Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/352 E. 2023/403 K. 14.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/352 Esas
KARAR NO : 2023/403

DAVA : İtirazın İptali (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/10/2022
KARAR TARİHİ : 14/04/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ve davalı et ve et ürünleri kesim ve satış işi ile iştigal ettiklerini, davalı 15.11.2016 tarihinde davacıdan 1.150.000,00 TL borç aldığını, borcunu 15.02.2017 tarihinde ödeyeceğini beyan ederek adi belgeye imza attığını, borcunun ödenmediği durumda maliki olduğu Edirne … köyü adresinde bulunan … pafta …. parsel deki taşınmazın satılarak borcun tahsil edilmesini talep ettiğini, borcun zamanında ödenmemesi nedeniyle T.C. Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız takiplerde takip talebi ile takip başlatıldığını, borçlu yasal süresinde borca ve ferilerine itiraz etmiş ve takip durduğunu, takip talebinde borcun vadesinden itibaren faiz işlettiğini, bu kez faizi icra takibinden itibaren talep ettiğini, icra takip tarihinden itibaren ana paraya işleyecek yasal faiz ile itirazın iptal edilmesi ve takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davada takip dosyası ve davalının mernis adres kayıtlarından da anlaşılacağı üzere davalının adresi Arnavutköy ilçesi sınırlarında olup Arnavutköy ilçesi İstanbul adliyesi yargı sınırları kapsamında olduğunu, davalı aleyhine huzurda ikame edilen davada mahkemenin yetkisiz olduğunu, yetkili mahkeme İstanbul mahkemeleri olduğunu, bu sebeple dava yönünden yetkisine itiraz ettiğini, davanın yetki yönünden reddine karar verilmesini ayrıca davaya konu … A.Ş.’nin hisse devirlerinden kaynaklandığını, taraflar tacir olup hisse devirinden kaynaklana borç alacak ilişkisi yönünden görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesi olduğunu, bu sebeple davanın görev yönünden reddine, davalının davacıya protokole istinaden herhangi bir borcu olmadığını, taraflar arasındaki ticaretin başından itibaren elden ödemeler taraflar arasında bir usul olarak geliştiğini, tüm edimler anlık olarak yerine getirildiğini, nitekim hisse devir bedelleri de yazılı belgelerin aksine elden ödendiğini, aynı yönde olmak üzere davacı da davalıya elden para verdiğini iddia ettiğini, esasen davaya konu protokol, borç ilişkisi zamana yayıldığından davalının talebi ile kaleme alındığını, davalı davacıdan elden para almış ve elden ödediğini, davalının davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, davacının varlığını iddia ettiği alacak zamanaşımına uğradığını, taraflar arasındaki borç-alacak ilişki ticari ortaklık hisselerine dayandığından zamanaşımına süresi 5 yıl olduğunu, bu itibarla davacının varlığını iddia ettiği alacak zamanaşımına uğradığını, açıklanan ve re’sen nazara alınacak nedenlerle, huzurdaki haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinde açılmış, …. Esas sayılı dosyada yetkisizlik kararı verilmiş ve dosya İstinaf edilmiş, İstanbul BAM ….HD’nin … Esas – … sayılı kararında görevli mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna karar verilmiş, Bakırköy ….Asliye Ticaret Mahkemesince … Esas – … sayılı görevsizlik kararı verilerek dosya mahkememize gönderilmiş ve işbu esasa kaydedilerek yargılamaya bu esas üzerinden devam edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava şartları bakımından HMK.nın 114 ve 115. maddeleri bakımından re’sen yapılan inceleme sonucunda;
Dosya üzerinde yapılan inceleme sırasında arabuluculuk son tutanak aslının dosya içeriğinde olmadığı anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nın 114 maddesinde, dava şartları açıkça sayılmış olup, mahkeme tarafından resen gözetilir.
HUAK m. 18/A (2) hükmünde dava şartı arabuluculuğa mutlaka dava açmadan önce başvurulması zorunlu tutulmuştur.
HMK 114/2 ye göre (2) Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır. denilerek özel kanunlarla da özel dava şartı getirildiğinden resen inceleme yapılacağı sabittir.
Dosyanın Asliye Hukuk Mahkemesinden görevsizlikle geldiği dikkate alınarak ; Dosyanın UYAP entegrasyon sistemi üzerinden incelenmesi ve fiziken kontrolü ile arabuluculuğa başvurulmadığı görüldüğü, davacı vekilince dava dilekçesinde arabuluculuk ilgili eblge yada beyanda bulunmadığı gibi tüm dava dosyasının incelenmesinde eklerde de tutanağın mevcut olmadığı tespit edilerek:
Bu konuda Yargıtay’ın kararı da açıktır. Davacı tarafından yukarıda anılan mevzuat uyarınca dava tarihi itibariyle arabuluculuğa başvurduğundan bahsettiği ancak buna ilişkin tutanağın sunulmadığı da görülmüştür. Uyuşmazlığın giderilmesinde uyuşmazlık, davacı vekiline arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağının aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dosyaya ibraz edilmemesi halinde bu belgelere UYAP sisteminden ulaşılabilmesi nedeniyle suretinin yeterli olup olamayacağı noktasında toplanmaktadır.”Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi taktirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir” hükmüyle davacının arabulucuk faaliyetine ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dosyasına sunulmasını ”dava şartı” olarak kabul etmiş, bu şartın gerçekleşmemesi halinde de müeyyidesinin ne olacağını açıkça kural altına almıştır. Bu yönüyle emredici nitelikte olan norm, hakime taktir yetkisi tanımamıştır. (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 17/06/2020 gün, 2020/932 Esas sayılı, 2020/5773 Karar numaralı Kararı)
5235 Sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yetkilerini Düzenleyen Kanun’un 35 inci maddesine dayalı olarak; taraf veya vekillerinin arabuluculuk son tutanak fotokopisinin dosyaya sunmasının yeterli olmadığı, 7036 sayılı Kanun’un 3/2. Maddesi mucibince aşağıdaki gerekçeler karara sebebiyet vermiştir.
Tüm dosya kapsamı ve yukarıdaki yasal düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde;
Dosyanın UYAP entegrasyon sistemi üzerinden incelenmesi ve fiziken kontrolü ile arabuluculuğa başvurulmadığı, davacı vekilinin dava dilekçesinde arabuluculuk ilgili belge yada beyanda bulunmadığı gibi tüm dava dosyasının incelenmesinde eklerde de tutanağın mevcut olmadığı tespit edilmiştir.
7155 Sayılı Kanunla 6102 sayılı TTK’na 5/A maddesi eklenmiş ve anılan kanun hükmü ile ticari davalarda arabuluculuk dava şartı olarak kabul edilmiştir. 6102 sayılı TTK’nin 5/A maddesine göre; “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.”
Aynı yasa ile 6325 sayılı kanuna eklenen 18/A maddesine göre ise “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması halinde davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usuldenreddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilir.”
Somut olayın ticari dava niteliğinde olduğu kesinleşmiş olup dava başlangıçta Asliye Hukuk mahkemeninde açılmış ve mahkememize görevsizlikle gelmiş olup dava tarihi itibariyle arabuluculuğa başvurmadığı gibi dava şartı olan arabuluculuk yasada belirtildiği gibi hiç işlem yapmadan red edileceği ibresine göre bu husus sonradan tamamlanabilen bir dava şartı olmayıp başlangıçta aranan bir dava şartı olduğu da dikkate aındığında yukarıda belirtildiği üzere ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiştir. Davanın esası bir paranın ödenmesine ilişkindir ve zorunlu arabuluculuğa tabi olacağı kuşkusuzdur. İşbu davada davacı tarafından arabulucuya başvuru yapılmamıştır. Bu itibarla davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesinin 1.fıkrası gereğince özel dava şartı yokluğundan HMK 115.madde uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 179,90 TL harcın peşin alınan 11.132,91 TL harçtan mahsubu ile fazla yatan 10.953,01 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yatırılan harcın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yapılan 100,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının HMK 333.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde taraflara iadesine,
8-HMK’nin uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
Dair; 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 14/04/2023
Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır