Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/61 E. 2023/471 K. 10.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/61 Esas
KARAR NO : 2023/471 Karar

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 19/01/2023
KARAR TARİHİ : 10/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 05/08/2021 tarihinde davalının maliki olduğu sürücüsü belli olmayan …. plakalı minibüsün müvekkili şirkete …. sayılı kasko sigorta poliçesi ile sigortalı .. Şirketine ait … plakalı aracın da içerisinde olduğu 4 araca çarparak hasarlanmasına sebebiyet verdiğini, kaza tespit tutanağında kazaya karışan diğer araç sürücülerinin beyanına göre muhtemel Afganistan uyruklu mültecileri taşıyan …. plaka sayılı … marka minibüsün önce trafik yoğunluğundan dolayı durmuş olan …., ardından sigortalı araç olan …., sonrasında …. ve …. plakalı araçlara çarptığını, davalıya ait araçtan inen sürücü ve yabancı uyruklu şahısların yeşil alana çıkarak kaçtıklarını, söz konusu kaza sebebiyle yapılan ekspertiz incelemesi neticesinde 27.629,64-TL hasar tespit edilmiş olup bu meblağın müvekkili şirket tarafından 20/10/2021 tarihinde ödendiğini, söz konusu kazada davalı tarafa ait aracın %100 kusurlu olarak sigortalı aracı çarparak hasar verdiğini ve olay yerini terk ettiğini, kusuru nedeniyle kazanın gerçekleşmesine neden olan davalı tarafın zarardan sorumlu olduğunu, TTK’nun 85 maddesi hükümleri gereğince …. plakalı aracın sahibinden halefiyet ilkesi gereğince sigortalıya yapılan ödemeyi talep etme yükümlülüğünün hasıl olduğunu, dava şartı kapsamında arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ancak bir anlaşma sağlanamadığını iddia ederek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulü ile ödenen 27.629,64-TL tutarındaki maddi tazminatın davalıdan ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmiş, davalı tarafından davaya karşı yazılı cevap dilekçesi ibraz edilmemiş, davalı adına duruşmalara katılan olmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; TTK’nun 1472. maddesi uyarınca kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizce taraflara usulüne uygun davetiye tebliğleri yapılarak taraf teşkili sağlanmış ve davanın esasına başlanmıştır.
Uyuşmazlığın; Davacı şirkete …. numaralı Birleşik Kasko Sigorta poliçesi (Genişletilmiş Kasko) ile sigortalı bulunan …plakalı aracın 05/08/2021 tarihinde karıştığı trafik kazası nedeniyle …. plakalı araç için davacı sigorta şirketi tarafından ödenen hasar bedelinin davalıdan rücu talebinin kabul edilip edilemeyeceği, meydana gelen trafik kazasında araç sürücülerinin kusur durumunun ne olduğu, …. plaka sayılı araçta hasar meydana gelip gelmediği, gelmiş ise hasar bedelinin ne olduğu, hasar bedelinden davalının sorumlu olup olmadığı, rücu şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarından kaynaklandığı tespit edilmiştir.
…. Plakalı aracın Türkiye Noterler Birliğinden celp edilen trafik kaydında malikinin davalı …., …. plakalı aracın malikinin … Çelik A.Ş. olduğu görülmüştür.
6100 sayılı HMK’nın 2. maddesinin 1.fıkrası gereğince malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesidir. Yine 2.maddenin 2.fıkrası uyarınca HMK’da ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, Asliye Hukuk Mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.
Asliye Ticaret Mahkemeleri ise, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. Maddesi gereğince ticari davalara bakmakla görevlidir.
Ticarî davalar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde sayılmış olup, buna göre, “Her iki tarafın da ticarî işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin a), b), c), d), e) ve f) bentlerinde sayılan davalar ticari dava olarak adlandırılmıştır.
TTK’nun 4. maddesine göre; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticarî nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticarî dava olarak sayılan dava türleri mutlak ticarî davalar, tarafları tacir olan ve tarafların ticarî işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nispi ticari davalardır. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticarî işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.
TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472.maddesinde; “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder” hükmüne yer verilmiştir.
22.03.1944 tarih, 37 esas, 9 karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında “sigortacının halefiyete dayalı açtığı dava aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” ilkesi benimsenmiştir. Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davanın, davacı sigorta şirketinin genişletilmiş kasko sigorta poliçesi ile sigortalısı dava dışı …. Çelik A.Ş.ne ait …. plakalı aracın trafik kazası sonucunda hasarlanması nedeniyle ödediği bedelin halefiyet ilkesi gereğince davalıdan tahsiline yönelik olduğu, davacı sigorta şirketinin sigortalısı … Çelik A.Ş. olup, sigortalı …. plaka sayılı aracın ise hem tescil kayıtlarına ve hemde davacı ile sigortalı arasındaki sigorta sözleşmesine göre hususi araç olduğu, ticari nitelikte araç olmadığı, davalının maliki olduğu araç minibüs olup, kullanım şekli ve amacı yolcu nakli – hususi araç olduğu, davacı sigorta şirketinin halefiyete dayalı olarak iş bu davayı açtığı ve davacının sigortalısı ile davalı arasındaki eylemin haksız fiil niteliğinde bulunduğu gözönüne alındığında, eylemin her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmayıp, haksız fiilden kaynaklandığı ve davanın mutlak ticari dava olmadığı anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Görevin Belirlenmesi ve Niteliği” başlıklı 1. maddesinde, mahkemelerin görevinin ancak kanunla düzenleneceği ve göreve ilişkin kuralların kamu düzeninden olduğu belirlendiğinden bu hususun mahkemelerce yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerektiği dikkate alınarak mahkememizin görevsizliğine, davanın HMK 114/1-c maddesine istinaden 115/1-2 gereğince görev yönünden usulden reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2- 6100 Sayılı HMK nın 20/1. maddesi 1. cümlesi uyarınca, kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde, dosyanın ve eklerinin görevli mahkeme olan BAKIRKÖY NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3- 6100 Sayılı HMK nın 20/1. maddesi 1. cümlesi uyarınca, taraflardan herhangi birinin kararın kesinleşmesinden itibaren iki (2) haftalık yasal süre içerisinde Mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde, dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine,
4- 6100 Sayılı HMK nın 20/1. maddesi 2. cümlesi uyarınca, taraflardan herhangi birinin kararın kesinleşmesinden itibaren iki (2) haftalık yasal süre içerisinde Mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmemesi halinde, dava dosyasının re’sen ele alınarak, açılmamış sayılmasına karar verilmesine, bu hususun taraflara ihtaratına, (Gerekçeli hükmün tebliği ile ihtaratına)
5- 6100 Sayılı HMK nın 331/2.nci maddesi 1. cümlesi uyarınca, bu dava dosyasına ilişkin harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemede değerlendirilmesine,
6- Dava dosyasının kesinleşmesi üzerine, iki (2) haftalık yasal süre içerisinde, taraflardan herhangi birinin, ilgili mahkemeye dava dosyasının gönderilmesini talep etmemesi halinde, ilgili dava dosyasının mahkeme Yazı İşleri Müdürü tarafından mahkeme hakiminin önüne getirilmesine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/05/2023

Katip …
¸

Hakim ….
¸