Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/405 E. 2023/429 K. 28.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/405 Esas
KARAR NO : 2023/429

DAVA : Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
DAVA TARİHİ : 27/04/2023
KARAR TARİHİ : 28/04/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı tarafça müflis şirket aleyhine itirazın kaldırılması ve iflasına karar verilmesi talebi ile 25/12/2020 tarihinde Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinde … esas sayılı dava ikame edildiğini, davalı müflis hakkında daha önce iflas kararı verilip bu kararın kesinleştiği ve müflis hakkında ikinci kez karar verilemeyeceğinden iflas talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğini, İstinaf’a başvurulduğunu, 20/01/2023 tarihli temyiz başvuru dilekçesi ile temyiz yoluna başvurulmuş olması nedeniyle dosyanın Yargıtay …. Hukuk Dairesinde … Esas sayısı ile görüldüğünü, dava dışı … ile müflis şirket … San. ve Tic. A.Ş. arasında karşılıklı olarak; Konut Satış Sözleşmesi akdedildiğini, daha sonra ise 13.11.2015 tarihinde, müvekkil şirket ile temlik eden … ile … arasında 13.11.2015 tarihli …. Satış Sözleşmesi İle İlgili Devir Ve Temlik Sözleşmesi imzalandığını, temlik eden dava dışı … ve … ile davalı şirket … San. ve Tic. A.Ş. arasında karşılıklı olarak imzalanmış olan Konut Satış Sözleşmesi uyarınca; …. kapsamında İstanbul ili, … İlçesi, … köyünde kain “… Blok K:… No: 419 – 237,17 m² ” dairenin davacı tarafından bedelleri ödenerek davalı şirketten satın alındığını, sözleşme uyarınca teslim tarihi 30/10/2016 olup sözleşme ile belirlenen konut bedelinin sözleşme uyarınca davalı şirket tarafından belirlenen hesaba gönderilmiş olmasına rağmen konut teslimi müflis şirketçe sağlanmadığını, müvekkil şirketçe müflis şirkete söz konusu dairenin teslimi sağlanmadığından ve daire bedeli de iade edilmediğinden ihtarname gönderildiğini, 20/08/2020 tarihinde Konut Satış Sözleşmesinin feshi nedeniyle ödenen bedelin iadesi olan 535.000,000-USD yönünden Bakırköy …. İcra Dairesinin …. Esas sayılı dosyası ile iflas yoluyla takip başlatılarak müflis şirkete İcra Emri gönderildiğini beyanla davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava; İİK’nun 235. maddesi uyarınca davacı alacağının iflas masasına kayıt ve kabulü istemine ilişkindir.
İflasın derdest davalara etkisi İcra ve İflas Kanunu’nun 194’üncü maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin birinci fıkrasına göre:
“Acele haller müstesna olmak üzere müflisin davacı ve davalı olduğu hukuk davaları durur ve ancak alacaklıların ikinci toplanmasından on gün sonra devam olunabilir.”
Bu ilkeler ve yasal düzenlemelerin bir arada değerlendirilmesinden ortaya çıkan sonuç şudur: Derdest bir alacak (veya itirazın iptali) davası bulunan alacaklı davalının iflası üzerine (alacağını masaya yazdırmak zorunda olmaksızın) davasına devam edebilir ve dilerse alacağının masaya kaydı için de başvurabilir. Davacının masaya başvurması başlı başına davayı konusuz bırakmaz; bu alacağın ancak nizasız olarak masaya kaydıyla mümkündür.
Davacı davasına devam etmek istiyorsa mahkeme yargılamayı ikinci alacaklılar toplanmasından on gün sonrasına kadar ertelemelidir. Nitekim İcra ve İflas Kanunu’nun 224’üncü maddesinde birinci alacaklılar toplanmasının görevleri arasında “muallak davalar” hakkında acele karar verilmesi de sayılmıştır. Esasen derdest davaların ikinci alacaklılar toplanmasından on gün sonrasına kadar duracağına dair yasal düzenleme ile (İİK.m.194/I) masa tarafından neticelendirilmesine lüzum görülmeyen iddiaların ve bu arada müflisin davacısı olduğu derdest davaların takibinin, ikinci alacaklılar toplanmasında hakkı isteyen alacaklıya devrolunmasına dair düzenleme (İİK.m.245) birlikte değerlendirildiğinde, anılan davaların olduğu gibi devam edeceğinin yani sıra cetveline itiraza dönüşmeyeceği hususunun yasa koyucu tarafından da benimsendiği anlaşılmaktadır. Bu düzenlemenin maksadı şudur: İkinci alacaklılar toplanması derdest davanın haklı olduğunu ve daha fazla gidere sebebiyet verilmemesi için bunun cetvele kabulüne karar verebilir. Beklemenin amacı da bu iradenin ne şekilde oluştuğunun görülmesidir.
Alacaklı eğer alacağını masaya yazdırmak için iflas idaresine başvurmuşsa iflas idaresi bu alacak hakkında red kararı vermeyip, bunu masaya “nizalı alacak” olarak kaydetmelidir zira ortada zaten derdest bir dava bulunmaktadır ve müflisin yerine iflas idaresince takip edilecek bu dava sonucunda verilecek karar doğrudan masaya etki edecektir. Davanın kabulü halinde niza kaydı silinecek ve bu tutar masaya kabul edilmiş olacak, davanın reddi halinde ise alacak tamamıyla sıra cetvelinden çıkartılacaktır. Bu çerçevede varılan sonuç iflas tarihinde derdest bulunan ve konusu masayı ilgilendiren bir mal ya da hak olan davaların aynen (=tür değiştirmeksizin) devam edeceğidir.
Bu noktada derdest davanın sıra cetveline itiraz davasına dönüşeceği ve dönüşmeyeceği olasılıkları çerçevesinde yapılacak yargılama ve davanın sonunda verilecek hükmün niteliği ile bunun masaya ne şekilde kaydedileceği üzerinde de durulmalıdır.
Konusu para alacağı olan derdest davaların sıra cetveline itiraz davasına dönüşeceği kabul edildiğinde ortaya çıkan ilk sorun mahkemenin görevi noktasında olacaktır. Sıra cetveline itiraz davalarında görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi iken dava diğer mahkemelerde görülürken davalının iflası halinde söz gelimi sulh hukuk ya da tüketici mahkemesi görevsizlik kararı veremeyecektir.
Ortada derdest bir alacak davası varken borçlu iflas ettiğinde alacaklı masaya başvurmuş ve iflas idaresi alacağı nizalı yazmak yerine reddetmişse bu noktada alacaklı yeni bir sıra cetveline itiraz davası açmak durumunda değildir. Zira iflas idaresi yeni bir hasım olmayıp, iflas masasının yasal temsilcisi olması sıfatıyla davacının karşısında konumlanmıştır. Geniş haklar bahşeden bir alacak davası varken, aynı hukuki sebebe ve aynı konuya dayalı açılacak ve aslında daha az hak bahşeden sıra cetveline itiraz davası açılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır (Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23.Hukuk Dairesi, 22/03/2023 tarih, 2023/604 Esas, 2023/546 Karar; Yargıtay 23.Hukuk Dairesi, 07/03/2019 tarih, 2016/3076 Esas, 2019/918 Karar)
Davacı tarafça müflis şirket aleyhine itirazın kaldırılması ve iflasına karar verilmesi talebi ile 25/12/2020 tarihinde Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinde … esas sayılı dava ikame edildiğini, davalı müflis hakkında daha önce iflas kararı verilip bu kararın kesinleştiği ve müflis hakkında ikinci kez karar verilemeyeceğinden iflas talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğini, İstinaf’a başvurulduğunu, 20/01/2023 tarihli temyiz başvuru dilekçesi ile temyiz yoluna başvurulmuş olması nedeniyle dosyanın Yargıtay … Hukuk Dairesinde … Esas sayısı ile görüldüğünü, devam eden dava dosyası mevcut iken aynı alacağın bu kez de sıra cetveline itiraz davasına konu edilemeyeceği, davacı tarafın bu talepleri yönünden hukuki yararının bulunmadığı anlaşılmakla açılan davanın reddine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın HMK 114/1-h maddesi uyarınca hukuki yarar dava şartı yokluğundan USÛLDEN REDDİNE,
2-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 179,90 TL harç peşin olarak alındığından, başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya iadesine,
4-HMK’nin uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince davacının talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda tensiben oy birliğiyle karar verildi. 28/04/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır