Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2016/147 E. 2019/104 K. 26.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/147
KARAR NO : 2019/104

DAVA : Markaya Tecavüzün Tespiti, Durdurulması, Maddi Tazminat
DAVA TARİHİ : 27/07/2016
KARAR TARİHİ : 26/03/2019
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/04/2019
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, “….” şekil logosunun müvekkili adına TPMK nezdinde… sayı ile marka olarak 34, 41 ve 42. Sınıflarda 15/10/2013 tarihinden itibaren tescilli olduğunu, yine aynı şekilde “….” isminin de müvekkili adına …hizmet numarası ile 41 sınıf emtialarda müvekkili adına tescilli olduğunu, davalı ile müvekkili arasında yapılan 2013-2014 dönemine ilişkin sözleşmenin yenilenmediğini ve 2014-15, 2015-16 ve 2016-17 dönemine ilişkin herhangi bir sözleşme de yapılmadığını, ancak davalının işletme kapısında, “….” isim ve “….” den oluşan logoyu kullandığını, okul içine girildiğinde mevcut görseller ve materyaller üzerinde …. marka ve logolar ile ürünleri kullanmaya devam ettiğini, Mahkememizin …. D.İş sayılı dosyasından alınan rapor ile de bu durumun tespit edildiğini ve davalı yanın bu fillerinin müvekkilinin marka hakkına tecavüz teşkil ettiğini ve müvekkilini maddi zararlara uğrattığını iddia ederek, tecavüzün tespiti ile durdurulmasını, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsilini ve hüküm özetinin ilanını talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 17/07/2017 tarihli dilekçesi ile, tazminat talebini, 30.000,00 TL artırarak 40.000,00 TL’nin faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi şeklinde ıslah etmiştir.
CEVAP ; Davalı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili markası ile davacı yana ait markanın ayırt edilemeyecek derecede benzer olmadığını, markaların hem fonetik, hem de kavramsal ve özelliklde de görsel açıdan birbirine benzemediğini, her iki logonun birbirinden tamamen farklı olduğunu, ayrıca müvekkilinin marka ve logosunda “….” ibaresinin ön planda olmadığını, müvekkili markasındaki …. ve …. ibarelerinin 41. Sınıfta mal ve hizmetlerde ayırt edici ibareler olduğunu, bu nedenle müvekkili markasının kavramsal olarak da tamamen farklı bir algı yarattığını, müvekkilinin davacının markasını istismar etmediği gibi, davacı markasının imaj ve saygınlığına zarar verecek bir faaliyette de bulunmadığını ve bu nedenle davacı yan taleplerinin yersiz olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davacı adına tescilli “…. + Şekil” ibareli markasına, davalı yanın tecavüzünün tespiti, durdurulması, maddi tazminat ve verilecek hüküm özetinin ilanı taleplidir.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, 2011/36470 sayılı “….” ibareli markanın, 40, 41 ve 42. Sınıfta 28/04/2011 tarihinden itibaren,…. sayılı “….” şekil markasının, 35, 41 ve 42. Sınıflarda 14/10/2013 tarihinden itibaren ve ….sayı ile tescilli “….” ibareli markanın 41. Sınıfta 18/04/2011 tarihinden itibaren 10’ar yıl müddetle davacı adına tescilli olduğu,….sayılı “….2015 + Şekil” ibareli markanın 41. Sınıfta davalı adına tescil başvurusunun yapılmış olduğu tespit edilmiştir.
Dosya arasına alınan Mahkememizin …. D.İş sayılı dosyası incelendiğinde, dosyamız davacısı tarafından yine dosyamız davalısı aleyhinde tespit talep edildiği, bunun üzerine mahallinde yapılan keşif sonucu hazırlanan bilirkişi raporunda, aleyhinde tespit talep edilen işyerinin levhasında ve lise içerisinde bir kısım camlarda, “…+logo” şeklinde, bazı tanıtım vasıtalarında “…. +logo” şeklinde, bazı tanıtım vasıtalarında ise “….2015” şeklinde kullandığı, aleyhinde tespit talep edilenin marka kullanımının, resmi maka başvurusundaki halinden farklı olduğu, marka başvurusunda “…” ibaresinin bulunduğu, bu ibarede …. ibaresinin ve logonun baskın olduğu, fiili kullanımda ise …. ibaresinin hiç bulunmadığını, resmi evraklarda ise okul adının … olarak görüldüğü, aleyhinde delil tespiti talep edilen tarafın, delil tespiti konusu markaları kullanma hakkının bulunup bulunmadığı hususu yargılamayı gerektiren bir durum olduğundan, bu durumun değerlendirilemediği belirtilmiştir.
Taraf vekillerince deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi hazırlamış olduğu 22/05/2017 tarihli raporda sonuç olarak, davalının davacıya ait olan “….” ve “….” ibareli markalarını faliyetlerini ticari faaliyetlerinde kullandığı, ihtilaf dönemlerinde davalı şirketin elde etmiş olduğu toplam ticari kar tutarının 106.092,56 TL olduğu, davalının yasal defter kayıtları incelendiğinde ise, söz konusu markaları kullanarak ne kadarlık satış yapıldığının tespit edilmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle ihtilaf döneminde elde edilen toplam 106.092,56 TL tutarındaki ticari karın ne kadarlık kısmının marka hakkına tecavüz nedeniyle elde edildiğinin Mahkemenin takdirinde olduğu yolunda görüş belirtildiği, rapora itiraz nedeniyle aynı bilirkişiden ek rapor alındığı ve bu sefer tutarın 60.811,98 TL olarak belirlendiği anlaşılmıştır.
Dosyada tespit talep edildiğinden, marka hukuku konusunda uzman bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş ve bilirkişi hazırlamış olduğu 25/06/2018 tarihli raporda, davalıya ait …. lisede yapılan keşifte rastlanan fiili kullanımda, davalının tescil için başvuruda bulunduğu 2016/30628 nolu markada yer alan “….” ifadesi (… ifadesindeki kelimelerin ilk harfleri, kısaltma) yer almadığını, bu işaretin (…) başvuru konusu markada (…… ifadesine nazaran) vurgulayıcı biçimde yer aldığı, başvuruya konu markada yer alan şekil unsurunun aynen keşif sırasında rastlanan kullanımda da mevcut olduğunu, keşif sırasında tespit edilen kullanımda “…” kelimesinin başvuru konusu markaya nazaran “….” kelimesinden daha kalın-ön plana çıkaran bir yazı stilinde kullanıldığı, ayrıca tespit edilen markasal kullanımda, başvuruya konu markada olduğunun aksine, sırf şekil unsuru ve bu unsur içerinde “….” şeklindeki ifade değil, şekil unsurunun haricinde ayrı olarak da “…” işaretinin kullanıldığı, tüm bunlardan hareketle, keşifte tespit edilen kullanımların “markanın ayırt edici unsuru değiştirilmeden farklı unsurlarla birlikte kullanılması” kapsamında mütalaa edilip, markanın kullanıldığı (başvuru konusu markaya uygun bir kullanımın söz konusu olduğu) sonucuna varılabilip varılamayacağı hususunda takdirin Mahkemeye ait olduğu ve keşif sırasında 2016 yılında yapılan keşifte tespit edildiğinin aksine, “….”, “…. ….” ve salt “….” esas unsurlu herhangi bir markasal kullanıma rastlanmadığı belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı deliller ve dosya kapsamı ile uyumlu olan bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde; …sayılı “….” ibareli markanın, 40, 41 ve 42. Sınıfta 28/04/2011 tarihinden itibaren,…. sayılı “….” şekil markasının, 35, 41 ve 42. Sınıflarda 14/10/2013 tarihinden itibaren ve ….sayı ile tescilli “….” ibareli markanın 41. Sınıfta 18/04/2011 tarihinden itibaren 10’ar yıl müddetle davacı adına tescilli olduğu, 2016/30628 sayılı “… …. 2015 + Şekil” ibareli markanın 41. Sınıfta davalı adına tescil başvurusunun yapılmış olduğu, davadan önce yapılan tespitte davalıya ait işyerinin levhasında ve lise içerisinde bir kısım camlarda, “…+logo” şeklinde, bazı tanıtım vasıtalarında “…. Dersaneleri+logo” şeklinde, bazı tanıtım vasıtalarında ise “… …. .” şeklinde kullandığı, aleyhinde tespit talep edilenin marka kullanımının, resmi maka başvurusundaki halinden farklı olduğu, marka başvurusunda “…. .. …. ….” ibaresinin bulunduğu, bu ibarede …. ibaresinin ve logonun baskın olduğu, fiili kullanımda ise …. ibaresinin hiç bulunmadığı, resmi evraklarda ise okul adının …. olarak görüldüğü anlaşılmakla, davalının bu şekildeki eyleminin davacının marka haklarına tecavüz oluşturduğu, dava tarihinde yürürlükte bulunan KHK ve daha sonra yürürlüğe giren SMK hükümlerine aykırılık teşkil ettiği, davacının tercihine göre isteyebileceği maddi tazminat tutarının 60.811,98 TL olduğu anlaşılmıştır. Buna göre davacının davasının taleple bağlı kalınarak kabulü ile davalının davacı adına tescilli ” ….” ve “….” ibareli marka haklarının tecavüzünün tespitine, durdurulmasına ve menine, bu marka ibarelerinin davalının her türlü tanıtım evraklarından ve tabelalarından çıkartılmasına, başlangıçta faiz talep edilmediğinden ve ıslah ile faiz talep edildiğinden, keza faiz türü belirtilmediğinden 40.000,00 TL maddi tazminatın ıslah tarihi olan 17.07.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekili ayrıca ihtiyati tedbire muhalefet nedeni ile karşı taraf HMK’nın 398 maddesi uyarınca cezalandırılmasını da istemiş ise de, davadan sonra yapılan tespitte alınan bilirkişi raporu ve özellikle HMK’nın 398 maddesinin Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilmiş olması karşısında cezalandırılmaya dair talep reddedilmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının davasının KABÜLÜNE, davalının davacı adına tescilli ” ….” ve “….” ibareli marka haklarına tecavüzünün tespitine, durdurulmasına ve menine, bu marka ibarelerinin davalının her türlü tanıtım evraklarından ve tabelalarından çıkartılmasına,
2-40.000,00 TL maddi tazminatın ıslah tarihi olan 17.07.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar kesinleştiğinde masrafı davalı tarafdan karşılanarak hüküm özetinin ülke çapında yayınlanan traji en yüksek 3 gazeteden birinde ilanına,
4-Davalı tarafın ihtiyati tedbire muhalefet nedeni ile cezalandırılmasına dair davacı tarafın talebinin reddine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan, 2.732,40 TL ilam harcından, 170,78 TL peşin harç ve 512,33 TL ıslah harcının mahsubu ile, 2.049,29 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsiline,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğine hesaplanan, 4.750,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 199,98 TL dava ilk masrafı, 512,33 TL ıslah harç masrafı, 253,80 TL keşif masrafı, 406,30 TL tebligat-tezkere ve 1.250,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.622,41 TL yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
9-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgisine iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup anlatıldı.26/03/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır