Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2014/153 E. 2018/350 K. 22.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/153
KARAR NO : 2018/350

DAVA : Marka (Maddi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 03/07/2014
KARAR TARİHİ : 22/11/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 19/12/2018

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalılıardan … ile müvekkili şirket ortağı ve yetkilisi …’ın …. AŞ ortak olduklarını , müvekkilini şirketin sahip olduğu ilk tescili müvekkili adına yapılmış olan”… “”…. ,” …”, “…”isimli markaların müvekkili şirket tarafından tescil edilmiş ve kullanmakta olduğunu bu sırada davalılarda …’nun , kendisine,müvekkili tarafından markaların korunması amacıyla verilmiş olan vekaletle işlem yaparak müvekkili şirkete ait bu 4 markayı diğer davalı …’a devir ve temlik ettiğini bu devir ve temlik işlemiyle ilgili , müvekkilini şirketine hiç bir marka bedeli ödenmediğine haksız bir şekilde davalılardan …’a işçi iş veren ilişkisi içerisinde devredildiğini bu devir nedeniyle müvekkili şirketini zarara uğradığını , tedbiren bu markaların kullanılmasının dava sonuna kadar önlenmesine dair tedbir kararı verilmesini, ,markaların piyasa değerinin tespitinin bilirkişi vasıtası ile yaptırılarak, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile devir ve temlik tarihinden itibaren işleyecek avans faiz oranı ile birlikte her bir marka için 10.000,00 TL olmak üzere 40.000,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınmasına, yargılama giderlerinin davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP ; Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle, Dava dilekçesinin HMK md.119’un şartlarını taşımadığını, davacının dava dilekçesinde konu ettiği vakıalar ile talep sunucunun birbirine uymadığını ortada geçerli bir vekaletname ve geçerli bir devir olduğuna ve davacı tarafından da vekaletnamenin geçersizliği ileri sürülmediğinden ortada geçerli hukuki sebebler mevcut oldugunu, sebepsiz zenginleşmenin koşullarının oluşmadığını, davalı …’ın iyi niyetli 3. Kişi olmasından dolayı taraf ehliyetinin olmadığını bu nedenle bu davalı hakkında dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddinin gerektiğini müvekkili …ın … markasının 2009′ dan beri maliki olduğunu söz konusu markayı çeşitli sektörlerde kullandığını müvekkili … ile dava dışı ortaklarının, avukatları vasıtasıyla tanışıp anlaşarak 24/10/2011 tarihli ortaklık sözleşmesine dayalı olarak …. Aş.’ yi 03/11/2011 tarihinde kurduklarını, markaları davacı şirket ortaklarını müvekkili …’ ın haberi olmadan davacı şirket üzerine tescil ettirdiklerini, müvekkilini kötü niyetli yaklaşımı derhal sonlandırılması, istemesi üzerine, bu talebi doğru bularak, müvvekilinin çalışanlarından olan diğer davalı …’ na söz konusu markaların, müvekkiline devri için vekaletname verdiklerine, davalı …’ ın bu vekaletnameye istinaden markaların devrini yaptığı, davacı şirketin iddiasını, hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, eğer bu vekaletname markaların kurulması amacı ile verilecek olsaydı, bir başka şirketin çalışanı olan ….’ a değil, kendi çalışanlarından birine verilmesinin gerekeceğini, 2 yıldır beklediklerini dava kurdukları ….unvanını şirkette yaptıkları bir takım usulsüz işlemleri nedeniyle 2012’de aralarında ihtilaf çıktığını, tarafların birbirleri aleyhine birçok hukuki ve cezai başvuruda bulunduğunu, bu nedenle huzurdaki haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, marka bedellerinin ödenmemesi nedeniyle 40.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsili taleplidir.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, 2010/30942 sayılı “….” ibareli markanın, 12 sınıfta 11/05/2010 tarihinden itibaren,…. sayılı “….” ibareli markanın 12 ve 37. Sınıflarda 04/04/2012 tarihinden itibaren, …. sayılı “… + Şekil” ibareli markanın, 12, 35 ve 37. Sınıflarda 04/04/2012 tarihinden itibaren ve …. sayılı aynı ibareli markanın 04/04/2012 tarihinden itibaren 10’ar yıl müddetle davalı adına tescilli olduğu tespit edilmiştir.
Taraf vekillerince deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosya, konusunda uzman bilirkişi heyetine tevdi olunmuş ve bilirkişi heyeti hazırlamış olduğu rapor da sonuç olarak, dosyada davacı şirketin markalara yatırımları ile ilgili bilgi ve belge bulunmadığını, ancak yapılan internet incelemeleri sonucu söz konusu markaların internette kullanımına rastlanmadığını, tescil tarihi, ilgili mal ve hizmet sınıfları, sicil kaydında bulunan şerhler ilgili sektör bilgileri, markaların ayırt ediciliği, seçilebilirliği, marka algısı, hakkında hükümsüzlük/iptal davası açma olasılığı gibi tüm veriler birlikte değerlendirildiğinde ise, “…” ibareli … sayılı, “…” ibareli …. ve “….” ibareli … sayılı markaların devir tarihi itibari ile marka başvurusu olarak 4.000,00’er TL, “…. şekil” ibareli ….sayılı markanın ise devir tarihi itibariyle tescilli olduğu dikkate alındığında 8.000,00 TL olarak rayiç bedel takdir edildiği hususunda görüş belirtildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, işbu davadaki uyuşmazlığın özü, davalılar tarafından başlangıçta davacı şirkete ait markaların muvazaalı şekilde ve vekaletnameyi kötüye kullanacak şekilde davalı … tarafından vekalet yetkisi kötüye kullanılarak davalı adına tescilinin sağlanıp sağlanmadığı, bu sebeple davacının zarara uğrayıp uğramadığı hususlarında olup, söz konusu davalı … bakımından eylemler aynı zamanda suç teşkil ettiği dikkate alındığında, konu ile ilgili ceza yargılaması yapılmış olup, Mahkememizce Bakırköy …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin ….Esas sayılı dosyası HMK 165 kapsamında bekletici mesele yapılmış olup, söz konusu kesinleşen mahkeme kararı ile dosyadaki delillerle birlikte irdelenmiş, ceza yargılaması sonucunda, “Bakırköy …. noterliğince düzenlenen 28/11/2012 tarih ve … yevmiye nolu vekaletnamesine istinaden …. Ltd Şti adına aldığı yetkiye istinaden marka devri yaptığı ve bu vekaletnameye istinaden devir işlemlerini yürüttüğü, tanık anlatımlarından anlaşılacağı üzere yapılan devir işlemlerinin de yine bu vekalete dayalı ve katılanında katılımıyla ve bilgisi dahilinde yapıldığı, resmi belge niteliğinde bulunan bu belgeye irade dışında devir ve temlik ibaresi eklendiği hususundaki katılanın iddiasının kabule şayan olmadığı…” gerekçesi ile davalı sanığın beraatine karar verildiği ve söz konusu kararın istinaf kararı ile birlikte kesinleştiği görülmüştür.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74. maddesi ve yerleşik Yargıtay uygulaması uyarınca, hukuk hâkimi, ceza hâkiminin belirlediği kusur oranı ve beraat kararı ile bağlı değil ise de, maddi olgulara ilişkin kararlarıyla bağlıdır. Bu açıdan hukuk hakimi sanığın isnat edilen eylemi işlemediğinin kesin olarak tespiti olgusuna dayalı beraat kararı veya eylemin hukuka aykırılığını ve fâilini belirleyen mahkumiyet kararı ile bağlıdır. Mahkememizce toplanan deliller, söz konusu vekaletnamenin içeriği ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde, tanık beyanları dikkate alındığında, davalı …’a verilen vekaletname kapsamında davacı şirket yetkililerinin bilgisi ve nezaretinde söz konusu devirlerin gerçekleştiği dikkate alındığında, davalı …’ın şirket zararına olarak vekaletnamedeki yetki ve kapsamı kötüye kullandığı, markaları bedelsiz devrettiği iddiaları ispatlanamadığından, sübuta ermeyen davanın reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle ;
1-Davanın reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan, 683,10 TL peşin harçtan, 35,90 TL ilam harcının mahsubu ile, 647,20 TL fazla harcın, karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
3-Karar arihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan, 4.750,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından sarfedilen 56,00 TL giderin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine
7-Gider Avansından kalan miktarın 6100 Sayılı yasanın 333 maddesine göre karar kesinleşince taraflara iadesine,

İlgili Hukuk Dairesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar, açıkça okunup anlatıldı. 22/11/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır