Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2015/38 E. 2019/163 K. 07.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/38
KARAR NO : 2019/163

DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü, Sicilden Terkin
DAVA TARİHİ : 25/05/2015
KARAR TARİHİ : 07/05/2019
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/05/2019

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin Danimarka merkezli havacılık endüstrisinde 25 yılı aşkın süredir faaliyet gösterdiğini, dünya çapında tanınmış şirketlerin uçaklarına hizmet veren ve uluslararası faaliyetlerinin doğal sonucu olarak “…” markasının dünya çapında havacılık hizmetleri konusunda tercih edilen bir “tanınmış marka” haline geldiğini, “….” Markasının 06.12.2013 tarihinde ….no ile Avrupa Birliği Üye Ülkeleri’nde ve 06.12.2013 tarihinde…. no ile 12. sınıfta Türkiye’de Müvekkilleri adına tescil edildiğini, bu nedenlerle “….” markasının tanınmış marka kriterleri çerçevesinde hukuki koruma altında olduğunu, “….” ibaresinin müvekkilinin aynı zamanda ticaret unvanı olduğunu, ancak hal böyle iken davalının, müvekkilinin 1989’dan bu yana yasalarla koruma altına alınmış şekilde kullanmakta olduğu ‘….” marka ve ibaresini, iltibas yaratacak şekilde haksız ve yanıltıcı biçimde kendi işletmesinde kullandığını, davalının, ürün ve hizmetlerin reklamını yapmak amacıyla üzerinde müvekkilleri şirketin faaliyetleriyle karıştırılacak şekilde “….” yazan katalog ve broşürleri kullanmakta olduğunu, www…-….com alan adı altında bir internet sitesi kurduğunu, davalının açıklanan haksız ve izinsiz kullanımlarının üçüncü kişiler nezdinde iki firma arasında ciddi şekilde iltibas yaratıp karışıklığa yol açtığını ve müvekkilinin ticari itibar ve markasının zedelendiğini, davalının geçmişte müvekkili ile ticari ilişkilerde bulunduğunu, ticari faaliyetlerin ardından davalının müvekkiline ait “….” markasını neredeyse aynen ve olduğu gibi marka, işletme ve alan adı olarak kullanımının kötü niyet olduğunu gösterdiğini iddia ederek, müvekkili markasının tanınmış marka olduğunun tespitini, tecavüzün ve haksız rekabetin tespitini, men ve ref’ini, davalının “….” markasını, birlikte, tek başlarına veya başka herhangi bir ibare ile birlikte, her türlü yayın, hizmetler ve mallar, ürünler, ambalajlar, ilan, reklam, broşür, afiş ve sair her türlü tanıtım malzemesinde kullanmasının önlenmesini, davalının “….” markasını kullandığı alan adının kullanılmasının yasaklanmasını ve taraflarına devrini, fazlaya dair haklarını saklı tutarak şimdilik 30.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminatın, en yüksek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsilini ve 30.000,00 TL yoksun kalınan karın, ihtarname tarihinden itibaren en yüksek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsilini ve verilecek hüküm özetinin ilanını talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 09/01/2019 tarihli dilekçesi ile, maddi tazminat talebini 493.839,16 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin havacılık sektöründe uçak motor ve yedek parçaları ve ekipmanları alanında faaliyet gösteren bir firma olduğunu, 20.08.2003 tarihinde ….Ltd.Şti unvanı ile kurulduğunu, 31.12.2010 tarihinde de unvanını ….Ltd.Şti olarak değiştirdiğini, davacının “….” ibaresinin markası olarak tescil edildiğini ileri sürdüğünü ve bu marka hakkına dayanarak dava açtığını, ancak davacı tarafından sunulan belgelerde söz konusu ibarenin marka olarak tescil edilip edilmediğinin belli olmadığını, sunulan internet sayfası çıktısında da sadece bir başvuru kaydı görüldüğünü, davacının dünyada çok tanınan bir firma olduğu ve markasının da dünyada tanınmış marka olduğu beyanının gerçeği yansıtmadığını, davacının kendi ülkesi dışında havacılık sektöründe tanınan bir firma olmadığını, “….” isminin dünyanın bir çok ülkesinde birbirinden ve davacıdan tamamen bağımsız kişilerce kullanılmakta olduğunu, davacının bu ibareyi marka olarak tescil ettirmiş olmasının da bu markanın davacıya ait tanınmış marka olduğunu göstermediğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Birleşen Bakırköy … FSHHM’nin….Esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin ticaret unvanı olarak 2010 yılından bu yana kullandığı “….” ibaresi üzerinde 556 sayılı KHK.’nin 8/3 maddesi gereğince öncelikli kullanım hakkı bulunduğunu, davalı şirketin TPE nezdinde … tescil numarası ile “….” ibaresini marka olarak tescil ettirdiğini, müvekkilin şirketin havacılık sektöründe bu isimle tanınmış olup, bu ismin tanınırlığı için büyük yatırımlar yaptığını, davalı firmanın ise havacılık sektöründe tanınmayan Danimarka’da yerleşik bir firma olduğunu, Türkiye ile bir bağlantısının bulunmadığını iddia ederek, davalı adına… sayı ile tescilli “….” ibareli markanın hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Asıl dava, davacı adına tescilli “….” ibareli markasına, davalının tecavüz ve haksız rekabetinin tespiti, men ve ref’i ile, maddi, manevi ve yoksun kalınan karın davalıdan tahsili ve verilecek hüküm özetinin ilanı, birleşen davanın ise, davalı adına …sayı ile tescilli “….” ibareli markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini taleplidir.
Marka tescil kayıtları celbedildikten ve ve taraf vekillerince de deliller sunulduktan sonra, dosyada iddia ve savunmaların değerlendirilmesi açısından bilirkişi incelemeleri yaptırılmıştır. İki bilirkişi arasındaki çelişkinin giderilmesi için üçüncü heyetten rapor alınmıştır.
Tüm dosya kapsamı, deliller ve bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde; davacı-birleşen dosya nedeniyle davalı şirketin 1989 yılından beri “….” ibareli ticaret unvanını kullandığı, yine 2004 yılından beri “….” adlı internet sitesini de kullandığı, bu markanın …. no ile uluslararası marka olarak tescilinin yapıldığı, bilahare 06/12/2013 tarihinde yapılan başvuru sonucu Türk Patent nezdinde de ….no ile tescilinin yapıldığı, davalı-birleşen dosya nedeniyle davacı şirketin ise, 2003 yılında ….Ltd.Şti olarak kurulup 24/12/2010 tarihinden itibaren unvan değişikliği yaparak …Ltd.Şti unvanını kullandığı, davacı-davalı şirketin Türkiye’de de havacılık sektöründe ticari faaliyetinin bulunduğu ve öncesinde de taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davalı-davacı şirketin davacı-davalı şirketin unvan ve markasından haberdar olduğu halde, yine havacılık sektöründe faaliyette bulunarak unvanını “…” olarak değiştirdiği, ticari faaliyetlerinde “….” ibaresini kullandığı, yine internet sitesinde de bu ismi kullandığı anlaşılmıştır.
Birleşen dava yönünden yapılan değerlendirmede; dava konusu marka “….” ibaresidir. İki kelime kombinasyonundan oluşmaktadır. “….” kelimesinin karşılığı Türkçe’de …. ve …. kelimesinin karşığılı da havacılık anlamına gelmektedir. Marka, tescil edilen malın-hizmetin asıl özelliğini gösteren sözcüklerden meydana gelse dahi, tüketiciler nezdinde algılanabilir herhangi bir farklılık yaratıyor olması halinde markanın ayırt edici özelliğine sahip olduğu kabul edilebilir. Birden fazla kelime içeren markalarda, marka bir bütün olarak değerlendirilir. “….” kelimesi Türkçe’de … anlamına gelmekte olup, tescil edildiği emtia grubunda tanımlayıcı olmadığından, bu yanıyla markanın esaslı unsurunu oluşturmaktadır. Somut olayda, …. markası yabancı dilde olup, standart bir şekilde yazılmıştır. 12. Emtia sınıfında havacılık sektörü ile ilgili olarak tescil edilmiştir. Türkçe’de….olarak tercüme edilen …. ibaresi bir bütün olarak değerlendirildiğinde, ortalama tüketici ve/veya ilgili taraflar açısından tek tek tanımlayıcı anlamlarından uzaklaştığında, bir bütün olarak ayırt edici niteliğinin bulunduğunun kabulü gerekmiştir. Bu itibarla, birleşen davada markanın hükümsüzlüğüne dair talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
Asıl dava yönünden ise, yukarıda değinildiği üzere, tarafların aynı alanda (Havacılık) faaliyet gösterdikleri, davalının davacının ticaret unvanından, markasından ve internet site adından haberdar olduğu halde ve herhangi bir zorunluluğu olmadığı halde, ticaret unvanını dahi …. olarak değiştirip, ticari faaliyetinde “….” ibaresini kullandığı, yine internet alan adı olarak kullandığı anlaşılmakla, davalının bu kullanımının davacının marka haklarına tecavüz ve aynı zamanda haksız rekabet teşkil ettiğinden, davacının tecavüz ve haksız rekabete ilişkin davasının kabulüne karar vermek gerekmiştir. Davacının kullandığı seçimlik hakkına göre istiyebileceği maddi tazminat tutarının 493.839,16 TL olduğu anlaşılmakla, bu tutarın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte tahsiline karar vermek gerekmiştir. Davalının yukarıda değinilen eylemi aynı zamanda davacının manevi haklarını da ihlal ettiğinden, tarafların sosyal ekonomik durumu, markanın kullanım biçimi, manevi tazminatın amacı ve hakkaniyet ilkesi gözetilerek takdiren davacının manevi tazminat talebinin de kısmen kabulü ile, 20.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
A-ASIL DAVA YÖNÜNDEN :
1-Mahkememizin asıl dosyası…) esas sayılı dosyası yönünden davacının davasının KISMEN KABULÜNE, davalının davacı adına olan “…” marka haklarına tecavüzün ve haksız rekabetinin tespitine, menine ve kaldırılmasına, davalının “….” markasını birlikte tek başına veya başkaca her hangi bir ibare ile birlikte her türlü yayın, hizmetler ve mallar, ürünler, ambalajlar, ilan, reklam, buroşür, afiş vs. Her türlü tanıtım malzemesi basılı kağıtlar, faturalar vs. Tüm ticari evrak ve görsel araçlarda ve internet alan adları dahil olmak üzere internet üzerinde kullanmasının önlenmesine, bu şekildeki ürünlerin toplatılarak imhasına, davalının “….” markasını kullandığı alan adının kullanmasının önlenmesine ve menine,
3-Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin masrafı davalıdan karşılarak ülke çapında yayınlanan traji en yüksek bir gazete ile yayınlanmasına,
4-Davacının tazminat taleplerinin KISMEN KABULÜNE, toplam 493.839,16 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskon faizi ile birlikte, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan, 35.100,35 TL ilam harcından, 2.732,40 TL peşin ve 7.408,89 TL ıslah harcının mahsubu ile, 24.959,06 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsiline,
6-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 33.703,57 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince kabul edilen manevi tazminat yönünden hesaplanan 3.931,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddedilen manevi tazminat yönünden hesaplanan 3.931,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan 2.732,40 TL peşin ve 7.408,89 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 10.141,29 TL harç giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davacı tarafından yapılan 682,00 TL tebligat-tezkere ve 5.300,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 5.982,00 TL yargılama giderinin, davanın kabul-red oranına göre 4.725,78 TL.’sinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin üzerinde bırakılmasına,
11-Davalı tarafından yapılan 64,00 TL tebligat ve 3.100,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.164,00 TL yargılama giderinin, davanın kabul-red oranına göre 664,00 TL.’sinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiyesinin üzerinde bırakılmasına,
B-BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN :
1-Birleşen Mahkememizin….Esas sayılı dosyasındaki davacının davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan, 44,40 TL ilam harcından, 27,70 TL peşin harcın mahsubu ile, 16,70 TL bakiye karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 3.931,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
C-Talep halinde kararın taraf vekillerine tebliğine,
D-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup anlatıldı.07/05/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır