Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/295 E. 2023/536 K. 31.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/295 Esas
KARAR NO : 2023/536 Karar

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/11/2019
KARAR TARİHİ : 31/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından 25/10/2019 tarihinde keşidecisi …. olan, 15/04/2016 tanzim ve 20/03/2017 vade tarihli 15.000,00 USD bedelli bonoya dayalı olarak Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyası üzerinden müvekkili ve …. aleyhine kambiyo senetlerine mahsus takip yoluyla icra takibi başlatıldığını, alacaklı olduğunu iddia eden davalının kendisine ait olmadığını bilmesine rağmen kötü niyetli olarak ve hatta suç işleyerek müvekkiline ait bonoyla icra takibi başlattığını ve müvekkili ile dava dışı ….’dan haksız yere para tahsil etmeye teşebbüs ettiğini, anılan takibe dayalı bononun davalıya ait olmaması ve müvekkilinin de davalıya hiçbir şekilde borcu olmaması sebebiyle bu durumun tespit edilmesi ve davalının elindeki senedin müvekkiline iade edilmesi gerektiğini, dava konusu bononun müvekkiline ait olup tahsil edilmesi için dava dışı ….’a teslim edilmiş ve haksız şekilde davalının eline geçmiş olduğunu, müvekkili …’ın, uzun yıllardır ticaretle uğraşan başarılı ve saygın bir iş adamı olduğunu, gerek ticari işlerinde danışmanlık yapması, gerekse de ticari ilişkileri çerçevesinde doğan alacaklarını tahsil etmesi için 2010 senesinde dava dışı Avukat …. ile tanıştığını ve Bakırköy … Noterliği’nin 03.05.2010 tarih ve …. yevmiye numaralı vekaletnamesi ile kendisini vekil tayin ettiğini, müvekkilinin dava dışı Avukat ….’ı vekil tayin ettikten sonra davalarının takibi için kendisini görevlendirdiğini, yine müvekkili tarafından ….’a muhtelif tarihlerde takibe koyması ve bedelini tahsil etmesi için aralarında dava konusu bononun da olduğu pek çok ticari senet verdiğini, ayrıca müvekkilinin kardeşi….ve kızı …. tarafından da bireysel davalarının takibi için dava dışı Avukat ….’a ayrıca vekaletname verildiğini, Avukat ….’ın, müvekkilinin kızı … ın boşanma davasını üstlendikten sonra hatalı davalar açtığını ve açıkça müvekkiline yalan söyleyerek kendisini pek çok konuda kandırdığını, bu durum ortaya çıkınca da kendisine olan güvenin sarsılması sebebiyle kendisine teslim edilen diğer işlerin de akıbetinin araştırılmaya başlandığını, yapılan araştırma sonucunda dava dışı avukat ….’ın yıllardır müvekkilinden 300.000,00 TL para almış olmasına rağmen hiçbir işini yapmadığını ve müvekkilini sürekli oyalayarak işlerini yapıyormuş gibi göründüğünün ortaya çıktığını, müvekkiline ait senetlerin iadesini sağlayabilmek adına Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyası üzerinden suç duyurusunda bulunulduğunu, soruşturmanın halen devam ettiğini, dava konusu bononun müvekkilinin rızasına aykırı olarak tedavüle çıkarıldığını, dava konusu 15.000 USD bedelli ve …. tarafından keşide edilmiş bononun müvekkiline ait olduğunu ve tahsil edilmesi için dava dışı Avukat ….’a teslim edildiğini, …. adlı şahıs tarafından güveni kötüye kulanma suçu işlenmek suretiyle gerçek hak sahibi müvekkilinin rızası hilafına senedin tedavüle çıkarılmasının söz konusu olduğunu, dava konusu bononun mülkiyetinin davalı …’a ait olmadığını ve davalı ile müvekkili arasında hiçbir ilişki bulunmadığını bildirerek, öncelikle davalı tarafından açılmış olan Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı icra takibi kapsamında müvekkili tarafından ödenecek paranın huzurdaki dava sonuçlanıncaya kadar tedbiren davalıya ödenmemesi hakkında tedbir kararı verilmesine, bono keşidecisi dava dışı ….’a bildirim yapılarak kendisinin anılan icra dosyasına iş bu dava sonuçlanıncaya kadar iyi niyetli olarak ödeme yapmaktan men edilmesine, müvekkilinin, keşidecisi …. ve lehdarı kendisi olan 15/04/2016 tanzim ve 20/03/2017 vade tarihli 15.000 USD bedelli bono sebebiyle davalıya 15.000 USD asıl ve 2.299,66 USD faiz borcu ile 45 USD bono komisyonu borcu olmadığının tespitine, anılan bononun haklı bir sebebe istinaden davalıda bulunmadığının tespitine, anılan bononun müvekkiline iadesine, anılan haksız takibin iptaline, davalı hakkında dava konusu tespit tutarının %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı asil cevap dilekçesinde özetle; davacının haksız ve mesnetsiz itirazları ile kendisine ciro yolu ile geçen senedini ödemek istemediğini, davacının senedi dava dilekçesinde de açıkça belirtmiş olduğu gibi kendisinin ciro ettiğini, avukatına ciro ederek tahsil amacıyla verdiğini söylemesinin gerçekleri yansıtmadığını, amacının borcu ödememek amacıyla düzenlemeler yapmak olduğunu, hiçbir kimsenin avukatına tahsil için verdiği senedi cirolamayacağını, bu durumun hayatın olağan akışına aykırı bir durum olduğunu, davacının iyi niyetli olmadığının açık olduğunu, amacının uydurma nedenlerle ödeme yapmaktan kaçınmak olduğunu, davacının tüm ifadelerinde avukatı ….’dan bahsettiğini ancak onun hakkında bir dava açmadığını, bu durumun beraber hareket ettiklerini gösterdiğini, davacı ve borçlu …’ın adresini bulmak için uzun uğraşlar verdiği için geç takibe geçildiğini, senedin tarafına beyaz ciro yolu ile geçmiş bir senet olduğunu, senedin üzerinde nakden ibaresinin yazılı olduğunu, senedin üzerindeki bilgileri davacının kendisinin yazdırdığını, hatta izahata bile gerek olmadığını savunarak, tedbirin kaldırılmasına ve davanını reddi ile lehine tazminatı hükmolunmasına karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMANIN ÖZETİ, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, icra takibinden sonra İİK 72. maddesi gereğince açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkememizce taraflara usulüne uygun davetiye tebliğleri yapılarak taraf teşkili sağlanmış ve davanın esasına başlanmıştır.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. takip sayılı dosyasında, keşidecisi …., lehtarı … olan, 15/04/2016 tanzim ve 20/03/2017 vade tarihli 15.000,00 USD tutarlı bonodan dolayı borçlu davacı aleyhine icra takibi başlatılması sebebiyle, icra takibine konu senetten dolayı borçlu bulunmadığının tespiti talep edilmiştir.
Takip alacaklısı davalı …’ın 09/01/2020 tarihinde boşanmış ve alt soy bırakmadan vefat ederek geriye mirasçı olarak, dahili davalılar annesi …. ve babası ….’ın kaldığı, mirasçıların davaya dahil edildiği, mirasçı ….’ın İstanbul Anadolu … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin ….esas ve karar sayılı kararı ile muris …’ın mirasını kayıtsız şartsız reddettiği, diğer mirasçı ….’in 09/11/2020 tarihli cevap dilekçesi ile, ” Mahkemenizde görülmekte olan dava ile ilgili hiçbir bilgim yoktur. Kızım … vefat etmiştir. Ben acımla baş başayım, bu nedenle hiçbir alacakta gözüm yoktur. İş bu alacak ile ilgili hiçbir talebim de yoktur. Bu icra alacağı ile ilgili talebimden feragat ediyorum ” şeklinde beyanda bulunduğu, kimlik tespitinin yapıldığı, dosya içerisinde mevcut dilekçesinin incelenmesinden tespit edilmiştir.
BOZMA KARARI ÖNCESİ YARGILAMA VE GEREKÇE:
Mahkememizin …. Esas 02/12/2020 tarih … Karar sayılı kararı ile “… İİK’nun 72.maddesinde düzenlenmiş olup borçlunun, alacaklıya borçlu olmadığını genel hükümlere göre kanıtlamasına imkan sağlamak amacıyla getirilmiş bir düzenlemedir. İİK’nın 72.maddesi uyarınca açılan menfi tespit davalarında kural olarak ispat yükü takip alacaklısına aittir. Bu konuda istisnai nitelikte iddiada bulunan davalının bu iddiasını ispatlayacak yazılı belgeleri öncelikle HMK 288 ve devamı maddeleri gereği ortaya koyması gerekir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı aleyhine icra takibine konu edilen bono nedeniyle bedelsiz olması nedeniyle dava açılmış olup davalının yargılama esnasında ölmesi davalı mirasçının hukuken reddi ile diğer mirasçının kabulü karşısında davacının eldeki borçtan sorumluluğu kalmamakla, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı icra dosyasına konu bono sebebi ile davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiştir. Lakin, dosya kapsamı incelendiğinde; davalının mirasçılarının kötüniyetinden bahsedilemeyeceğinden taraflar yararına kötüniyet tazminatının şartlarının oluşmadığı ” gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne; Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasıyla başlatılan takip ve dayanağına göre bonoya dayalı olarak davacının borçlu olmadığının tespitine, davacının kötüniyet tazminat taleplerinin şartları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.
BOZMA KARARI SONRASI YARGILAMA VE GEREKÇE:
Mahkememizden verilen kararın dahili davalı … tarafından İstinaf edilmesi üzerine İstanbul B.A.M. …. Hukuk Dairesinin … Esas 22/04/2021 tarih ve …. Karar Sayılı Kararında özetle; “…6100 Sayılı HMK’nın 323. maddesinde yargılama giderleri arasında, celse, karar ve ilam harçları, dava nedeniyle yapılan tebliğ, posta ve evrak giderleri, vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekalet ücreti sayılmıştır. Yargılama harç ve giderlerini düzenleyen HMK 326. maddesinde; kanunda yazılı haller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği, kısmen haklı çıkma durumunda, haklılık oranına göre paylaştırılacağı, aleyhine hüküm verilenler birden fazla olduğunda, mahkemece paylaştırılabileceği gibi, müteselsilen sorumlu tutulmalarına da karar verilebileceği belirtilmiştir. Menfi tespit davaları yönünden yargılama giderlerine ilişkin kanunlarda özel düzenleme yoktur.
İstinaf eden ….’den tahsiline hükmedilen 5.145,05 TL bakiye karar harcı, 13.490,00 TL Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kanun gereği takdir olunan vekalet ücreti, 1.889,92 TL ise davacı tarafça davanın yargılaması sırasında sarf edilen başvurma, peşin harç ile posta gideri olup HMK 323. madde kapsamında kalmaktadır. Dava kabul edildiğinden, istinaf eden …. aleyhine karar verilmiştir. Menfi tespit davaları için yargılama giderlerine ilişkin özel düzenleme bulunmadığından, yargılama giderlerinin davalı taraftan tahsili HMK 326. madde düzenlemesine uygun olduğundan, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla” demek suretiyle dahili davalı … Demir’in istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
İstanbul B.A.M. …. Hukuk Dairesinin … Esas 22/04/2021 tarih ve … Karar Sayılı Kararı’nın dahili davalı … tarafından Temyiz edilmesi üzerine Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin …. Esas 21/12/2022 tarih … Karar sayılı kararında özetle; İlk derece mahkemesince, icra dosyasına konu bono sebebi ile davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, dosya kapsamına göre davalının mirasçılarının kötüniyetinden bahsedilemeyeceğinden, taraflar yararına kötüniyet tazminatının şartlarının oluşmadığından reddine karar verilmiş, davalı muris aleyhine harç, masraf ve vekalet ücreti yüklenildiğini, dosya ile hiçbir ilgi ve alakası olmadığını ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur. İstinaf mahkemesince de istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ise de, hükmü temyiz eden davalı murisin açılan davayı, ilk duruşma tarihi olan 02.12.2020 tarihinden önce kabul ettiği anlaşılmıştır. Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’nin “Davanın konusuz kalması, feragat, kabul ve sulhte ücret” başlıklı 6. maddesinin “Anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul, sulh veya herhangi bir nedenle, ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse, tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunur.” şeklindeki düzenlemesi dikkate alındığında, davalı muris aleyhine vekalet ücretine yarı oranda hükmedilmesi gerekirken, tamamına hükmedilmesinin isabetsiz olduğu gibi, Harçlar Kanunu’nun 22. maddesinin “Davadan feragat veya davayı kabul veya sulh, muhakemenin ilk celsesinde vuku bulursa, karar ve ilam harcının üçte biri, daha sonra olursa üçte ikisi alınır.” hükmü karşısında, davalı muris açılan davayı, 02.12.2020 tarihli ilk duruşmadan önce imzalı beyanı ile kabul ettiğine göre, somut olayda yukarıda anılan koşullarının davalı muris lehine oluştuğu değerlendirilmeksizin yazılı gerekçeyle yargılama giderlerinden tamamen sorumlu tutulması doğru görülmemiş ” demek suretiyle mahkememiz kararının bozularak kaldırılmasına karar verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 308. Maddesinde; “Kabul, davacının talep sonucuna, davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir. Kabul, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalarda hüküm doğurur.”
309. Maddesinde; ” Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Aynı Kanunun 326/1. Maddesinde, Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği düzenlenmiştir.
Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 6.maddesi, anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul, sulh veya herhangi bir nedenle; ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse, Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunur, şeklindedir.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; yargılama aşamasında ön inceleme duruşması yapılmadan dahili davalı … tarafından dosyaya sunulan 09/11/2020 tarihli dilekçe ile “iş bu alacak ile ilgili hiçbir talebim de yoktur. Bu icra alacağı ile ilgili talebimden feragat ediyorum” şeklinde beyanda bulunularak davanın kabul edildiği, davacı aleyhine başlatılan takip nedeniyle davalının davanın açılmasına sebebiyet verdiği, davalı mirasçısının kötüniyetinden bahsedilemeyeceğinden ve bu husus istinaf ve temyiz nedeni de yapılmadığından kötüniyet tazminatı şartlarının oluşmadığı anlaşılmakla davanın kabul nedeniyle kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde tüm hususları içerir hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın kabul doğrultusunda KABULÜ ile;
Davacının Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı takip dosyası ve takibe konu 15/04/2016 keşide tarihli 15.000,00-USD bedelli bono nedeni ile davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE,
Davacı borçlunun yasal koşulları oluşmadığından; davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi talebinin REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 6.860,07-TL harçtan davanın ilk duruşmadan önce kabul edildiği ve ön inceleme duruşması aşamasında karar verildiği dikkate alınarak 1/3’ü olan 2.286,69-TL harçtan peşin alınan 1.715,02-TL harcın mahsubu ile bakiye 571,67-TL harcın davalı muris … mirasçısı dahili davalı …’dan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
3-Davacı tarafça sarf edilen 44,40-TL başvurma harcı, 1.715,02-TL peşin harç, 266,50-TL posta gideri olmak üzere toplam 2.025,92-TL yargılama giderinin davalı muris … mirasçısı dahili davalı …’dan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 6.maddesi uyarınca davanın ön inceleme aşamasından önce kabul edilmesi nedeniyle A.A.Ü.T gereğince hesaplanıp takdir olunan 8.031,92-TL ücreti vekaletin davalı muris … mirasçısı dahili davalı …’dan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
5-Davacı tarafça yatırılan teminatın davacı tarafa İADESİNE,
6-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatıran tarafa iadesine,
7-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın kendilerine tebliğinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 31/05/2023

Katip …
¸

Hakim …
¸