Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2015/246 E. 2022/43 K. 25.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/246
KARAR NO : 2022/43

DAVA : FSEK Tazminat
DAVA TARİHİ : 09/12/2015
KARAR TARİHİ : 25/02/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 25/03/2022

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle, davalının davacının yazar ve hak sahibi olduğu …. 1,2,3,4,5,6,7 ve 8.sınıflar, … Matematik 1,2,3,4 ve 5.sınıflar ve ….. kitaplarından intihaller yaparak yeni kitaplar oluşturduğunu, davalının bu eylemlerinin davacının eserden doğan haklarına tecavüz oluşturduğunu ve mali – manevi haklarının ihlal edildiğini iddia ederek, FSEK 68. ve 70. madde hükümleri kapsamında maddi ve manevi tazminat ve eserden doğan haklara tecavüzün ref’ini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davalının uzun yıllardır sektörde tanınmış ve eserlerine itibar edilen bir yayıncı olduğunu, hiçbir şekilde davacının kitaplarından alıntı yapmaya ihtiyacı olmadığını, davacının iddia ettiği intihallerin nelerden ibaret olduğu konusunda bir örnek veremediğini, davacının soyut ve hiçbir dayanağı, gerekçesi olmayan iddialar ile huzurdaki davayı açtığını, bu nedenle de davacı iddialarının mesnetsiz olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve taraf beyanlarının bir bütün halinde değerlendirilmesinde, ikame olunan davanın, davacının eserden doğan haklarına tecavüzün ref’i ile maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkin olduğu görülmüştür.
Taraf vekillerince deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi heyeti hazırlamış oldukları 07/10/2016 havale tarihli raporda sonuç olarak, davacıya ait kitaplardaki intihal iddiaları bir intihal hususiyeti göstermediği, iddia edilen tablo, grafik ve soru kalıplarını her yazar veya yayınevi kolaylıkla yapabildiğini, bu çalışmalar ve tablolar Türkçe öğretim tekniği olduğunu, günümüz bilgisayar ve grafik teknolojisinin öğretim kolaylığıdır, aynı zamanda konuların görselleştirilmesi ile zengin bir içeriğe sahip olmasını sağlayan teknik çizimlerdir, her öğretmen bu tabloları “…..”” programları aracılığıyla çizebilir. Bahsi geçen tablolar özgünlük, yaratıcılık gerektiren çalışmalar değillerdir, her sözel hatta sayısal ders kitabında bu tip sıradan egzersizler kullanıldığı, davacının birçok intihal iddiasında belirttiği boşluk doldurma, altını çizme, eşleştirme, tablodan işaretleme, heceleme vb. yöntemler evrensel soru tekniği kalıplarıdır, davacının şahsi buluşları değillerdir, bu sebeple salt davacı tarafından kullanılmasının beklenemeyeceğini, davacının kendisine ait bir buluş, özgün bir anlatım tarzı üçgen yayıncılık tarafından taklit edilmiş olmadığını, bir konuyu ilk defa işleyen, anlatan bir yazarın(ki davacıdan önce de bu konular defalarca anlatılmıştır) kendisinden sonra aynı konuyu işleyen veya benzer tarzda işleyen kişilere karşı intihal iddiasında bulunması gerçekçi değildir, mevcut tablolar ve soru kalıpları Türkçe öğretiminde sıradanlaşmış, taklit edilmeyi gerektirmeyecek düzeyde basit egzersizlerdir. Yine davacının birçok intihal iddiasında belirttiği soru kalıplarını (eşleştirme, altını çizme, karışık verilmiş sözcüklerden anlamlı cümle oluşturma vs) … ve ….. yıllardır uyguladığı sınavlarda sorduğunu, davacının belirttiği birçok intihal iddiası zorunlu olarak her yazar tarafından kullanılacak konu gereği alternatifsiz yöntemlerdir, bahsedilen çalışmalar kalıplaşmış, şablon tablolar, egzersizlerdir, patentleri alınmış değildir, davacıdan büyük oranda cümle benzerlikleri yoktur, davacının yaratıcılığın ince uçlarını gördüğümüz bazı intihal iddiaları(bakınız 10.intihal iddiası) …….. yayıncılık tarafından kullanılmamıştır, konudaki ortaklık ve şekilde benzerliklerden yola çıkarak intihal iddiasına kanaat getirmek gerçekçi görülmemektedir. Bu açıklamalar ışığında belirtilen Türkçe ve Matematik kitaplarından ….. yayıncılık tarafından yapılmış bir intihalin söz konusu olmadığı, belirtilmiştir.
Dosyaya sunulan 07/10/2016 havale tarihli heyet raporuna davacı tarafın itiraz etmesi üzerine, Mahkememizin 24/11/2016 tarihli celse ara kararı ile, davacı tarafın itirazları dikkate alınarak dava konusunun kapsamını ve geniş olması dikkate alınarak 2 bilirkişi heyetinden rapor alınması talebi yerinde görülerek dosyanın Türkçe uzmanı ve matematik uzmanı varsa üniversitelerden seçilecek öğretim uzmanları ve yayıncı yazardan oluşacak sektör bilirkişisinin de dahil olduğu 3 kişilik bilirkişi heyetine tevdii ile bilirkişi heyetinden davacı tarafın iddia ettiği kendine ait kitaplar ve davalı tarafın kitapları incelemek suretiyle davacı tarafın iddia ettiği somut olayların bir intihal olup olmadığı, söz konusu intihal var ise, diğer hususlar ile birlikte değerlendirilmek suretiyle milli eğitim bakanlığı müfredatının zorunluluğundan kaynaklanan intihal olup olmadığı işin niteliğinden kaynaklanan bir zorunluluk olup olmadığı varsa intihalin ne şekilde gerçekleşmiş olduğu ve her kitap için tespit edilirse intihal oranlarının ve maddi tazminata ilişkin hususları ilk bilirkişi kurulu raporundaki değerlendirmeler farklı ise neden kaynaklandığının da açıklanmak suretiyle ayrıntılı ve denetlemeye uygun rapor istenmesine karar verildiği, davacı tarafın bilirkişi heyetine itirazları üzerine, Mahkememizin 24/10/2017 tarihli ara kararı ile dosyada, Mahkememiz yargı çevresinde inceleme yaptırılacak ve itiraz edilmemiş bilirkişi kalmadığından Ankara Nöbetçi Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’ne talimat yazılarak, ibraz edilen tüm kitaplar, davacı tarafın iddiları, davalı tarafın savunması dikkate alınarak bir türkçe uzmanı, bir matematik uzmanı bir FSEK sektör uzmanından oluşacak heyetle davacı tarafın iddia ettiği kitaplar ve davalı tarafın kitapları incelenmek suretiyle davacı tarafın iddia ettiği somut olayların kitaplar karşılaştırılmak suretiyle bir intihal olup olmadığı, söz konusu intihal var ise diğer hususlarla birlikte değerlendirilmek suretiyle Milli Eğitim Bakanlığı müfredatının zorunluluğundan kaynaklanan intihal olup olmadığı, işin niteliğinden kaynaklanan bir zorunluluk olup olmadığı, varsa intihalin ne şekilde gerçekleşmiş olduğu her kitap için intihal oranlarının ve maddi tazminata ilişkin değerlendirmelerin ayrı ayrı yapılması hususlarında rapor tanzimine karar verildiği görülmekle, Ankara …. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin talimat sonuç evrakında, “2018 Yılı Ankara Bilirkişi Bölge Kurulu Listesinde Türkçe Uzmanı ve Matematik Uzmanı bilirkişi olmadığı anlaşıldığından; talimatınız gereği yerine getirilemediğinden Bila İkmalen iadesine” karar verilerek, dosya mahkememize iade edilmiştir.
Mahkememizce en son 28/02/2019 tarihli celse ara kararı ile, dosyanın, resen seçilen biri edebiyat öğretmeni ve biri matematik öğretmeni(davacı tarafça matematik kitaplarından vazgeçileceği taktirde bunun yerine ikinci edebiyat öğretmeni) ve biri de özellikle dershane yayıncılığı konusunda uzman bilirkişi heyetine tevdine karar verildiği, heyet tarafından hazırlanan 13/09/2019 havale tarihli raporda sonuç olarak; tabloların her meslek grubunda bilgi aklarımı ve tespitler için uygulanan genel bir yöntem olduğu, tabloların özgün eser olabilmesi için içeriğinde daha önce tespit edilmemiş, herkesin rahatlıkla yapamayacağı sıra dışı bir yaratıcılık içermesi gerektiği, halbuki işleğen konuların dil bilgisinin olmazsa olmaz konularından olduğunu, davacının özgün sayılabilecek örneklerine davalının kitaplarında yer vermediğini, ayrıca davacının binlerce sayfadan oluşan 13 kitabından davalının yayınladığı 20 kitap içinde belirtilen 21 kelimenin aynı ve makul ölçüler sınırları içerisinde olduğu, verilen örneklerin herkesin aklına gelebilecek mahiyette olduğu, intihal sayılamayacağını, bu nedenle davalı tarafından intihal yapıldığına dair bir bulguya rastlanılmadığı belirtilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama kapsamında; delillerin toplanması ve alınan bilirkişi raporlarının ardından, 08/09/2020 tarihli celse ara kararı ile, dosyada yeterince bilirkişi raporu bulunduğundan, yeniden rapor alınması yönündeki ara karardan dönülmesine, tahkikatın sona erdiğinin tespitine, sözlü yargılama aşamasına geçilmesine karar verilmiş olup, celse arasında davacı tarafın Mahkeme Hakimi …(….) yönünden reddi hakim isteminde bulunduğu, ret talebi yönünden HMK’nın 38/5. maddesinde belirtilen yasal prosedürün işletildiği, ret talebinin reddine karar verildiği, davacı tarafça ret isteminin tekrarlandığı, bu kere Mahkeme Hakimi ….. (…. ) tarafından dosya işleme konulup çekilme kararı verildiği, değerlendirmeye yetkili mercii olan Bakırköy ….. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nce 08/10/2021 tarih, …. D.İş – …. Karar sayılı dosyasında, “Hâkimin çekilmesi talebinin kabulüne” karar verildiği ve işbu kararın 02/11/2021 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Hakimin çekilmesine yönelik işlemin kabul görmesi üzerine, Bakırköy Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyonu Başkanlığı’nın 26/11/2021 Tarih ve …. muhabere sayılı yazısı ile, Bakırköy ….. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyasına Bakırköy ….. Asliye Hukuk Mahkemesi Hakimi …(…) tarafından bakılmasına karar verildiği, 20/12/2021 tarihli ara karar ile, dosya ele alınarak yargılamaya bulunduğu aşamada devam edilmek üzere taraf vekillerine duruşma gün ve saatinin tebliğine karar verildiği, 25/02/2022 tarihine bırakılan duruşmadan önce davacı asılın 22/02/2022 ve 24/02/2022 tarihli dilekçeler ile Mahkeme Hakimi …(…) yönünden reddi hakim talebinde bulunulduğu, işbu talep 25/02/2022 tarihli celsede incelenerek, ret sebebi ve bu sebebe ilişkin inandırıcı delil veya emare gösterilmediği ve ret talebinin davayı uzatmak amacıyla yapıldığı anlaşıldığından, esas hükümle birlikte istinaf yolu açık olmak üzere, HMK 41. maddesi uyarınca reddi hakim isteminin geri çevrilmesine karar verildiği, yargılamaya devam edildiği anlaşılmıştır.
Gerçekleştirilen yargılama neticesinde; davacı tarafından, kendisinin yazar ve hak sahibi olduğu kitaplar yönünden davalı tarafça intihal yapıldığı iddia edilmiş olup, bu kapsamda konusunda uzman bilirkişilerden oluşan 2 ayrı heyetten alınan 07/10/2016 havale tarihli ve 13/09/2019 havale tarihli raporların denetime elverişli ve usule uygun olarak düzenlendiği, yapılan ayrıntılı inceleme neticesinde düzenlenen raporların sonuçlarının birbiri ile uyumlu olduğu, davalı tarafça yapılan herhangi bir intihalin bulunmadığının belirtildiği, davacı tarafça celbi ve bu dosya yönünden karşılaştırmalı olarak incelemesi yapılması istenilen Ankara …. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin …. Esas sayılı, Ankara …… Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin ….. Esas sayılı dosyalarının davalılarının farklı olduğu, Mahkememiz dosyası kapsamında taraflarca usulüne uygun bildirilen tüm delillerin toplandığı ve davacının davasını ispat edemediği anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 80,70 TL ilam harcından, 27,70 TL peşin harcın mahsubu ile, 53,00 TL bakiye karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddedilen tecavüz davası nedeniyle hesaplanan 7.375,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddedilen maddi tazminat davası nedeniyle hesaplanan 1.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddedilen manevi tazminat davası nedeniyle hesaplanan 5.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
7-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
8-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde ilgili Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 25/02/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır