu verilere göre davalının dava tarihi itibariyle kullanımının hukukun meşru olup olmadığı hususunda takdirin hukuki yorum gerektirmesi nedeniyle Savın Mahkemenize ait olduğunu, davalının, davacı ile aynı sektörde faaliyet göstermesi nedeniyle davalı marka ve faaliyetlerini bilmesinin hayatın olağan akışı olarak düşünüleceği, aksinin hayatın olağan akışına aykırı olacağı, dosyadaki verilere göre davalının kayınpederi olan dava dışı …….’in vefatından sonra mirasçıları ……. (davalının eşi), …… (davalının baldızı) tarafından, bu davadaki davacı ile ile Bakırköy ……FSHHM’nin ……. E-, ……. K. sayılı ve 21/10/2014 tarihli, Bakırköy …… FSHHM’nin ……. E-, ……. K sayılı davalara doğrudan taraf olmaları nedeniyle taraflar arasındaki ihtilafın bilinmesi gerektiği, böyle bir durumda davalının kullanımlarının mevcut verilere göre kötü niyet olarak değerlendirilip değerlendirilmemesi hakkındaki takdirin ve hukuki yorumun Sayın Mahkemenize ait olduğu sonucuna varıldığını, arz edilen davaların mevcudiyeti gözönüne alınarak, davacının davalı faaliyetlerini bilerek uzun süre sessiz kalmış sayılmasının mümkün olmadığını, davalının, davacının tescilli markasının 29 ve 43. Sınıflarda yer alan mallar ve hizmetleri kapsamında “……” ibarelerinin kullanıldığı, davalının bu kullanımının sessel, görsel ve anlamsal açıdan davalı kullanımının davacının tescilli ve maruf hale getirildiği marka ve işaret ile benzer olduğu, tüketicinin iltibasa düşme ihtimalinin mevcut olduğunun tespit edildiğini, davalının, davacı adına TPMK nezdinde tescilli aynısının ve ayırt edilmeyecek kadar benzerinin kullanımından dolayı tüketici nezdinde iltibasa yol açabileceği ve davalının HAKSIZ YARAR SAĞLAYABİLECEĞİ veya markanın itibarının da zarar görebileceğini, mevcut bulguların TEKNİK olarak maddi tazminat talep etme koşullarının varlığına işaret ettiği bununla birlikte hukuken yorum ve takdirin Sayın Mahkemenize ait bulunduğunu, davacı 6769 Sayılı SMK 150 Maddesince davalıların eylemleri ile davacının maddi zarara uğrayıp uğramadığının, uğradı ise miktarının tespitini talep etmişse de; 6769 Sayılı SMK.nun amir 151. Maddesi hükmü uyarınca sınai mülkiyet hakkı tecavüzüne uğrayan kişinin yoksun kaldığı kazancın hesaplaması için SMK’nun 151/2 Maddesinin a-b-c bendlerinde sayılan hesaplama yöntemlerinden birini tercih etmesi gerektiğini, ancak davacı tarafından herhangi bir tercihte bulunulmadığı, davacının yapacağı tercihe göre, davalı veya davao defter ve belgelerinin, veya lisans sözleşmesi örneklerinin incelenip maddi tazminatın tutarının tespiti yapılması gerektiğinden, davacının maddi tazminata ilişkin talebi için herhangi bir inceleme ve tespit yapılamayacağını, davacının manevi tazminat talebinin Mahkemenin takdirinde olduğu” belirtilmiştir.
Davacı vekilinin rapora itirazları nedeniyle aynı bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, 11/10/2019 havale tarihli ek raporlarda sonuç olarak, davalının ticari defterlerini sunmaması hususunda takdirin Mahkemeye ait olduğu, davacının seçim tarzına göre hesap yapılabilmesi için davalının bağlı bulunduğu Vergi Dairesi’nden 2015, 2016 ve 2017 yıllarına ait Gelir Vergisi Beyannamesi’nin istenilmesi gerektiği ve dosyaya sunulan kök rapordaki görüşlerini değiştirecek yeni bir unsur içermediği belirtmiştir.
Gelir İdaresi Başkanlığından bilirkişi raporunun sonuç kısmında bahsedilen yıllara ait gelir vergisi beyannameleri celp edildikten sonra dosya önceki bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir.
Bilirkişi heyeti hazırlamış oldukları 24/01/2020 tarihli ikinci ek raporlarında sonuç olarak “davalı yanın sunduğu ticari defterlerin TTK hükümlerine göre gerekli açılış onayına sahip olduğunu, 2016 yevmiye defterinin kapanış onayına sahip olmadığını, yine aynı yılın kebir defterinin tasdiksiz olduğunu, davalı defterlerinin HMK 222’ye göre delil niteliğinde olup olmadığı hususunun Sayın Mahkemenizin takdirinde bulunduğunu, davalı yanın 3 yıllık ortalama cirosunun ise, 441.280,30 TL olduğunu, işbu cironun %15’lik kısmına isabet eden tutarın da (441.280,30×0,15) = 66.192,04 olacağını” belirtmişlerdir.
Tüm dosya kapsamı deliller ve dosya kapsamıyla uyumlu görülen bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde; “Davacının ……. tescil numaralı markasını hem de “……” markasını ihdas ve istimal eden ve piyasada maruf hale getiren kişi olduğu, öncelik hakkına sahip olduğu, dava tarihi olan 06/02/2017 tarihinde ve 25/07/2013 MARKA LİSANS SÖZLEŞMESİ’ne konu edilen …… adına daha önce tescil edilmiş olan ……. no ile tescilli ….. nolu …….,” …… nolu “,…….” , ,,,,,,,,, nolu “…… markalarının Bakırköy …… FSHHM’nin ……. Esas, …… Karar sayılı ve 12/10/2017 tarihli kesinleşmiş kararı ile hükümsüz kılındığı, dava tarihi itibariyle ortada geçerli bir lisans sözleşmesi bulunmadığı, tüm bu verilere göre davalının dava tarihi itibariyle kullanımının hukuki dayanağının bulunmadığı, dosyadaki verilere göre davalının kayınpederi olan dava dışı …….’in vefatından sonra mirasçıları ……. (davalının eşi), …… (davalının baldızı) tarafından, bu davadaki davacı ile ile Bakırköy ……. FSHHM’nin ……. E-, …… K. sayılı ve 21/10/2014 tarihli, Bakırköy ….. FSHHM’nin ……. E-, …… K sayılı davalara doğrudan taraf olmaları nedeniyle taraflar arasındaki ihtilafın bilinmesi gerektiği, bu davaların mevcudiyeti gözönüne alındığında, davacının davalı faaliyetlerini bilerek uzun süre sessiz kalmış sayılmasının mümkün olmadığı, davalının, davacının tescilli markasının 29 ve 43. Sınıflarda yer alan mallar ve hizmetleri kapsamında “…….” ibarelerinin kullanıldığı, davalının bu kullanımının sessel, görsel ve anlamsal açıdan davalı kullanımının davacının tescilli ve maruf hale getirildiği marka ve işaret ile benzer olduğu, tüketicinin iltibasa düşme ihtimalinin mevcut olduğu, böylece davalının, davacının markadan doğan haklarına tecavüzde bulunduğu anlaşılmakla, bu yöndeki talebinin kabulü gerekmiştir.
Davacının maddi tazminat talebi yönünden, belirttiği tazminat seçeneğine göre markanın bilinirlik seviyesi, kullanım süresi ve incelenen ticari defterlere göre, davacının isteyebileceği maddi tazminat tutarının 66.192,04 TL olduğu anlaşılmakla, maddi tazminata dair talebin kabulü gerekmiştir. Yine, davalının yukarıda değinilen kullanımı davacının markadan doğan manevi haklarını ihlal ettiği anlaşılmakla, markanın bilinirliği, kullanım süresi, tarafların ekonomik durumu ve manevi tazminatın amacı gözetilerek, davacı yararına 15.000,00 TL manevi tazminat takdir edilmiştir. Bu itibarla davanın kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının davasının KABULÜNE,
2-Davalının davacı adına tescilli “…….” ibareli marka kullanımının davacının marka haklarına tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, men’ine, ref’ine,
3-Toplam 66.192,04 TL maddi tazminat ile, 15.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 5.546,23 TL ilam harcından, 31,40 TL peşin ve 1.110,00 TL ıslah harcının mahsubu ile, 4.404,83 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 9.404,97 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince manevi tazminat talebi yönünden hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 62,80 TL dava ilk masrafı, 391,30 TL tebligat-teskere ve 2.169,50 TL bilirkişi ücreti ile 1.100,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 3.723,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
9-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup usulen anlatıldı.16/03/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır