Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/40 E. 2023/71 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/40 Esas
KARAR NO : 2023/71

DAVA : Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/01/2023
KARAR TARİHİ : 19/01/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03.02.2023

Mahkememizde görülmekte olan Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Bakırköy Nöbetçi Tüketici Mahkemesine vermiş olduğu 21/02/2020 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde; Davacı …’ın, … Projesi kapsamındaki, İstanbul İli, … İlçesi, … Köyü, … mevkii, … ada, … parselde kayıtlı, … villa tipindeki 287 numaralı bağımsız bölümü 15.01.2019 tarihinde 2.000.000,00 TL bedel ile, davalı … güvencesindeki villayı, davalı …’nun temlikiyle ve davalı …’ın da temlike muvafakat vermesiyle satın aldığını, sözleşmenin akdi ile villanın müvekkiline teslim edildiğini ve müvekkilinin villada oturmak için villada tadilata başladığını, müvekkilinin temlik bedelinin tamamını ödediğini, böylelikle temlik sözleşmesiyle, müvekkilinin, davalı …’nun hakkını iktisap ettiğini, dava konusu projedeki villaların, davalı … tarafından ve de villa çatı ve pergolelerinin davalı … tarafından yapıp bitirilmiş olduğunu ve müvekkilinin dava konusu villada oturmaya başladığını, ancak tüm bu gelişmelere rağmen, davaya konu villanın tapusunun müvekkili adına tapuda tescil edilmemiş olduğunu beyan ederek, davaya konu taşınmazın müvekkili adına tapuya kayıt ve tesciline, bunun mümkün olmaması durumunda, müvekkili tarafından ödenen satış bedelinin. ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …. vekili 03/07/2020 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: Arsa sahibi ile yüklenici arasındaki sözleşmenin gelir paylaşımlı inşaat sözleşmesi olduğunu, sözleşmede yeralan meblağın bunun göstergesi olduğunu, uyuşmazlık konusu olayda, satıcının yüklenici değil, arsa sahibi olduğunu, adi ortaklık sözleşmesine ilişkin hükümlerin gelir paylaşımlı sözleşmelere de kıyasen uygulanmakta olduğunu, davacının dava konusu taleplerine ilişkin sorumluluğun diğer davalı … şirketinde olup, davaya konu taşınmazın tapusunun davacıya devrinin, diğer davalı şirket … tarafından yapılması gerektiğini, müvekkilinin huzurdaki davanın açılmasına sebebiyet vermediğini beyan ederek, davanın müvekkili şirket yönünden reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı … vekili 27/03/2020 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: Davacının taleplerinin açıkça hukuki dayanaktan yoksun ve kabul edilemez olduğunu, davacının kesin hükümsüz bir sözleşmeden dolayı aslında doğmamış olan ticari bir alacağı devralmış olduğundan ve müvekkili ile davacı arasında tüketici hukukuna dayalı hiçbir hukuki ilişki bulunmadığından açılan davanın haksız olduğunu, davacının diğer davalılar ile arasında yapılan satış vaadi sözleşmelerinin tarafı olmayan müvekkili şirkete dava açmasının mümkün olamayacağını, müvekkili şirket ile davalı … Yapı arasında hiç bir şekilde bir adi ortaklık ilişkisinin söz konusu olmadığını, bunun Yargıtay kararları ile de sabit olduğunu, ortada davalı …’ın yapacağı satışlara bağlı bir kar-zarar paylaşımının bulunmamakta olduğunu, davacının diğer davalılar arasında yapılan sözleşmeleri haksız bir şekilde müvekkili şirketin üzerine yıkmaya çalıştığını beyan ederek, maddi ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı … İnşaat vekili cevap dilekçesinde özetle: Davalı …’ın, davaya konu villanın içinde bulunduğu sitenin çatı ve pergole işlerini 01.01.2018 tarihli sözleşmeye istinaden müvekkili şirkete vermiş olduğunu, yapılacak işlere karşılık olarak, dava konusu … nolu villanın da aralarında bulunduğu 4 villanın mülkiyetinin müvekkiline verilmesinin kararlaştırıldığını, şirketlerince işin bitirilip teslim edilmiş ve konu olan villalarda oturumun başlamış olduğunu, işin bitimi ertesinde, davaya konu villanın, 22/05/2018 tarihinde, müvekkili şirkete fiili olarak teslim edilerek, tapusunun yakın zamanda verileceğinin davalılarca bildirildiğini, müvekkili şirketin davaya konu villayı davalı …’ın da muvafakati ile davacıya 15/01/2019 tarihinde 2.000.000,00 TL bedelle temlik yolu ile satmış olduğunu, ancak tüm vaadlere rağmen davaya konu olan taşınmazın tapusunun devredilmemiş olduğunu, tapunun verilmemesinin bir izahının bulunmadığını beyan etmiştir.
Bakırköy …. Tüketici Mahkemesinin 18/02/2022 tarih ve… Esas, …sayılı görevsizlik kararı ile dosya mahkememize gönderilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ GEREKÇE :
Dava; Tapu iptali ve tescil , mümkün olmaması halinde ödenen bedelin ticari avans faizi ile birlikte iadesi isteminden ibarettir.
Bakırköy … Tüketici Mahkemesi’nin 18/02/2022 tarih ve … Esas, … Sayılı görevsizlik kararı gereği dosyanın Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne tevzi olduğu; mahkemede … Esas sayılı sırasına kaydının yapıldığı, mahkemece Bakırköy …. Tüketici Mahkemesince kesinleştirmenin usûlsüzce yapıldığı tespit edilmiş mahkemesine gönderilmesine karar verilerek eksik işlemler tamamlandıktan sonra dosya mahkememize tevzi olduğu anlaşılmıştır.
6502 sayılı yasanın 73/1 maddesine göre tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemeleri görevlidir.
HMK’nun 114/1-c maddesine göre mahkemenin görevli olması dava şartı olup HMK’nun 115/1. Maddesine göre mahkemece dava şartının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında resen araştırılması gerekir.
Konuyu İlgilendiren Yasal Düzenlemeye Göre;
6502 sayılı yasanın 1.maddesine göre Tüketici Kanunun amacı kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını koruyucu zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı, tüketiciyi aydınlatıcı ve bilinçlendirici önlemleri almak, tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimleri özendirmek ve bu konulardaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmeleri teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemek olarak belirtilmiştir.
6502 sayılı yasanın 3/k maddesine göre Tüketici ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi olarak tanımlanmıştır.
6502 sayılı yasanın 3/l madesine göre tüketici işlemi ; Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlar ile hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmelerde dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak tanımlanmıştır.
Somut olayda Tüketici Mahkemesi görevsizlik gerekçesinde; somut olayda, dava konusu 287 bağımsız bölüm nolu villa niteliğindeki taşınmazın davalı … A.Ş. Adına kayıtlı olduğu, davanın dayanağı konut satış sözleşmesini, davacı ile … İnşaatın düzenlediği, satıcının … İnşaat olduğu, davalı işveren …’ın temlike muvafakat veren sıfatı ile sözleşmede yer aldığı anlaşılmıştır.
Davalı … İnşaat yüklenici değil, barter ile yükleniciden bağımsız bölüm temlik alan kişiden temlike dayandığı anlaşılmakla, tüketici olduğu söylenemez.
Yüklenicinin temlik aldığı şirket ile temlik eden şirket arasındaki iş ise ticari bir iştir ve barter hakkına dayanmaktadır. Bu nedenle halefiyet ilkesi gereği davanın Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerekir. Şeklinde gerekçeyle mahkememize göndermiş ise de davacı taraf gerçek kişi olu taşınmaz villa tipi özel amaçlı kullanılmak için devralınan konuttur. Davacı gerçek kişi nihai olarak tüketicidir. Salt temliken alması ve devredenin tacir olması nedeniyle tüketici sıfatını yitirmemektedir. Burada TBK 186.madde anlamında da söz konusu borcun para borcu olmaması nedeniyle temlik de söz konusu değildir. Davacı Dava dışı devredeninin … usulü ödeme yoluyla alacağına karşılık alacağın iddia ettiği taşınmazı devir hakkını davacı tüketiciye devretmiştir. Burada yasanın aradığı anlamda bir halefiyetten sz edilemez davacı gerçek kişi olup nihai alıcı olup devreden adına iş bu davayı açmamış olup iş bu dava rücuen alacak davası da olmadığına göre taşınmazın yapısının ticari amaçlı kullanma imkanı olmamasına göre de eldeki davya tüketici mahkemesi bakmakla görevli olmalıdır. Zira taşınmaz şirkette olsa konut maçlı edinilmiştir. Hatta İstanbul BAM … HD davacı şirket olsa da söz konusu taşınmazların konut amaçlı alınması nedeniyle tüzel kişi tacir olmasına rağmen görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olması gerektiği yönünde onlarca emsal görevsizlik kararı söz konusudur. Bu durumda evleviyetle söz konusu konut amaçlı alınan nihai kullanıcı olan tüketici gerçek kişinin tapusunu temliken tescil talebine bakmaya görevli mahkeme tüketici mahkemesi olması açıktır. Taşınmazların tapusu arsa sahibi üzerinde olup devreden … İnşaat ltd. şirketinin başka şekilde taşınmaz devir hakkını davacılara üzerine geçirme imkanı da bulunmamaktadır. Bu sebeple salt devredenin sıfatından dolayı ticaret mahkemesi görevli denemez kaldı ki emsal güncel İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ …. HUKUK DAİRESİ DOSYA NO:… KARAR NO: … emsal kararında davacıların şirket olmasına rağmen Davacı vekili dairemiz önceki kararında yukarıda açıklanan ilkelerle verilen kaldırma kararı sonrasında verdiği dilekçesinde dava konusu taşınmazı şirket yetkililerinin konut olarak kullanmak amacıyla satın alıp kendi kişisel zevk ve bütçesine uygun olarak tadilat ve dekorasyon işlerini yaptırdığını, halihazırda taşınmazda ikamet ettiklerini belirtmiştir.
Bu durumda davacının belirttiği kullanım iddiasının aksi de iddia ve ispat edilemediğinden, davacı tüzel kişinin taşınmazı yetkililerinin lojman ihtiyati için özel kullanım amacıyla aldığının ve tüketici olduğunun kabulü ile verilen kararda bir yanılgı görülmemiştir. Denilerek şirket dahi olsa konutun türü amacı dikkate alınarak tüketici mahkemesinin görevli olduğuna hükmettiği dikkate alınarak devreden şirket şirket olsa da villa tipi ticari olmayan aynı türden bu konut bakımından da tüketici mahkememsinin görevli olması gerektiğinden anılan gerekçelerle avacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden Reddine, Mahkememizin Görevsizliğine, görevli Mahkemenin Bakırköy Tüketici Mahkemesi Olduğuna karar vermek gerekmiş olup Tüketici mahkemesi ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki TTK’ nun 5/3.maddesi uyarınca görev ilişkisidir. Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır. Dava şartları kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususlarda re’sen dikkate alınacak hususlardan olup dava şartı yokluğu halinde HMK’nun115/2.maddesi gereğince aşağıdaki şekilde Mahkememiz kararının temyiz edilmeksizin kesinleşmesi halinde daha öncede Bakırköy …. Tüketici Mahkemesi görevsizlik kararı verildiğinden olumsuz görev uyuşmazlığının halli merci tayini için dosyanın HMK22/2 maddesi uyarınca İSTANBUL BAM … Hukuk Dairesine gönderilmesine, karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli mahkemenin BAKIRKÖY TÜKETİCİ MAHKEMESİ OLDUĞUNA,
3-Mahkememiz kararının temyiz edilmeksizin kesinleşmesi halinde daha öncede Bakırköy … Tüketici Mahkemesi görevsizlik kararı verildiğinden olumsuz görev uyuşmazlığının halli merci tayini için dosyanın HMK22/2 maddesi uyarınca İSTANBUL BAM ….Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE,
4-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Tüketici Mahkemelerine evzi edilmek üzere Bakırköy Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
5-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
6-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.19/01/2023

Başkan …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Katip ….
¸e-imza