Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/493 E. 2023/514 K. 23.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/493 Esas
KARAR NO : 2023/514

DAVA : Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
DAVA TARİHİ : 21/06/2022
KARAR TARİHİ : 23/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 23/01/2022 tarihinde vefat eden babası ….’nun dokuz mirasçısından biri olduğunu, müvekkilinin murisinin dava konusu Diyarbakır ili, … ilçesi, … parsel sayılı taşınmazı mirasçılarından mal kaçırmak amacı ile tapusunu davalı …’ın hisse sahibi ve yönetim başkanı olduğu … A.Ş’ye satış yolu ile temlik ettiğini, murisin devir tarihinde taşınmazı satmasını gerektirecek ihtiyacının bulunmadığını, davalıların zikredilen taşınmazı alabilecek ekonomik güçlerinin bulunmadığını, temlik işleminin murisin yaşlı olduğu 84 yaşında gerçekleştiğini, murisin hasta olduğunu, yanında yaşadığı kişilerin baskılarına karşı çıkamadığını, taşınmazın satış bedeli olarak gösterilen paranın murise verilmediğini, davanın kabulü ile Diyarbakır ili, … ilçesi, … parsel sayılı taşınmazın müvekkilinin murisi tarafından yapılan satış işleminin muris muvazaası nedeniyle iptaline, miras payı oranında tesciline, mümkün değil ise tazminine, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini iddia ve talep etmiştir.
Diyarbakır …. Asliye Hukuk Mahkemesinin 27/12/2022 tarih ve … Esas, … sayılı görevsizlik kararı ile dosya Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmiş, görevli mahkemenin Bakırköy 1-2 ve 3 nolu Ticaret Mahkemeleri olması nedeniyle dosya Bakırköy Tevzi Bürosuna gönderilmiş ve mahkememizin …. Esasına kaydedilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava ; Muris muvazaasına istinaden açılmış tapu iptal ve tescil talebinden ibarettir.
Diyarbakır …Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 27/12/2022 tarih ve … Esas, … Sayılı görevsizlik kararı gereği dosyanın mahkememize tevzi olduğu anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK 5. maddesinde değişiklik yapan 30/06/2012 tarihli resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6335 sayılı yasanın 2. maddesi uyarınca ticari davalar ve çekişmesiz yargı işlerinin görüleceği mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi olarak belirlenmiştir. TTK 5/1 maddesi de “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalara bakmakla görevlidir.” hükmünü içermektedir.
HMK’nun 114/1-c maddesine göre mahkemenin görevli olması dava şartı olup HMK’nun 115/1. Maddesine göre mahkemece dava şartının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında resen araştırılması gerekir.
Somut olayda Diyarbakır … Asliye Hukuk Mahkemesi görevsizlik gerekçesinde; “Muris …’nun 23/01/2022 tarihinde vefat ettiği, Diyarbakır … Sulh Hukuk Mahkemesinin … Esas ve …. Karar sayılı veraset ilamı gereğince terekesinin 32 pay kabul edildiği ve 3 payının davacıya verildiği, muris … tarafından Diyarbakır ili, … ilçesi, … parsel sayılı taşınmazın 29/05/2007 tarih ve …. yevmiye sayılı resmi senedi ile … A.Ş’ye 2.500.000,00 TL’ye satıldığı, muris ile muvazaalı işlem yaptığı ve mal kaçırdığı iddia edilen … Ticaret A.Ş’nin Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyasından 14/02/2012 saat:10:11 itibariyle iflasına karar verildiği ve iflas tasfiye işlemlerinin Bakırköy …. İcra Dairesinin … İflas dosyasından devam ettiği, iflas idare memurları tarafından yönetildiği ve 01/03/2016 tarihinde 2inci alacaklılar toplantısının yapıldığı, mahkememiz nezdindeki muris muvazaası davasının ise 21/06/2022 tarihinde açıldığı, muris muvazaasına dayalı davalar için kesin yetki halinin bulunmadığı, bu tür davaların HMK’nin 6ıncı maddesi gereğince genel yetki kuralı dahilinde davalının dava tarihindeki yerleşim yeri mahkemesinde görülmesi gerektiği (Asliye Hukuk Davaları, Adem Albayrak, Adalet Yayınevi, Ankara 2016, sayfa;689 vd), taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinin kesin yetkisinden bahsedilemeyeceği, davalı şirketin iflasına karar verildiği, İİK’nin 184üncü maddesi gereğince müflisin mallarının bir masa teşkil edeceği, muris muvazaasına konu edilen taşınmazın da müflisin malı olduğu ve masa kapsamında bulunduğu, nitekim iflastan sonra kural olarak masaya giren mal ve haklara dair doğrudan dava açılamayacağı, iflas masasından hak iddia eden davacının alacağının masaya kaydını isteyebileceği, bu talebin masa tarafından kabul edilmemesi halinde İİK’nin 235inci maddesi kapsamında sıra cetveline itiraz davası açması gerektiği, nihayetinde iflas kararından sonra müflise karşı bir dava açılması halinde bu davaya iflas idaresine karşı sıra cetveline itiraz davası olarak devam edilmesi gerektiği, sıra cetveline itiraz davasında da görevli mahkemenin İİK’nin 235/1 maddesi gereğince iflas kararını veren Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin bulunduğu yerdeki herhangi bir Ticaret Mahkemesi olduğu (Bakınız aynı mahiyette Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 2016/1544 Esas ve 2016/7029 Karar, 11. Hukuk Dairesinin 1990/2723 Esas ve 1990/2920 Karar), mahkemenin görevinin ve kesin yetkinin dava şartı olarak düzenlendiği, dava şartlarının yargılamanın her aşamasında re’sen araştırılacağı anlaşılmakla kesin yetki hali bulunması nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Kural olarak İflastan sonra masaya giren mal ve haklara ilişkin olarak müflis aleyhine bir dava açılamayacağından iflas masasından hak iddiasında olanlar, alacaklarını veya haklarını İİK’nın 219/2 maddesi gereğince masadan isteyebilirler.
İflas idaresinin istenen alacakları kabul etmemesi halinde İİK’nın 235. maddesinde açıklanan sıra cetveline itiraz (kayıt kabul) davasının açılması gerekir. İflastan sonra müflise karşı dava açılması halinde ise, bu davaya İİK’nın 235/II maddesi gereğince sıra cetveline itiraz (kayıt kabul) davası olarak devam edilmesi gerekir.
İİK’nın 235/1 maddesinde “Sıra cetveline itiraz edenler, cetvelin ilanından itibaren onbeş gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecburdurlar” hükmü gereğince bu davanın yetkili asliye ticaret mahkemesinde görülmesi gerekir. Buradaki mahkemenin yetkisi de kamu düzenine ilişkindir.
İcra ve İflas Kanununun 232-235 maddeleri arasında düzenlenen sıra cetveli, iflas idaresinin alacakları ve istihkak iddialarını incelemesi üzerine vardığı sonuçları göstermektedir. Sıra cetveli ile masanın pasifi (müflisin borçları) tespit edilir. Sıra cetvelinde gösterilecek alacakların sırası da yasanın 206 ve 207.maddelerinde belirtilmiştir. Masaya yazdırılan veya kendiliğinden gözetilen her alacak (mülkiyet dışındaki) ve istihkak iddiasının iflas idaresince kabul edilen miktarı ve sırası sıra cetvelinde gösterilir. Bunun yanında iflas idaresinin reddettiği alacak ve istihkak iddiaları da sıra cetvelinde yer alır
Tüm dosya kapsamı, mevcut bilgi ve belgeler incelenmekle; Dava muris muvazaasına dayalı tapu iptali talebine ilişkin olup diğer davalı şirketin davadan önce iflas ettiği sabittir.
Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasından 14/02/2012 saat:10:11 itibariyle iflasına karar verildiği ve iflas tasfiye işlemlerinin Bakırköy …. İcra Dairesinin .. İflas dosyasından devam ettiği, iflas idare memurları tarafından yönetildiği ve 01/03/2016 tarihinde 2inci alacaklılar toplantısının yapıldığı, görülmüştür. Davalı şirket Ticaret Mahkemesinin iflasa karar vermesi anında borçlu hakkında iflas açılmış olur. Bundan sonra müflisin masaya giren mal ve hakları üzerindeki tasarruf yetkisi kısıntıya uğrar ve masaya geçer. Müflis masaya giren bir mal ve hak üzerinde tasarrufta bulunmuşsa bu işlem geçersizdir. İflas kararından önce müflisin temlik sözleşmelerinden doğan borçları taşınmazın tapu kaydı henüz müflis üzerinde bulunduğundan masaya geçmekle iflas nedeniyle asıl akit (satım akti) yapılamamaktadır.
Kural olarak sözleşmeler taraflardan birinin iflas etmesiyle son bulmazlar. Bu halde iflas etmemiş olan taraf sözleşmenin ifasını isteyebilir. Ancak sözleşmenin ifasını talep hakkı bir iflas alacağıdır. Davaya konu temlik iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerdendir. Bu bakımdan sözleşmenin alacaklısı olan taraf iflastan önce yapılan sözleşmedeki bütün borçlarını müflise karşı yerine getirmiş ise alacağı para borcundan başka bir şey olduğundan alacağını para alacağına çevirerek masaya yazdırabilir. (İ.İ.K. m. 198)
İş bu dava konusu taşınmazın mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla davalılara devrediliği iddiasıyla taşınmazın aynının uyuşmazlığın dava edildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda davacının talebi tapu iptali ve tescile yönelik bir taleptir. Öncelikli talep alacağın masaya kaydedilmesine yönelik olmayıp, müflis şirketin aktifinde yer alan bir hakkın masadan çıkartılarak, tapuda adına tescili istemine ilişkindir. Davacının talebi davalı adına olan tapu kaydının iptali ile adına tesciline ilişkin olduğundan davanın kayıt kabul davası olarak kabulü mümkün değildir. Kayıt kabul niteliğinde olmayan tapu iptali ve tescil talepleri yönünden İİK’da özel düzenleme yer almadığından taraflar arasındaki işin niteliğine göre görevli mahkemenin belirlenmesi zorunludur.
Taşınmazın Diyarbakır’da bulunduğu taşınmazın bulunduğu yer HMK 12.maddesi uyarınca kesin yetkili Diyarbakır mahkemelerinde görülmesi gerektiği gibi dava muris muvazaasına dayalı olup 6100 sayılı TTK.4.madde anlamında tarafların ikisi de tacir olmayıp ticari bir iş niteliği olmayan bu dava nispi ya da mutlak bir ticari dava da değildir. Bu nedenle görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir.

Diyarbakır Asliye Hukuk Mahkemesince avalı şirket hakkında iflas kararı verildiğini belirterek görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu gerekçesiyle verdiği yetkisizlik ve görevsizlik kararı hatalıdır.
Nitekim İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMES 7. HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/278 KARAR NO : 2020/243 emsal sayılı kararında da ”… Davacının talebi gayrimenkul satış sözleşmesi ile satın aldığını iddia ettiği bağımsız bölümün davalı adına olan tapu kaydının iptali ile adına tesciline ilişkin olduğundan davanın kayıt kabul davası olarak kabulü mümkün değildir. Kayıt kabul niteliğinde olmayan tapu iptali ve tescil talepleri yönünden İİK’da özel düzenleme yer almadığından taraflar arasındaki işin niteliğine göre görevli mahkemenin belirlenmesi zorunludur. İlk derece mahkemesi davalı şirket hakkında iflas kararı verildiğini belirterek görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğu gerekçesiyle verdiği görevsizlik kararı hatalıdır….” denilerek tapu iptali davalarının kayıt kabul davası şeklinde görülme olanağının olmadığı vurgulanmıştır.
Açıklanan nedenlerle mahkememizin davaya bakmakta görevli olmadığı, genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemelerinin uyuşmazlığı çözmede görevli olduğu anlaşılmakla aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HMK’nın 22/2. maddesinde “İki mahkemenin aynı dava hakkında göreve veya yetkiye ilişkin olarak verdikleri kararlar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği takdirde, görevli veya yetkili mahkeme, ilgisine göre Bölge Adliye Mahkemesince veya Yargıtayca belirlenir.” hükmüne yer verilmiştir. Dava dosyası Diyarbakır … Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararı ile mahkememize gelmiş olduğundan kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde somut olayda görev uyuşmazlığı söz konusu olup, dosyanın öncelikle merci tayini için Yargıtay 5.Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli mahkemenin DİYARBAKIR … ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ OLDUĞUNA,
3-Mahkememiz kararının İstinaf edilmeksizin kesinleşmesi halinde daha önceden DİYARBAKIR … ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ tarafından görevsizlik kararı verildiğinden olumsuz görev uyuşmazlığının halli merci tayini için dosyanın HMK 22/2 maddesi uyarınca YARGITAY …. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda tensiben oy birliğiyle karar verildi. 23/05/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır