Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/49 Esas
KARAR NO : 2018/26
DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/04/2016
KARAR TARİHİ : 12/02/2018
KARAR YAZMA TARİHİ : 12/02/2018
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Maddi Tazminat İstemli), Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı taraf vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkiline ait…, … ve … sayılı … esas unsurlu marka tescillerinin olduğunu, davalı tarafında haksız ve kötü niyetli olarak müvekkiline ait … markasının ayırt edilemeyecek derecede benzerini, müvekkili ile aynı sektörde besin takviyeleri sektöründe kullandığını, müvekkilinin … markasından doğan haklarına davalı tarafından yapılan tecavüzün tespitini, durdurulmasını, tecavüzün giderilmesini, müvekkilinin tescilli … ve … sayılı … markaları ile ayırt edilemeyecek derecede benzeyen markaların davalılar tarafından mal veya ambalaj üzerine konulmasının yasaklanmasını, bu markayı taşıyan malın piyasaya sürülmesinin, stoklanmasının, gümrük bölgesine girmesinin gümrükçe onaylanmış herhangi bir işleme tabi tutulmasının yasaklanmasını, ilgili markaların iş evrakı ve reklamlarda kullanımı dahi her türlü kullanımına son verilmesini, kaldırılmasını, davalılar tarafından gerçekleştirilen haksız rekabetin tespitini, menini, haksız rekabetten doğan maddi durumun kaldırılmasını, şimdilik 10.000 TL maddi tazminatın, 50.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, davalının http://….comtr/ adresinde müvekkilinin marka haklarını ihlal eden http://….com.tr/urunler/… gibi web sayfalarına erişimin engellenmesini, mahkeme kararının Türkiye’ de yayın yapan tirajı yüksek bir gazetede masrafı davalıdan karşılanmak üzere 15 gün ara ile iki kere yayınlanmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkilinin… sayı ile kendi adına tescilil olan “…” markasını yasaya uygun şekilde kullandığını, haksız rekabetin söz konusu olmadığını, davacının çiçek adı olan ve bir cins belirten … markasını 29.sınıfta tescil ettirdiği ürünlerde kullandığını, müvekkilinin …markasını 5 ve 35.sınıfta kullandığını markaların birbirinden tamamen ayrı ve ayrı ürünlerde kullanıldıklarını ortada iltibas tehlikesinin olmadığını, davacının davayı açmasında hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın HMK 115 maddesi gereğince usulden reddine, davacının … markasını kendi ürünlerinde tescil kapsamını aşarak kullandığını, … tüm dündaya bilinen bir çiçek adı, cins ismi olduğunu 556 sayılı KHK’ nın 7.maddesine aykırı şekilde kullanıldığını, … markasının 5.sınıf ürünler için … sayılı başvuru ile dava dışı …. A.Ş adına tescilli olduğunu, müvekkilinin kullandığı “…” markası ile görsel ve işitsel olarak benzerlik taşımadığını davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının … Markasını 556 sayılı KHK’nin amir hükümlerine aykırı bir şekilde TPE nezdinde … Başvuru numarası ile 5.sınıf mal ve hizmetlerde ve ayrıca… başvuru numarası ile
29. sınıfta sayılan mal ve hizmetlerde adına tescilini sağladığını, davalının 556 sayılı KHK’nin 7/1-c-d ve 42/1-d maddelerine aykırı bir şekilde adına tescililli olan … markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde özelte; davaya konu müvekkili markalardan …sayılı … markasının TPE nezdinde tescilli olmadığından hükümsüzlüğünün talep edilemeyeceğini, davacının müvekkili şirkete ait … no ile TPE’de tescilli markasının hükümsüzlüğünü 5 yıllık hak düşürücü süre dolduktan sonra talep ettiğinden davanın süresinde açılmaması sebebiyle reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının kötü niyetli olup, müvekkil markasıyla iltibas yaratacak derecede benzer marka tescil başvurusunda ve markasal kullanımda bulunduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir
Asıl davada davacı, birleşen davada davalı vekili 01.02.2018 tarihli dilekçesinde; taraflar arasında devam eden sulh müzakerelerinin olumlu sonuçlandığını, davadan feragat ederek davalı taraftan yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını beyan etmiş, asıl davada davalı, birleşen davada davacı vekili 01.02.2018 tarihli beyan dilekçesinde; taraflar arasında devam eden sulh müzakerelerinin olumlu sonuçlandığını davadan feragat ederek davacı taraftan yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını beyan etmiştir.
Taraf vekillerinin feragat beyanları dikkate alındığında; feragat HMK 307 ve devamı maddelerinde düzenlenen tek taraflı davaya son veren bir taraf işlemi olup, kabule bağlı olmadığından usulüne uygun feragat beyanı nedeni ile asıl davanın ve birleşen davanın feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekli ve yerinde görülmüştür.
HÜKÜM:
1-Asıl davada ve birleşen davada davacı taraf davasından feragat ettiğinden feragat nedeniyle açılan asıl ve birleşen davanın reddine,
2-Taraflar karşılıklı yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediklerinden, yargılama gideri ve ücreti vekalet takdirine yer olmadığına,
3-Asıl davada peşin yatırılan 1.024,65 TL harçtan maktu ret harcı düştükten sonra artan 988,75 TL’ nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Birleşen davada peşin yatan 29,20 TL’ nin 35,90 TL karar harcından mahsubu ile bakiye 6,70 TL karar ve ilam harcı harç tahsil sınırı altında kaldığından harç konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
Dair İlgili Hukuk Dairesinde kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 12/02/2018
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır