Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2012/175 E. 2020/55 K. 19.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2012/175 Esas
KARAR NO : 2020/55

DAVA : Marka (Maddi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 23/05/2012
KARAR TARİHİ : 19/02/2020
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Maddi Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Müvekkilinin “…” markasını 25. Sınıf emtia için … tescil numarası ile tescil ettirdiğini, müvekkili “…” markası altında yurt dışına bayan triko ürünleri imal edip sattığını, müvekkilinin ihracat yapmış olduğu müşterilerden gelen ürünler ile ilgili yoğun şikayetler üzerine, müşterilerin satın almış oldukları ve şikayete konu edilen ürünler incelenmiş ve “… …” ibaresi konulmak sureti ile logo, etiket, poşet ve hatta fabrika çıkış kodları ile etiket üzerinde yazılı olan “…” ibaresi ile diğer tüm hususların müvekkiline ait markalı ürünler ile aynı olduğunu, hukuki anlamda müvekkiline ait markanın iltibas edilerek müşterilerde ve son kullanıcılar da yanılgıya sebebiyet verildiğini, müvekkili tarafından yapılan araştırma neticesinde taklit ürünlerin … tarafından piyasaya sürüldüğü anlaşılması üzerine İstanbul …. Sulh Ceza Mahkemesinin …. d.İş sayılı dosyası ile arama ve el koyma kararı verilmesi üzerine iş yerinde “… …” ibareli satışa hazır vaziyette toplam 58 adet ürün bulunduğunu, davalı …’nin arama ve el koyma faaliyetine rağmen taklit ürünleri atmaya devam ettiğini, taklit ürünlerin imal edilmiş olduğu yer tespit edilmiş Bakırköy Cumhuriyet Başvascılığı’na yapmış oldukları şikayet üzerie Bakırköy …. Sulh Ceza Mahkemesinin … müteferrik kararı ile taklit ürünlerin imal edilmiş olduğu ve davalılardan …’e ait olan imalathaneye arama ve el kararının infazı için gidildiğini, imalathanede tutanaktan da anlaşılacağı üzere çok sayıda takli ürüne rastlandığını ve mahkeme kararınca el konulduğunu, satışa hazır bayan triko olmak üzere toplam 25.336 adet ürün ele geçirildiğini, bu eylemlerin marka hakkına tecavüz oluşturduğunu bu nedenle davalıların kullanmış oldukları “… …” ibaresinin 556 sayılı KHK’nın 9/II(b) maddesi gereğince, haksız rekabet nedeni ile müvekkilinin markasına tecavüz oluşturduğundan tecavüzün önlenmesine, durdurulmasına, müvekkilinin tescilli markasının kullanmış olduğu taklit ürün ve reklam malzemelerinin toplatılmasına, taklit ürünlerin imalatında kullanılan tüm makinaların mülkiyetinin müvekkiline verilmesine, masrafı davalılardan alınmak sureti ile verilecek olan hükmün tirajı en yüksek ulusal gazetelerden birinde ilanına, fazlaya ilişkin her türlü talep, dava ve dilekçelerinde ıslah hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik her bir davalıdan 10.000,00 TL’sı olmak üzere toplam 20.000,00 TL’si maddi tazminatın 556 sayılı KHK’nın 66/c maddesi ve Borçlar Kanunu, Türk Ticaret Kanunu çerçevesinde hesaplanmak sureti ile davalılardan müştereken ve müteselsilen reeskont faizi ile birlikte tahsiline, davalıların her birinden 100.000 TL’sı olmak üzere toplam 200.000 TL’sı manevi tazminatın davalılardan reeskont faizi ile birlikte tahsiline, her türlü yargılama gideri ile avukatlık ücretinin davalılara yüklenilmesi yönünde karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekilinin cevap dilekçesinde özetle: davacı tarafın gerek savcılık şikayetlerinde gerekse de sayın mahkemeye hitaben vermiş olduğu dava dilekçesinde eksik ve yanıltıcı bilgiler vermiş olduğunu, müvekkilerinin “….” markası ile iltibas yaratacak herhangi bir faaliyette bulunmamış olduklarını, müvekkillerinden … “….” markasının 25. Ve 35. Sınıflarında tescil hususunda TPE başvuru yaptığını, davacı tarafın taklit olduğunu iddia ettiği ürümlerin müvekkilinin marka tescil başvurusu üzerine kullanmaya hak kazandığı kendi markasına ait ürünler olduğunu, dalellirle de ortaya çıkacağı üzere TPE nezdinde kayıtlı 10’larca “….” ve benzeri türlü tescilli markalar olduğunun görüleceğini, müştekinin kendisine ait ürünlerde kullandığı etiketler ile müvekkilinin kullandığı etiketler arasında benzerlik bulunmamakta olduğunu, müvekkili kendisine ait ürünlerde kendi tescilli markasını kullanmakta olduğunu, davacının markasında herhangi bir logo bulunmamakta olduğunu, bu yüzden logo taklidinin olamayacağını, davacı tarafın tescilli markasına tecavüz teşkil edecek eylemi kötü niyetle gerçekleştirmediğini, davacı tarafın maddi tazminat talebinin reddi gerekmekte olduğunu, davacı markası ile aynı isimde çok sayıda marka bulunmadığını, davacı taraf manevi tazminat istemi ile sebepsiz zenginleşmeye çalışmakta olduğunu bu nedenlerle müvekkileri hakkında açılan haksız ve mesnetsiz davanın reddi ile tüm yargılama giderlerinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Yargılama sırasında deliller toplanmış; Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan davaya konu marka tescil belgeleri ile ilgili dosya evrakları celp edilmiştir.
Mahkememizce toplanan tüm deliller ve taraf iddiaları ışığında dosya davalı tarafın ürettiği ürünlerin ele geçenlerin adli emanetteki ürünler üzerinde inceleme yapılmak suretiyle davacı markasına yönelik benzer ve ayrık yönlerin incelenerek bu yönde ve davacı taraf maddi talebini bildirdiğinden talebin dikkate alınarak dosya içerisindeki ele geçen ürünlerin miktar değeri ayrıca HMK’nın 278 madde gereği taraf defterleri üzerinde yerince inceleme yapmak üzere maddi tazminat konusunda elverişli ve denetlemeye uygun rapor tanzim etmek üzere bir tekstil mühendisine, bir marka bilirkişisine ve hesap uzmanından oluşacak heyete tevdi olunmuş, bilirkişiler düzenlemiş oldukları 11.12.2013 havale tarihli raporlarında özetle, “…” markasının 18, 24,25, 26, 35 ve 43. Sınıf emtilarda davacı … adına tescilli olduğunu, davalının “…” markası için … başvuru numarasıyla 25. Ve 35. Sınıflar için yapmış olduğu marka başvurusunun 35. Sınıf hariç reddedildiğini, davalının “… …” markasını kullanımının davacınnı tescilli “…” markası ile benzer olduğu, davalı ürünlerinin tescilli markanın kapsadığı mali ve hizmetlerle aynı olduğu, orta düzeydeki tüketici tarafından davalının kullanımı ile davacının tescilli markası ilişkilendirileceğinden karıştırılmasının kuvvetle muhtemel olduğundan davalının el konulan ürünlerde tescilli davacı markasına tecavüz ettiğini, dava konusu davalı işyerlerinde el konulan hırkaların üretim maliyetinin 3.572,00 TL olduğu, hırkalar satılmış olsaydı elde edilecek karın 714,00 TL olacağını, davalı …’in atölyesinde ele geçen 7.000 adet şeffaf naylon poşet, 3.000 adet karton etiket, 14.500 adet yaka etiketi, 800 adet askı ipindeki plastik üzerindeki “… …” işaretlerinde de davacının tescilli markasına tecavüzün söz konusu olduğu, 94 adet bayan hırkası dışında ele geçen başka bir konfeksiyon ürünü bulunmadığını, konfeksiyon ürünü olmadan etiketler, naylon ambalaj ve askı ipinin satışı yapılamayacağından davalının rekabetinden bahsedilemeyeceğini, 94 adet bayan hırkasına iple tutturulmuş plastikve ipin ucundaki karton etiketin ipliğin makasla kesilmesi sonucu ürün üzerinden uzaklaştırılabileceği, hırkalara dikili yaka etiketlerinin iplik temizleme makası veya falçata ile dikilen iplik uçlarının kesilmesi ve ipliklerin sökülmesi ile hırkaya zarar vermeden, hırka üzerinden uzaklaştırılabileceği, ele geçen karton ve yaka etiketleri, şeffaf naylon poşetler ve üzerinde plastik takılı iplikler ile hırkalardan uzaklaştırılan etiketler, iplikler ve şeffaf naylon ambalajların yakılarak imha edilebileceği, böylece tecavüzün giderilebileceği hususlarını bildirmişlerdir.
Davacı vekilinin bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesinde özetle; Bilirkişiler rapor tanzim ederken, hukuk dışı bir şekilde yetkilerini aşarak hesaplamaya dahil etmediklerini, davalılardan …. ‘in atölyesinden ele geçirilmiş olan 7000 adet “… …” ibareli şeffaf poşet, 3000 adet “… …” ibareli, karton etiketi, 14.500 adet “… …” ibareli yaka etiketi, 800 adet “… …” ibareli askı ipininde davalılardan elde edilerek diğer markaya tecavüzü oluşturan ürünler gibi müvekkili açısından oluşturmuş oldukları zararının hesaplanmasının yapılabilmesi için ek rapor tanzil edilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 30.01.2014 tarihli duruşmasında dosyanın tekrar bilirkişi heyetine tevdii ile davacı tarafın maddi tazminat talebi 556 sayılı KHK’nın 66/6 maddesine göre olduğundan bilirkişi heyetine taraf defterlerini yerinde inceleme yetkisi verilerek tüm iddia ve savunmaların değerlendirilerek ve ek rapora itiraz hususlarının değerlendirilerek bilirkişi heyetinden mali talebe yönelik elverişli ve denetlemeye uygun ek rapor tanziminin istenilmesine karar verilmiştir.
Bilirkişiler düzenlemiş oldukları 10.03.2014 tarihli ek raporlarından özetle; davalıların işyerinde tespit edilen 94 adet “….” markalı bayan triko elbiseden marka hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, marka sahibinin markanın kullanması ile elde edebileceği muhtemel gelir 390,10 TL olarak hesap edilmiş, davalılar işyerlerindeki 14.500 adet ” ….” yaka etiketini kullanarak bayan triko elbise imal etmiş olsalardı marka hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, marka sahibinin markanın kullanması ile elde edebileceği muhtemel gelir 60.175,00 TL olarak hesap edilmiş olduğu hususlarını bildirmişlerdir.
Davacı vekili 11.12.2019 tarihli dilekçesi ile 20.000,00 TL’lik maddi tazminat talebini 60.565,10 TL’ye ıslah ettiği görülmüştür.
Mahkememizce bekletici mesele yapılan Ankara …. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … Esas, … Karar sayılı dosyanın tetkikinde davacı …’nin davalılar TPMK ve … aleyhine YİDK kararının iptali ile “….” markasının 25 ve 35. Sınıflarda davacı adına tesciline karar verilmesi talebi ile dava açtığı mahkemece yapılan yargılama neticesi davacının … sayılı “….” ibareli başvurusu ile davalının …, … ve …. sayılı “…” ibareli markaları arasında çekişmeli tüm mal ve hizmetler yönünden 556 KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik ve iltibas tehlikesi bulunduğu, TPE YİDK kararının iptal koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği iş bu kararın Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 11.09.2019 tarih ve …. Esas, …. Karar sayılı ilamı ile 1.09.2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Dava tarihinde yürürlükte olan 556 sayılı KHK hükümleri dikkate alındığında markalar hakkındaki KHK’nın 61 md ve KHK’nin 9.maddesine yapılan yollama nedeniyle marka sahibinin aşağıdaki hallerde markaya tecavüzünün engelleme hakkı bulunmaktadır.
A- Markanın tescil kapsamı ile aynı mal veya hizmetler ile ilgili olan tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin kullanılmasın
B- Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından işaret ile tescilli marka arasında ilişkilendirme ihtimali dahil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılmasın
C- Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsamına giren mal veya hizmetler ile benzer olmayan ancak Türkiye de tanınmışlık düzeyi nedeniyle tescilli markanın itibarından dolayı haksız bir yarar elde edebilecek ve tescilli markanın itibarına zarar verebilecek veya tescilli markanın ayırt edici karakterini zedeliyebilcek nitelikte her hangi bir işaretin kullanılması işaretin mal veya ambalaj üzerine konulması işareti taşıyan ambalajn piyasaya sürülmesi bu amaçla stoklanması, teslim edilceğinin teklif edilmesi, veya o işaret hakkında hizmetlerin sunulması veya sağlanması işareti taşıyan malın gümrük belgesine girmesi, gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabii tutulması, işaretin teşebbüse iş veren evrakı ve reklamlarında kullanılması, işareti kullanan kişinin işaretin kullanımına ilişkin hakkı ve meşru bir bağlantısının olmaması koşuluyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı yönlendirici kot, anahtar sözcük vb şekilde kullanması, marka hakkına tecavüz sayılan haller olarak sıralanmıştır.
KHK nin 9/1 – b anlamında tecavüzden bahsedebilmek için 3 sartın bulunması gerekmektedir. Tescilli markanın aynısının ve benzerinin, tescilli markanını kapsadığını mal ve hizmetlerle aynı benzer mal ve hizmetlerde kullanılması, bu benzerliğin halk tarafından irtibat kurmakta dahil olmak üzere karıştırılma ihtilamalinin bulunması gerekmektedir.
Somut olayda mahkememizce alınan raporlar, bekletici yapılan ve kesinleşen ve yukarıda ayrıntısı özetlenmiş bulunan yargı kararı karşısında davalının kullanımlarının yukarıda zikredilen ilkeler ışığında benzerlik ve karıştırılma riski doğurarak marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğu, davalının kullanımlarının kesinleşen yargı kararına göre tescilli bir markaya dayanmadığı bu itibarla tecavüz ve haksız rekabet yönünden davacının davasının kabulüne karar vermek gerektiği hukuki ve vicdani kanaatine ulaşılmıştır.
Davacı yararına maddi tazminat miktarı belirlenirken mahkememizce alınan raporlara göre davalıların ticari defterlerine ulaşılamadığı ve bu yönden bir hesaplama yapılamadığı ayrıca üzerinden hesap yapılan ürünlerin davalı taraflarca piyasaya sürülmeyen ve dolayısıyla üzerinde kâr elde edilmeyen ürünler olduğu bu ürünlerin piyasa değeri üzerinden yapılacak hesaplamanın doğru ve net bir tazminat hesabı olamayacağı bu durumda Borçlar TBK 50 ve 51. Maddeleri ışığında somut olayın özellikleri tecavüze konu ürünlerin niteliği ve adedi davalıların kusurunun derecesi hep birlikte nazara alınarak takdiren her bir davalı için 5.000,00 ‘er TL maddi ve 5.000,00 ‘er TL manevi tazminatın hakkaniyete uygun olacağı kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davacının davalılar aleyhine açmış olduğu davasının KISMEN KABULÜ İLE;davalıların davacıya ait markalardan doğan haklarına tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, bu kapsamda davalıların kullanmış olduğu ve tecavüz teşkil eden ” …” ibaresini içerir her türlü reklam malzemesine ve etiketlere el konularak hüküm kesinleştiğinde imhasına, söz konusu ibareyi içerir etikete sahip el konulan ürünlerdeki etiketlerin kesilmesi suretiyle ürünlerden ayrılmasına,
2-Boçlar Kanunu 50. Ve 51. Maddeler nazara alınarak her bir davalı için 5.000,00’er TL maddi ve 5.000,00 ‘er TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte söz konusu davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
3-Hüküm özetinin karar kesinleştiğinde, masrafı davalılardan mütesaviyen alınmak koşuluyla ulusal çapta yayın yapan traji en yüksek 3 gazeteden birinde ilanına,
4-Peşin yatırılan 3.267,00 TL, 693,00 TL ıslah harcından , alınması gereken 1.366,20 TL harcın mahsubu ile, arda kalan 2.593,80 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen manevi tazminat talebi üzerinden hesaplanan 4.910,00 TLücret takdirine, bu ücretin davalılardan alınarak, davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen maddi tazminat talebi üzerinden hesaplanan 4.910,00 TL ücret takdirine, bu ücretin davalılardan alınarak, davacıya verilmesine,
7-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirmekle yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre red edilen manevi tazminat talebi üzerinden hesaplanan 4.910,00 TL ücret takdirine, bu ücretin davacıdan alınarak, davalılara verilmesine,
8-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirmekle yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre red edilen maddi tazminat talebi üzerinden hesaplanan 4.910,00 TL ücret takdirine, bu ücretin davacıdan alınarak, davalılara verilmesine,
9-Davacı tarafından yatırılan 21,15 TL başvurma harcı, Peşin yatırılan 3.267,00 TL, 693,00 TL ıslah harcından, 2.100,00 TL bilirkişi ücreti ve 244,00 TL tebligat/posta masrafı olmak üzere toplam 6.325,15 TL yargılama giderinin kabul/red oranına göre 575,00 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/02/2020

Katip …

Hakim …