Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/41 E. 2023/86 K. 23.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/41 Esas
KARAR NO : 2023/86

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/07/2022
KARAR TARİHİ : 23/01/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Bahse konu alacağın esası bir tüketici işlemi olduğunu, esasında alacağın bir sözleşme ile belgelendirildiğini, müvekkilinin oğlu … için … San. Tic. Ltd. Şti. arasında kurs eğitimi hakkında 18.09.2020 tarihinde 1.750,00 TL karşılığında sözleşme imzalandığını, eğitim ücretinin 10 eşit taksite bölündüğünü ve müvekkilinin 3 aylık kurs ücretininin de elden ödendiğini, ancak devamında pandemi sebebiyle eğitim verilmediğini, müvekkilinin çocuğunun da haliyle eğitim alamadığını, bunun üzerine 2.5 yıl üzerinden zaman geçtikten sonra müvekkiline sözleşme altında imzalattırılmış olunan senet üzerinden cirolanarak icra takibini başlatıldığını öğrendiklerini, ancak karşı tarafın kötü niyetli olduğunu, tamamen tüketiciyi yanıltmak ve zor durumda bırakmak için sözleşmenin altında bono mevcut olan sözleşmeleri kullanmakta olduğunu ve müvekkiline sözleşme diye bono imzalattıklarını, bononun tüketici işlemi olduğu senet metninden bile anlaşıldığını, bononun lehtar kısmı, eğitim yılı, sözleşme tarihi, sözleşme no, öğrenci velisi gibi bilgiler yazılmış olduğunu, alacaklının da eğitim hizmetleri veren bir ticari şirket olduğu açık olduğundan tüketici işlemine istinaden alınan bir bono olduğunun açıkca belli olduğunu, müvekkili ile davalı şirket arasında başka da hiçbir ticari ya da başka bir işlem bulunmadığını, bahse konu bonoda rekta kaydı (olumsuz emre kaydı) olmadığından ve bononun kanun gereği emre yazılı belge olduğundan müvekkili açısından geçersiz olduğunu, müvekkili hakkında yapılan Kambiyo Senetlerine Özgü takip yolunun kanuna açıkça aykırı olduğunu, davalı tarafın tacir ve yaptığı tüm işlemlerin tüketici işlemi olduğunu bilmesi açık olup bu yolla yapmış olduğu takipte ağır kusuru ve kötüniyeti olduğunun açık olduğunu, öncelikle Adli yardım talebinin kabulüne, menfi tespit davasının Kabulü ile, müvekkilinin Büyükçekmece (….) İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası üzerinden açılan takibin iptaline, icra takibinin müvekkili açısından teminatsız yargılama sonuna kadar durdurulması hususunda ihtiyadi tedbir kararı verilmesine, haksız ve kötüniyetle hareket ederek müvekkili hakkında haksız haciz yapması sebebiyle zararlar veren davalının %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıların cevap dilekçesi sunmadıkları anlaşıldı.
Bakırköy …. Tüketici Mahkemesinin … esas, .. karar, 22/12/2022 tarihli görevsizlik kararı ile dosyanın mahkememize gönderildiği ve yukarıda yazılı esas sırasına kaydedildiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Menfi Tespit Davasına ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Bu durumda eldeki davanın Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunludur. (Yargıtay 3. H.D.sinin 04.12.2017 gün ve 2016/9128 E- 2017/17010 K. sayılı kararı)
Davanın nitelik olarak nispi ticari dava türüne de girmediği, davacının davalılar karşısında hizmet alan konumunda olduğu, uyuşmazlığın tüketici hükümleri uygulanarak çözümlenmesi gerektiği bu nedenle uyuşmazlığın Tüketici Mahkemeleri görev alanına girdiği dikkate alınarak daha evvel görevsizlik kararı verilmiş olması nedeniyle aşağıdaki şekilde karşı görevsizlik kararı verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli mahkemenin Bakırköy …. Tüketici Mahkemesi olduğuna,
3-Mahkememiz kararının kanun yoluna götürülmeksizin kesinleşmesi halinde daha önce de Bakırköy …. Tüketici Mahkemesince görevsizlik kararı verildiğinden olumsuz görev uyuşmazlığının, halline dair merci tayini için dosyanın İSTANBUL BAM …. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde karar verildi. 23/01/2023

Katip ….
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza