Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/210 E. 2023/369 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/210 Esas
KARAR NO : 2023/369 Karar

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/03/2023
KARAR TARİHİ : 06/04/2023
GER. KARAR TARİHİ : 07/04/2023

Davacı tarafından mahkememizde açılan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili şirket ile davalı arasında 17/11/2022 tarihinde … plakalı …. marka araç için Bakırköy …. Noterliğinde …. sayılı satış sözleşmesi yapılmış ve araç davalı tarafından müvekkiline satıldığını, söz konusu araçta önemli oranda ayıp mevcut olup davalı tarafından satım işlemi esnasında müvekkile bu durum bahsedilmediğini, işbu ayıplar aracın niteliğini, değerini faydalarını önemli ölçüde azaltan ortadan kaldıran ayıplar olduğunu, müvekkilinin bunları ilk görüşte fark etmesi mümkün olmadığını gizli ayıp niteliğini haiz ayıplar olduğunu, müvekkili söz konusu aracı İstanbul’da satın aldıktan sonra Didim’e getirmiş olup satın alma işlemi öncesi davalı tarafça periyodik muayene sürelerinin geçirildiği anlaşıldığını, ayrıca aracı kullanırken 3 bin km den sonra aracın yağ lambasının yandığını ve müvekkilinin araca yağ koyduğunda ise aracın 3 litre yağ aldığını müvekkili tarafından 23/11/2022 tarihinde aracın servise götürülmesi ile araca 15.000,00 TL servis bakım ücreti ödendiğini, bunun yanı sıra bakımda yapılan ölçümler sonucunda 2. Silindir kompresöründe diğer kompresöre göre %40 lık bir basınç düşüklüğü tespit edildiğini, yapılan işbu muayene sonucunda ‘aracın bu durumda kullanılması uygun değildir.’ Raporu verilmiş olup müvekkili aracı kullanamadığını, bunların yanı sıra aracın motoruyla alakalı da sıkıntılar mevcut olup sürüş esnasında aracın şanzımanından sesler gelmekte, araç kalkış sırasında bağırmakta ya da hiç gitmemediğini ve gidiş esnasındaki vites geçişlerinde şanzımandaki vuruntu sebebi ile araç oldukça sarsılmakta sürüş güvenliği olumsuz etkilendiğini, yapılan bu bakım sonucu motorda toplam 80.000,00 TL lik şanzımanda ise 80.000,00 TL lik toplamda 160.000,00 TL lik bir hasar olduğu ortaya çıktığını, müvekkili tarafından buna ilişkin eksper raporu da alındığını, müvekkili tarafından araç 975.000,00 TL bedelle satın alınmış olup araçtaki zararın ve masrafın öğrenilmesi ile 16/12/2022 tarihinde davalı … Kuşadası …. Noterliğinin …. yevmiye nolu ihtarnamesi ile araçta gizli ayıp olduğunmu ve bu ayıpların bedelinin 175.000,00 TL hasar bedeli oluşturması ve bu bedelin davalı tarafça karşılanması talepli ihtarname çekildiğini, gönderilen ihtar davalı … 27/12/2022 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı … bu ihtarnameye her hangi bir yanıt vermediğini, davalıya gönderilen ihtarnamenin davalıya tebliğ edilmiş olmasına rağmen davalıdan tarafımıza olumlu dönüş olmaması sonrasında taraflarınca arabuluculuğa başvurulduğunu, anlaşma sağlanamaması sebebi ile iş bu davayı açma zorunluluklarının hasıl olduğunu, neticede davanın kabulü ile müvekkilin davalı … uğratılmış olduğu 175.000,00 TL lik (Fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla belirsiz alacak) zararın giderilmesi ile temerrüde düşürüldüğü tarih olan ihtarname tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile karşı taraftan alınmasına karar verilmesi ile mahkeme masrafları, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yan üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davacı tarafından davalıdan alınan … plakalı aracın ayıplı olduğu iddiasına dayanarak araçtaki gizli ayıp nedeniyle ayıp oranında bedel indirimi ile uğranılan zararın tazmini talepli dava olduğu görülmüştür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir … ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Bu durumda eldeki davanın Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunludur. (Yargıtay 3. H.D.sinin 04.12.2017 gün ve 2016/9128 E- 2017/17010 K. sayılı kararı)
Mahkememizce yapılan araştırma sonucunda; davalının ticaret ve vergi kaydının bulunmadığı ve satıma konu aracın kullanım şeklinin de hususi olduğu görülmüştür. Uyuşmazlığın TTK da düzenlenen bir konudan kaynaklanmadığı gibi özel bir düzenleme ile uyuşmazlığın ticaret mahkemelerinin görev alanında bulunduğu belirtilmediği için davanın Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
Asliye hukuk mahkemesi ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki TTK’ nun 5/3.maddesi uyarınca görev ilişkisidir. Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır. 6100 sayılı HMK’nın 115/2.maddesi gereğince göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine ve görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak, aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın, dava şartı olan 6100 Sayılı HMK’nın 114/1-c maddesinde düzenlenen görev yönünden usulden reddi ile MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK nın 20/1. maddesi 1. cümlesi uyarınca, kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde, dosyanın ve eklerinin yetkili ve görevli mahkeme olan BAKIRKÖY NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-6100 Sayılı HMK nın 20/1. maddesi 1. cümlesi uyarınca, taraflardan herhangi birinin kararın kesinleşmesinden itibaren iki (2) haftalık yasal süre içerisinde Mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde, dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine,
4-6100 Sayılı HMK nın 20/1. maddesi 2. cümlesi uyarınca, taraflardan herhangi birinin kararın kesinleşmesinden itibaren iki (2) haftalık yasal süre içerisinde Mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmemesi halinde, dava dosyasının re’sen ele alınarak, açılmamış sayılmasına karar verilmesine, bu hususun taraflara ihtaratına, (Gerekçeli hükmün tebliği ile ihtaratına)
5- 6100 Sayılı HMK nın 331/2.nci maddesi 1. cümlesi uyarınca, bu dava dosyasına ilişkin harç ve yargılama giderlerinin görevli ve yetkili mahkemede değerlendirilmesine,
6-Dava dosyasının kesinleşmesi üzerine, iki (2) haftalık yasal süre içerisinde, taraflardan herhangi birinin, ilgili mahkemeye dava dosyasının gönderilmesini talep etmemesi halinde, ilgili dava dosyasının mahkeme Yazı İşleri Müdürü tarafından mahkeme hakiminin önüne getirilmesine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda verilen karar açıkça okundu. 06/04/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır