Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/145 E. 2023/179 K. 21.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/145 Esas
KARAR NO : 2023/179

DAVA : İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/06/2022
KARAR TARİHİ : 21/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03.01.2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, Müvekkilinin …bank’a ev kredisi borcu bulunduğunu, bu borca karşılık İstanbul ili, … ilçesi, … ada …. parselde bulunan taşınmazın ipotekli olduğunu, müvekkilin borcunu ödeyebilmek için … adli şahıs ile anlaşma yaptığını, bu anlaşmaya göre … 105.000,00-TL ödeme yapacağını, karşılığında müvekkilin banka borcunu kapatıp sahibi olduğu taşınmazı kendisine devredeceğini, 02/12/2020 tarihinde aralarında sözleşme yaptıklarını ve birbirlerine senet verdiklerini, aynı gün …’ın ortağı … ile müvekkilin beraber giderek 49.000,00-TL banka borcunu ve 3.000,00-TL icra dosyası borcunu ödediklerini, 14/12/2020 tarihinde tapuya gittiklerini ve müvekkilin taşınmazını … üzerine devrettiklerini, ödemelerin ve masrafların hesaplandığını, müvekkile ödenecek 105.000,00-TL için 49.750,00-TL eksik kaldığını tespit ettiklerini, bu paraya karşılık … tarafından müvekkil …’a 30/07/2021 tarihli bir çek yazıldığını ancak müvekkilin bu kadar uzun vadeli çeki kabul etmediğini, aralarında tartışma yaşandığını, müvekkili oyaladıklarını, sonrasında müvekkil ile …’un yaptıkları yazışmalarda müvekkilini tehdit ve hakaret ettiğini, davalının kötüniyetli davranarak müvekkili zarara uğrattığını, mağdur ettiğini, müvekkile evin tapusunu devrettiğinde karşılık olarak tüm borçlarını ödeyeceğini ve artan kısım için de para iadesi yapacakları yönünde sözler verdiğini ve güven sağladığını, ancak artan kısım adına iade edilmesi gereken miktar için verdiği sözleri tutmadığını, müvekkili oyaladığını, herhangi bir ödeme olmayınca genel haciz talebinden kaynaklı icra takibi başlattıklarını, takibin kambiyo senetlerine özgü yolla başlatılamamasının sebebinin müvekkilin elinden çekin alınmış olması olduğunu, icra takibinin devamında davalı tarafından ödeme emrine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, davanın kabulüne karar verilerek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini, asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve her türlü yargılama gideri, harç ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Büyükçekmece … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas, … karar, 21/12/2022 Tarihli görevsizlik kararı üzerine dosyanın mahkememize tevzi edildiği, yukarıda yazılı …. esasına kaydedilerek yargılamaya devam olunduğu anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, genel haciz talebinden kaynaklı icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf hem dava dilekçesinde hem de 21/12/2022 tarihli duruşmadaki beyanlarında çekten kaynaklı alacağın ödenmeyen kısmının tahsili için dava konusu takibi yaptıklarını bildirmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Bu durumda eldeki davanın Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunludur. (Yargıtay 3. H.D.sinin 04.12.2017 gün ve 2016/9128 E- 2017/17010 K. sayılı kararı)
Davanın nitelik olarak nispi ticari dava türüne de girmediği gibi, uyuşmazlığın taraflar arasında davalı tarafça da inkar edilmeyen davacıya ait banka borcunun kapatılmasına yönelik taraflar arasında hukuki bir ilişki kurulduğu,, bu hukuki ilişkiye binaen sözleşme hükümleri uygulanarak uyuşmazlığın çözümlenmesi gerektiği, zira her ne kadar kambiyo senedi verilmişse de kambiyo senedinin temelinin taraflar arasındaki banka borcunun kapanması ve davacıya ait dairenin devrine dair anlaşma ilişkisine dayandığı, dolayısıyla illetten mücerretlik hususunun ortadan kalktığı, yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre de bu durumda artık temel ilişkiye bakılarak uyuşmazlığın çözümlenmesi gerektiği, taraflar arasındaki temel ilişkiye bakıldığında tarafların tacir olmaması nedeniyle, uyuşmazlığın genel mahkemeler olan Asliye Hukuk Mahkemeleri görev alanına girdiği dikkate alınarak daha evvel görevsizlik kararı verilmiş olması nedeniyle aşağıdaki şekilde karşı görevsizlik kararı verilmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli mahkemenin Büyükçekmece … Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna,
3-Mahkememiz kararının kanun yoluna götürülmeksizin kesinleşmesi halinde daha önce de Büyükçekmece …. Asliye Hukuk Mahkemesince görevsizlik kararı verildiğinden olumsuz görev uyuşmazlığının, halline dair merci tayini için dosyanın İSTANBUL BAM …. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde karar verildi. 21/02/2023

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza