Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/573 E. 2023/580 K. 09.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/573 Esas
KARAR NO : 2023/580

DAVA : Menfi Tespit (Alım Satım)
DAVA TARİHİ : 07/06/2023
KARAR TARİHİ : 09/06/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Alım Satım) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının Bakırköy …. İcra Dairesi …. Esas sayılı dosya kapmasında dava esas değeri olan 27.060,66-TL tutarında bedelin rücu ederek kendisine ödenmesi maksadıyla genel haciz yoluyla takip başlattığını, davalı tarafın ilamsız icra takibine ilişkin ödeme emri 16.05.2023 tarihinde müvekkiline tebliğ edilmiş olmasına karşın müvekkilinin süresi içerisinde ilamsız takibe ilişkin ödeme emrine itiraz edemediğini, müvekkilinin ilamsız icra takibine ilişkin ödeme emrine süresi içerisinde itiraz edemediğinden ve ödeme emrinde yer alan alacağın müvekkili tarafından ödenmiş olmasından dolayı iş bu menfi tespit davasını açmak zorunda kaldıklarını, müvekkili sigortalı kendisine adına tescilli …. plakalı aracın trafik sigortasını yaptırmak maksadıyla davalı sigorta şirketi ile anlaştığını, müvekkilinin sigortalı ve davalının ise sigortacı sıfatına haiz olduğunu, müvekkiline ait aracın 23.09.2021 tarihinde trafik kazasına karışması neticesinde davalının, zarara uğrayan …. plakalı aracın 27.060,66 – TL tutarındaki zararını tazmin ettiğini, müvekkilinin trafik kazasının meydana gelmesinde kusurlu olması sebebiyle davalı söz konusu tazmin bedelini müvekkilinden rücu etmek maksadıyla yukarıda bilgileri yer alan ilamsız icra takibi başlattığını ve tahsil amacıyla ödeme emri gönderdiğini, müvekkilinin ilamsız takibe konu borcunu davalıya ait … numaralı IBAN adresine, …. Bankası hesabından 28.02.2022 tarihinde 8.612,00- TL , …. Bankası hesabından tekrar gönderilmek üzere 12.04.2022 tarihinde 8.612,00-TL ve …. Bankası hesabından yine davalıya ait … numaralı IBAN adresine 10.06.2022 tarihli 5.000,00- TL ve 3.612,00 TL olmak üzere toplam 8.612,00 TL ödeme gerçekleştirildiğini, müvekkilinin ilk ödemenin gerçekleştiği dekonta “ Dosya no: …. … adına açılan dosyaya istinaden birinci taksit “ demek suretiyle ödemenin hangi amaçla yapıldığının izah olunduğunu, her ne kadar diğer dekontlarda söz konusu açıklamaya yer verilmemiş ise de dekontlarda yer alan ödeme miktarı, somut olay ve hayatın olağan akışı dikkate alındığında müvekkilinin davalı sigorta şirketine hangi maksatla ödeme yaptığının açıkca anlaşılacağını, müvekkili tarafından kendisine ait banka hesaplarından 4 farklı işlem icra ederek davalıya ait İBAN’A toplam 25.836,00-TL tutarında bir ödeme gerçekleştirildiğini, söz konusu ödemenin davalının trafik kazasına karışması neticesinde zarara uğrayanın tazminine ilişkin olarak davalı tarafından talep edildiğini ve söz konusu ödeme müvekkili tarafından Bakırköy … İcra Dairesi …. Esas sayılı ilamsız icra takibinden önce ifa edildiğini, müvekkili ile davalı arasında …. plakalı aracın karıştığı trafik kazasından kaynaklanan zararın tazminine ilişkin edimlerin tamamı yerine getirildiğini, müvekkilinin bu sebepten ötürü davalıya herhangi bir borcu kalmadığını, bu nedenlerle ifası gerçekleşen borcun haciz tehdidi altına kalan müvekkilinden tekrardan tahsil edilebileceği hususu göz önüne alındığında İhtiyati Tedbir Talebinin kabulüne, davayı açmasında hukuki yararı bulunan müvekkilinin davasının kabulü ile borcu olmadığının tespitine karar verilmesini, haksız ve kötüniyetli ilamsız icra takibi başlatan davalıdan tahsil edilmek üzere %20’den aşağı olmamak üzere Kötüniyet Tazminatına karar verilmesini, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Menfi Tespit Davasına ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Bu durumda eldeki davanın Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunludur. (Yargıtay 3. H.D.sinin 04.12.2017 gün ve 2016/9128 E- 2017/17010 K. sayılı kararı)
Davanın nitelik olarak nispi ticari dava türüne de girmediği, davacı ile davalı arasında sözleşmesel ilişki bulunduğu, davacının tüketici konumunda olduğu, uyuşmazlığın tüketici hükümleri uygulanarak çözümlenmesi gerektiği, zira davalı sigorta şirketinin kendi sigortalısına rücu durumunda taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi ve davacının tüketici konumu dikkate alındığında tüketici hukukuna ilişkin hükümlerin uyuşmazlığa uygulanması gerektiği, bu nedenle uyuşmazlığın Tüketici Mahkemeleri görev alanına girdiği dikkate alınarak daha evvel görevsizlik kararı verilmiş olması nedeniyle aşağıdaki şekilde karşı görevsizlik kararı verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla;açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Bakırköy Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde karar verildi. 09/06/2023

Katip ….
¸e-imza

Hakim ….
¸e-imza